Güncelleme Tarihi:
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satırbaşları:
Size söz verdiler. Altına imza attınız. Verilen sözler tutulmadı. Sana söz veren kişi cumhurbaşkanı adayı oldu. Verdiği sözün arkasında bir adam durmuyorsa, sandığa gideceksin, onu sandığa gömeceksin elin mahkum. Ve bir şey daha. Tasarı görüşülürken arkadaşlarımız bir önerge veriyorlar. Yaşam odasının olması lazım diyorlar. AKP vekillerinin oylarıyla reddedildi. Gerekçesi ne? Maliyeti çok fazlaymış. 200 milyon lira. Sendika liderlerine sesleniyorum 200 milyar lirayı bir kişinin hayatından daha değerli gören anlayışa hala destek verecek misiniz? Her şeyi parayla ölçen bir anlayışa hala destek verecek misiniz?
"İSTERSEN DÜYNANIN UCUNA GÖNDER..."
200 milyon lira maliyeti yüksekmiş ama insanlar ölebilirmiş. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. o nedenle Manisalıların oturup düşünmesini istiyorum. 17 Aralık’la ilgili fezlekeler gelmişti. Fellik fellik gizliyorlardı. Komisyon kurmak için uzun uzun beklediler. Nihayet kuruldu komisyon. Şimdi bir numara çektiler. Efendim sıralama yokmuş, her şey karmakarışıkmış fezlekeleri savcıya iade edelim. İstersen dünyanın ucuna gönder. O fezlekelere burada oturacağız adam gibi bakacağız. Nereye kadar gizleyeceksiniz bu fezlekeleri? Yolsuzluk yapanları korumak nedir arkadaşlar?
"TALİMATI VEREN CUMHURBAŞKANI ADAYI"
Vatandaşın cebinden parayı çalacaksın ama TBMM’de iktidar partisinin vekilleri onu koruyacak. Bunu bizim kabul etmemiz mümkün değil. Şimdi fezlekeler görüşülmesin diye talimat veren kişi cumhurbaşkanı adayı. Elinizi vicdanınıza koyup sandığa gideceksiniz. Hırsızlık yapana prim verecek misiniz vermeyecek misiniz? Bunu oturup düşünmeniz lazım. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını koruyacak mıyız korumayacak mıyız?
"SENDİKA BAŞKANLARI DA ORADA OLSAYDI"
Zeytinburnu’nda da geçenlerde patlama oldu üç yurttaşımız hayatını kaybetti. Yine aynı bölgede patlama olmuştu 21 işçi hayatını kaybetmişti. Gidildi davalar izlendi. Bizim vekillerimiz davaları yakından izlediler. Gönül isterdi ki, o davalar görüşülürken sendikaların genel başkanları da orada olsun. Onlar da takip etsinler. Sadece CHP’li vekiller izledi. Onlara şükran borçluyuz.
"AĞABEYLERİMİZ DEDİLER Kİ..."
Dava 6,5 yıl sürdü arkadaşlar, haklarını arıyorlar. Ucunda ölüm var. Grup başkanvekilimizde söyledim, aramızda partimizin hafızasını oluşturan büyüklerimiz abilerimiz var. Dün genel merkezde güzel bir toplantı gerçekleştirdik. Ağabeylerimiz dediler ki "Türkiye’nin içinde bulunduğu koşullar çok açık. Yıllarını demokrasi için mücadele ederek geçiren bizler, bizler cumhurbaşkanlığı seçimlerine görev istiyoruz. Biz genel merkeze gelip çalışmak istiyoruz." Geldiler 600 kişilik salonumuz doluydu ve çok güzel bir toplantı gerçekleştirdik. Partimizin canlı hafızasını oluşturan değerli büyüklerimizin bazıları aramızda, onlara şükranlarımı sunuyorum.
Türkiye’nin tarihi bir süreçten geçtiğimizi hepimiz biliyoruz. Bu seçim sıradan bir iktidar mücadelesi seçim değildir. Partilerin yarıştıkları bir seçim değildir. Türkiye’nin oylandığı, demokrasinin oylandığı bir rejimdir. Bu seçim CHP ve diğer partiler arasında bir yarış değildir. Bir kişiyi seçeceğiz, cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtacağız seçimi değildir. Bu seçim Türkiye’nin seçiminin oylanacağı bir seçimdir.
