Güncelleme Tarihi:
Muğlalı SHP'liler, 1991 seçimlerinde bekledikleri sonucu alamayınca, postaneye gidip, o dönem, ‘‘Bir bölen’’ diye adlandırdıkları DSP Genel Başkanı Ecevit'e 2 kilo kına göndermişler. Kınayla birlikte giden telgraftaki imzalardan biri, DSP'nin şimdiki Milas belediye başkan adayı Nevzat Çağlar Tüfekçi'ye ait...
Bodrum Datça, Marmaris, Fethiye ilçelerinden başka Turgutreis, Güvercinlik, Göcek, Ölüdeniz gibi beldeleri de sayarsanız, belki her yerden daha ‘‘turistik’’ bir il Muğla. Topraklarının rant değeri çok yüksek. Böyle olunca, yerel yönetime ilgi de yüksek oluyor. Üstelik, 18 Nisan'da ilk kez belediye seçimi yapılacak belde sayısında büyük artış var. Yalnız Bodrum yarımadasında, belde sayısı 5'ten 11'e çıkıyor. Yarımadaki, ‘‘Belediyeler Birliği’’nin başkenti Bodrum'da iki parti yarışıyor: ANAP'la, CHP. ANAP'ın adayı, şimdiki başkan Tuğrul Acar. Bodrumlu bir aileden, motor ustası. 1994'te yüzde 47 ile seçilmiş. Büyük övünmesi, Bodrum'u sellerden kurtarmış olmak. Partiden kimileri, ‘‘Kapısını halka kapalı tuttu’’ diyor. Mesut Yılmaz da, mitingde, ‘‘Adayımızın böyle bir kusuru olmuş ama artık halkla bütünleşecek’’ diyerek, kaş yaparken göz çıkardı. Rakip, CHP'den Emin Anter. O da, belediyede muhasebecilik ve 1989-94 arası başkanlık yapmış. Halkı ve kenti tanıdığı muhakkak. Ama eleştirenler, ‘‘Doğuluları kazanmak için Bodrum'u işportacılarla doldurmuştu’’ diyorlar. ‘‘Önseçimde 80 milyarla delege etkiledi’’ sözü de söylenenler arasında. Tuhaf durum: CHP'lilerin yarısı bu nedenlerle ANAP'lı adaya, ANAP'lıların yarısı da kendi adayları kapıyı kapalı tuttu diye CHP'li adaya oy verecek!
OLUR BÖYLE VAKALAR
Yerel seçimlerin ilginç bir yeniliği, ‘‘menajer’’ uygulaması. Milas'taki ANAP adayı Halil Gümüşel, propaganda için gazeteci Olcay Akdeniz'le menajerlik sözleşmesi yapmış. O da yerli gençlerden ekip kurmuş, arı gibi çalışıyor. Aday, varlıklı ama çocukluğundan beri dişiyle, tırnağıyla oluşturmuş bu varlığı. O bakımdan, partinin ‘‘merkez sağ’’ etiketiyle menajerin ‘‘merkez sol’’ eğilimi kolay bağdaşmış. Önemli rakip, 1994 öncesi belediye başkanlığı yapan CHP'li Fevzi Topuz. Kendinden emin bir hali var. Marmaris'te ANAP'la, CHP yarışır gibi. ANAP, şimdiki başkan İsmet Karadiç'i yine aday göstermiş. Ona karşı, CHP'li kadın aday Fatma Çimen, ‘‘Turizmde çalışıyor olmam, ilçede yapılan yanlışları daha kolay görmemi sağladı’’ diyor. Fethiye'de DYP ve MHP gerçeği var. MHP'nin geçen yerel seçimde yüzde 8 olan oyunu epey artıracağı, hatta aday Behçet Saatçi'nin DYP'yi bile zorlayacağı söyleniyor. CHP'de ise moral biraz bozuk. Geçmiş hizmetleri övülen Özer Olgun'un önseçim kaybettikten sonra MHP için çalışıyor olması, başta başkan adayı Ahmet Çaçaron olmak üzere, şevki kırmış. Böyle şoklar, başka ilçelerdekilerin yanında hiç kalıyor. Sık söylenen örneklerden biri, Köyceğiz'de DYP'den ANAP'a geçip, hemen belediye başkan adayı oluveren Orhan Koroğlu'nun durumu. CHP'li Salih Erbay, ‘‘Herkesin fır döndüğü bu ortamda ben yıllardır dimdik CHP'liyim. Yüzde 51'den az oy alırsam istifamı basarım’’ diye tafra atıyor.
