Kılıçdaroğlu'ndan hükümete sağduyu çağrısı

Güncelleme Tarihi:

Kılıçdaroğlundan hükümete sağduyu çağrısı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 24, 2016 11:52

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Fırat Kalkanı Operasyonu’nda Suriye rejim güçlerinin hava saldırısında 3 askerin şehit olması, 10 askerin yaralanmasıyla ilgili olarak sağduyu çağrısında bulunarak, "Çok tehlikeli bir sürecin içine Türkiye’yi sürükleyebilir. O nedenle buradan hükümet yetkililerine sağduyuyla davranmalarını tavsiye etmenin ötesinde birşey söyleyemeyeceğim" dedi.

Haberin Devamı

Türkiye Otelciler Federasyonu’nun (TÜROFED) 5’inci Olağan Genel Kurulu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılımıyla yapıldı. Antalya’nın Kundu turizm bölgesindeki Adalya Hotel’de gerçekleşen genel kurula, TÜROFED Başkanı Osman Ayık, yönetim kurulu ve TÜROFED’e bağlı turizm birliklerine üye Türkiye’nin dört bir yanından turizm sektörü temsilcileri katıldı. Toplantıya CHP Genel Başkan Yardımcıları Çetin Osman Budak ve Selin Sayek Böke, MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Günal, CHP Antalya milletvekilleri Niyazi Nefi Kara, Mustafa Akaydın, Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Baki Alkaçar da katıldı.

ÖZVERİYLE ÇALIŞIYORSUNUZ

Turizmcilerle beraber olmanın kendisi için bir ayrıcalık olduğunu belirten Kemal Kılıçdaroğlu, "Bu ayrıcalığı sağlayan da sizin özveriyle çalışmanız, Türkiye’nin istihdamına, büyümesine büyük katkı vermenizdir. Bütün zorluklara rağmen katkı vermeye devam ediyorsunuz" dedi.

Haberin Devamı

TERÖR OLAYLARINA DEĞİNDİ

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Adana’daki bombalı saldırı ve Fırat Kalkanı Operasyonu’nda 3 askerimizin şehit olduğu saldırıyla ilgili de açıklamada bulundu. Sözlerine terörle başlamak istediğini belirten Kılıçdaroğlu, "Tatsız bir konu. Adana’da yaşanan terör olayı emin olun hepimizin sabah aldığı en kötü haber. Sayın valiyi aradım, olayın ayrıntılarını öğrenmeye çalıştım. Sayın başkan (TÜROFED Başkanı Osman Ayık) konuşmasını yaparken siyaset kurumunda uzlaşmaya değindi. Aslında çok önemli bir konu. Belki de hepimizin üzerinde uzlaşacağı en temel konulardan bir tanesi terördür. Kimden gelirse gelsin, nereden gelirse gelsin, amacı ne olursa olsun, arkasında hangi güç olursa olsun, bütün siyasal partiler, meslek kuruluşları, sivil tolum örgütlerinin terör konusunda ortak payda geliştirmeleri gerekiyor" diye konuştu.

TERÖRE KARŞI DESTEK ÇAĞRISI

Her terör olayından sonra yaptıkları çağrıyı hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Defalarca ’Terörü bitirmek için bizden ne istiyorsanız vermeye hazırız’ dedik. Çünkü bu ülkenin insanı teröre evlatlarını vermekten bıktı. Ülkemizde huzur istiyoruz. Son 14 yıla baktığımızda PKK terör örgütü vardı, şimdi iki terör örgütü daha biri IŞİD, biri FETÖ denilen terör örgütü. Ne oldu da 14 yılda Türkiye üç terör örgütüyle birden muhatap oldu ve ne oldu da Türkiye bu terör örgütlerini kendi coğrafyasından silip atamadı. Bunun üzerine hepimizin düşünmesi lazım. Kuşkusuz bizim düşüncelerimiz var ama, bu toplantının konusu bu değil" dedi.

Haberin Devamı

SURİYE KONUSUNDA SAĞDUYU ÇAĞRISI

İkinci önemli konu olarak da Fırat Kalkanı Operasyonu’nda üç şehit, 1’i ağır 10 yaralı olmasını gösteren Kılıçdaroğlu, Suriye rejimine ait uçaklarla vurulduğu yönündeki açıklamalara karşı sağduyu çağrısında bulundu. Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklamasının, rejime ait uçaklarla vurulduğu şeklinde olduğunu belirten Kemal Kılıçdaroğlu, "Yani Suriye hükümetine ait uçaklarla askerlerimizin vurulduğu şeklinde. Bu bizi çok tehlikeli bir kapıya getirebilir. Çok tehlikeli bir sürecin içine Türkiye’yi sürükleyebilir. O nedenle buradan hükümet yetkililerine sağduyuyla davranmalarını tavsiye etmenin ötesinde birşey söyleyemeyeceğim. Bölgemizde Türkiye temel bir denge unsurudur. Ortadoğu’daki her olumsuzluk karşısında Türkiye başvurulan bir kaynaktı. O noktadan bir hayli uzaklaşmış bulunuyoruz. O nedenle sağduyu çağrısı yapmanın çok önemli olduğuna inanıyorum" diye konuştu.

Haberin Devamı

"ÖĞRETMENLERİ ÖĞRENCİSİNDEN AYRI TUTMAK DOĞRU DEĞİL"

Konuşmasında bugünün Öğretmenler Günü olduğunu hatırlatan Kemal Kılıçdaroğlu, çok sayıda işten atılan, görevine son verilen öğretmenler olduğunu belirterek, "Açığa alınan öğretmenler olmaz. ’Eğer bana bir harf üretenin kırk yıl kölesi olurum’ diyen bir düşünce varsa bırakın bir harf öğretmeyi bizi yetiştirip bugünlere kadar getiren öğretmenlere her zaman her ortamda minnet duymalıyız. