Güncelleme Tarihi:
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grubunda yaptığı konuşmada, Hükümete bazı konularda 6 ay süreyle KHK çıkarma yetkisi veren yasa tasarısını eleştirdi.
Yasa tasarısının gerekçesinde, “Yeni hükümet kurulacak, bu uzun sürer, ülkenin beklemeye tahammülü yok” denildiğini belirten Kılıçdaroğlu, “9 yıldır neredeydin sen, armut mu topluyordun? 9 yıldır bu milletin ensesinde boza pişirdin” dedi.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Parlamento tatile girecek, 'ben kanun çıkaracağım', yasama organının yerini yürütme organı alacak, yasa çıkaracak, muhalefetsiz... Bir sabah uyanacağız yeni bir kanun çıkmış olacak. Bu çağdışı anlayış değilse hangi anlayış.
Parlamentoda senin anayasayı değiştirecek milletvekilin var, kendi milletvekillerinden mi korkuyorsun, onlar da gelsinler, parlamentoyu tatil etmeyelim. Haziranın 1'ine kadar çalışalım, neyi getireceksen getir. KHK izni demek, parlamentoyu tasfiye anlayışının sonucudur, muhalefete tahammül edememenin bir sonucudur. Bu anlayışı kabul etmiyoruz. Bu, 'parlamentoyu bypass etmek' demektir. Böyle bir şey demokrasilerde, hele hele 9 yıllık bir iktidarda olmaz. Bu, baskıcı yönetimin, baskıcı anlayışın, demokrasiyi içine sindirememiş anlayışın sonucudur.”
"ANAYASA MAHKEMESİ, HÜLLE YOLUYLA ATANAN YARGIÇLARIN OLUŞTURDUĞU BİR MAHKEME KİMLİĞİNDE"
Kılıçdaroğlu konuşmasında çalışan emeklilerin aylıklarından kesinti yapılmaması için Anayasa Mahkemesi’ne başvurduklarını ancak istedikleri sonucu henüz alamadıklarını söyledi.
Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Siz çalışıyorsunuz, primlerinizi yatırıyorsunuz, yasalara göre zamanı gelince de emekli oluyorsunuz. Aldığınız emekli aylığı yetmeyince işinize devam ediyorsunuz. AK Parti de sizi cezalandırıyor. Emekli aylığınızı kesiyor. Önce yüzde 40 kestiler. Anayasa Mahkemesi’ne gittik, iptal ettiler. Şimdi yüzde 15 kesiyorlar. Onun içinde mahkemeye gittik ama Anayasa Mahkemesi artık kendi işine bakıyor. Sosyal devleti unutmuş, hülle yoluyla atanan yargıçların oluşturduğu bir mahkeme kimliğinde. AK Parti’nin borazanlığını yapacak orası."
"MUHALEFETİN GÖREVİ, KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE ELİNDEN ALINIYOR"
Muhalefetin, toplumun sesi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Siz muhalefetin görevini, kanun hükmünde kararname ile elinden alıyorsunuz. Parlamento kapalı. Seçime gidilecekmiş, yeni hükümet kurulacakmış, bu uzun sürebilirmiş. Ülkenin beklemeye tahammülü yokmuş. Dokuz yıldır neredeydin sen? Armut mu topluyordun? Bu milletin ensesinde boza pişirdin. Parlamento kapanacak, beyefendiye kanun hükmünde kararname izni verecekmişiz. Niçin? Bakanlıkları birleştirecekmiş. Getir parlamentoya, belki biz de destek vereceğiz sana. Lüzumsuz bir sürü bakanlık var. Adam gibi bakanlık kurarsın. Sana değil de, ülkeye hizmet ederler," diye konuştu.
"SEN TÜRKİYE’Yİ AB’DE DEVREDIŞI BIRAKAN BİR BAŞBAKANSIN"
Kanun hükmünde kararnamelerin darbe sonrası gibi olağanüstü durumlarda çıktığını belirten Kılıçdaroğlu, "Olağanüstü bir olay Türkiye’de yok. En son Libya’da çıktı. Beyefendi, ‘NATO’nun orada ne işi var’ diye yeri göğü inletti. Sonra Türkiye’ye gelip, savaş gemilerini tıpış tıpış gönderdi. Üstelik Meclis’ten karar çıkmadı. Arkasından da ‘Biz NATO’yu yönlendirdik’ diyor. Bugün gazetelerde okuyorsunuz.. Yine büyük ülkeler toplanmış, Türkiye devre dışı. Sen, Türkiye’yi AB’de devre dışı bırakan bir başbakansın. Bu gerçeği hala görmedin mi?" dedi.
"HİTLER’İN AKLINA GELMEYEN BASKICI YÖNTEMLER, AK PARTİ’DE VAR"
"Kitapların toplatılması konusunda, Batı da şaşkın" diyen Kılıçdaroğlu, "Hitler, Mussolini geçmişte kalmış. Buradan Batılı devletlere çağrıda bulunuyorum. Onların akıllarına gelmeyen baskıcı yöntemler, 21. Yüzyılın Ak Parti iktidarında var. Başbakan, ‘Bunlar benim konum değil, tamamı yargının konusudur. Durup dururken olan şeyler değil. Demek ki, araştırma yeni araştırmayı, müdahaleyi gerektiriyor’ diyor. Dolaylı yoldan savunuyor. Mussolini ve Hitler de mahkeme kararıyla o insanları tutuklarken, kimse o yargıçlara bakmıyordu. Siyasal sorumluluğu, ülkeyi yöneten de görüyorlar. Aynı şey. Araştırma müdahaleyi gerektiriyormuş. O yargıcın önüne o araştırmayı götüren kim?" diye konuştu.
3 Eylül 2010’da Başbakan Erdoğan’ın, özel bir televizyon kanalında, canlı yayında ‘Yargı kararlarına saygı duymak gibi bir görevim yok’ dediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bu adam bu ülkeyi yönetiyor. Yargı kararına saygı duymayan bir insanın kafasında, toplu iğne ucu kadar demokrasi kültürü var mıdır?" diye ekledi.