Ama en ilginci, DSP Genel Merkezi'nce Milas belediye başkan adayı olarak gösterilen Nevzat Çağlar Tüfekçi'nin hikayesi. Partililer, ‘‘Ankara nasıl böyle bir hata yapar?’’ diye sürekli dövünmekte. ‘‘N'olmuş, ne var bunda?’’ diyenlere 24 Ekim 1991 tarihli ‘‘Önder’’ Gazetesi'nden çekilip, elden ele dolaştırılan fotokopiyi gösteriyorlar. Meğer Muğlalı SHP'liler, Ecevit'in ‘‘bir bölen’’ diye adlandırıldığı o seçimde bekledikleri sonucu alamayınca postaneye gidip DSP Genel Başkanı'na 2 kilo kına göndermişler. Kınayla birlikte yollanan telgraftaki imzalardan biri, şimdi DSP başkan adayı Tüfekçi'nin.
KİTAP GİBİ ADAM
Bu yerel hengame içinde en oturaklı tablo, 25 yıllık CHP'li yönetim geleneği olan Muğla Belediye Başkanlığı'na doktor Osman Gürün'ün aday olması. SSK Hastanesi ortopedi cerrahlığından emekli Gürün için, CHP'li eski başkan ve eski bakan Erman Şahin, ‘‘Muğla Yazıları’’ adlı hikáyelerindeki üslubu andıran bir anlatımla, ‘‘Kitap gibi adam’’ diyor ve ‘‘mesafeli destek’’ sağlıyor. İşin tuhafı, Erman Şahin de, aday bildirme süresi bitimine yarım saat kala, kendisine sorulmadan, DSP Genel Merkezi'nce Muğla belediye başkan adayı ilan edilmiş. Neyse ki bu kaza, ertesi gün Ankara'ya gönderilen teşekkür telgrafı ve Seçim Kurulu'na sunulan adaylıktan çekilme dilekçesiyle, başka tatsızlığa mahal vermeden nazikane atlatılmış. Türkiye'nin genelindeki durumdan farklı olarak, Muğla'da Refah Partisi diye bir olay pek olmamış. Geçen defaki oy yüzde 5. Fazilet yine yok gibi. Geçen defa köylerde yüzde 39'a kadar çıkan DYP oylarının bu kez ANAP'a ve MHP'ye akması bekleniyor. DYP oylarındaki olası azalışın nedenleri çeşitli. Yalım Erez'den sonra bu kez yine, ‘‘dışarlıklı’’ bir adayı, yerel aday İrfettin Akar'ın önüne koyanlara tepki var. Çiller'in Milaslılığı da para etmemiş. Refah'la koalisyon, o eğilime ters bakılan yörede iyi etki yapmamış. 1991'de üç milletvekili çıkaran DYP'nin bu kez aynı sonucu alması hayal. MHP geçen defa bile il genelinde yüzde 8.3 oy almış. ‘‘Şimdi artar’’ diyorlar.
O RÜZGAR ESMİYOR
DSP, milletvekili seçimlerinde de, kentlerden ve beldelerden daha çok köylerden oy alacağa benzer. Ama ‘‘DSP rüzgarı’’ denen şey Muğla'da pek güçlü esmiyor galiba. Ayrıca, ikinci sıradaki veteriner teknikeri Tunay Dikmen'in adaylığı da dedikodu konusu. ‘‘İki çıkarmak tehlikeye girdi; dere tepe çalışmasıyla tanınan Fikret Uzunhasan'ın altına daha çok akşam masalarında tanınan böyle aday konur mu?’’ diyenlere, ‘‘Ben bu işleri bilirim’’cilerin verdiği yanıt, Anadolu siyasilerinin tipik ‘‘mışmış’’lı hikáyelerinden: ‘‘DSP İzmir İl Başkanı Hayri Bey'in hanımı, Tunay Bey'in eşini tanırmış. Hayri Bey partiye Genel Sekreter Yardımcısı olunca, Genel Başkan'ın eşine söyleyip Tunay Bey'i aday yapmış’’mış.
CHP KAMÇILANMIŞ...
Bir bakıma, ‘‘barajı aşamaz’’ sözünün CHP'ye yaradığı belli. Bir yandan laik çevrelerdeki kamçılanma, bir yandan yereldeki avantaj, bir de linyiti ve santralı bol yerde ikinci sıraya Erol Soğancı gibi dişli bir sendikacının gelmesi, partinin beklenenden daha fazla oy almasını sağlayacak gibi. CHP, MHP, ANAP, DYP ve DSP'den yalnız birinin iki çıkarıp, öbürlerinin birer çıkarması kimseyi şaşırtmamalı. Eski taslarla gidilen eski hamamdan, çıkmazları çok bir parlamento çıkmasının kimseyi şaşırtmayacak olması gibi.