Güncelleme Tarihi:
BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, çözüm sürecinden siyasi atmosfere, yolsuzluk iddialarından 30 Mart ve Köşk seçimlerine, Türkiye'nin öncelikli gündem maddelerine ilişkin Hürriyet'in sorularını yanıtladı. Kışanak, çözüm sürecinin AK Partisiz de devam edeceğini, 30 Mart seçimlerinde yüzde 10'un üzerinde oy alarak ilk kez barajı aşacaklarını ve Cumhurbaşkanlığı için kendi adaylarını çıkaracaklarını açıkladı.
Diyarbakır'da Belediye Başkan Adayı olması nedeniyle seçim çalışmaları sırasında görüştüğümüz Kışanak'ın gündeme ilişkin açıklamaları şöyle:
30 Mart seçimlerine az bir zaman kalmışken Türkiye’de siyasi atmosferi nasıl buluyorsunuz?
KIŞANAK: Siyasi atmosfer son derece gergin. Ülkede bu kadar ciddi yolsuzluk, hukuksuzluk iddiaları varken, bu gerginlik içinde hepsi görünmez kılınıyor. Bu da çok ürkütücü çünkü bu kadar yolsuzluk, hukuk dışı işler normalleşmeye başlıyor. Gerilimin yarattığı en büyük tahribat bu. Normalde şu anda herhangi demokratik bir ülkede bu iddiaların yüzde biri dile getirilse hukuk, yargı harekete geçer, toplumsal itirazlar yükselir; siyasi iktidar da bunun hesabını verme telaşına düşerdi. Ama toplumun bir kesimi siyasi karşıtlık nedeniyle yolsuzlukları görmüyor.
“14 YAŞINDA BİR ÇOCUĞUN KATLİNİ İKTİDARINI SAĞLAMLAŞTIRMAK İÇİN KULLANIYOR... BU BİR VAHŞET”
Gerilim nereden kaynaklanıyor?
KIŞANAK: Başbakan, ülkeyi geriyor; insanları kutuplaştırıyor. Başbakan'ın üslubu, yaklaşımı bence normal değil. 14 yaşında bir çocuk, Berkin, yaşamını yitirmiş; sen savcı mısın, polis misin, hakim misin, onun ekmek almaya gitmediğini, eylemlere katıldığını söylüyorsun. Önünde bir dosya mı var, soruşturma bile açılmamışken, ne adli, ne idari bir soruşturma yokken; nereden bileceksin. Bilemezsin. Müfettiş mi gitti, yargılama mı oldu? Bunların hiçbiri yok. Ama Başbakan'ın ruh hali 'ben bu ülkenin her şeyiyim, polisi de savcısı da hakimi de benim. Ben ne dersem o olur' halinde... Demokrasilerde böyle bir şey yok. Bir insan her şey olamaz; her şey olmaya kalkarsan hiçbir şey olamazsın. Ama Başbakan böyle pervasızca her şeyi siyaset malzemesi yaparak, herkesi kutuplaştırarak, kendi tabanında yolsuzluğun düşünülmesini, konuşulmasını engellemeye çalışıyor. Kendisine oy verenlerin yolsuzluk konuşmasından korktuğu için de taraftarlarını militanlaştırmaya zorluyor. 14 yaşındaki bir çocuğun katlini bile kendi iktidarını sağlamlaştırmak için kullanabiliyor. Bir vahşet var yani.
Bu sorun, gerilim nasıl çözülebilir?
KIŞANAK: Çözüm şu; bu konuları kutuplaşmanın dışına çıkarmak. ‘Kimden yanasın, kime karşısın’ retoriği içinde siyaset yapılıyor. Halk çıkıp 'Hiçbirinizden yana değilim; ben temiz bir ülke temiz bir siyaset istiyorum' demeli. AKP’nin yolsuzluklarına karşı olmak başka birinin yanında olmak anlamına gelmiyor. Kimse hırsızlık, yolsuzluk da yapamaz; hukuk dışı iş de yapamaz, paralel devlet de kuramaz denmeli. Biz barış içinde özgür bir ülke olmak istiyoruz demeli. Oysa halk AKP’den mi yanasın, paralel devletten mi seçimine zorlanıyor. İkisi de birbirinden daha büyük yanlışlar. Bu halkın, yoksulun yetimin hakkını gasp etmek de kötü;: hukuk dışı başka bir işleyiş kurmak da. 30 Mart’ta halkın kendi haklarına sahip çıkması ve karşıtlık siyasetine prim vermeden yeni demokratik bir kulvar açması lazım. Yoksa tüm Türkiye, bu cenderenin altında ezilecek.
Yeni demokratik kulvardan, kastınız nedir?