"ANNELERE VE BABALARA SESLENİYORUM"
Ali İsmail Korkmaz gencecik bir üniversite öğrencisi. Annenin ve babanın üniversiteye gönderdiği, kendisi elleriyle güzel bir gelecek yaratacak. Türkiye’ye yararlı olacak, kendi insanı için çalışacak. Eskişehir’de sokak arasında sopalarla ve tekmelerle öldürüldü. Ben bütün annelere ve bütün babalara sesleniyorum. Empati dediğimiz karşıdaki kişinin yerine kendinizi koyun. Umutla çocuğu yetiştirdiniz, üniversiteye gönderdiniz. O karanlık bir sokakta sopalarla ve tekmelerle öldürülüyor. Öldürüldüğü zaman cumhurbaşkanı adaylarından birisi, polis destan yazdı diyor. Senin çocuğun öldürüldüğünde, karanlık bir sokakta sopayla tekmeyle öldürüldüğünde, polis destan yazıyor diyen adama hala gidip oy verecek misin vermeyecek misin?
Gencecik fidan gibi hayata umutla bağlanmış birisi. Bununla kalmıyor. Onun valisi, devletin valisi değil. O cumhurbaşkanı adayının valisi diyor ki “Ali İsmail Korkmaz’ı arkadaşları öldürmüştür” delilleri karartmaya çalışıyorlar.
"SİZİN BAŞINIZA HER AN GELEBİLİR"
Ama yürekli düzgün bir savcı, cumhuriyetin savcısı olan bir kişi delillerin tamamını ortaya çıkardı. Sonra ne oldu? Efendim dava Eskişehir’de görülemez, nereye alacağız kayseri’ye alacağız. Oy kullanmak için sandığa gidecek yurttaşlarıma sesleniyorum. Çocuğu olan, bütün anne ve babalara sesleniyorum. Aynı şey sizin başınıza her an gelebilir. Gençleri anlamak yerine sopayla tekmeyle susturmak hangi demokraside vardır? Ve bu insan hangi yüzle gelip ben Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olacağım diyor. Nasıl bir Türkiye’de yaşıyoruz ve sandığa gideceğiz nasıl bir cumhurbaşkanı seçeceğiz. Bunların tamamını düşünmemiz lazım.
Delillerin karartıldığı adaletsizliğin geçerli olduğu bir Türkiye’de yaşıyoruz. Sandığa giderken bu düşüncelerle sandığa gitmenizi istiyorum. Empati kurmanızı istiyorum.
"ADAM GİBİ TIPIŞ TIPIŞ GİDECEKSİN"
“Ben sandığa gitmem ama ben konuşurum” Dün söyledim. Oğlunu seviyorsan kızını seviyorsun Türkiye’yi seviyorsan adam gibi gidip tatil yapmak istiyorsan kimse kusura bakmasın adam gibi tıpış tıpış gideceksin oyunu kullanacaksın dedim. Dün söyledim vay efendim işte, Kılıçdaroğlu bana diktatör diyordu o da bunu söylüyor. Ben söylüyorum, ben de tıpış tıpış gidip oyumu kullanacağım. Senin diktatör olduğunu ben söylemiyorum sadece bütün dünya söylüyor. Senin ellerin kanlı, alnın kirli, ağzın kirli, senin geçmişin kirli. Bu seçim hukukun üstünlüğüne inananlarla inanmayanlar arasındaki bir seçimdir. Bu seçim Türkiyenin geleceğini çağdaş uygarlığa taşımak isteyenlerle taşımak istemeyenler arasındaki bir seçimdir. Usta hakkını vermek lazım yalanın ustası. Yalancıdan cumhurbaşkanı adayı olmaz demiştim. Bir kişi kendi çocukları üzerinden bile yalan söylememeli. Şimdi küçük bir filmimiz olacak.
VİDEO’DA BAŞBAKAN’IN SESİ:
“Ben de onlara hasretim ama verdiğimiz mücadele böyle bir mücadele vermeye zaman vermiyor. O zaman da mücadeleler daha zor sıkıntılı dönemler 80 öncesini bahsediyorum. Bir gece yatak odamızın kapısına bir pusula asmış babacığım bir geceni de bize ayır duygulandım”
KILIÇDAROĞLU DEVAM EDİYOR:
Evet film bu kadar. Yandaş bir televizyon kanalında bir röportaj. "Siyasi mücadelemde kimse bana niye geç gelmedin" diye sormadılar diyor. 80 öncesinden bahsediyor. Büyük kızım Esra bir gece kapıya not yazmış, babacığım bir geceni de bize ayır. 80 öncesinden söz ediyor. Büyük kızı esra’nın doğum tarihi ne biliyor musunuz 14 Ekim 1983.
