Güncelleme Tarihi:
EVLENİNCE ‘BANA MÜSAADE’...
Sizi tanıyalım. Kimdir Nezih Karabıyık?
1956 Sakarya Taraklı doğumluyum. İstanbul’da Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Makine Bölümü’nü bitirdim; makine mühendisiyim. Yatağan Santrali ve Yeniköy Termik Santrali’nde, inşaat aşamasında çalıştım. Irak’ta, Cezayir’de görevler yaptım. Rusya’dan doğalgaz boru hattı geliyordu, onun şantiye şefi olarak Kırklareli’nde bir yıl görev aldım. Oradan Sudan’a ve Libya’ya gittim. Libya’da bir yıl kadar çalıştıktan sonra 91’de Bilecik’e döndüm ve bir fabrikanın kuruluşu aşamasında, fabrika müdürü olarak göreve başladım. O sırada Lale Hanım ile tanıştık. Lale, Bursa’da Uludağ Üniversitesi’nde asistandı. Evlenince Bilecik’te ‘Bana müsaade’ dedim, işi bıraktım ve Bursa’da yaşamaya başladım.
Nasıl tanıştınız?
Lale Karabıyık: Uludağ Üniversitesi’nde, finans anabilim dalında doktora yapan asistandım. Yıl 1991. Hafta sonları Bilecik’e, ailemin yanına geliyordum. Nezih de o tarihte yurtdışından dönmüş. Birkaç zamandır benim park yerime birisi park ediyor. Binanın altında market vardı. Arabamı park ettim markete girdim. Sinirle ‘Kim bırakıyor bu arabayı buraya’ diye söylendim. Nezih, tezgâhın arkasından kalktı, ‘Kusura bakmayın, ben park ediyorum’ dedi.
Bir daha oraya park etmemişsinizdir sanırım?
Nezih Karabıyık: Bir kez daha fırça yemeyelim değil mi (Gülüyor). Uzağa bırakıp yürüyordum, spor oluyordu.
Lale Karabıyık: Tanıştıktan sonra ben bakmaya başladım, ‘O araba gelmiş mi, nereye park etmiş’ diye. Demek ki bende de duygusallık başlamış. İkinci karşılaşmamız da alt kat komşumuzda oldu. Komşumuzun kabul günü varmış benden de bir şeyler yapmamı istedi. Mutfak işine o tarihlerde de çok meraklıydım. Akşama doğru yaptıklarımı aşağıya indirdim, bir baktım beyefendi orada oturuyor, ‘Yine mi sen’ diyeceğim neredeyse. Sohbete dalmışız.
Nezih Karabıyık: O akşam tanıştık aslında. Lale bir kadife eşofmanla yaptıklarını getirmişti. Mutfak haliyle bile kusursuzdu. Aradan üç gün geçti komşularından Lale’nin numarasını almıştım, aradım. ‘Bursa’ya mühendisler odasına gelmem lazım. Ama yerini bilmiyorum’ dedim. Arkadaşlığımız böyle başladı. Ekim 91’de tanıştık, Haziran 92’de de evlendik.
İKİ AİLENİN TEK ÇOCUĞU
Nezih Karabıyık: Lale hanımı hem amcasından hem de babasından istedik. Amcasının nüfusuna kayıtlı Lale.
Lale Karabıyık: Mehmet amcamın hiç çocuğu olmamıştı. Yengem de amcam da vefat ettiler ama yengemle hep gurur duymuşumdur. Yengem Nuriye Pınar Erdem. Atatürk’ün İstanbul’daki kolejlerden seçip yurtdışına eğitim için gönderdiği 50 Türk mühendisi kızdan biriydi.
Nezih Karabıyık: Atatürk’ün, ‘Sen jeolog olacaksın’ diye yönlendirdiği birisi.
ATATÜRK’ÜN YURTDIŞINA GÖNDERDİĞİ KIZLARDAN
Lale Karabıyık: Yengem, Erenköy Kız Lisesi bitirdikten sonra Fransa’ya gidiyor ve doktorasını tamamlayana kadar orada eğitim görüyor. Türkiye’nin ilk kadın jeoloğudur, profesörüdür. Ahmet Mete Işıkara’nın hocasıdır. Türkiye’nin ilk deprem haritasını çizen ve Marmara Fay Çukuru’nu belirleyen kişidir. Demokrat Parti’den iki dönem İzmir Milletvekilliği yapmıştır. Amcam da Demokrat Parti milletvekiliydi. Doğduğumda annem 21, yengem 45 yaşındaymış. Yengem annemin, annesi gibiymiş. Yengemin eline doğmuşum. Yazları İstanbul’a yengem ile amcamın yanına gider okul açılacağı zaman Bilecik’e ailemin yanına dönerdim. 22 yaşımdayken amcam ve yengemin nüfusuna geçtim.