KIŞANAK: Biz, BDP ve HDP olarak kendimizi Türkiye demokrasisinin en güçlü damarı olarak görüyoruz. İlkesel duruşumuz, demokratik muhalefeti temsil etme gücümüz, herkese demokrasi isteyen hedeflerimizle Türkiye’nin demokratik seçeneği olarak görüyoruz. Türkiye’nin batısında HDP, yeni demokratik kulvardır, kimsenin yanlışının yanında durmayan; halkın çıkarları dışında hiçbir şeye biat etmeyen bir siyasi kulvar.
BDP bir kitle partisi olamadı, HDP bunu başarabilecek mi?
KIŞANAK: BDP, kitle partisi oldu; içinde kadınlar, çocuklar, demokratik dindarlar, Aleviler, Süryaniler, Hıristiyanlar, işçisi, köylüsü, kentlisi herkesin kendini bulabildiği güçlü bir zemin olmayı başardı BDP. Ama bu başarısını çeşitli nedenlerle, baraj başta olmak üzere Türkiye’nin batısına yayamadı. Ama Kürt sorunu yoktur denildiği süreçten; bu sorunun çözümünü tartıştığımız sürece getirdi Türkiye’yi. Evet bu ülkede Türkler var ama başka halklar da var. Herkesin kendi kimliği ile kültürünü geleceğe taşıma hakkı var, bunu birlikte yapabiliriz diyen bir parti oldu BDP. Şimdi HDP ile bunu başaracağız. HDP gerçek anlamda demokratik bir seçenektir.
“İLK KEZ BARAJI AŞACAĞIZ”
30 Mart seçimlerinden BDP-HDP nasıl bir sonuç alacak?
KIŞANAK: Şimdi meyve toplama zamanı. HDP’nin Türkiye’nin batısında çok ciddi çıkış yapacağına inanıyorum. Türkiye kendisini dünya demokrasisinde birinci lige çıkarmak istiyor; darbelerle, hukuk dışı çetelerle anılmak istemiyor. O zaman bunun yolu HDP’de. 30 Mart seçimlerinde halk barış ve çözümden yana tercih koyacak. Türkiye genelinde BDP- HDP yüzde 10’un üzerinde oy alacak. Artık bizim baraj sorunumuz olmadığı görülecek. Dolayısıyla genel seçime bağımsız adaylarla değil; ilk kez bir parti olarak, HDP olarak gireceğiz.
“ÇÖZÜM SÜRECİ AKP’SİZ DE DEVAM EDER”
Başbakan, son aylarda yaşananların hedefinin ‘çözüm sürecini’ engellemek olduğunu söylüyor. AK Parti sandıkta güç kaybederse çözüm süreci biter mi?
KIŞANAK: Kesinlikle bitmez. Halk barıştan ve çözümden yana tercihini koyacak. Bunu temsil eden parti de BDP ve HDP’dir. AKP hükümeti, BDP zorladığı için toplumsal muhalefet zorladığı için buna başladı. Ama gelinen nokta gösteriyor ki bunu taşıyabilecek kapasitesi kalmamıştır. Çözüm süreci AKP’siz devam eder. Bunun nedeni şu; halk istiyor. Türkiye toplumu Türk’üyle Kürt’üyle bir bütün olarak çözüm istiyor, barış istiyor. Ankara’da kim iktidara gelirse gelsin bu talebe artık sırtını dönemez. AKP, CHP ya da başka bir parti iktidar olsa da çözüme halkın desteği yüzde 80. Bu kadar büyük toplumsal desteğe hiç bir iktidar sırtını dönemez. Çözümün güvencesi BDP-HDP hattının güçlenmesidir. Bu hat ne kadar güçlenirse çözüm o kadar güvencede ve garantide demektir.
“KILIÇDAROĞLU’NU YOKLADIK”
CHP lideri Kılıçdaroğlu’ndan randevu istediniz de vermedi mi?
KIŞANAK: Hayır biz randevu istemedik ama bizimle görüşmek isteyip istemediği konusunda yokladık. Milletvekilleri, parti yöneticileri aracılığıyla yokladık ama bizimle görüşmeye niyeti olmadığını, sorumluluk duygusu içinde olmadığını anladık. Böyle bir vizyonunun olmadığını gördüğümüz için resmi randevu istemedik. Ancak Kılıçdaroğlu böyle bir sorumluluk almak isterse biz kendisiyle görüşürdük, görüşürüz. Çözüm konusunda kim sorumluluk almak isterse, kim çaba gösterirse biz herkesle görüşürüz, birlikte oluruz.
"FEZLEKELER MİLLETVEKİLLERİNE VERİLMELİ"
Çarşamba günü fezlekeler geliyor, Meclis’te tavrınız ne olacak?