Doğmadan üç yıl önce sıfır yaşında kapıya not yazmış. Eğer bir kişi çocuklarını yalana ortak ediyorsa, çocuklarının üzerinden kişisel kariyer oluşturuyorsa o ülkede o cumhurbaşkanı adayı olmaz. Utanır biraz. Eğer bir cumhurbaşkanı adayı oğluyla rüşvet pazarlığı yapıyorsa. “oğlum getirilen para az söz verdikleri kadar getirecekler. O parayı alma nasıl olsa kucağımıza oturacaklar” diyorsa o cumhurbaşkanı adayı olmaz, olmamalı.
BU ŞANTAJ KESETİ NEDİR?
Zaman zaman şantaj kasetlerinden bahsetti. “Cumhurbaşkanı için de şantaj kasetleri var” "Sayın Abdullah Gül için de şantaj kasetleri var" dedi. Sayın Abdullah Gül diyecek ki ne şantaj, kaset kardeşim. Şimdi soruyorum. Erdoğan’ın işine gelmez. Ne espri değil mi? Vatandaş soruyor. Saatiniz kaç? Önce jeton düşmüyor, sonra jeton düşüyor. “Sen bana nasıl saati sorarsın” Şimdi bekliyorum bu şantaj kaseti nedir. Sayın Abdullah Gül’den yanıt bekliyorum. Acaba bu kaset birilerinin elinde olduğu için mi sesini kesti hiç konuşmuyor sayın Gül? Yoksa şahsen ben inanmıyorum, o zaman onu kullanan Recep Tayyip Erdoğan’a neden bir şey söylemiyor? Çünkü o makam farklı bir makam. O makam beni de temsil ediyor 76 milyonu temsil ediyor. O makamda oturan birisi şantajla korkutulamaz. Onun üzerine ben değil cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan kişi gitmeli.
Biz hukuk devleti istiyor muyuz? Kadın erkek eşitliğini istiyor muyuz? Parlamentoya sahip çıkmak istiyor muyuz? Bir kişinin iradesinden değil milletin iradesinden söz ediyor muyuz? O zaman sandığa gideceğiz. Biz saydam bir yönetimin olduğu bütçenin nerelere harcandığının özgürce harcandığı, kişilerin hesap vermekten korkmadığı bir rejimi savunuyoruz.
"MALI GÖTÜRME KONUSUNDA DÜNYADA 1 NUMARA"
Sandığa gideceğiz oyumuzu kullanacağız. Kim için? Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu için. Neden Ekmeleddin Bey? Birden fazla nedeni var. 1- Hiçbir partinin üyesi değil, tarafsız. Vatandaş demiyor mu tarafsız olsun, e tarafsız birisi. 2- Bilgili birisi olsun. Profesör batıda doğuda bilinen bir insan. Bilim tarihi konusunda dünyada ismi olan birisi. İyi bir yönetici olsun, e iyi bir yönetici. BM’den sonra en büyük uluslararası kuruluşta genel sekreterlik yapmış 57 ülkeyi barıştırmış. Efendim Ekmeleddin Bey'i tanımıyoruz, daha iyi ya öbürünü hepimiz tanıyoruz. Efendim onun dünya çapında ünü varmış, vallahi dünya çapında ünü var. Malı götürme konusunda dünyada bir numara. Efendim diyorlar ki, cumhurbaşkanı tarafsız olmalı, evet. Diyor ki öbürü ihaleleri de takip edeceğim, yolları da takip edeceğim diyor. Biz onun yolları nasıl bulduğunu, ihalelileri nasıl takip ettiğini biliyoruz.
"KİBİRLENME PADİŞAHIM"
Dün bir jest yapmış İhsanoğlu. Demirtaş’ın da Erdoğan’ın da hesaplarına biner lira yatırmış. Erdoğan iade etmiş, e tabi bin lira onun için para bile değil. Ekmeleddin Bey, Bilal’e soracaktı, kaç lirayı kabul eder diye. O zaman görecekti ki öyle bir parayı yatırmak mümkün değil. para iade ediyor, kibire bakın kibire. Neden kibir arkadaşlar? Herkesi küçük görme, halkı küçük görme, yarıştıkları kişiyi küçük görme. “Kibirlenme padişahım senden büyük Allah var” diye bizim halkımızın bir lafı var. sana kibir yakışıyor ama ekmeleddin beye yakışmıyor.
Biz tepede kavga istemiyoruz. Cumhurbaşkanlığı makamında kavga istemiyoruz. Kavgadan yana tavır almasını da istemiyoruz. Geçmişte bir kavga yaşandı. Devletin sigortasını attırmak için oraya çıkılmaz, devletin sigortası olmak için oraya çıkılır. O çerçevede bakmak gerekiyor.
