Güncelleme Tarihi:
Etkinliğe katılan bağışçı ve gönüllülerin, çocuk yuvasında bulunan farklı yaş grubundan çocuklarla beraber olma fırsatı yakaladığı bu etkinlikteki küçük yaştaki çocukların da iftar saatini beklemesi oldukça dikkat çekti.
Minikler iftarı bekledi - Foto Galeri
Çünkü, yaş gruplarına göre farklı masalarda oturtulan kimsesiz çocuklardan özellikle küçük yaşta olanlar, iftar öncesi masalarda önlerine konan çorbalardan içmeye başladı.
UYUMALARI GEREKİR |
Nişantaşı Hastanesi'nden beslenme ve diyet uzmanı Bahar Aktan 2-3 yaş grubunun gelişim açısından en kritik dönem olduğunu ve en geç 18:00-19:00 saatleri arasında çocukların yemeklerini ve ara öğünlerini bitirmiş olmaları gerektiğini vurguladı. Aktan; " İftar yemeğinde bulunacak kimsesiz cocuklar arasında bulunan 3-10 yas aralığındaki cocuklar göz önüne alınacak olunursa işin saglık boyutuna dikkat edilmesi gerekmektedir. Büyüme ve gelişmenin en hızlı ve kritik döneminde olan bu yas grubu cocuklar için iftar vakti yaz aylarına denk geldiğinden geç olmakta ve bu saat aksam yemeği saati olarak uygun olmamaktadır. Bu yaş grubundaki cocukların en geç aksam 18.00-19.00 saatlerinde yemeklerini bitirmiş ve meyve-sütten olusan ara öğünlerini alarak uykuya hazırlanırmış olmaları gerekmektedir. İftar vaktinin bitiş saatinde bu yaş grubu cocukların, sağlıklı büyüme ve gelişmeleri tamamlaya bilmeleri için mutlaka uykuda olmalarını öneriyoruz." dedi. |
Uzmanlar, 2-3 yaş grubunun gelişim açısından en kritik dönem olduğuna işaret ederken, en geç 18.00-19.00 saatleri arasında çocukların yemeklerini ve ara öğünlerini bitirmiş olmaları gerektiğini vurguluyor. Ayrıca bu yaştaki çocukların iftar saatinde uykuda olmaları da uzmanlar tarafından üzerinde durulan diğer bir hassas nokta.
Diğer taraftan etkinlik sırasında bir konuşma yapan Kimsesiz Çocuklar Sevgi ve Eğitim Derneği Başkanı Asiye Kefeli, çocukların ses vermeleri için çalıştıklarını ve onların hayatında sevgi, şefkat ve ilginin önemine vurgu yaptı.
"Onların özledikleri ve doya doya yaşamak istedikleri şefkat, sevgi ve ilginin eksik olmadığı bir ortam sağlamak için çabalıyoruz" diyen Kefeli, hayatın olağan akışı içerisinde insan olarak dillerin kilitlendiği, beynin durarak atladığı, kalbin kapanarak ertelediği ve hatta zaman zaman ailelerinden, yakınlarından ve arkadaşlarından dahi esirgedikleri bu üç kavrama, çocukların fazlasıyla ihtiyacı olduğunu kaydetti.