Güncelleme Tarihi:
CHP grup toplantıs’nda konuşan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay hakkında konuştu. Kılıçdaroğlu; "Kırıkkale Belediye Başkanı ’Beşir Atalay bizim ilimizin milletvekili’ dedi. Ama o tarihte milletvekili değil. Birinci yalan bu. Ve diyor ki, ’Bakanın özel kalem müdürü ve koruma müdürü beni arar ve taleplerini iletirler.’ Koruma müdürleri bakanların taleplerini bildirmez. Talep varsa bunu özel kalem müdürü bildirir. Sanki biz devleti bilmiyoruz. Bir başkasının cep telefonundan, kimin üzerine kayıtlı bizde de var, arayıp sabit numara istiyor. Sonra da ’Biz ailecek görüşüyoruz’ diyor. Allah aşkına siz gece yarısı ailecek belediyeden mi görüşüyorsunuz. Akşam eve gelmişim diyor. Eve gitmemişsin sen hala belediyedesin. Konuştukça batıyorlar. Biz bunun peşini bırakmayacağız. Beşir Atalay ’Benim ofisimden herkes aranır’ diyor. Bir bakanın ofisinden herkes aranmaz. Bakanın isteyeceği kişiler aranır. Orası yol geçen hanı mı? İkincisi ’Ben o tarihte Kırıkkale milletvekiliyim’ diyor. Vatandaşı kandırıyor. Sen o tarihte Kırıkkale değil, Ankara milletvekilisin" diye konuştu.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, savcının koruma müdürüne sorduğunda koruma müdürünün ’Bakan Kırıkkale’ye gidecekti onu söyledim’ dediğini anlatırken, şöyle devam etti:
"Oysa Atalay Kırıkkale’ye değil Irak’a gidiyor. Ey ahlak neredesin? 3 kez kapıya vur belki AKP duyar. Size bir fıkra anlatayım: Adamın biri şüpheleniyor acaba karım beni aldatıyor mu diye bir dedektif tutuyor. Dedektif parayı alıyor başlıyor izlemeye. Kadın adam işe gittikten sonra bir pastanede yakışıklı biriyle buluşuyor. Sonra eve gidiyorlar. Soyunuyorlar tam o sırada perdeleri kapatıyorlar. Dedektif adama gidip ’Bundan sonrasını tespit edemedik’ diyor. Adam dizine vurup ’Yine ispat edemedik’ diyor. Hırsız evin içindeyse kilit işe yaramaz. Eğer bir adamın ar damarı patladıysa istediğiniz belgeyi ortaya koyun hiçbir işe yaramaz" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakanın halka doğruları söylemek zorunda olduğunu vurgularken şöyle devam etti:
"Başbakan’a Kayseri’de rüşvet toplayan adamın kendi el yazısı ile tuttuğu defteti gönderdim. O defteri soruşturmayı incelemeyi yapan dönemin savcısı görmüyor. Ben de Başbakan’a gönderdim. Böyle bir olay var gidin soruşturun diye. Başbakan’ın cevabı ’O defterin altında rüşvet toplayan adamın imzası yok’ oldu. Pes yani. Adamın kendisi rüşveti ben topladım diyor. O zaman dedim ki bu rüşvet defterini yakana as ve öyle gez. Biz bu memlekette temiz siyaset olsun diyoruz."
Kılıçdaroğlu, yapılan son zamlara yenilerinin ekleneceğini, Hükümetin zam yaparken milletle alay ettiğini öne sürerken şöyle konuştu:
"Hükümet bu zam tsunamisinden suyun üzerine çıkıp halkı da azarlayarak, ’Ben zam yapıyoruz sesinizi kesin’ deme noktasına geldi. Başbakan da milletin gözünün içine baka baka sıkılmadan ’Porsche yerine Fiat’a binin’ diyor. Senin çocukların senin 7 göbeğin bu pastadan payını aldı. Siz dünyalığınızı yaptınız köşeyi döndünüz bu millet bilmiyor mu bunu? ’Fakiri ilgilendirmeyen zam bunlar’ diyorlar. Sen doğalgaza, elektriğe zam yapıyorsun vatandaş bu faturayı nasıl ödeyecek? Siz yırtık ayakkabı ile siyasete girip şimdi nerelerde oturuyorsunuz? Bir başkası sıkılmadan ’Zamlara güncelleme yaptık’ dedi. Başbakan ekmek bulamayanlara da ’pasta yesinler’ diyecek bundan eminim. Bu hükümet halka yabancılaşmış bir hükümettir. Gerekçeleri cari açık varmış. Bu cari açığı da siz çıkarmadınız mı?"