Güncelleme Tarihi:
Kılıçdaroğlu, bu sabah daha önce çok da uğraşmadığı bir mecra, dış politika üzerine konuştu.
Diplomasi Muhabirleri Derneği üyeleri ile biraraya gelen Kılıçdaroğlu, Mavi Marmara’dan, Mısır’da yaşananlara, Kıbrıs sorunundan, eksen kaymasına kadar pek çok konuda partisinin politikalarını anlattı.
Ancak tabii iç politikaya da girildi. Kılıçdaroğlu, kendisine en çok yapılan eleştiriyi, “neden Kürt demediği” eleştirisini yanıtladı. Üstelik bu eleştiriyi yanıtlarken, “İstanbul en büyük Kürt kenti” bile dedi. CHP’li muhaliflere kapıları “şartlı” olarak açtı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “direnişe çağırıyorlar” eleştirilerini yanıtladı.
İşte Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının ayrıntıları:
HÜKÜMETE DIŞ POLİTİKADA 10 ÜZERİNDEN 6
Kılıçdaroğlu’na göre, AK Parti hükümeti dış politikada “zayıf değil, ancak iyi de değil.”
“Dış politikada hükümete notum genel olarak 10 üzerinden 6” diyen Kılıçdaroğlu, bu genle notu, bir de alt başlıklar halinde değerlendirdi. Önce uluslararası ekonomi açısından; “Hükümet, iktidar olduğunda çok iyi bir olanak yakaladı. AKP iktidar olduğunda para bolluğu vardı. Ancak bu olanağı en kötü kullanan ülke Türkiye oldu. Bu açıdan hükümete notum 10 üzerinden 4”
Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkileri açısından da hükümete kırık not verdi;
“AB açısından hükümete 10 üzerinden ancak 4 verebilirim. AB ile süreç hızla bozuldu, tıkandı. Bu tıkanmayı AB’den sorumlu Bakan Egemen Bağış bile söyledi “Fişi biz çekmiyoruz, siz çekin” dedi. Sayın Bağış’ın bu ifadesi hayal kırıklığı yarattı.”
Ana muhalefet liderinden dış politika alanında AK Parti hükümetine en yüksek not ise Ortadoğu’ya ve Afrika’ya açılımdan geldi; 10 üzerinden 7.
Kılıçdaroğlu, dış politika alanında hükümetin “en başarılı uygulamasını” da Suriye ile vizelerin kaldırılması olarak ifade etti.
MAVİ MARMARA’DA SUÇLU HÜKÜMET
Peki hükümetin “en başarısız uygulaması” ne? Kılıçdaroğlu hiç tereddüt etmeden yanıtladı bu soruyu: Mavi Marmara olayı.
Söze, “Mavi Marmara olayına, 9 yurttaşımızın ölümüne hükümet izin verdi” diye başlayan ana muhalefet lideri, şu soruyu gündeme getirdi: “Kızılay zaten Gazze’ye yardım götürüyor. Gazze’de yardım depoları bile var. Peki o zaman Hükümet, neden Mavi Marmara’ya izin verdi?”
İşte Kılıçdaroğlu’nun Mavi Marmara eleştirileri:
“Mavi Marmara olayında yanıtlanmayan pekçok soru var: Gemi Türk bandralı mı? Içindekiler Türk vatandaşı mı? Nasıl izin verdiniz o geminin oraya gitmesine? Nasıl izin verdiniz 9 yurttaşımızın öldürülmesine? Bu olayın sorumluluğu, Mavi Marmara’ya oraya gitme izni veren hükümete aittir.”
Bazı AK Partili milletvekillerinin Mavi Marmara’ya son anda binmekten vazgeçtiklerini de söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Tabii ben bunları söylerken, İsrail iyi yaptı gibi birşey de demiyorum. İsrail’in yaptıkları için özür dilemesi, uluslararası hukukun gerektiğini yapması mutlaka gerekir.”
ORTADOĞU’YA AKP DEĞİL, ATATÜRK MODELİ
Tunus’ta başlayan, ardından Mısır’a sıçrayan, Yemen ve Ürdün’de yönetimleri sarsmaya başlayan halk hareketinden övgüyle bahsediyor Kılıçdaroğlu. Ortadoğu’da halkların AK Parti’ye yönelik sempatisini ise, hükümetin İsrail’le sürdürdüğü gerilim politikasına bağlıyor.
“Müslüman laik bir ülke olarak Türkiye, İslam dünyası için bir rol model olabilir” diyen Kılıçdaroğlu, ancak bu modelin “AkP modeli değil, Atatürk modeli olması gerektiğinin” de altını çiziyor.
CHP Lideri, “Atatürk Modelini” ise, “çok partili rejim, kadın-erkek eşitliği, demokrasi, güçlerin ayrılığı ilkesi” olarak anlatıyor. AK Parti modelinin ise, “demokrasiyi, yasaları, yurttaşların haklarını istismar etme üzerine kurulu bir model”olduğunu vurguluyor.
ORTADOĞU HALKLARI TÜRKİYE’YE, AK PARTİ ORTADOĞU’YA ÖZENİYOR
“Arap halkları Türkiye’ye özeniyorlar. Bizim yöneticiler ise onlar benzemek istiyor” diyen Kılıçdaroğlu’nun bir başka ilginç tespiti ise, Ortadoğu’da yaşanan bu demokratikleşme sürecinin Türkiye’ye yönelik eksen kayması eleştirilerini de ortadan kaldıracak olması. “Eğer Tunus’ta başlayan, Mısır’a yayılan özgürleşme, demokratikleşme talepleri yayılır ve bölgede sonuç alınır bir noktaya gelinirse, Türkiye’nin de kaydığı söylenen ekseni ortadan kaldıran bir yapıya dönüşür” Ana muhalefet lideri.
