Güncelleme Tarihi:
Kılıçdaroğlu, İzmir Gündoğdu Meydanı'ndaki “Hayır” mitinginde yaptığı konuşmada, iktidarın inançları, etnik kimliği istismar ettiğini, toplumu ayrıştırdığını, kendisine taban yaratmaya çalıştığını savundu.
Tuzağa düşmeyeceklerini, birleşeceklerini belirten Kılıçdaroğlu, “Gücümüzü sandıkta demokratik yollardan göstereceğiz” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, CHP'li belediyelerde taşeronluk dönemini bitireceklerini de anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İstanbul'da, Ankara'da olduğu gibi İzmir'de de söz veriyorum. CHP'li belediyelerde taşeron işçilik dönemini bitireceğiz. Herkes kadrolu olacak. Bunun için grup başkanvekiliyken yasa teklifi zaten vermiştim. O yasa teklifimiz duruyor. AKP kabul ederse geçecek. Kabul etmezse halkın iktidarında, CHP iktidarında emek sömürüsüne son vereceğiz. Herkes sendikalı, örgütlü çalışacak. Bunun sözünü veriyorum.
Ama size şunu söyleyeyim. Benim sözüm Recep Beyin sözü değil. Size memur Kemal, işçi Kemal, emekli Kemal olarak, çiftçi Kemal olarak söz veriyorum, halkçı Kemal olarak söz veriyorum. Sizden birisiyim. İnsan Kemal olarak söz veriyorum.
Biz konuştukça Recep Beyin ezberi bozuluyor. Recep Beyin ezberini bozduk. Recep Beyin kimyasını bozduk. 12 Eylülde Recep beylerin düzenini de bozalım, güç verin.”
“VAR OLAN HAKLAR YURTTAŞIN ELİNDEN ALINIYOR”
Kılıçdaroğlu, yüreğini, sevgisini, coşkusunu bildiği İzmir'in dünyaya örnek bir kent olduğunu anlatarak, İzmir'in 12 Eylülde tarih yazacağını ve tüm Türkiye'nin İzmir ile gurur duyacağını söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Şimdi AKP diyor ki 'Öyle bir anayasa getirdik ki bu anayasada demokrasi var. Bu anayasada hak ve özgürlükler var.' Şimdi anlatıyorum size, Recep Bey de dinlesin. Bakınız TÜPRAŞ'ın ihalesi oldu 2004'te. 1 milyar 300 milyon dolara satıldı. Daha sonra Petrol-İş Sendikası mahkemeye gitti, ihale iptal edildi, kamu yararı yoktur diye. 1 yıl sonra 2005'te aynı TÜPRAŞ'ın daha az hissesi doğru dürüst ihalele ile satış bedeli 4 milyar 100 milyon dolar oldu. Türkiye Cumhuriyeti 3 milyar dolar kazandı. Bu anayasa, yargıya başvurma hakkını sendikaların elinden alıyor ve yasaklıyor. Yani özetle Kenan Paşanın bile yapmaya cesaret edemediğini bunlar yapıyorlar.
Sadece bu mu? otobüs biletlerine, köprü ücretlerine veya herhangi bir kamu hizmetinin ücretine olağanüstü zam yapıldığında yurttaşlar idare mahkemesine başvurabiliyordu. Yeni anayasada hiç kimse yapılan insafsız zamlar dolayısıyla mahkemeye başvuramayacak. İzin verecek misiniz? Var olan hakları yurttaşımın elinden alınıyor.”
Kılıçdaroğlu, “Biz güzel anayasa yapıyoruz, çağdaş bir anayasa yapıyoruz” denildiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“AKP özgürlük diyorsa, demokrasi diyorsa bilin ki özgürlüğünüz elinizden alınacaktır. Bu anayasa onun bir parçasıdır. Anayasa yasalaşırsa İzmir'de de çok sayıda sanatçımız var. Mevcut anayasada var olan hakların, yurttaşların sendikalarının elinden alınmasını hangi sanatçı kabul edebilir? Bunu şiddetle reddediyorum. Sanatçı kimliğinizi ortaya koyun. Yurtsever kimliğinizi ortaya koyun ve şunu söyleyin. Haklar genişliyorsa evet, daraltılıyorsa hayır. Haklar daraltılıyorsa hayır diyoruz ve 'hayırda hayır var' diyoruz.”