KIŞANAK: Biz fezlekelerin gelmesinden yana tavır kullandık ve bunların dönem sonuna bırakılmasını istemiyoruz; ortada çok ciddi yolsuzluk iddiaları var. Dosyalar vekillerin bilgisine sunulmalı. Biz BDP olarak bunu talep edeceğiz.
"KÖŞK İÇİN KENDİ ADAYIMIZI ÇIKARACAĞIZ"
Yerel seçimin ardından Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. BDP-HDP olarak bir aday gösterecek misiniz?
KIŞANAK: Bunun için de henüz erken ama şu açık; çağdaş, evrensel hukuk normlarına uygun, ülkemizin farklılıklarını kucaklayan yeni bir kulvar açmak istiyoruz; bizi şaşırtan demokratik refleksler çıkmaz ise kendi adayımızı çıkarırız. Biz yeni demokratik özgürlükçü kulvarı güçlendirmek için kendi adayımızı çıkaracağız.
Gelelim Diyarbakır’a... Siz eşbaşkansınız ama Diyarbakır Belediye Başkanlığı'na aday gösterildiniz. Bu sizin için bir tenzil-i rütbe değil mi? Genelde siyaset yapmak varken yerelde olacaksınız?
KIŞANAK: Tam tersine ben bu görevden büyük onur duyuyorum. Yerel yönetimler bizim son derece önem verdiğimiz bir alan. Çünkü demokrasinin yerelden başlayacağına inanıyoruz. Türkiye’de genel siyaseti değiştirmek o kadar kolay olmuyor ama yerelden demokrasiyi inşa edebiliriz. İkincisi Diyarbakır özel bir şehir, geçmişi ile tarihi ile kültürel değerleri, demokratik mücadelesi ile Türkiye’nin dünya çapında tanınan birkaç şehrinden biri. Dünya genelinde yaşayan Kürtler için; Ortadoğu için çok önemli bir şehir. Bu şehirde belediye başkanlığı onur verici, kesinlikle terfi olarak görüyorum ama siyasi sorumluluğu da çok ağır.
“BU KENTTE AÇLIK DA AÇIKLIK DA OLMAYACAK”
Bir kadın olarak bu şehirde neler yapacaksınız? Çılgın projeleriniz var mı?
KIŞANAK: Belediye başkanlığının vicdani sorumluluğu çok ağır. Biri evinde aç mı kaldı; falanca köyün kanalizasyonu, içme suyu ne oldu, 1.6 milyon insanın yaşadığı bir kent ve sorunlar söz konusu olan. Diyarbakır’ın öncelikli sorunu yoksulluk ve işsizlik. Hiç çılgın projemiz yok; son derece akıllı projelerimiz var. Bu kentte kimse aç olmayacak; açıkta kalmayacak. En temel insan hakkıdır beslenme ve barınma. Biz bu kentte iki sorunu da bitireceğiz. Sosyal konut yapacağız, sıcak yemek dağıtacağız. Bunu hem belediye kaynaklarıyla hem de sosyal sorumluluk projeleriyle gerçekleştireceğiz. Bu kenti Türkiye’nin örnek kenti haline getireceğiz. Yoksulluğun, işsizliğin ve de yolsuzluğun olmadığı; insanların mutlu yaşadığı bir kent olacak Diyarbakır. Ama bunu yaparken insanları yardımlara bağımlı kılmayacağız; kendi ayakları üzerinde durmalarını sağlayan projelerle bitireceğiz yoksulluğu. Küçük grupları ortak iş yapmaya; kooperatif, atölye kurmayı teşvik edeceğiz; küçük desteklerle hayata karşı güçlendireceğiz.
Kanalizasyon, içme suyu dediğiniz sorunlar KÖYDES ve BELDES ile çözülmedi mi?
KIŞANAK: Ne yazık ki çözülmedi. Köyler tam bir enkaz halinde. KÖYDES adı altında köylerde birer su kuyusu açılmış, bunlara da motor takılmış; muhtarların eline klor tabletleri verilmiş arada sırada atarsın denmiş. Ne bir arıtma, ne köy içi şebeke yapılmış. Kanalizasyon zaten yok. Kuyulara muhtemelen kanalizasyon da karışıyor. Zaten köylü su motorlarının elektrik faturalarını ödeyememiş; köyler icralık olmuş. Ana arterler dışında yol da yok. Bunun için öncelikle köylere yönelik bir seferberlik başlatacağız.
"KADIN BAŞKANLIĞI KURACAĞIZ"
Kadınlar için projeleriniz neler? Kadına şiddeti sıfırlayabilecek misiniz örneğin?
