Güncelleme Tarihi:
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde barkovizyon sunumuna devam eden tutuklu sanık Levent Bektaş'ın avukatı Hüseyin Ersöz, “Kafes eylem planı”nın bir görüntü CD'sine gizlenmesini sağladığı iddia edilen “Datastash” programı hakkında mahkeme heyetine bilgi verdi.
Söz konusu Singapur menşeili programın aslında bir sıkıştırma programı olduğunu ve ultra gizlilik taşıyan bir program olarak kabul edilemeyeceğini anlatan Ersöz, bu programla belgenin görüntüye gizlenmesi sonucu görüntü boyutunun arttığını ve buradan görüntüye belge eklendiğinin anlaşılabileceğini ifade etti.
Barkovizyon sunumunda “datastash” programıyla dört tane jpeg formatlı belgeyi bir müzik klibine ekleyen Ersöz, daha sonra bu belgeleri programdan çıkararak masa üstüne kaydetti.
Programın demosunun internetten indirilebileceğini ve herkes tarafından kullanılabileceğini öne süren Ersöz, programdan çıkarılan belgelerde, oluşturma tarihi olarak “datastash” programının kullanıldığı günün yazıldığını ve bu programın kullanılması nedeniyle “oluşturma tarihine” başka bir tarihi eklemenin mümkün olamayacağını kaydetti.
Ersöz, “datastash” programıyla gizlendiği iddia edilen söz konusu “Kafes eylem planı”nda, belgelerin oluşturulma tarihinin ise çelişkili olduğu için hukuka aykırı nitelik taşıdığını iddia etti.
BEKTAŞ İÇİN TAHLİYE TALEBİ
Duruşmada söz alan Bektaş'ın avukatlarından Celal Ülgen, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) yanlış uygulanarak müvekkili Bektaş'ın yaklaşık bir yıldır tutuklu kalmasına neden olunduğunu ve tutuklamanın özgürlüğün kısıtlanmasıyla ilgili bir karar olduğunu belirterek, bütün yargılananların aksi kanıtlanıncaya kadar masum kabul edilmesi gerektiğini söyledi.
Müvekkili Bektaş için tutuklama tedbirlerinin uygulanmasına gerek olmadığını ve Bektaş'ın tutuksuz da yargılanabileceğini savunan Ülgen, daha fazla mağdur olmaması için Bektaş'ın tahliye edilmesini talep etti.
Celal Ülgen, mahkeme heyeti ile Cumhuriyet Savcısı'na Levent Bektaş'ın savunması ile savunmaya ilişkin çeşitli belgelerin bulunduğu bir dosya dağıttı.
TUTUKLU SANIK ERCAN KİREÇTEPE
Duruşmada savunmasını yapması için söz verilen tutuklu sanıklardan Yarbay Ercan Kireçtepe, 1990 yılında SAT kursuna gönüllü başvurduğunu ve 1991'de bu kurstan mezun olduğunu belirterek, 1996 yılında Avrasya Feribotu'ndaki vatandaşların kurtarılması operasyonu ile aynı yıl Yunanistan ve Türkiye arasında baş gösteren “Kardak krizi”nde görev aldığını söyledi.
Kireçtepe, Kardak Adası'na çıkıp Türk bayrağını dikenlerden biri olduğunu ve bu nedenle devlet tarafından üstün cesaret ve feragat ödülüyle ödüllendirildiğini aktardı.
Önemli başka operasyonlarda da görev aldığını anlatan Kireçtepe, bir bütünün parçası olduğunu, görev yaptığı zamanlarda tek ceza bile almadığını, 2009 yılında “silahlı terör örgütü üyesi” olarak suçlanarak gözaltına alınıp tutuklandığını ve yaklaşık 12 aydır suçsuzluğunu kanıtlayamadığını ifade etti.
Kendisine iftira atanların hak ettikleri cezayı çekeceğini umduğunu belirten Kireçtepe, SAT grubunda görev alan personelin, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) başka hiçbir biriminde görülmeyecek şekilde bir arada ve uzun zaman aralıklarıyla çalıştığını kaydetti.
SAT'tan arkadaşlarıyla yaptığı telefon görüşmelerinin doğal bir şey olduğunu ve konuşmamalarının mantıksızlık sayılması gerektiğini kaydeden Kireçtepe, arkadaşlarıyla konuşmalarının iddianamede “örgüt bağlantısı” olarak gösterildiğini dile getirdi.
TSK'nın, personelin önemli konuları telefonda görüşmemesi konusunda duyarlı olduğunu ve önemli konuları telefonda görüşmemeleri kadar doğal bir şeyin olamayacağını savunan Kireçtepe, iddianamede arkadaşlarıyla yaptıkları telefon görüşmelerinde “sonra görüşelim” gibi sözlerinin örgütsel çalışma gibi gösterildiğini öne sürdü.
Duruşma, Kireçtepe'nin savunmasıyla sürüyor.