“SİYASET YARGIYA BULAŞMASIN”
Referandumda 26 maddeye, bir tek yanıt istendiğini anlatan Kılıçdaroğlu, mitinge katılanlara, “Allah aşkına demokrasi için 'Bizim için araçtır amaç değildir' diyen bu değil miydi? Gömlek değiştiren bu değil miydi? Biz bunun sözüne nasıl güvenelim? Demokrasiyi araç olarak gören, asıl hedefe ulaşmak için anayasa değişikliğini millete dayatan bir insana güven duyulur mu?” diye sordu.
Seçmenin önüne 26 madde geldiğini ve sadece bir yanıt istendiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Ya tamamına 'evet' ya da 'hayır' diyeceksin. Böyle bir anlayış olabilir mi? Ne diyor 'Bir hap yaptık onu vereceğiz vatandaş yutacak.' Recep Beyin tıp eğitimi var mı, doktor mu? Doktor olmayanın verdiği hap yutulur mu?”
Kılıçdaroğlu, siyasetin yargıya bulaşmamasını istediklerini hatırlatarak, “Recep Bey 'Ben cumhurbaşkanı, meclis başkanı, valiyi, kaymakamı tayin ediyorum. Herkesi tayin ediyorum. Ama hakimleri tayin edemiyorum. Şimdi yetki istiyorum. Yargıçları da ben tayin edeceğim' diyor. Bu demokrasi midir?” diye sordu. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Hep beraber diyeceğiz ki 'Demokrasiyse evet hak ve özgürlükleri genişletmekse evet.' Yargı siyasallaşırsa o toplum vicdan azabı çeker. geçmişte hatırlarsınız 27 Mayısı, 12 Eylülü, 12 Martı. Siyasi mahkemeler kuruldu, gencecik çocukları astık. 16 yaşındaki çocuğun yaşını büyütüp on sekizmiş gibi idam sehpasına gönderdik. Deniz Gezmiş ve arkadaşları var... Aynı siyasal mahkemede onlar da yargılandı, idam edildi” şeklinde konuştu.
BOY TARTIŞMASI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın boyuna ilişkin, kendisinin bir sözü olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Allah aşkına Recep Beyin boyuyla ilgilenen var mı? Hiç kimse öyle bir şey söylemedi. Bana ne kardeşim senin boyundan posundan, önemli değil. Ama boyunu posunu merak ediyorsan çıkarsın TV'de karşıma, ben boyunu posunu sana gösteririm. Sonra ondan çark etti. Bu sefer dedi ki 'önemli olan boy değil soydur.' Artık 21. yüzyılda Hitler mantığıyla kafası çalışan bir Başbakanımız var. Milletin soyundan sana ne? Eline pergel, cetvel alıp herhalde insanların kafatasını ölçecek. Bunlar bölücüdür. Siyasetin görevi barışı, huzuru sağlamaktır. Topluma entegre etmektir. Bunlarda o güç yok. Toplum bölündükçe, kavgacı oldukça bunlar rantı paylaşacaklar çünkü.”
Kılıçdaroğlu, ülkenin her bölgesinde yaşayan vatandaşları sevdiğini anlatarak, şunları kaydetti:
“Geçen 'CHP kumsalda' dedim. Kumsalda yaşayanlara, yani sizlere sataştı. Toplumu niye bölüyorsun sen? Doğu'da, Güneydoğu'da yaşayan bizim insanımız. Karadeniz'de, Ege'de, Marmara'da Akdeniz'de de yaşayan bizim insanımız. İnsanımızı seviyoruz.
Geçmişte Adalet ve Kalkınma Partisine oy veren bütün vatandaşlarıma söylüyorum. Bizi bölen, ayrıştıran, kardeşi kardeşe düşman eden, konuştuğu her cümleyle ayrışmayı tetikleyen Recep Tayyip Erdoğan'ı ve onun partisi olan AK Partiyi lütfen sandığa gömelim.”