Kılıçtan nefret eden Peygamber

Güncelleme Tarihi:

Kılıçtan nefret eden Peygamber
Oluşturulma Tarihi: Eylül 22, 2007 00:00

Kur’án-ı Kerim’deki bazı áyetler Peygamberimiz’in şahsiyetini tanımlar. Bunlar içinde özellikle bir áyet hayli manidardır. Áyet, Hz. Peygambere hitap eder. O’na, kendisini anlatır. Başarısının sırrını hatırlatır. Áyetin meali şöyledir:

"Allah’ın sana olan rahmetinden dolayı ey Muhammed, sen onlara (sahabeye) karşı yumuşak davrandın. Eğer sen, kaba ve katı yürekli olsaydın, şüphesiz insanlar etrafından dağılıp giderlerdi!" (Ál-i İmran 3/159)

Áyet, çağımız insanını sarsacak mesajlar içermekte.

Neden? Çünkü, İslámı anlatan veya yaşamaya çalışan insanımızın bir hayli ihmal ettiği hassasiyetlere ince göndermeler var. Áyet özetle buyuruyor ki, "Birbirinize yumuşak davranın, kaba tavırlı olmayın. Katı yüreklilik sizin işiniz değildir. Eğer böyle olursanız, Allah da size rahmet eder ve sizleri birbirinize sevdirir. Bu özellikleri kaybettiğinizde ise, birlik ve beraberliğiniz dağılır gider!"

Bu mesajın bir yanı bütün insanlara, özellikle de inananlara yol gösterme amacıdır. Sosyal ilişkilerde, komşuluk münasebetlerinde, hayatın her alanında bütün insanlığın muhtaç olduğu evrensel bir standarttır bu. Stratejik kapsamı olan bu áyet, yönetim mekanizmasında da herkesin bir anlamda kurtarıcısı değil mi?

Babanın evladına, patronun çalışanına, devlet idarecisinin vatandaşa, ağabeyin kardeşe göstermesi gereken bir anlayış merhametini anlatıyor bu áyet.

Bir yol çizgisidir bu áyet...

Hz. Peygamber, arkadaşlarına karşı böyle davranırdı.

Bunun belgesidir bu áyet...

Toleranslı, anlayışlı, sevecen, affedici, merhamet edici ve kusurlarını örtücü bir tavır. İnsanımızın sağa sola savrulduğu, birbirine karşı toleransı unuttuğu bu günlerde, ne kadar da muhtacız bu anlayışa, değil mi? Affetmek yerine, hesap soruyoruz. Günahları örtmek yerine, deşifre ediyoruz. Birinin ayıbını gördüğümüzde, kahkahayı basıyoruz. Küçücük kusurları büyüteç altında tutup devasa kusurlar gibi takdim ediyoruz. Peki ne elde ediyoruz? Bu tavırlar bizi büyütüyor mu?

Erdemlerin zirveleşmesine katkımız oluyor mu? Bu yolla daha mı az günah işliyoruz? Suçlar bir anda azalıyor mu? Maalesef bunların hiçbiri gerçekleşmiyor. Bilakis, hazımsızlık artıyor, sevgi kayboluyor, merhamet küçümseniyor, affetmek acizlik olarak algılanıyor. O halde yolumuz yanlış!

İnsanları cehenneme göndermek için çabalayan azab simsarları kadar, Yüce Allah’tan daha toleranslı olduğu izlenimini uyandıran boş insanlar da yanlış yolda. Yüze vurulan tokat değil, tokadı tutan el olmalıyız. Cehenneme gideceklerin çokluğunu gördükçe iştahı kabaran değil, burada "Ateşe odun atanlardan biri de yoksa ben miyim?" endişesi taşıyan olmalıyız.

Bozuk yolda ayağı takılıp düşene bakıp gülen değil, ona düşmeyeceği, düzgün yolu tarif eden olmalıyız.

Karşımızdakinin büyük günahından önce, kendimizin küçük günahlarına bakmalıyız.

Var gücümüzle cehennem kapılarını kapamaya çalışmalıyız.

"Nefret" kelimesini hayatımızdan çıkarıp "Sevgi" kelimesini onun yerine ihdas etmeliyiz.

Kılıçtan nefret eden bir Peygamber’in ümmeti olarak, Müslümanlar’ın dünyadaki imajını düzeltmek durumundayız.

Birbirimizin iman, ibadet ve samimiyetini test edeceğimiz, ayrılık ve gayrılığı kırabileceğimiz egzersizleri yapmalıyız.

Kısaca kirleten el değil, kirlenen eli yıkayan el olmalıyız.

Eksikliğimiz, duyarlılığımız. Yoksa, zeká ve aklınızdan hiçbir şüphemiz yok.

* * *

Öyleyse tekrar áyete dönelim.

Yumuşak huyluluğu, nezaketi, sevgiyi, merhameti, rahmeti hayatımıza yerleştirelim...

Kutsal Emanetler Fotoğraf Sergisi

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nce düzenlenen ramazan etkinlikleri çerçevesinde, Tayyare Kültür Merkezi’nde "Kutsal Emanetler Fotoğraf Sergisi" açıldı. Sergide asılları Topkapı Sarayı Müzesi’nde muhafaza edilen Hz. Muhammed’e ait eşyaların fotoğrafları yer alıyor. Sergi, ramazan boyunca gezilebilir. (Fotoğraf: Duygu Ö. CAN/A.A)

Peygamber Efendimiz buyurmuşlardır ki:

"Anne babanıza iyilik ediniz ki, çocuklarınız da size iyilik etsinler."

"Rabbin şöyle buyurdu: Allah’tan başkasına ibadet etmeyin. Anneye ve babaya güzel muamele edin. Şayet onlardan her ikisi veya birisi yaşlanmış olarak senin yanında bulunursa sakın onlara hizmetten yüksünme, ’Öff!’ bile deme, onları azarlama, onlara tatlı ve gönül alıcı sözler söyle." (İsra/23)
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!