Güncelleme Tarihi:
KARAR BM’YE DARBE
“ABD’nin aldığı karar, ne uluslararası hukukla ne vicdanla ne adaletle ne de bölgenin gerçekleriyle asla bağdaşmaz. Bu karar, en büyük darbeyi, ABD’nin de üyesi olduğu BM Güvenlik Konseyi’ne vurmuştur. Tarih dünde kalırsa yazıktır. Tarihi geleceğe taşımak çok önemlidir. ABD’nin de altında imzası olduğu BM Güvenlik Konseyi’nin 1980 yılında aldığı 478 sayılı kararını son açıklamayla ABD yok saymıştır. BM Güvenlik Konseyi üyelerinin itibar etmediği BM’nin, diğer ülkeler nezdinde inandırıcılığı olamaz. Hiç kimse hukukun üstünde değildir. Hiçbir ülke pazusuna güvenerek uluslararası hukuku yok sayamaz.
İsrail bir işgal devletidir. Şuanda polisiyle, bütün oradaki gençleri, çocukları adeta terör estirerek vuruyorlar. F-16’larıyla Gazze’ye saldırıyorlar. Niye? ‘Ben güçlüyüm’. Şunu açık net ve söylüyorum. Güçlü olmak, haklı olmak anlamına gelmez. Haklı olan güçlüdür. Kaç gündür liderlerle görüşüyorum. Hepsini arıyorum. Sayın Papa ile görüşme yaptık. Bu sorun sadece Türkiye’nin sorunu değil. Sadece Müslümanların sorunu değil. Aynı zamanda Hıristiyanların sorunu. Lübnan’ın Cumhurbaşkanı Hıristiyan’dır. Onunla da görüştüm. O da aynı sıkıntıyı dile getirdi. Hatta bir kısım Yahudiler de bundan rahatsız. Dünyayı yönetmek, kusura bakmayın da bu kadar kolay değil. Haklının değil, sadece güçlünün borusunun öttüğü bir yapının adalet üretmesi mümkün değildir. Bu sistem böyle devam ettiği sürece yeni Suriyeler, Arakanlar, Bosnalar yaşanmaya devam edecektir.
KARARIN HÜKMÜ YOKTUR
ABD’nin Kudüs kararının bizim nazarımızda hiçbir hükmü, hiçbir geçerliliği yoktur. Filistinliler, devlet terörü uygulayan bir devletin insafına terk edilemez. Kudüs bizim ilk kıblemizdir. Kudüs bizim için kırmızı çizgidir. Alınan karar bir provokasyondur. Bu öyle bir provokasyon ki, bu provokasyonun arkasında Evanjelistler var. Bunu bizzat zaten sayın başkandan dinlemiş birisiyim. Açık söylüyorum. Müslümanlar gibi Hıristiyanların da Kudüs üzerindeki haklarını ayaklar altına alan bu karara biz asla rıza göstermeyeceğiz.”