Oluşturulma Tarihi: Mart 20, 2004 01:49
Bahçelievler katliamı sanıklarından Haluk Kırcı, tutuklu bulunduğu cezaevinden tahliye olduktan sonra ailesiyle birlikte tatile çıktı. Kırcı, ‘‘Kimse, benim arkamda örgütüm var, arkadaşlarım var diye güvenmesin. Şiddete bulaşan çöpe atılıyor. Herkes bilsin ki, düşenin dostu olmuyor’’ dedi.
Ankara Bahçelievler katliamı davasından tutuklu bulunduğu Ödemiş Cezaevi'nden tahliye olan Haluk Kırcı ailesiyle birlikte gizli bir yerde tatile çıktı. Kırcı, tahliye olduktan sonra götürüldüğü askerlik şubesinde hakkında çürük raporu olduğu anlaşılınca serbest bırakıldı.
Dışarda bekleyen eşi ve iki çocuğuyla hasret gideren Haluk Kırcı, tatile çıkmadan önce kendisiyle konuşan gazeteci-yazar Saygı Öztürk'e ilginç açıklamalarda bulundu. Bundan sonra hayatını çocuklarına adayacağını belirten Kırcı, 'Hiçbir şeyin peşinde değilim' dedi.
Haluk Kırcı şunları söyledi:
ZATEN 2 YIL FAZLA YATTIM Olanlara lanet olsun. İnşallah bu ülke bir daha bunları yaşamaz. Ama biz yaşadık. Ben devlete karşı suç işlemedim. Abdullah Öcalan 125. maddeden idama mahkum edildi. Eğer 1991 yılında teslim olsaydı 10 yıl sonra serbest bırakılacaktı. Ben 2 yıldır haksız yatıyorum. İdam cezası kaldırıldıktan sonra yattığım her gün fazlaydı.
DÜŞENİN DOSTU OLMUYOR Bütün gençliğe sesleniyorum ve altını çizerek şunları söylüyorum. Şiddet kimseye bir şey getirmiyor. Şiddete bulaşan insan çöpe atılmış bir kağıttan farksız hale geliyor. Kimse, benim örgütüm var, arkadaşlarım var diye güvenmesin. Herkes bilsin ki, düşenin dostu olmuyor. Yapılacak tek şey kanunlar çerçevesinde yaşamaktır. Yapacağım tek şey yaşadıklarımı arkamızdan gelenlerin yaşamaması. Bunun için elimden geleni yapacağım. Bunu da herkes bilsin.'
Ben yaparım dedim kafalarına kurşun sıktım'İdi Amin' lakabı ile tanınan Kırcı, 8 Eylül 1978 günü Bahçelievler semtinde 7 TİP'li öğrencinin öldürülme eylemine katıldı. Saygı Öztürk, '5-6-2 Tamam Reis' adlı kitabını Haluk Kırcı'nın verdiği bigilerle yazdı. Katliamın hikayesinin yer aldığı kitapta anlatılan katliam gecesi Reis lakabıyla bilinen Abdullah Çatlı'nın yönlendirdiği ve aralarında Haluk Kırcı'nın da bulunduğu 4 kişi, 8 Eylül 1978 tarihinde Bahçelievler'de öğrencilerin kaldığı evi bastı. Silahlı 4 kişi, içerde bulunan 5 genci etkisiz hale getirdikten sonra bağladı. Ardından gelen iki genci de etkisiz hale getirdi. Sorgulanan öğrencilerden biri ağzına kapatılan havlu yüzünden boğularak öldü. Paniğe kapılan 4 kişi, dışarda bekleyen Abdullah Çatlı'ya durumu bildirdi. Çatlı bir süre olay yerinden ayrıldıktan sonra geri dönüp, eterle bayıltılan iki öğrenciyi otomobilin bagajına koyup Eskişehir yoluna götürdü. İki öğrnci burada başlarına kurşun sıkılarak öldürüldü. Geride kalan 4 TİP'liyi götürecekleri sırada, binanın önünden polis otomobili geçince yakalanmaktan korktular. Abdullah Çatlı evde bulunanlara
haber gönderdi: ‘‘Kalanları da öldürün’’ İçerdeki iki kişiden birinin tabancası patlamadı. Kırcı, ‘‘Ben yaparım sen kaç’’ dedi. Ve 4 TİP'li başlarına kurşun sıkılarak öldürüldü.
SAYGI ÖZTÜRK’E İTİRAF ETTİ
Yıllar sonra Saygı Öztürk'e, kitabın yazılması aşamasında konuşan Haluk Kırcı, katliamı itiraf etti. Kırcı 'Neye yalan söyleyeyim, ben yaptım' diyerek katliamı üstlenmişti. Katliamdan sonra hakkında tutuklama kararı çıkarılan Kırcı, İstanbul'da sahte kimlikle yakalandı ve yargılandı. 12 Nisan 1988'de Bahçelievler katliamı davasından 7 kez idama mahkum oldu. Çıkarılan İnfaz Kanunu'ndan yararlanarak 26 Nisan 1991 tarihinde şartlı tahliye edildi. Ancak her idamı için ayrı hesaplanması gereken süre henüz tamamlanmadığından tekrar aranmaya başlandı. 25 Ocak 1996'da İstanbul'da yakalandı ancak aynı gün firar etti. Kırcı, 10 Ocak 1999'da İstanbul Terörle Mücadele Şubesi ekiplerinin bir operasyonu ile yakalanarak cezaevine kondu.