Güncelleme Tarihi:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti’nin TBMM’den geçiremediği ‘zeytinliklerin imara açılması’ düzenlemesinin Bursa’nın Gemlik ilçesi bahane edilerek KHK ile geri getirildiğini belirterek, TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ı da Meclis’in askıya alınmasına seyirci kalmakla suçladı. Kılıçdaroğlu, “Buna itiraz etmesi gereken kişi TBMM Başkanı’dır ama sesi dahi çıkmıyor. Çünkü koltuğunu Saray’a borçlu” yorumunu yaptı. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
TEK TİP ELBİSE 12 EYLÜL’DE VARDI
“Bu düzenlemeyi duyunca ‘Hoş geldin askeri darbe dönemi’ diyorum. 12 Eylül’de bunu yapmışlardı. 12 Eylül’ü yapanların apoletleri vardı. Şimdi bunların tek farkı apoletleri yok. Yüksek yargıya yeni üyeler atanacak. Yargıyı ele geçirme adımları. Üstelik FETÖ yöntemiyle yapıyorlar. KHK ile yargıyı iktidarın arka bahçesi haline getirmeye çalışıyorlar. Çünkü kendilerini güvence altına almak için hukuki düzen oluşturuyorlar. Bunu geçmişte darbeciler de yapmıştı.
KHK’ya göre sivillerin, darbeyi önlemek için yaptığı eylemlerin hukuki, mali ve cezai sorumluluğu olmayacak. 15 Temmuz günü, ellerinde silah, mermi olmayan erler linç edilmişti. Onların ne kabahati vardı? Komutanlar yönlendirmişti. Saray’a gittiğimde bu konuyu gündeme getirip, soruşturulmasını istemiştim. (Tayyip) Erdoğan, (Binali) Yıldırım, (Devlet) Bahçeli, İbrahim Kalın, hepsi oradaydı ve hak vermişlerdi. Bahçeli daha sonra linç edilen erler konusunda çok sert bir açıklama yapmıştı. O linç olaylarının soruşturulacağına dair söz vermişlerdi. Sözlerini tutmadıkları gibi şimdi linci yapanlara ömür boyu dokunulmazlık veriyorlar. Hatta daha doğrusu af getiriyorlar. Bu Anayasa’ya da aykırıdır. Böyle bir af düzenlemesi için TBMM’de nitelikli çoğunluk gerekir. Bunlar KHK ile af getiriyorlar.
AKIL TUTULMASINDAN DA FENA
Türkiye’de bu kadar ruhsatsız, kayıtsız silah var. İçişleri Bakanı, yargı kararı olmadan insanları terörist ilan ediyor. Bu düzenleme var olduğu sürece, biri çıkıp o insanları ‘terörist’ diye öldürüp dokunulmaz mı olacak? Böyle olursa devlet, kendi güvenliğini yeraltı örgütlerine havale etmiş olur. Devletin güvenliğini ‘arka bahçe’ olacak bir yapıya teslim edemezsiniz. Buna ‘akıl tutulması’ diyeceğim ama akıl tutulmasından daha fena bir şey. Bir taraftan da toplumu, baskıyla tehditle sindirmeyi hedefliyorlar.
TAŞERONA KADRO DEĞİL, AYRIMCILIK
Taşeron işçilerin ne istedikleri belliydi. Kadrolu çalışmak istiyorlar. Oysa, KHK ile çalışanların büyük kısmı kadro dışı kalacak. Hali hazırda asgari ücretle çalışan taşeron işçiler ayrımcılığa tabi tutulacak. Karpuz seçer gibi bir kısmını alıp, bir kısmını dışarı çıkaracaklar. Bu, ayrımcılığın hukukun içine alınmasıdır. Sınav yapılacakmış, güvenlik soruşturması yapılacakmış. Sen devlete genel müdür, müsteşar yardımcısı mı alacaksın? Neyin güvenlik soruşturmasını yapıyorsun? Bu ayrımcı yaklaşım, sosyal devleti ayaklar altına alıyor. Kadro bekleyen adamları şimdi nasıl kapının önüne bırakacaksın? Bu düzenlemeye bizden önce Türk İş’in, Hak İş’in karşı çıkması lazım.”
İNÖNÜ ANILDI
Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, vefatının 44’üncü yılında dün Anıtkabir’deki mezarı başında törenle anıldı. Törene İnönü’nün kızı Özden Toker, torunu CHP Milletvekili Gülsün Bilgehan, bazı aile fertleri ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, TBMM İdare Amiri Salim Uslu, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Ümit Dündar, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Nadir Alpaslan, askeri erkân ve vatandaşlar katıldı. Tören, Atatürk’ün mozolesine çelenk konulmasıyla başladı. Heyet, daha sonra İnönü’nün kabrinin bulunduğu alana geçti. Ardından Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, CHP, Türk Silahlı Kuvvetleri ve İnönü Ailesi adına kabre çelenk konuldu. Törene katılanlar, saygı duruşunun ardından İnönü Ailesi’ne taziyelerini iletti.