Güncelleme Tarihi:
Projektörlere adayların görüntüleri ve bilgileri teker teker yansıtılarak çalışıldı. Benzer bir çalışma 2011 genel seçimlerinde de yapılmıştı. Ama bu son yerel seçim için yapılan çalışmaların öncekilerden bir farkı oldu. Öyle bir fark ki, Başbakan’ı kızdıracak kadar. Bu kez sır gibi saklanan ve açıklanması bizzat Başbakan Erdoğan’a bırakılan isimler önceden basına sızdı. Başbakan’ın açıklama yapacağı günün öncesinde kimlerin belirlendiği isim isin medyada eksiksiz yer aldı. Halbuki 2011 seçimleri öncesinde ve tabii ki kabinede revizyon değişikliklerinde belirlenen isimler herkese meraktan dokuz doğurtmuştu. Bölük pörçük bilgiler haricinde bu seferki gibi isimler alınamamıştı. O nedenle geçtiğimiz günlerde Başbakan beraberinde çalıştığı isimlere ve danışmanlara “Bu bilgiler buradan mı sızıyor. Kim sızdırıyor. Bu sızdıranı bulun” diye talimat verdi. Ama bilgiler sızmaya devam ederken şu ana kadar sızdırana ait bir iz yok.
Ya seçmen özel tuvaletime girerse
MİLLETVEKİLLERİNE yaptırılan lüks ofis binası yeni heyecandan çok, adeta yeni dert oldu. 23 Nisan için planlanan açılış 2014’e sarktı ama milletvekilleri de zaten taşınmaya hevesli değil. Daha taşınmadan kaygılar başladı.
Meclis İdare Amiri Malik Ecder Özdemir “Asıl sıkıntıyı taşınınca göreceğiz. Eski binalarda hiç değilse bankolar aracılığıyla ziyaretçiler yönlendiriliyor. Şimdi hastane gibi, alışveriş merkezi gibi uzun koridorları dolduran yüzlerce ziyaretçi olacak” diyor. Yerleşkenin geleneksel dokusunu bozmasıyla ilgili rahatsızlığı, İtalya’dan getirtilen 70 bin metrekarelik granit de örtemedi. Üstelik yeni ofisler vekilleri biraz daha yoracak. Provalarda, kestirme tünele karşın en üst kattaki vekilin 10-15 dakikadan önce Genel Kurul’a ulaşamadığı görüldü.
TAM EYLEMLİK...
Bunlar bir yana, asıl kaygı güvenlik ve hijyen konularında. Sıkıntılı vatandaşlar için Meclis’in potansiyel eylem yeri olması güvenlik birimlerini kara kara düşündürüyor. Meclis yönetimi, geniş boşluğa açılan yüksek katlar ve uzun koridorlar nedeniyle olası intihar girişimlerini nasıl önleyeceğini bilemiyor. Günlerce yapılan toplantılar, bazı terasları kapatan küçük müdahaleler de riski kaldırmadı. Duvarın hemen yanındaki binanın dış saldırılara açık olması da cabası. Bu nedenle bina ve çevresine yüzlerce yeni kamera kuruluyor ve yüzden fazla yeni polis görev yapacak. Ancak milletvekillerinin derdi sadece bu değil.
Genel tuvaletlerin yanı sıra 472 özel ofiste 472 özel lavabo ve tuvalet bulunuyor. “Bazı günler yüzlerce ziyaretçimiz geliyor, saatlerce kalıyorlar” diyen milletvekilleri ekliyor: “Hepsi odadaki lavaboyu kullanmak isteyecek. ‘Genel tuvalete git’ desen memlekette ipliğimizi pazara çıkarırlar. Bunun hijyeni nasıl sağlanacak.” Şimdiden 3 personel hakkının yanına ‘hizmetli’ kadrosuyla 4’üncü personel talepleri dillendirilmeye başlandı.
BU DA İYİ HABER...
İyi haber de yok değil. Çay-kahve siparişleri artık modernleşecek. Her vekil dokunmatik ekranda çayın demlendiği saati görecek. Açık mı, demli mi, az şekerli mi, sade mi, online sipariş edecek. Tepsinin ocaktan çıktığı saniye bile kayda girecek. Kimse “Çay söyledim de gelmedi” demeyecek, seçmenin “Ağabey ocağa borcun mu var” esprisi belki tarih olacak.
