Güncelleme Tarihi:
Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi İç Hastalıkları Klinik Şefi Doç. Dr. Sedat Demir, orucun usule uygun tutulursa sağlığa yararlı olduğunu söyledi.
Orucun ancak sağlıklı insanların yerine getirebileceği bir ibadet olduğuna dikkati çeken Demir, herhangi bir sağlık sorunu olanlar, yaşlı ve hamilelerin oruç tutma kararını vermeden önce doktorlarına danışması gerektiğini, özellikle bu yıl buna daha da dikkat edilmesinin çok önemli olduğunu vurguladı.
Bu yıl Ramazan ayının ağustos ayına denk geleceğini, günlerin oldukça uzun ve sıcak olmasının, gerek kan şekeri düşüklüğü gerekse ciddi sıvı kayıplarına neden olacağını belirten Demir, şunları kaydetti:
“Bu açıdan bakıldığında özellikle şeker hastaları, kalp ve tansiyon hastaları ve böbrek hastalığı olan kişilerin çok daha dikkatli olmaları gerekiyor. Bu durum göz önüne alındığında çok istisnai durumlar dışında şeker hastalarının oruç tutmamaları önemlidir. Özellikle gün boyunca oluşacak şeker düşüklüğü ciddi hayati sonuçlar doğurabilecektir. Gün içinde aşırı şeker düşüklüğü ve iftarın hemen ardından ortaya çıkacak ani şeker yüksekliği hastaları için son derece risklidir. Bu ölümle neden olabilecek sonuçlar doğurabilir. Sıvı kaybı diğer gruplarda da önemli olmakla birlikte, özellikle böbrek hastalarında çok daha önem kazanmakta, böbrek yetmezliği olan kişilerde ani böbrek fonksiyon kaybı ile birlikte ciddi böbrek yetmezlikleri ortaya çıkabilmektedir. Özellikle kalp damar, böbrek ve şeker hastaları yüksek risk altındadır ve doktorlarına danışmadan orucu düşünmemelidirler.”
Demir, ayrıca mide ve barsak hastalıkları olanların da oruç tutmamaları gerektiğini belirtti.
“MUTLAKA SAHURA KALKIN”
Doç. Dr. Demir, sıcak yaz günlerine denk gelen Ramazan ayında sağlıklı insanların da beslenmelerine ayrıca önem göstermelerinin önemine dikkati çekerek, sahurda “tok tutar” düşüncesiyle fazla yemek tüketilmemesi gerektiğini söyledi.
Demir, Ramazan ayında beslenmeyle ilgili önerilerini ise şöyle sıraladı:
“Mümkün olduğunca hafif ve sıvı ağırlıklı beslenin. Ağır, yağlı börekler yerine daha hafif olan makarna ve komposto tüketin. Yağlı protein içeriği yüksek gıdalar yerine, kahvaltıyı tercih edin. Süt, peynir, kepekli ekmek, çorba, domates, salatalık özellikle tercih edilebilir. Uykuyu bölmek zor gelse de mutlaka sahura kalkın. İftar yemeklerini hızlı yemeyin, yemeğin süresini mümkün olduğu kadar uzatın, gıdaları mutlaka iyi çiğneyin, hafif bir çorba ile ya da bir salata ile başlayıp bir süre ara verin ve yemeye devam edin. Lifli gıdaları özellikle tercih edin.”
İftardan hemen sonra kahve içilmemesi ve aşırı çaya tüketiminde kaçınılmasını öneren Demir, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Yemekten en az yarım saat sonra çay için ve sahurda da aşırı çay tüketmeyin. Bolca meyve ve sebze tüketin, mevsim itibariyle kavun, karpuz, üzüm iyi seçenekler olabilir. Karbonhidrat, protein ve yağ gibi her besin gurubundan ölçülü miktarlarda tüketmeye dikkat edin. Sıvı gıdalara ve su tüketimine ağırlık verin. Burada dikkat edilmesi gereken iftarda bir bardak ılık su ile başlamak ve daha sonra yemek sırasında aşırı su içmeyip bunu geceye yaymaktır. Sahurda, susama hissini azaltacağı düşüncesiyle aşırı su içmek de doğru değildir. İftar ve sahur arasını sürekli yiyerek geçirmek doğru olmamakla birlikte özellikle sıvı alımına dikkat edin. Yaklaşık 2- 2,5 litre suyu mutlaka tüketin.”
“TİRYAKİLER İÇİN RAMAZAN FIRSAT”
Demir, sigara tiryakileri için Ramazan ayının sigarayı bırakmak için iyi bir fırsat olduğuna da değinerek, “Çok yapılan bir yanlış da iftara hemen sigara ile başlamaktır ki, bu ciddi kalp krizi ve felçleri tetikleyebilir. İftarda içilen sigara adeta bir balyoz etkisi yaparak tüm dengeyi alt üst edebilir” dedi.
Oruçluyken ağır sporlar ve ağır bedensel aktivitelerden uzak durulmasının önemine de dikkati çeken Demir, iftardan sonra yine ağır sporlar yerine düz yürüyüşlerin tercih edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.