"ERDOĞAN'IN SÖZÜ GEÇMİYOR"
Ortadoğu’yu biliyoruz. IŞİD’in yaptıklarını biliyorum. Bu cumhurbaşkanı adayı IŞİD’e yalvarıyır, ne olursun bizim rehineleri serbest bırak. Terör örgütüne yalvaran cumhurbaşkanı adayı istemiyoruz. O kadar ki kaç kişinin rehin alındığını da bilmiyorlar. Aile ısrarla söylüyor benim eşim de orada diyor. Dışişleri bakanı orada değil diyorlar. Sonra öğreniyorlar ki orada. Dünyanın en çapsız dışişleri bakanı. Kan gövdeyi götürüyor Suriye’de. Ortadoğu’da Erdoğan’ın sözü geçmiyor, Türkiye’nin de sözü geçmiyor.
Bakın Filistin Gazze’de çocuklar insanlar öldürülüyor. Erdoğan ne yapıyor? IŞİD’e yalvarıyor. "İsrail bombalarsa ilişkilerimiz düzelmez" diyor. Bu adaya bakın bakalım nasıl bir aday. 2011’de Mavi Marmara’dan sonra “Gazze’ye yardım gemilerine Türk donanması eşlik edecek”
Ben bunun üzerine açıklama yaptım. Eğer donanma eşliğinde göndereceksen alnından öpeceğim diye. Tık yok. Hiçbir şey gitmedi. İçeride tafra yapmak istiyor. Halkı kandırmaya çalışıyor. Yalan mı, yine yalan söyledi. 23 Mart 2013. Nisan’da Gazze’ye gideceğim diye açıklama yapıyor. Bir ülkenin başbakanı başka ülkeye giderse, bütün alt yapı oluşturulur. Nerede kalacak kimlerle görüşecek. Emin ki gideceğim diyor. Nisan geliyor tık yok gitmiyor. Onun üzerine 14 Nisan 2013’te bir açıklama yapıyor. “Tarih kesinleşti Mayıs sonu gibi Gazze’ye gideceğim” 21 Nisan 2013’te Kerry dedi ki “Sen Gazze’ye gidemezsin” orada bitti. Ne donanma ne Erdoğan kimse Gazze’ye gidemedi. Arkasından bir açıklama yapıyor “Kerry’nin demeci hiç şık değil. Haziran’da Gazze’ye gideceğim”
Şimdi 15 Temmuz 2014. Ne Gazze’ye Nisan’da Mayıs’ta Haziran’da gidemedi. Sadece palavra attı. Şimdi bu kalkmış ben cumhurbaşkanı olacağım diyor. Sen daha Gazze’ye bile gidemiyorsun. Ortadoğu’ya gidemiyorsun. Kalkmışsın cumhurbaşkanı olacaksın. Ama Ekmeleddin bey ne yaptı? Filistin’de tarafları barıştırdı. Filistin devletini her ortamda savundu ve Kudüs nişanını aldı. O beyefendi hangi nişanı almıştı? Biliyorsunuz.
"GİDİP NAMAZ KILACAKTI ŞAM'DA"
Bir kimse kendi ülkesini boşuna terk etmez arkadaşlar. Başka ülkeye kaçmazlar. "Eli kanlıdır" dedim bunun için dedim. Gidip namaz kılacaktı Şam’da. Esad’ın iki tarafında ne takıyorlar kollarının altına, iki tane koltuk değneği kaldı diyor, yakında gidecek diyor. Ne oldu? gidemedi, gitmedi. Çünkü dengeleri iyi okuyamıyor. Suriye’nin Rusya için ne önem taşıdığını bilmiyor anlamıyor. Ben söylerim gider, ben söylerim yapar yok öyle bir şey. Suriye konusunda da geldi Türkiye’nin başına bela açtı. Ankara’ya gidin küçücük çocuklar dileniyorlar. Sorumlusu kim? Cumhurbaşkanı adayı.
Şimdi sandığa gidecekler Suriye’yi düşünün Adana’yı Antep’i Şanlıurfa’yı Hatay’ı düşünün ve oyunuzu öyle kullanın. Eğer bunu yapabilirsek Türkiye’de önemli bir aşamayı kat etmiş olacağız. Türkiye aydın geleceğe hep beraber taşımış olacağız. Eğer İhsanoğlu kazanırsa hukukun üstünlüğü kazanacak, parlamenter sistemimiz kazanacak. Ortadoğu kazanacak. İhsanoğlu kazanırsa AB kazanacak. Türkiye kazanacak, biz kazanacağız. Özgür Türkiye için hep beraber çalışacağız.