'Kimse bizden geri dönüş beklemesin'
Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC’den dünyaya “Rum tarafı gerçeklerden kopuk ve şımarık tavırlarını sürdürmekte ısrarcı. Kıbrıs Türk halkının kanıyla, canıyla kurduğu devletten vazgeçmesini istiyorlar. Bizden kimse artık geri dönüş beklemesin. 247 yıl da sürse Kıbrıs Türk halkı özgürlüğünden taviz vermeyecek” diye seslendi.
Kıbrıs Barış Harekatı’nın 47. yıldönümü kutlamaları için KKTC’ye giden Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve bakanların da aralarında bulunduğu heyetle 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı Resmi Geçit Töreni’ne katıldı. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile birlikte askeri araç üzerinden halkı selamlayan Erdoğan, resmi geçit törenini de izledi. Geçit töreni öncesinde konuşan Erdoğan özetle şunları söyledi:
SAMİMİYETSİZ TAVIR
“Kıbrıs Türk halkının barış ve özgürlüğe kavuşmasını sağlayan harekâtın 47. yıldönümü nedeniyle Ada’da bulunmaktan mutluyum. Rumlar, Kıbrıs Türkünü azınlık olarak görme gafletinden bir türlü uyanamadı. Rum tarafı gerçeklerden kopuk, samimiyetsiz ve şımarık tavırlarını sürdürmekte ısrarcı. Şöyle biraz derine indiğimizde, içlerinde halen 1974 öncesi katliamların özlemini çekenler bulunduğunu görüyoruz.
İZİN ALACAK DEĞİLİZ
AB çözüm noktasında sözünde durmadı. Bunların hayatı yalan üzerine kurulu, dürüst değiller. Geçen gün beni arıyorlar, söyledikleri şu; ‘Duydum ki, ayın 20’sinde Kuzey Kıbrıs’ta konuşma yapacakmışsınız, herhalde orada rahatsız verici bir konuşma olmaz’. Bunun iznini sizden alacak değiliz. Bugün ne kadar Türk düşmanı varsa Miçotakis ile beraber Amerika’da, belki videokonferansla, bir araya gelmek suretiyle bize cevap teşkil edecek konuşmayı da onlar yapacak. Biz haklıyız. Haklı olduğumuz için sonuna kadar haklılığımızı savunacağız. Kıbrıs Türk halkının kanıyla, canıyla kurduğu devletten vazgeçmesini istiyorlar. Bu tavrın artık hiçbir hükmü kalmamıştır.
Bizden kimse artık geri dönüş beklemesin. Bugünkü ziyaretimizden, sizlerle kucaklaşmamızdan rahatsızlık duyanlar olduğunu biliyoruz. Bu çevreler ilk günden itibaren ziyaretimizi ve şu tarihi bayram sevincimizi gölgelemek için ellerinden geleni yaptılar. Nitekim bizim bu ziyaretimiz üzerine Amerika’da bir kesim Rumlarla ilişkileri güçlendirmek bahanesiyle harekete geçti. Aralarında tescilli Türkiye düşmanlarının olduğu bazı isimler güya Türkiye’nin saldırganlığına karşı Rumlara ve Yunanlılara desteklerini ifade etmek üzere bir konferans düzenlemişler.
TAVİZ VERMEYİZ
Hiç kusura bakmasınlar, değil 47, 147 yıl, 247 yıl da sürse Kıbrıs Türk halkı özgürlüğünden taviz vermeyecek. Hatta, onlara bir an önce KKTC’ye gelerek hem buradaki devleti tanımaları, bu güzel coğrafyanın güzelliklerinden istifade etmeleri çağrısında bulunuyorum. Bunun dışında ne dışarıdan verilen mesajların ne de içeriden yürütülen girişimlerin bizim nazarımızda boş teneke gürültüsünden öte bir kıymeti yoktur. Türkiye ile KKTC’nin kardeşliğini örselemeye kimsenin gücü yetmez.”