Ankara’nın çarkına bak
BAŞKENTİN dört bir yanında lüks konutlar, gökdelenler yükseliyor. İçerisindeki her bir daire milyonlarca dolara satılan devasa lüks binaların arasında kalan gecekondularda yaşanan hayatlarsa ortaya çıkan gelir dengesizliğini fotoğraf karelerine taşıyor. Kentin parlayan yıldızı olarak tanıtılan Çukurambar’da onlarca gökdelen cam duvarlarıyla gökyüzüne uzanırken halen devam eden projelerle semt değerini arttırıyor. Ancak çarpık kentleşme, renk renk boyanan yıkık duvarları, kırık dökük, yarısı naylon brandalarla kapatılmış çatılarıyla, dev cam binaların yanında süren gecekondu hayatının izlerini silemiyor. - Rıza ÖZEL / ANKARA
Şu sıra Kenan Paşa’yı okuyor
ANKARA’da özellikle siyasilerin boş zamanlarında ne yaptıkları merak konusudur. Kime bu soruyu yöneltseniz, çoğunlukla vakit buldukça kitap okuduğunu söyler. Haberciler de siyasilerin okudukları kitaplardan bir şekilde siyasi içerikli mesaj çıkarmaya çalışırlar. Askerlerin de boş vakitlerinde hangi kitapları okudukları merak edilir ama bununla ilgili bilgiye ulaşmak oldukça zordur. Ankara’da yine bol siyasetli bir akşam yemeği ortamında hem siyasilerin, hem de askerlerin boş vakitlerinde gerçekten kitap okuyup okumadıkları üzerine konuşmalar yapılırken, arkadaşımız Uğur Ergan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in bu sıralar hangi kitabı okuduğuna dair paylaşılan bilgiyi duyanlardan. Özel’in bu aralar fırsat buldukça okuduğu kitabın adı ‘Kod adı: Bozkurt’. Yazar Cüneyt Öztürk bu kitabı aslında 15 Ekim 2005 tarihli Hürriyet’in manşetinden esinlenerek kaleme almış. Barış Harekatı öncesi yıllarda Kıbrıs’ta Türk Mukavemet Teşlikatı’nı eğitip yöneten ‘Bozkurt’ kod adlı merhum Tuğgeneral Kenan Çoygun’un bundan 8 yıl önce Ankara’da sessiz sedasız bir törenle toprağa verilişini Hürriyet, manşetinden “Bir çılgın Türk’ün vedası” başlığı ile duyurmuştu. 81 yaşında hayata veda eden ve Kıbrıslı Türklerin ‘Efsane komutan Kenan Paşa’ diye tanıdığı bu çılgın Türk’ün Kıbrıs’ta kahramanlıkları, Öztürk’ün kaleme aldığı biyografik romanda ayrıntılarıyla anlatılıyor.
Forslu x-ray
Teknolojideki gelişmeleri yakından takip eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve ekibi, mobil güvenlik önlemleri konusunda da öncü rolü üstleniyor. Gül, gittiği her programda üstünde Cumhurbaşkanlığı Forsu olan mobil x-ray cihazını yanında taşıyor. Cihaz, Cumhurbaşkanı gelmeden önce programın yapılacağı yerin girişine yerleştiriliyor ve programdan sonra bir koruma cipine konularak Çankaya Köşkü’ne geri dönüyor. Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kullandığı bir mobil uygulama da araç komuta kontrol merkezi. Yüksek teknolojiyle donatılmış bir araç, liderle birlikte hareket ediyor. Bu araç çevredeki tüm hareketleri uydu üzerinden takip ediyor. Yüzleri tarıyor, araç plakalarını inceliyor, sorguluyor ve şüpheli bir duruma rastlarsa hemen uyarıyor. Arkadaşımız Ümit Çetin’in izlenimlerine göre, Gül ve Erdoğan’ın yakın koruma ekibi yanlarında sürekli harekete duyarlı kameralar taşıyor. Bu kameralar bir başka il ya da ülkeye gidildiğinde liderin uçağı, helikopteri ve kaldığı otelin çevresine yerleştiriliyor. 24 saat kontrol altında tutulan bu kritik noktalardaki en ufak bir hareket alarm veriyor. Otelin kendi kamera sistemiyle entegre edilen kameralar ayrıca liderin kaldığı otelin koridorlarına da yerleştiriliyor.