Güncelleme Tarihi:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin bölge toplantısına katılmak için geldiği Diyarbakır’da havalimanında partililerin sevgi gösterileriyle karşılandı. CHP Genel Başkanı bir partilinin eğilerek elini öpmesi engellemeye çalıştıysa da başaramadı. Partili zorla elini öpünce Kılıçdaroğlu, onu uyardı. Bu sırada ortaya ilginç görüntüler çıktı.
Buradan geçtiği otelde yarım saat kadar dinlenen Kılıçdaroğlu, daha sonra, "Geleceği birlikte kuruyoruz" sloganıyla düzenlenen ve bölgedeki il başkanlarının katıldığı bölge toplantısına katıldı. Salona girmeden önce bazı vatandaşların ısrarla elini öpmek istemesine izin vermeyen Kılıçdaroğlu, buna engel olamadı. Kılıçdaroğlu, salonda ise, "Devletin başına Kemal gelecek" sloganlarıyla karşılandı.
"KADINLAR HUZUR İÇİNDE EŞLERİNİ BEKLEMELİ"
Toplantıda ağırlıklı olarak Kürt sorunu ve çözümüne değinen Kılıçdaroğlu, bu konuda hükümetin çözüm yöntemini eleştirirken, partisinin Kürt sorunun çözüm yöntemini Kürt halkına yeteri kadar anlatamadığı için eleştirdi. Ülkede çözülemeyecek hiçbir sorunun bulunmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:
"Yeter ki bir araya gelelim. Saygı içinde birbirimizi dinleyelim. Bir araya geleceğiz, huzur içinde oturup konuşacağız. Diyarbakır 9 bin yıllık bir uygarlık. 27 büyük devlet bu topraklardan gelip geçti. Bu topraklarda kültürlerini, eserlerini bıraktılar. O eserler o kültürler bizim kültürümüz. Tarihimizle her zaman gurur duyduk, gurur duymaya da devam edeceğiz. Diyarbakır’a bakın camisi,kilisesi, cemevi bir arada. Bu kültürü çocuklarımıza öğretmek hepimizin ortak görevidir. Bu ortak görevimizi yerine getirmek için de CHP’ye büyük görevler düşüyor. O görkemli kimlikten bugün geldiğimiz noktaya bakın. Diyarbakır o zengin kültürden bugün büyük bir yoksunluk yaşıyor. Sosyo ekonomik gelişmişlik açısından 67’nci sırada. Bunu beraber düşünmemiz gerekiyor, neden bu sırada. Kişi başına gelir Türkiye ortalamasının yarısı, işsizlik diz boyu. Diyarbakır’da yüzde 20’lere dayanan işsizlik var. Bu sorunlara çözüm üretmek zorundayız.
Her çocuğun mutlaka işi olmalı, evinde aşı olmalı. Kadınlar huzur içinde eşlerini beklemeli, çalışma yaşamı içinde yer alabilmeli. Diyarbakırlıların yüzde 43’ü mutlak yoksulluk sınırı altında. Buraya bir dönem bir Başbakan geldi. Diyarbakır’da miting yaptı. Bu sırada bir genç ’iş ve fabrika istiyoruz’ diye bağırdı. Yok kardeşim sana iş yok diye cevap aldı. Sonra ’size cezaevi yapacağım’ dedi. Fabrika değil ’cezaevi yapacağım’ dedi. Bu dünya tarihinde bir ilktir bir Başbakan geliyor fabrika sözü değil hapishane sözü verdi. Peki bu sözü verdi ne yaptı. Oyları topladı."
