Kimse sormazsa o sorar

Güncelleme Tarihi:

Kimse sormazsa o sorar
OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 18, 2003 00:00

Epsilon Yayınları'nın bastığı, salı günü piyasaya çıkacak olan ‘‘Kimse Sormazsa Ben Sorarım’’ AyÅŸe Arman'ın Hürriyet Pazar için yaptığı 500 röportaj arasından seçtiÄŸi 46 röportajdan oluÅŸuyor. Kapak tasarımı Ergün Gündüz-Turgut Yüksel'e (Hayal-et c. a. w. s.), kapak fotoÄŸrafları Kerem Uzel'e, röportaj fotoÄŸrafları Kutup Dalgakıran'a ait. Kitabın sonunda bu fotoÄŸraflardan bir albüm de var.NEDEN RÖPORTAJ YAPIP DURUYORRöportaj deyince benim aklıma ‘‘soru sorma sanatı’’ndan çok ‘‘merak etmek’’ geliyor.Ä°nsanların merak ettiÄŸim yanlarını anlamaya çalışmak ve baÅŸkalarıyla paylaÅŸmak.Neden böyle bir ihtiyaç duyuyorum? Hiç bilmiyorum. Ben meraklı biriyim. Bu iÅŸi yapmamın yegane sebebi bu. Soru sormayı seviyorum. Soru sormaktan utanmıyorum.Ä°yi röportaj, samimi röportaj. Bazen denk düşüyor, bazı röportajlar bir su damlası gibi oluyor. Minik, tek bir su damlasında o kiÅŸinin hayatına ve kiÅŸiliÄŸine dair pekçok ipucu yer alıyor. Bir röportajcı olarak bunu becermek kolay deÄŸil. Karşındaki sana güvenecek, kendini, daha da önemlisi yüreÄŸini açacak.Bu anlamda bir hünerim olduÄŸunu düşünüyorum. Zaman zaman bunu becerebiliyorum. Ben insanlara güven verebiliyorum. Bence bu, bir röportajcı için çok önemli. Tarafsız gazeteci ayaklarını bırakacaksın, kendini karşındakinin yerine koyacaksın. Ama bunu metazori deÄŸil, içinden geldiÄŸi için yapacaksın.Röportaj aslında bir soru sorma deÄŸil, dinleme sanatı. Ä°nsanların sadece anlattıklarıyla deÄŸil, anlatmadıklarıyla da ilgilenme sanatı.Ama bir gazeteci olduÄŸum için deÄŸil, soru sormayı sevdiÄŸim için röportaj yapıyorum ben. Ve sizi temin ederim 10 yıl içinde yaptığım bütün röportajları kendim için yaptım. Sizi düşündüysem namerdim!* AyÅŸe Arman’ın kitap için yazdığı giriÅŸ yazısından alınmıştır.Kanlı Cuma gecelerimizin en kanlı sayfalarıHürriyet Pazar'ın sayfalarının yapıldığı Cuma gecelerinin aramızdaki kod adı Kanlı Cuma. Kanlı Cuma'nın en kanlı sayfaları ise AyÅŸe'nin röportajları olanı.Çünkü AyÅŸe genellikle sona kalır. Sebebi malumdur: Röportaj yapacağı kiÅŸinin kim olacağını düşünür, bunu düşünürken ortaya koca bir liste çıkar.O, liste içinde en ikna olduÄŸunun peÅŸine düşer. Zaman fark etmez, 24 saatin içinde herhangi biri, randevulaşır. Üşenmez, taksi ÅŸoföründen yönetmenine, arkadaÅŸlarından annesine kadar soru toplar, her kimle konuÅŸacaksa hakkında ne yazıldı çizildi okur. Kim tanır, sorar.Yetmez, fotoÄŸrafı nasıl çekilecek, ne giyse iyidir, prodüksiyon yapar. Åžehir, hatta ülke demez kilometrelerce gider, gelir. Zaman daraldı, fark etmez bantlarını kesinlikle kendi çözer. Ölse, bant çözerken tek kelime atlamaz onlarca ekran yazı çıkar.Hadi bakalım, kısalacak. Tabii ki kendi yapacak. Bu arada gece yarıları olur. Zaten bir türlü aksiliÄŸin gerdiÄŸi sinirler, AyÅŸe'nin uzadıkça uzayan röportajıyla kopar, patlar...Hele diÄŸer sayfalar bitmiÅŸ o bekleniyorsa!Ama o devam eder. Geceyarısını çoktan geçmiÅŸ saatlerde röportaj yaptığı kimse kim, çevirir telefonu, bu sefer de okuma faslı.Verse ÅŸu yazıyı dersin, verse de bitse. Yook, daha sayfayla ıncık cıncık oynanacak.Bütün bunları, sorumsuzluÄŸundan yapmaz.Tersine iÅŸine olan aşırı sorumluluktan yapar.