Güncelleme Tarihi:
Baykal ve Sav da bu süreçte kurultaya yönelik eleştiri getirmediler, getirseler de saygıyla karşılardık.
‘CHP hep kendi içinde kavgasını veren bir partidir, kavga olmazsa CHP olmaz’ düşüncesi yanlıştır. Kavga yok. CHP kongrelerinde kavga çıkarsa kavgayı çıkaran kişileri partide tutmayacağımızı söyledim. Şiddeti, kaba kuvveti sürdürmek doğru değil.
CHP'DE SULAR DURULDU
Bu kurultayda da önceki kurultayda da değişik düşünen arkadaşlarımızı vardı. Ortada kavga yok, dövüş yok. CHP’de sular duruldu.CHP iktidara kilitlendi.
Soru: Baykal’a yakın isimlerden Bihlun Tamayligil Genel Sekreter oldu? Denge gözettiniz mi?
MYK üyelerini atarken herhangi bir kişi ile konuşmadım, MYK üyeleri ile de konuşmadım. Oturdum, kendim düşündüm. Görev tanımlarına uygun arkadaşların olmasına özen gösterdim. Arkadaşlara da söyledim: Herkes görevini en iyi şekilde yapacak. Bundan sonra bütün olaylar Genel Başkan’a gelmeyecek, genel sekreterde kilitlenmeyecek.
Örgütten sorumlu arkadaşımız önümüzdeki 6 ayda neleri yapmayı hedefliyor, bunlarla ilgili çalışmaları yapacaklar, biz de onları takip edeceğiz. Sayın Emrehan Halıcı da bilgisayar, bilişim konularında önemli bir isim. Partimizin bu konuda da çok ciddi bir açılım yapması gerekiyor. Sitemizin güvenliğinin sağlanması açısından Emrehan Halıcı o göreve getirildi.Genel Sekreter olarak atanan arkadaşımız daha önce Genel sekreter Yardımcılığı yaptı. Kadın olmasının da bana göre bir özelliği var. CHP’ye de yakışıyor. Genel sekterimizin de bayan olması bana göre hoş bir olay.
Soru: Gürsel Tekin ve Sezgin Tanrıkulu isimleri tartışmalı. En az oyu Tekin aldı. Acaba bu kadar az oy almış biri örgütten sorumlu olarak çalışmalı mı?
‘Eğer siz hakkaniyetle yönetirseniz kaybedersiniz’ dedim arkadaşlarıma. Herkesi partinin çatısı altında aynı inançla çalışmaya davet ederseniz tepki almazsınız. Gürsel Tekin’in altında da bir grup arkadaş olacak. Hatay’da seçim yaptılar. Biz kimseye karışmadık. Bize gelip ’Kimi destekliyorsunuz?’ dediler. Kimseyi desteklemediğimizi söyledik. Aynı şey Adana’da da oldu. Geçmiş alışkanlıklar var tabi, onları kırmak kolay değil. Zaman içinde CHP parti içi iktidara değil ülkenin iktidarına odaklanan, halkın sorunlarına daha yakın olan, kahveye giden bir parti kimliğini öne çıkaracağız.
"KIYILAR UZLAŞMAYA KATKI YAPAR"
Soru: Sezgin Tanrıkulu Vatan Gazetesi’ne verdiği röportajda CHP’nin kıyı bandında aldığı oyları kastederek bir sıkıntı yaşanmayacağını söylüyor ve ‘sorunu kıyılar çözer’ diyor. CHP’nin yeni yaklaşımında kıyılardan alınan oylarda sıkıntı olur mu?
Toplumsal uzlaşmaya inanıyoruz. Silahların susması gerekiyor. Biz tartışmaktan korkan bir parti değiliz. Demokrasi ve özgürlükleri savunan bir partiyiz. Tartışma içinde toplumsal uzlaşma çıkmalı. Uzlaşmaya en yakın isimler bu ülkenin aydınlarıdır. Bu ülkede herkesin özgürce yaşamasını mı istiyoruz? Evet. Bu çerçevede bakarsanız sosyal demokrat bir parti olarak ana odağımız insandır. İnsanın etnik kimliğine saygı duyuyoruz. Kıyılar buna en büyük katkıyı yapar.
Soru: İki dil tartışmaları geniş bir skalaya ulaştı. CHP tabanında sıkıntı yaratır mı?
Bu ülkenin tamamında yaşayanları ulusalcı kabul ederiz. Ulusalcılığı kafatasçılık olarak kabul etmedik. Arkadaşlarımızın tamamının bu çerçevede düşündüğüne inanıyorum. Üniter bir yapımız var. Bu yapıyı dedelerimiz kurdu. Savaşırken ‘sen Türksün, sen Çerkezsin’ ayrımı yapmadılar. Onların bize bıraktığı ülkeyi yükseltmemiz lazım, parçalamak değil. İdari özerklik zaten var. Her belediye başkanını beldenin halkı seçer. O beldenin sorunları yok mu? Var tabi. Temel sorun o belediyenin yeterli gelir kaynağına kavuşamaması. Özerkliği siyasal özerkliğe dönüştürürseniz bu yanlıştır.
Soru: Bahçeli, ‘bedel ödemeye hazırız’ dedi. Diğer partilerin yaklaşımına nasıl bakıyorsunuz?
Olayların çığırından çıkmasının temel nedeni AKP’nin izlediği politikalardır. Dışardan birilerinin güdülemesiyle bir açılım yaptı. Yani cin şişeden çıktı. Eskiden aynı apartmanda yaşayanlar birbirlerini sorgulamazken artık sorgulamaya başladılar. Bu tabloyu yaratan da ortaya çıkaran da Başbakan’dır. Sonra baktı olmuyor adını değiştirdi, sonra yine adını değiştirdi. Oturup bunu bilimsel anlamda tartışsaydı.Bahçeli de sorumluluk üstelenen siyasi bir aktördür.