MARAŞ’TA HAYAT YENİDEN BAŞLAYACAK
Erdoğan “Yeni bir müzakere süreci ancak iki devlet arasında yürütülebilir” diyerek şöyle devam etti: “Kıbrıs Türkünün eşit statüsünün teyit edilmesi, çözümün anahtarı bu. Cumhurbaşkanı Sayın Tatar’ın az önce paylaştığı kararla Maraş’ta hayat yeniden başlayacaktır. Mülkiyet haklarına riayet edilerek yürütülen bu çalışmalarla artık Maraş’ta herkesin yararına olacak yeni bir dönemin kapıları açılacaktır. Açılımın öncelikle Kapalı Maraş’ın yüzde 3.5’ine tekabül eden pilot bölgede başlayacak olması Kıbrıs Türk makamlarının bu konuya ne kadar hassas yaklaştığını ortaya koyuyor.”
KKTC’Yİ GÜÇLENDİRECEK PROJELERİN TEMELİ ATILDI
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Kıbrıs Türkünün refah seviyesini daha yukarıya çıkartacak projeleri hayata geçiriyoruz” dedi. Erdoğan, katıldığı toplu açılış töreninde özetle şunları söyledi: “Ada’nın eşit ve ortak sahibi olan Kıbrıs Türkleri, on yıllardır Kıbrıs Rumları’nın hukuk ve insanlık dışı ambargosuna mahkûm ediliyor. Biz ise Kıbrıs Türkünün refah seviyesini daha yukarıya çıkartacak projeleri hayata geçiriyoruz. Kıbrıs’taki 19 belediyemiz ile yol yapım ve bakım çalışmaları, altyapı hizmetleri, eğitim-öğretim faaliyetleri, sanayinin desteklenmesi gibi alanlar için 96 milyon liralık bir kaynak aktarılmıştır. Ayrıca doğrudan hane halkına ve tüzel kişilere yönelik yardımlar kapsamında yaklaşık 14 bin kişi ve kuruma 90 milyon liralık kaynak ayrılmış. Bunun 60 milyon lirası şu ana kadar harcanmıştır.”
KKTC’DE DİJİTALE GEÇİŞ
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Lefkoşa’daki törende birçok projenin temel atma ve açılışını gerçekleştirdi. Bu kapsamda KKTC Veri Merkezi temeli, Yavuz Çıkarma Plajı’ndaki Barış ve Özgürlük Anıtı ve 1974 Barış Harekâtı’nda kullanılan Ç. 1974 Müze Gemisi, Lefkoşa Kuzey Çevre Yolu açılışı ile Kapalı Maraş’ta restorasyonu tamamlanan Bilal Ağa Mescidi’nin yeniden ibadete açılışı yer aldı. Erdoğan, “Kuzey Kıbrıs artık ayağa kalkıyor. İnşallah tamamen dijital dönemi Kuzey Kıbrıs’ta yaygınlaştıracağız. KKTC’nin dijital altyapısının güçlendirilmesi için de gayret gösteriyoruz” dedi.
ABD’YE KABİL İÇİN İKİ ŞART
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, KKTC’deki resmi temaslarının ikinci gününde ilk olarak bayram namazını Lefkoşa’daki Hala Sultan Cami’sinde kıldı. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile birlikte camiye gelen Erdoğan’a MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bazı bakanlar da eşlik etti. Bayram namazında Erdoğan’ın yanında Saadet Partili Oğuzhan Asiltürk de vardı. Namaz çıkışında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:
TEMEL BEY’İ DE DAVET ETTİK: “Oğuzhan Bey Kıbrıs Barış Harekatı’nın yapıldığı dönemde Erbakan Hocamızın en yakın çalışma arkadaşıydı. Aynı şekilde o koalisyonun içinde Erbakan hocamızla beraber bulunan kadrodan Temel Bey’i de davet ettik.
KUZEY-GÜNEY DEMEK İSTEMİYORUZ: Bundan sonraki süreçte de biz kuzey güney demek istemiyoruz. Artık Kıbrıs Türkü diyoruz.
ABD’YE ŞARTLARIMIZ VAR: (Kabil Havaalanı’nın güvenliği) Amerika çekilme kararını verdi ama Kabil Havaalanı’nın tarafımızdan zaten 20 yıldır işletiliyor, bundan sonra da işletilmesini istediler. Olumlu bakıyoruz. Ama iki şartımız var; Amerika diplomasi noktasında yanımızda yer alacak, lojistik noktasında imkânlarını bize seferber edecek. Mali noktada gerekli desteği verecek.”
