Oluşturulma Tarihi: Ocak 21, 2004 00:00
H - A - İ- N !Bu kelimeyi ne kadar da hayasızca kullanırız. Ne denli ayağa düşürürüz.Yaftayı insanlara ne kolaycasına, ne çabukçasına, ne ucuzcasına yapıştırırız!Sadece Orgeneral Tolon değil, az biraz mürekkep yalamışlar dahi hemencecik aynı sıfata başvurmaktan çekinmezler.* * *NİTEKİM, Mike Nichols'un sinemalaştırdığı o harika Edward Albee piyesi bile Türkçeye ‘‘Kim Korkar Hain Kurttan’’ başlığıyla çevrilmiş ve kapalı gişe oynamıştı. Oysa eserin aslı İngiliz yazara atfen ‘‘Kim Korkar Virginia Woolf'tan’’ adını taşır.Hadi diyelim ki mütercim, tek ‘‘o’’lu imlaya rağmen ‘‘u’’ sesi veren ve ‘‘kurt’’ anlamına gelen ‘‘wolf’’u, Büyük Britanya'nın koskoca edibesiyle karıştırmıştı.Peki ama, dam üstünde saksağan vur beline kazmayı, ‘‘hain’’ nereden çıktı?‘‘Virginia’’yı belki ‘‘bakire’’ diye yorumlamak mümkün olsa bile, bu sözcüğün de ne semiyolojik, ne etimolojik, ne uydurmasyonolojik olarak ‘‘hıyanet’’le ilintisi var! O halde, ‘‘hain’’ sıfatı bir tesadüf mü? Bir cehalet mi? Sanmıyorum.Sanmıyorum ve tıpkı Ege Ordu Komutanı Orgeneral Hurşit Tolon'un Kıbrıs'ta çözüm isteyenlere ‘‘hain’’ demesindeki gibi, piyesin Türkiye'deki afişini çok vahim bir toplumsal travmanın delili addediyorum.* * *BU travmayı ‘‘öteki’’ korkusu ve o korkunun nefrete dönüşmesi belirliyor.Zira, sizin gibi düşünmeyen ve sizin gibi yaşamayan bir ‘‘öteki’’ karşısında hissedilen önce panik, sonra hınç, bilinçaltı mekanizmaları tarumar eder.O hissiyatları hem ‘‘cesaret’’ (!) diye sunmanın, hem de zeytinyağı gibi üste çıkmanın en kolay yöntemi ise yine aynı ‘‘öteki’’ne ‘‘hain’’ diye saldırmaktan geçer.Evet kolaydır çünkü bir; adı üstünde, böyle bir suçlama ‘‘ben’’den ya da ‘‘biz’’den olduğu varsayılan kimsenin ‘‘ihanet’’ ederek ‘‘öteki’’ safa geçtiği tanımını içerir.Kolaydır çünkü iki; ‘‘pilavdan dönenin kaşığı kırılsın’’ düsturunu bellemiş ve zapt-u rapt pederşahiliği kanıksamış insan gruplarında, eh çamuru at izi kalsın, ‘‘hain’’ kelimesi tiyatroların kapalı gişe oynamasını sağlayacak ölçüde ‘‘prim yapar’’.Ve kolaydır çünkü üç; ‘‘geç milliyetçilik’’ ülkelerinde kitleler çabuk şartlanır.* * *PEKİ de, fakat ‘‘hain’’in ve ‘‘hıyanet’’in ölçüsü nedir? Kıstası nicedir?Parametreler kimler tarafından ve hangi kriterler uyarınca belirlenmektedir?Fatih Altaylı'nın harikulade sorusundaki gibi, generalin elinde bir ‘‘ihanetmetre’’ (!) mi vardır ki, radyasyon veya manyetizm ölçercesine ‘‘hainlik’’ (!) saptamaktadır?Ve, o ‘‘ihanetmetre’’nin mekanik veya sayısal ekranındaki skala hangi nesnel fizik yasasına ya da hangi deneysel kimya formülüne göre derecelendirilmiştir?Ölçek, ‘‘bileği kuvvetli olanın’’ pazı çevresindeki santimetre midir?Birim, ‘‘süngüsü güçlü olanın’’ namlu kalibresindeki inç midir?* * *HAYIR ve bin hayır! Ülkemizi özgürlük ve refah coğrafyasıyla bütünleştirecek toplumsal hedefe ulaşmak için Kıbrıs'ta çözüm istemek ‘‘vatan hainliği’’ (!) değildir.Tam tersine, en mantıklı ve en ufuklu ‘‘v-a-t-a-n a-ş-k-ı’’nın ta kendisidir!Bu sevdamıza kavuşmak rotasında da kimseden ne ders, ne icazet alacağız.Kim korkar hain kurttan?
button