OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 29, 2005 00:00
Alman Süddeutsche Zeitung Gazetesi, Türkiye’nin AB üyeliğinden dışlanmasının büyük yanlışlık ve Avrupa’nın bu değiştirici olma özelliğinden vazgeçmesinin basiretsizlik olacağını vurgularken, Frankfurter Rundschau da, "Artık kimse Türkiye’nin avukatlığını yapmaya cesaret edemiyor" diye yazdı.’Türk Rüyüası’ başlıklı yorumda, AB’deki kriz ve Almanya’da muhafazakar kanadın iktidara gelme olasılığı ile Türkiye-AB ilişkileri ele alındı. Christiane Schlötzer imzalı yorumda, Avrupa’nın derin bir krize sürüklendiğinden bu yana Türkiye’ye yönelik olumsuz haberlerin geldiği belirtilirken, şöyle denildi: "Bu haberlerin ana fikrini, ’Sevgili Türkler, bizim derdimiz bize yeter, lütfen bir de siz yük olmayın’ diye özetlemek mümkün. Almanya’nın ilk kadın başbakan adayı Hıristiyan Demokrat Angela Merkel bunu tabii münasip dille ifade ediyor. Siyasi akıbetini AB üyeliğine endeksleyen Recep Tayyip Erdoğan hükümeti, tam üyelik görüşmelerinin 3 Ekim’de başlamasının AB liderleri tarafından kararlaştırıldığını hatırlatarak moral tazelemeye çalışsa da Erdoğan’ın partisi giderek AB üyeliği düşüncesinden soğuyor ve Türkiye’nin alternatif araması gerektiği kanaati yaygınlaşıyor." AVRUPA’YA APTALLIK ELEŞTİRİSİYorumda, Başbakan Erdoğan’ın, Avrupa rüyasının kabusa dönüşmesinden sorumlu olmak istemediği için sonuna kadar mücadele etmekte kararlı olduğu ifade edilirken, üyelik müzakerelerinin en az 10 yıl sürecek olmasını göz önüne alarak cesaret kazanmaya çalıştığı ifade edilen yorumda, "Türkiye, aynı zamanda eski ve yeni Avrupalılar arasındaki çekişmeye de sembolik boyut kazandırıyor. İngiltere, Doğu Avrupalı yeni üyelerle birlikte körüklediği ekonomik liberalleşme ve hizmetler sektörünün rekabete açılması gibi konularda Türkiye’nin eski Avrupa’ya karşı itici güç olmasını umuyor. Himayeci Avrupa muazzam dinamikleriyle göz dolduran Türkiye’yi AB dışında tutmak için elinden geleni yapacaktır. Üyelik perspektifi AB’nin en önemli ihraç malıdır. Sadece eski Doğu Bloku’nu canlı demokrasilere dönüştürmekle kalmamış ama Türkiye’yi de farklı, daha hür ve daha müreffeh bir ülke yapmıştır. Avrupa’nın bu değiştirici olma özelliğinden vazgeçmesi basiretsizlik, hatta aptallık olur" denildi.’ERDOĞAN GİDEREK ASABİLEŞİYOR’Frankfurter Rundschau gazetesi de Türkiye’nin tam üyelik arayışıyla Avrupa’nın Ankara’ya karşı tutumunun değiştiğini yazdı. ’AB, Erdoğan’ın kaderi’ başlıklı
haber-analizde, AB´nin geniÅŸleme politikasına düşünme arası verilmesini isteyen AB üyelerinin sayısının arttığı belirtilirken, "Berlin’deki hükümet deÄŸiÅŸikliÄŸi aynı zamanda Türkiye’nin önemli hamisini kaybetmesi anlamına da gelecek. BaÅŸbakan ErdoÄŸan, Avrupa Anayasası’nın aldığı çifte hezimet ile bütçe krizinin Türkiye ile ilgisi olmadığını söylüyor, ancak, Türkiye BaÅŸbakanı’nın giderek asabileÅŸtiÄŸi de gözden kaçmıyor. ErdoÄŸan, Ermeni tasarısının Almanya Meclisi’nden geçmesini önlemediÄŸi gerekçesiyle ’dostum’ dediÄŸi Gerhard Schröder’i sert dille eleÅŸtirmiÅŸti" dednildi.REFERANDUMLARIN ARDINDAN AB’NÄ°N SES TONU DEĞİŞTÄ°Yazıda, Türkiye’deki hızlı ekonomik kalkınmadan fakir kesimin pay alamadığını ve gelir dağılımındaki dengesizlikten kaynaklanan sosyal gerginliÄŸin AKP´yi erken seçime zorlayabileceÄŸini yazan gazete, ÅŸunları ekledi: "Türkiye’nin Avrupa arayışı açısından bundan elveriÅŸsiz zaman olamazdı. Tam üyelik görüşmeleri 3 Ekim’de baÅŸlayacağından, AB tarihinin en derin krizi sırasında müzakere çerçeve belgesini açıklamak durumunda. Çerçeve belgesinde yeni bir ÅŸey yok. Çünkü tam üyelik müzakerelerini baÅŸlatma ÅŸartları 2004 yılı Aralık ayındaki AB zirvesinde belli olmuÅŸtu. Ancak Fransa ve Hollanda’daki referandum yenilgileri ardından AB’nin ses tonu oldukça deÄŸiÅŸti. Artık kimse Türkiye’nin avukatlığını yapmaya cesaret edemiyor. Åžartnameye, müzakerelerin tam üyelikle sonuçlanmak zorunda olmadığına dair tedbir unsurları ekleniyor. Berlin’deki Türkiye dostu koalisyon ortakları da seslerini alçalttıkları için ’müzakerelerin ortak hedefi tam üyeliktir’ ifadesinin yerini ’müzakereler sonu belli olmayan bir süreçtir ve sonucu da ÅŸimdiden garanti edilemez’ türünden formüller alıyor. Türkiye, müzakereler boyunca 31 baÅŸlık altında toplanan birlik kurallarını benimsemek ve her müzakere bölümünü de ilgili Bakanlar Konseyi’ne oy birliÄŸi ile onaylatmak zorunda. Pürüz çıkartılmasına imkan tanıyan bu prosedür üyelik sürecini sekteye uÄŸratabilir."LIBERATION ANKETÄ°: "FRANSIZ GENÇLER TÃœRKÄ°YE’NÄ°N ÃœYELİĞİNE KARÅžI"Öte yandan Fransa’da Liberation gazetesince yayınlanan ankete göre, 18-30 yaÅŸ grubundaki gençlerin yüzde 52’si, Türkiye’nin AB üyeliÄŸine karşı çıkıyor. Destekleyenlerin oranı yüzde 38’de kaldı.Liberation gazetesi için Louis-Harris Enstitüsü’nce gerçekleÅŸtirilen anket, gençlerin AB konusundaki görüşlerini ortaya çıkarttı. 17-25 Haziran günlerinde yapılan ankete göre, Fransız gençlerinin yüzde 52’si, Türkiye’nin AB üyeliÄŸini reddediyor.Türkiye’nin AB’ye girmesinden yana olanların oranı ise yüzde 38’de kaldı. Haziran 2004’de yapılan benzer bir ankette ise, Türkiye’yi reddedenlerin oranı yüzde 50, destekleyenlerin oranı ise yüde 43 olarak gerçekleÅŸmiÅŸti.Fransız gençlerin Avrupa Anayasası’nın reddedilmesinde önemli bir rol oynadığı, gençlerin yüzde 87’sinin "Sosyal bir Avrupa" istediÄŸi belirlendi.Â
button