KEŞKE BAŞBAKAN AYNI ÇAĞRIYI SUDAN’A DA YAPSA
Başbakan Erdoğan’ın Mısır Lideri Mübarek’e yaptığı “sokağın sesini dinle” çağrısını “önemsediğini” söyleyen Kılıçdaroğlu, ekliyor;
“Ancak Sayın Başbakan, keşke aynı çağrıyı Sudan Devlet Başkanı için de yapmış olsa...”
HALKA SOKAKLARA ÇIKIN DEMİYORUZ, KENDİLİĞİNDEN ÇIKIYORLAR
Kılıçdaroğlu, son günlerin polemiği, “direniş çağrısı” konusuna da açıklık getiriyor.
Konunun TBMM Adalet Komisyonu’nda yaşananlar nedeniyle ortaya çıktığını vurgulayan CHP Lideri, AK Partili vekillerin oylarıyla önce konuşma süresinin 5 dakikaya, ardından önerge verme sayısının birle sınırlandırılmasını eleştiriyor.
“İhtisas komisyonlarında konuşma sürelerinin, Genel Kurul’daki konuşma süresinden bile kısa olmasını öngören bir oylama Anayasa’ya aykırıdır” diyen Kılıçdaroğlu ekliyor;
“Biz kavga etmek istemiyoruz. Şiddet istemiyoruz. Bizim söylemimizden AKP niye rahatsız oluyor? Adalet Komisyonu’nda Adaletsizlik yapılırsa, milletvekililerinin sesleri kesilirse, ne yapacak bu milletvekilleri?”
CHP’nin hiçbir zaman halka “sokağa çıkın”demediğini de vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Biz nerede çıkıpdemişiz ki, ey halk sokağa çıkın demişiz ki? Ama bakın, torba yasa konusunda gösteri düzenleniyor. Kendiliğinden düzenleniyor” mesajı verdi.
AK PARTİ’NİN FİGÜRANI OLMAYIZ
Komisyondaki tartışmanın, CHP milletvekilerinin AK Parti’nin “figüranı olmak istememesinden kaynaklandığını” kaydeden Kılıçdaroğlu, “Siz, Türkiye’nin en önemli yasalarından biri görüşüyorsunuz, barolar yok, yargıtay yok, danıştay yok. Hangi demokraside var bu? Oysa Türk Ticaret Kanunu’nu görüşürken, üniversiteleri de çağırdınız, TOBB’u da, TÜSİAD’ı da dinlediniz. Şimdi bu acele niye?” dedi.
AK PARTİ EŞKİYALIK YAPIYOR
“AKP’nin yaptığı eşkiyalığın bir başka versiyonu” diyen Kılıçdaroğlu, ekliyor;
“Konuşmayın diyorlar. Nerede? Parlamentoda. Neye dayanarak? Çoğunluğuna dayanarak. Demokrasinin anlamını bilmiyor bunlar. Muhalefet demokrasinin olmazsa olmazıdır. Bunun farkında değiller...”
CHP’Lİ MUHALİFLERE KAPIMIZ AÇIK AMA...
Kılıçdaroğlu, Mustafa Sarıgül gibi, Fikri Sağlar gibi, CHP’li eski muhaliflerin partiye dönüşlerine ise kapıyı “şartlı” aralıyor. Sadece onları değli, “sosyal demokrat, yurtsever kimseler, eski demokrat partililer, eski ANAP’lılara da açık kapımız” diyor. Ancak bir de şart koşuyor;
“Bu kişiler geleceklerle, milletvekili listelerinde adımız olacak şartıyla gelmesinler. Bu partinin kavgaya ihtiyacı yok. Iktidar olmaya ihtiyacı var. Partiye bir nefer gibi çalışmak isteyen herkesi kabul eaderiz. Milletvekili listesinde adını görmeyince, kıyameti koparacaklar hiç gelmesin...”
SEYFİ OKTAY’ LA GÖRÜŞTÜM, YİNE GÖRÜŞÜRÜM
Gazetelere yansıyan, Adalet eski Bakanı Seyfi Oktay’la yaptığı ve dinlemeye takılan telefon görüşmesi de soruluyor Kılıçdaroğlu’na. CHP Lideri, “Sayın Oktay’la bir değil birkaç kez görüştüm. Yine görüşürüm. Kendisiyle, partinin sorunlarını, izlenmesi gereken yol haritasını görüştük. Bana, Adalet Bakanlığı döneminde yaptığı reformalar ilişkin bir de dosya sundu.” diyor.
Kilıçdaroğlu’na göre asıl sorun, yasadışı dinlemelerin AK Parti döneminde “olağanlaşmış” olması. “Sayın Başbakan, yasadışı dinlemeleri kullanarak, hukuku çiğniyor. Hukuku tanımıyor. Baskıcı uygulamalar da telefon dinlemeleri ile başlamıştır” diyen Kılıçdaroğlu, bir de soru ortaya atıyor;
“Sayın Başbakan’ın da yasadışı yollarla dinlenen telefon konuşmaları basında yer aldı. Bunu yayınlayan gazeteciler şimdi Silivri’de. Acaba benim konuşmalarımı yayınlayanlar da Silivri’ye gönderilecek mi? Silivri’ye gönderilmelerini istiyor değilim. Ama AKP’nin çifte standardına dikkat çekiyorum” diye konuştu.
MECLİS BAŞKANI TARAFSIZLIĞINI BOZDU
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’in, AK Parti’yi öven açıklamaları da eleştiren Kılıçdaroğlu, “tarafsız olması gereken Parlamento başkanı AKP’yi övüyor. Sayın Başkan, senin konumun farklı. Senin tarafsız olman gerekir.” Dedi.