"50 LİRA İÇİN SENİ O KUYRUĞA DİZEN NAMERTTİR"
Kılıçdaroğlu, bütün Diyarbakır, Urfa, Vanlılara seslendiğini belirterek, "İşsizlik mi var, evet var. Evet sizden sadece bize 4 yıl yetki vermenizi istiyorum. Bize 4 yıl yetki verin. İşsizlik belasından bu ülkeyi kurtaracağım. Yoksulluk var. 50 lira için kadınları sabahtan akşama kadar PTT önünde kuyruğa diziyorlar. Bütün kardeşlerime sesleniyorum. 50 lira için seni o kuyruğa dizen namerttir. Ben bunu yapmayacağım. Hiçbir zaman kimse para için kuyruğa girmeyecektir. Aile sigortan olacak. Gideceksin memur gibi paranı çekeceksin. CHP’nin sözüdür bu. Bunu aklının bir köşesinde tut yoksul kadın kardeşim. Sen neden kuyruğa gireceksin ve kendi yoksulluğunu göstereceksin. Bizim kültürümüzde sağ elin verdiğini sol el göremeyecek. Bunları şunun için anlatıyorum. Adalet denen bir kavram var. Komşum açsa ben ses çıkarmıyorsam bunda adalet yoktur. Yoksulun yoksulluğunu teşhir etmek bizim adaletimizde yoktur" dedi.
"30 YILDIR AKAN KAN YETMEDİ Mİ?"
Türkiye’de 30 yıldır bir sorun yaşandığını ve bunun kimileri tarafından Kürt sorunu, kimileri tarafından Türk sorunu, kimileri tarafından ise Güneydoğu sorunu olarak dile getirildiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Adı ne olursa olsun ortada bir sorun var. Bu sorun güvenlik önlemleriyle çözülemez, dedik. Bunun çözümü için aklı egemen kılmak gerekiyor. Siyasiler güvenliğe havale etti, çözün dediler. Biz de 30 yıldır yetmedi mi akan kan, yetmedi. Sorunu demokrasi ve özgürlükle çözeceğiz. Sizden 4 yıl için yetki istiyorum. Bu ülkenin sorunları nasıl çözülür. AKP’ye 12 yıl süre verdiniz. 12 yıl sonunda kadınlar 50 lira için PTT kuyruğunda. Roboski’de öldürülen gençlerimiz var. Yoksulluk diz boyu. 12 yıl verdiniz. Ben 12 yıl değil 4 yıl süre istiyorum. 12 yıl verdiniz geldi size hapishane sözü verdi fabrika değil. Ben size iş sözü fabrika sözü veriyorum. Duymayan kulaklar duysun. Bu kadar işsizliğe ben bile tahammül edemiyorum, vicdan azabı çekiyorum. Bizde nitelikle insanlar var. Bu mücadele kararlıkla götürürsek emin olun bütün sorunları çözeriz. Hapishane sözü verenler orada hangi dramların olduğunu biliyorlar mı acaba ? Diyarbakır hapishanesinin dili olsaydı neler anlatırdı ? Bu sözler Mesut Baştürk’e ait. ’Bir gün bize Kemal Ezber’i getirdiler. Hiçbir örgütle ilgisi yoktu. Hoş geldin dayağı attıktan sonra bıraktılar. Sonra askerler geldi. Oğlum hangi örgüttensin diye bağırdılar. O da cehennem örgüttenim dedi. Gardiyanlardan biri ulan yeni örgüt kurmuşlar deyip dövdüler.’ Bunları Diyarbakır Cezaevi İnsanlık Müzesi olsun diye anlatıyorum, bir daha bunlar yaşanmasın diye. Biz acılarımızı propaganda konusu yapmadık, yüreğimizde tuttuk. Onlar bizim acılarımızı istismar ediyorlar. Buna izin vermeyin, vermeyeceğiz. CHP’ye eleştiriler geliyor. Bunları biliyorum. Eleştiri yapıcı olduğu sürece başımın üstünde yeri var. Yeterki yapıcı olsun" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdoğlu, bölge toplantısının ardından merkez Sur İlçesi’nde Liluz Otel’de sivil toplum örgütleriyle bir araya geldi. Kılıçdaroğlu, toplantının yapılacağı otele giderken Dağkapı semtinde esnafı ziyaret edip, ikram edilen tatlıdan yedi.
Yolda karşılaştığı vatandaşlarla sohbet eden Kılıçdaroğlu, daha sonra otelde sivil toplum örgütleriyle basına kapalı olarak düzenlenen toplantıya katıldı