Çok randevu iptal etmiÅŸliÄŸi, çok sevgili kızdırmışlığı vardır bu gecelerde.Hepimizin birer patlayıcı maddeye dönüştüğü o geceyarısı saatlerindeki bu hali için tek mazereti var:Ortaya çıkardığı benzersiz röportajlar.Kitap ortaya çıkınca, inanamadım.Tam 10 yıl olmuÅŸ. Hiçbiri yabana atılmayacak sıkı 500 röportaj.O 500 röportajın Kanlı Cuma'larında bir o kadar da mesleki tatmin, gurur var bizim için.Hürriyet Pazar, birçok ÅŸeyle bugün olduÄŸu gibi zirvede. Ama onların arasında AyÅŸe Arman röportajlarının, onun röportajcılığının yeri apayrı.DEKOLTE MÄ° DEĞİL MÄ° TARTIÅžMASIBu elbise Demirel röportajıyla olay oldu, Alman CumhurbaÅŸkanı Johannes Rau’da kimse ses çıkarmadı!EÄŸer Süleyman Demirel muhafazakársa ben de ne olayım! Herkes kıyafetimi eleÅŸtirirken o son derece normal karşıladı. Pekçok gazeteci bir kere daha beni gazetecilik ciddiyetine yakıştıramadı. Süleyman Bey ise ‘‘Sen aldırma onlara, yoluna devam et’’ dedi.Alman CumhurbaÅŸkanı Johannes Rau ve eÅŸi:Berlin'de görüştük. Ãœzerimde Demirel elbisem vardı. Burada hadise olmuÅŸtu orada bir ÅŸey olmadı. Türkleri sevdiÄŸini söyledi, beni diÄŸer Türklerden daha fazla sevdi, çünkü bana göre tam Türk ona göre yarım Almanım!AKLANDI MI AKLANMADI MI?Ne sorulduÄŸuna bile bakılmadan ‘‘Neden bu insanlara soru soruldu’ diye kıyamet koparıldı!Offffffff. Ne röportajdı ama. Ne sorduÄŸumdan çok, neden onunla röportaj yaptığım konusu gündeme getirildi. Hálá diyorum ki yeryüzünde röportaj yapılamayacak insan yoktur. Yeter ki anlatacakları bir ÅŸey olsun. Takdir edersiniz ki Mehmet AÄŸar'ın çok vardı .Ayhan Çarkın:En beÄŸendiÄŸim röportajlarımdan biridir. Bir özel timciye ‘‘Sen katil misin?’’ diye nasıl sorduÄŸumu hálá bilmiyorum. KÄ°MSE ONUNLA NÄ°YE KONUÅžTUN DEMEDÄ°Susurluk kamyoncusu hiç aklına gelmediÄŸi bir anda meÅŸhur oldu. Hasan Gökçe: Susurluk skandalı patlamış, herkesin hayatı kaymış ama Susurluk kamyoncusunun hayatı bir baÅŸka kaymış. Yılbaşıydı, yapacak daha iyi bir ÅŸeyim yoktu. Yılbaşını Susurluk'ta geçirdim, bir de röportaj yapıverdim!Bakanın bekáreti kıyamet kopardıIşılay Saygın’ın, ‘‘52 yaşındayım ve bakireyim’’ açıklaması çok ses getirdi. Ä°steyerek mi açıkladı? Hayır, aÄŸzından çıktı. Peki beni neden ilgilendirdi? Çünkü Işılay Saygın, Kadından Sorumlu Bakan'dı. Ve bekáret kontrolünü savunuyordu. 18'in altındaki genç kızlar, gerekli görülürse, onun da rızasıyla bekáret kontrolüne yollanıyordu. Benden bu röportajı yalanlamamı ve röportaj kasedini de geri vermemi rica etti. Kabul etmedim. Emin ÇölaÅŸan da ‘‘Ortada böyle bir bant varsa tabii...’’ diye yazınca, yalan haber yapmadığımı kanıtlamak için kasedi Basın Konseyi'ne yolladım. Haber, günlerce ana haber bültenlerini iÅŸgal etti. O günden beri Saygın'ı görmüyorum ve röportaj kasetlerimi, ‘‘Yalan haber yaptı, kafasından uydurdu’’ gibi saldırılara maruz kalmamak için saklıyorum.Süreyya Ayhan’ı nasıl parçalamışlardıSüreyya Ayhan: Åžimdi bakmayın herkesin Süreyya Ayhan'a bayıldığına. O zamanlar Türkiye ikiye ayrılmıştı. Ve baÅŸta Fatih Altaylı olmak üzere pekçok insan bu kızı parçalamıştı. Röportajın bir yerinde Yücel Kop'un 14 yaşından beri antrenörü olduÄŸunu söylüyordu, bir baÅŸka yerinde ise ‘‘O benim her ÅŸeyim. Arkadaşım, dostum, sevgilim...’’ gibi bir ibare vardı. Sivri zekalılar bu ikisini birleÅŸtirdi, Yücel Kop sübyancı, Sürreyya ise ahlaksız ilan edildi. Gereksiz, manasız bir tartışmaydı, en çok yıprattıkları insan da Süreyya oldu. Benim için bu haber ardından yaÅŸananlar, yaÅŸadığımız toplumun ikiyüzlülüğünü görme açısından çok önemli bir göstergeydi. Neyse ki Süreyya hiç onlara aldırmadı, yoluna devam etti...Bu fotoÄŸraf için çok kızdılar banaEn yakın arkadaşım Jack Nicholson'la laubali pozlarımızdan biri! ‘‘Ne iÅŸin vardı adamın üzerinde?’’ diye çok kızdılar bana. Dünya Kupası'ydı ve bizim hemen önümüzde oturuyordu. Evet haklısınız, üzerine atlamaktan baÅŸka ÅŸansım yoktu. Jack Nicholson bu ya! Atlamayıp ne yapacaktım.Çıplak ayaklı diplomat Karen FoggBir dönem Türkiye'nin AB iliÅŸkileri ondan soruluyordu. Neredeyse, ‘‘persona non grata’’ ilan edildi. Hálá çok sevildiÄŸi söylenemez. Ben? Sevdim. Ortalıkta korumasız dolaÅŸan ve röportaj sırasında ayakkabılarını çıkaracak kadar rahat olan insanları seviyorum!Nevin Sungur’la: Budur yani insanların ‘‘YaÅŸlı görünüyorsun deÄŸiÅŸtir artık’’ diye tutturduÄŸu o fotoÄŸrafın aslı. Ölü yıkayıcısı:Hepimizin sonu o taÅŸ iÅŸte! Günün birinde, ‘‘Ben neden bir ölü yıkayıcıyla röportaj yapmıyorum’’ dedim ve Zincirlikuyu Mezarlığı'na gittim. Beni sarsan bir röportaj oldu. Ama çok ÅŸey öğrendim. Bütün ölü yıkayıcılara saygılarımı sunuyorum ve iÅŸlerini son derece özenle yaptıklarını biliyorum.Ercan Arıklı:Patronumdu. Unutulmaz adamdı. Ölmeden önce kendisiyle yapılmış son röportaj. Onu hálá rüyalarımda görüyorum. Hınzır hınzır gülüyor.Benim Adım Kırmızı çıkacaktı. Bir Orhan Pamuk röportajının zamanıydı. Edebiyatçı ama ben onu Harrison Ford'a benzettim. Zeki, esprili, yetenekli ve çekici. Biraz da paranoyak ve şüpheci...BaÅŸka kimler yoktu ki...FADÄ°ME ÅžAHÄ°N HINCAL ULUÇ REYYAN UZUNER AHMET ALTAN MURATHAN MUNGAN PERÄ°HAN MAÄžDEN RUS FAHÄ°ÅžE PÄ°YANO TAÅžIYICISI ESRARENGÄ°Z TOSYALI ERTUÄžRUL ÖZKÖK SADUN TANJU EMÄ°N ÇÖLAÅžAN FATÄ°H ALTAYLI DAUM Kurye Dilek Meral AkÅŸener SABRÄ° DOÄžAN RAUF TAMER FATÄ°H TERÄ°M HAGÄ° Ä°LHAN MANSIZ ZAFER MUTLU ZEKERÄ°YA BEYAZ VOLKAN VURAL CEM YILMAZ CLAUDIA SCHIFFER DAVÄ°D COPPERFIELDÂ
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!