Kendi ailenizin de tek çocuğu değil misiniz?
Lale Karabıyık: İki ailenin tek çocuğu oldum. Onların öyle bir özlemi ve isteği vardı. Babam ile annem de onları kırmadı. Bir şey değişmedi annem için yengem elti değil annesi, ablası gibi sevdiği biriydi. Kimliğimde halen anne bölümünde yengemin, baba bölümünde amcamın adı yazılıdır. Amca diyordum ama hayattayken, baba demiyordum. Soyadım da değişmedi. Kızımız Pınar amcama, ‘amca dede’, yengeme ‘cici anne’ derdi; yengem öyle isterdi. Pınar, Mayıs 94’te dünyaya geldi. Adı Nuriye Pınar’ın, Pınar’ı oldu.
HASTALIKLA MÜCADELE
BABASINI kanserden kaybeden Lale Karabıyık, 2018 yılında aynı hastalıkla mücadele etmiş: “Geç kaldığım için oldu, ihmal etmiştim. 6-7 ay tedavi oldum, çok ağır kemoterapi gördüm. Maskelerle eskiden tanışığım. Koruma amaçlı kontroller sürüyor.”
CÜPPEMİ ÇIKARDIM ‘GİDİYORUM’ DEDİM
Siyaset yolculuğu nasıl başladı?
Lale Karabıyık: 2006’da profesör oldum. 2011’e kadar da akademideydim. Nezihler ailecek sol görüşlüydü. Ben ise Adalet Partili, Demokrat Partili ailemin aksine gençliğimde de sol görüşlüydüm. Eşim sürekli partide, üye, aktif çalışıyor; bense akademide olduğum için istediğim her şeyi konuşamıyorum. 2011’de istifa ettim ve aday adayı oldum. 6’ncı sıradaydım, olmadı. Ancak önemli bir tecrübe edindim. İlk 10 günkü çekingenliğim gitti ‘Lale hoca’ oldum ve örgüt beni bağrına bastı. Olmadı, üniversiteye geri döndüm. Tekrar idari göreve geldiğim için örgütün hiçbir etkinliğine katılamadım. 2015’te, 9 Şubat’ta mezuniyet töreni vardı, yükseklisans doktora öğrencilerinin. 10 Şubat kamu görevlilerinin istifası için son gündü. Mezuniyet günü 18.30 gibi son öğrenci gruplarıyla da fotoğraf çektirdikten sonra cüppemi çıkardım ve ‘Ben gidiyorum’ dedim. Ertesi sabah da dilekçemi verdim ve istifa ettim. Ön seçimden birinci çıktım. Meclis’te üç defa yemin ettim, dördüncü dönem genel başkan yardımcılığım.
BENİM DE VEKİLLİK HAYALİM VARDI
Siyasetle siz daha içli dışlıyken Lale Hanım vekil oluyor...
Nezih Karabıyık: Siyasete merakım hep vardı. Bursa’ya gelir gelmez de ilk ilçe binasına gittim, tanıştım arkadaşlarla. Lale’nin seçim koordinatörlüğünü, danışmanlığını yaptım.
Sizi de görür müyüz siyasette?
Nezih Karabıyık: Benim de milletvekilliği hayalim vardı ama Bilecik’i terk ettiğimde o hayalimden vazgeçtim. Aynı evden iki kişi zor, o yükü kaldıramayız. Ama parti için her zaman çalışıyorum.
NASIL ROMANTİK OLACAKSIN!
Birbirinizi anlatır mısınız?
Lale Karabıyık: Dürüsttür, iyi niyetlidir ve herkes onu sever. Akademisyenken sempozyuma giderdik. Arkadaşlarımla tanışır, bir gün içinde benden daha samimi olurlardı. İletişimi çok iyidir. Birisini tanıdığı zaman iyi gününde kötü gününde yanında olur. Romantik değildir. Gençliğimizde çok istemiştim romantik olmasını ama daha sonra ben de alıştım.
Nezih Karabıyık: Nasıl romantik olacaksın. Üniversitede okurken kavgaların içindesiniz, sonra gittiğiniz şantiye dağ başında, yüzlerce adamla bir aradasınız. Benim yaşantım buydu. Lale de dürüst, yardımsever ve çalışkandır. Çok evhamlıdır.
Evhamlı mıdır anneniz?
Pınar Karabıyık: Anne sürekli denetliyor mükemmeliyetçi, evhamlı ve aşırı titiz.
DİNLENME ŞEKLİM MUTFAK
GENÇLİĞİNDEN bu yana mutfakla arası çok iyiymiş Lale Karabıyık’ın. Sahadan gece yarısında da gelse kendisini mutfağa atarmış. “Benim dinlenme şeklim mutfakta olmak” diyor. Klasik lezzetleri arasında içli köfte yer alıyormuş.