GÜL’ÜN DİYARBAKIR ZİYARETİ
Soru: Yarın cumhurbaşkanı Diyarbakır’a gidecek. Sizi bir araya getirmeyi düşünse böyle bir toplantıyı kabul eder misiniz?
Sayın Cumhurbaşkanı davet ederse davete icabet ederiz. Geçmişte yaşanan olayların bu noktaya taşınmasında iktidarın büyük sorumluluğu vardır.
Soru: Kürt sorunu ifadesini kullanmıyorsunuz
Hayır yani Kürt sorunu da diyebilirsiniz. Etnik bazda olaya eğilirseniz olayı yanlış anlamış olursunuz. Bu yüzden Kürt sorunu demiyorum.O bölgede sadece Kürtler yaşamıyor. En fazla Kürt İstanbul’da yaşıyor. Etnik temelli bir tanımlamanın şık olmadığını söyledim. Ana dil yasağı kalksın diye ilk kanun teklifini veren CHP’dir. O insanları sanki toplumun farklı bir parçasıymış gibi bir yaklaşımın doğru olduğunu düşünmüyorum.
SEÇİM HEDEFİ
Soru: 2011 Haziranında CHP’nin bir başarı olarak zemin belirlemesi gerektiğini söylediği iddia ediliyor Baykal’ın. Yüzde 30 gibi kritik bir eşik var mı?
Yüzde 30 olur, 35 olur. Amacımız halka gitmek ve iktidar olmak. 8 yıllık iktidar toplumda ciddi bir memnuniyetsizler kitlesi yarattı. İnsan temelli bir politika ile gidersek iyi bir oy alacağımıza inanıyorum. Örgütlerle beraber ayağa kalktığımızda iktidar olma şansımız yüksektir.
KAYSERİ HAKKINDA YENİ İDDİA
Soru: Yandaş medyada Ak Parti içinde ciddi sarsıntılar yarattınız. Kayseri iddialarında sonunun geldiği söyleniyor. İddiaların devamı gelecek mi?
Dün mesela bir şey açıkladım. Rüşveti toplayan kişinin kendi defteri. Bu defter incelendi mi? İncelenmedi. Neden incelenmiyor? Kayseri iddiaları çok ciddi iddialar. ‘Para aldım’ diye çok sayıda belge var.
Belediye, vilayet ve adliye arasındaki üçgen. Belediye ve vilayet bürokratik adım. Dosya kapatılsa burada kıyamet kopar. Nerde kapatalım? Adliyede. Dosyayı savcı kapatıyor. Sen bu defteri niye görmedin diye soruyoruz o savcıya? 26 sayfa savunması var. 26 iddiadan 12’sini neden soruşturmadın. İlk kez söylüyor. O savcının eşi nerede çalışıyor. O savcı birilerine minnet duyuyor. O savcının eşi Kayseri Anakent Belediyesi’nde çalışıyor. O iddialarla belgeleri kasada saklıyoruz. Dün delili açıkladım, savcı delil getirsinler varsa diyor.
Mülkiye müfettişi gönderilse bu pislikler ortaya çıkıyor. O dosyaları sadece ben incelemedim. Pek çok kişi inceledi. Yoksa biz elimize iki belge geldi, çıktık onlarla söyledik demiyoruz. Biz illa şu kişi suçludur demiyoruz. Biz bu dosyayı adam gibi inceleyin istiyoruz. Bir savcı bir dosyayı kapatıyorsa bir sorun var. Nasıl bir savcı dosya kapatıyor. Teknik bir soruşturma yapılmış mı? Hayır. O kişilerin mal varlıklarını incelemek lazım. Bu kadar ağır iddiaları birilerinin açığa çıkarması lazım. Ben isterim ki gitsin birileri araştırsın ve ‘Genel başkanın söyledikleri doğru değil. İşte ispatı’ desin. Görevi objektif yapan o dönemin Kayseri Emniyeti. Onları da kutluyorum.
UNAKITAN YORUMU
Soru: Unakıtan’la ilgili haberler var. Siyasetten çekileceğini söylüyor
Bence sayın Unakıtan’ın doğru bir karar. Ya ticaret ya siyaset bir arada olmaz. Maliye Bakanlığı’ndan ayrıldıktan sonra işlerinin başına geçti anlaşılan ama anlaşılıyor ki orada da başarıya ulaşamadı. Maliye Bakanlığı’nın çok da sıradan bir Maliye Bakanlığı olmadığını söylemek isterim. Eleştirilerim bakanlığından önceki yaşamı ve ticari ilişkileri ile ilgiliydi. Mehmet Şimşek’ten daha başarılı bir Maliye Bakanıydı.
Soru: 2011’den neler bekliyorsunuz?
2010 benim için sürpriz bir yıl oldu. Çok şey getirdi. Bu sorumluluğun bilincindeyim. Bunun için çalışıyorum. 2011’de 2010’un bana devrettiği olanakları çok iyi kullanmak ve partiyi iktidara taşımak istiyorum. Sihirli formül de çalışmak. Yılların alışkanlıklarının 6 ayda kırılamayacağını biliyorum. Bu ülkeye temiz siyaseti getirmeye kararlıyım. Eğer halkı ikna edersek bize güven duyarlarsa o güvenle yola çıkacağız. Halkın iktidarında 5 kurşun bile hesabını veren bir siyaset anlayışı görecekler.