Kiralık dükkán patlaması

Güncelleme Tarihi:

Kiralık dükkán patlaması
Oluşturulma Tarihi: Eylül 29, 2001 00:00

İSTANBUL'un hemen her semtinde, muhtemelen Türkiye'nin birçok yerinde kiralık dükkán sayısında büyük bir artış olduğu muhakkak. Aslında bu konuyu, kriz çıkmadan işlemek istiyordum. Henüz piyasalarda herhangi bir daralmanın yaşanmadığı geçen senenin bu aylarında bile, çok sayıda dükkánın kiralık olması dikkatimi çekmekteydi. Bunun iki kök sebebi vardı. Bunlardan birincisi, sadece caddelere değil, ara sokaklara cephesi olan binaların bile giriş katları, ya ilk gününden dükkán olarak inşa edilmiş ya da konut olarak inşa edilen bu bölümler, sonradan dükkán haline getirilerek ‘‘arz fazlası’’ yaratılmıştı. İkinci sebep, dükkán sahiplerinin hem ‘‘dolarla’’ hem de ‘‘yüksek’’ kira beklentisiydi. Dövizli mevduata, anormal yüksek faiz ödenmesi, alım bedelleri dolarla ifade edilen dükkánların kirasının da yüksek talep edilmesi sonucunu doğuruyordu. Bu dükkána şu kadar dolar bağladım, bu kadar dolar kira getirmesi gerekir diye düşünülüyordu. Kısaca, ‘‘yüksek faiz, yüksek kirayı’’ doğuruyordu. Bir de hesabını bilmeyen bankaların, anormal dolar fiyatıyla, şube kiralamalarının çevrelerinde yarattığı ölçü şaşmasını zikretmem şart.* * *Şimdi ne olacak? Bu kadar dükkán daha ne kadar boş kalacak? İlk hali konut olan dükkánları, tekrar konut haline getirmek bir çözüm olabilir. Aslında medeni ülkelerde, nerelerin dükkán, nerelerin konut olacağı imar planında belirlenmiştir. Dolayısıyla dükkán sayısı kısıtlıdır. Hepsinin çevresinde makul bir alışveriş potansiyeli vardır. Bir mekán konutsa, konut; dükkánsa dükkándır. Sonradan değişmez. Şimdilik bu konuyu bir yana koyalım; gelelim dükkán kiralarına. Pazar ekonomisine inanan bir kişi olarak ben, eğer ortada bir arz fazlası (satılmayan mal) varsa, öncelikle fiyatın yüksek olduğunu düşünürüm. Kiralık dükkán meselesinde de yaklaşımım bu. ‘‘Dükkánını kiraya vermek isteyen mal sahipleri, hem kiralarını dolarla ifade etmeye derhal son vermeli hem de ciddi indirim yapmalıdır.’’ Bir örnek vereyim: Bundan iki yıl kadar önce, Kızıltoprak'ta cadde üstünde bir börekçi dükkánı açıldı. Meslekten bir aile tarafından son derece ekonomik tarzda işletilen, lezzetli börekleri yerinde hem pişirip hem satan bu dükkán kısa zamanda tutundu. Devalüasyondan bir ay sonra, dükkánın camında ‘‘kiralık’’ levhası gördüm. Börekçiye ‘‘Tutundunuz, niçin dükkánı boşaltıyorsunuz?’’ diye sordum. Kiranın dolarlı olduğunu ve devalüasyondan sonra, börek fiyatlarını, dolar fiyatı kadar artıramadığı için içeri gittiğini söyledi. Ben de ‘‘mal sahibi ile konuş, kirayı TL'ye dönüştür, artışları enflasyona bağla’’ dedim. Konuştum, ama mal sahibini ikna edemedim dedi. Bu dükkán hálá boş.Belirsizlik ortamında, dükkán kirasının ‘‘hasılatın yüzdesi’’ şeklinde tespit edilmesi, bugün boş duran pek çok dükkánın kiraya gitmesine imkán sağlayacak bir çözüm olabilir. Bazı süpermarketlerin kiralarının bu şekilde saptandığını biliyoruz. Bu arada tek sorun kiracı ile kiralayan arasında bir güven inşa edilebilmesidir.SON SÖZ: En düşük kira, alınmayan kiradır.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!