KIŞANAK: BDP’li belediyelerin olduğu il ve ilçelerde kadınlık bilinci oluştu; artık haklarının neler olduğunu, sorunları karşısında nerelere başvurmaları gerektiğini çok iyi öğrendiler. Bilinç düzeyleri yükseldi. Bu sayede önümüzdeki süreçte kadına şiddetin biteceğine inanıyoruz; çünkü erkekler de kadınların kendileriyle eşit olduğunu öğrendiler. Ama biz her yıl bütçe öncesi tüm kadın örgütleriyle yıllık yerel eylem planı yapacağız ve bütçeden buna göre kaynak ayıracağız. Belediye'de Kadın Daire Başkanlığı kuracağız. Kadın çalışmalarını tek merkezden yürüteceğiz. Bu başkanlığın altında, kadına şiddet, kadın istihdamı, eğitimi, gibi şube başkanlıkları olacak ve sorunları tek elden çözeceğiz.
"İNSANLIK MİRASINI TOKİ’DEN KURTARACAĞIZ"
Diyarbakır da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve TOKİ ile karşı karşıya gelen kentlerden birisi. Hevsel Bahçeleri başta olmak üzere Belediye olarak imar konusunda bu iki kurumla yaşanan sorunları nasıl çözeceksiniz?
KIŞANAK: Merkezi hükümet, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve TOKİ eliyle belediyenin imar yetkisini ortadan kaldırarak, hiçbir diyalog kurmadan; bazı yerleri rezerv konut alanı ilan etti. Kentin içindeki Eskişehir stadyumunu yıkıp yerine çok katlı bina yapacaklar, AVM ve iş merkezi. Şehrin ortasında nefes alacak alan zaten çok az bu yapılırsa, hem trafik sıkışacak hem de kent nefes alınamaz hale gelecek.
İkincisi Dicle Vadisi Projesi. Dicle Nehri kenarını imara açıyorlar. Burası insanlık mirası. Proje hazırlıyorlarmış; rekreasyon alanı ve konut alanı olarak düzenlenecekmiş. Biliyoruz ki; sosyal tesis altında birilerine rant yaratacaklar, binalar yapacaklar, birilerine peşkeş çekecekler. Oysa buranın tüm kent için yeşil alan olarak düzenlenip herkesin ortak yararlandığı bir yer olarak kalması gerekiyor.
Üçüncü alan da kent ormanı. Belediyemizin bir önceki dönem imar master planı yaparak, kent ormanı ilan ettiği alanı TOKİ konut rezerv alanı ilan etti. Oysa kentin ormana ihtiyacı var, betona değil. Bu üç projenin durdurulması için tüm kent ayakta. Biz de belediye olarak bunların durdurulması için elimizden gelen her şeyi yapacağız.
DİYARBAKIR’IN İLK KADIN BAŞKAN ADAYINDAN ÜÇ MESAJ:
PAYİTAHT İÇİN ÇOK ÇALIŞIN, BİR KURUŞ ÇALMADIK, ÇOCUKLARIMIZI ESRARDAN KURTARACAĞIZ
Türkiye'nin en önemli kentlerinden Diyarbakır'da ilk kez bir kadın, belediye başkanı olacak görünüyor. BDP Eşbaşkanı Gülten Kışanak, seçim bürolarında partililere üç önemli mesaj veriyor.
“Diyarbakır çok önemli. Madem payitaht, madem gönlümüzün başkenti. O zaman daha fazla çalışacağız. Kürdistan’ın diğer illerinden daha çok çalışacağız ve onlara örnek olacağız” diyor ve ardından sözü yolsuzluk iddialarına getiriyor.
''AKP REZİL RÜSVA OLDU''
Kışanak, “AKP rezil rüsva oldu. Evlerde çuvallardan, ayakkabı kutularından paralar çıktı. Başbakan ses kayıtlarını inkar edemedi, böyle söylemedim diyemedi; montaj dedi. Ama biz belediyenin bir kuruşunu çalmadığımız gibi çarçur da etmedik. Etmeyeceğiz. Kadınlar, çocuklar, yoksullar için kullandık ve kullanmaya devam edeceğiz.”
Kışanak’ın gündemindeki üçüncü konu ise ortaokula kadar inen esrar sorunu oluyor. Kışanak, “Sömürünün yeni boyutu olarak bir grup çete çocuklarımıza musallat oldu. Bununla topyekün mücadele için seferberlik başlatacağız ve bir iki yıla kalmadan bu sorunu çözeceğimize inanıyorum. Çünkü yolun başındayız. Henüz geç değil. Bugün esrar içiyorlar, yarın başka şeylere başlatırlar. Buna asla izin vermeyeceğiz. Onlara siper olacağız.”