Kırklareli öyküleri

Güncelleme Tarihi:

Kırklareli öyküleri
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 11, 1999 00:00

Haberin Devamı

Kırklareli'ndeki kampa yerleştirilen Arnavut mültecilerin her birinin ayrı bir dramı var. Hepsinin öyküsü farklı, ama ortak paydaları aynı: Acı ve korku. Kimisi çocuklarından ayrı

düşmüş, kimisi anne babasından; kiminin evladı UÇK'ya gönüllü olmuş, kimisinin hiçbir yakını yok. Arkadaşımız Burbuçe Ruşiti, Kırklareli kampındaki mültecilerle tek tek görüştü.

Annesine ilaç alacaktı

Adı Yehona Maloku. 1 Nisan günü hasta annesine ilaç almak için Priştine'deki evinden çıktı. Tam ilaç alırken silahlı ve maskeli Sırplar girdi eczaneden içeri. Herkesi dışarı çıkarıp doğruca tren istasyonuna götürdüler. Yehona kaçmayı başarıp teyzesinin evine saklandı. Ancak 5 gün sonra Sırplar, Yehona'yı teyzesi ve eniştesiyle birlikte evden çıkartarak doğru tren istasyonuna götürdüler. Binlerce insan vardı, mahşer gibiydi ortalık. İlk gün trene binmeyi başaramadılar, silahların gölgesinden bir gün istasyonda beklediler. Yehona, bir türlü hasta annesiyle temas kuramadı. Ertesi gün trenle Makedonya'ya doğru yola çıktılar. NATO'nun denetimindeki Stankovec kampına geldiler. Yehona, kampta 27 gün geçirdi. Burada Makedonlar tarafından itilip kakıldı. Sonunda bir hafta önce teyzesiyle Türkiye'ye gelmeyi başardı. Yehona'nın annesi, kızının nerede olduğunu hálá bilmiyor, Yehona da annesinin akıbetinden habersiz.

İkizler kampta buluştu

Kadının adı Sabriye Mehmeti. Kocası ve beş çocuğuyla birlikte Kosova'nın bir köyündeki evinden sürüldükten sonra, Makedonya sınırına geldi. Ne olduysa burada oldu. Bir an geçiren Sabriye Mehmeti,kendine geldiğinde, kocasıyla ikizlerinden birinin ve büyük oğlunun yanında olmadığını fark etti. Makedonlar, o kargaşa arasında Sabriye'yi ikizlerinden biri ve diğer iki çocuğuyla birlikte bir otobüse bindirdiler. Sabriye ‘‘Kocamla iki çocuğum geride kaldı’’ diye bağırıp çağırdı, ama kendisini kimse dinlemedi. Önce zorla otobüse, sonra uçağa bindirildi. Sabriye, uçak indikten sonra Türkiye'ye geldiğini anladı. Buruk bir sevinçti bu. ‘‘Ben kocam ve diğer iki çocuğum olmadan yaşayamam’’ diyen Sabriye'nin öyküsü, medyada yer aldı. Stankovec kampında bulunan kocası, eşinin haberini gazetecilerden öğrenince, hemen yetkililerden Türkiye'ye gönderilmesini istedi. Talebi yerine getirilince ‘‘Durim’’ (Sabır) ile ‘‘Burim’’ (Kaynak) adlı ikizler Kırklareli'nde yeniden birleştiler. Sabriye Mehmeti, şu anda çok mutlu, çünkü bütün ailesiyle birlikte. Ancak son bir dileği var: Bir an önce Kosova'ya dönebilmek.

Bir oğlu UÇK’da diğeri Almanya’da

Cemile Murati'nin eşi ve büyük oğlu, Kosova'daki NATO operasyonunun başlamasına yol açan olaylar nedeniyle daha önceden Almanya'ya sığınırlar. Çünkü eşi Sırplar tarafından fişlenmiş biridir. Cemile, NATO operasyonu başladıktan sonra, yoğunlaşan Sırp saldırıları karşısında gizlenmek zorunda kalır ve evden eve sürüklenir. Bu arada bir oğlunun izini kaybeder.Kızını ve küçük oğlunu alıp göç yollarına düşer. Beş hafta süreyle büyük acılar çektikten sonra Kırklareli'ye ulaşmayı başarır. Cemile'nin izini kaybettiği 17 yaşındaki oğlu, annesinin Türkiye'de olduğunu Almanya'daki babasından öğrenir ve Kırklareli'ni telefonla arayarak annesine şunları söyler: ‘‘Beni merak etme, iyiyim, UÇK'ya katıldım...’’

Cemile'nin küçük oğlu, annesine sürekli ‘‘Abim nerede’’ diye soruyor. Cemile, oğlunun UÇK gönüllüsü olduğunu gizliyor; oğluna ağbisinin Almanya'da babası ve diğer ağbisiyle birlikte olduğunu anlatıyor..

Çocuğunun kanını anneye sildirdiler

Ferizay kasabasından Naim, inşaat işçisi Emin Zeka isimli komşusunun oğullarının başına gelen ve kulaktan kulağa dolaşan tüyler ürpertici katliamı şöyle anlatıyor:

‘‘Sırplardan kaçan Emin Zeka, 3 oğlu ve 2 kızıyla akrabalarının yanına sığınmış. Ancak Sırplar, o eve de baskın düzenlemişler. Emin Amca'nın büyük oğlu evin içinde saklanmayı başarmış. Silahlı saldırganlar ise evdeki tüm erkekleri kurşuna dizmişler. Sonra battaniyeye sarıp şehir çöplüğüne atmışlar. Kadınlara ise yerdeki kan izlerini temizlemek için 10 dakika süre verip, ‘Geldiğimizde tek damla kan izi görürsek sizi de öldürürüz' diye tehdit etmişler. Kadınlar gözyaşları içinde kanları temizlemişler. Sırplar gelip evi kontrol ettikten sonra da kaçmışlar. Tüm bu yaşananlara tanık olan büyük oğlanın ise bunalıma girdiğini duyduk. Kimse ailenin sağ kalan üyelerinin nerede olduğunu ne yaptıklarını bilmiyor...’’



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!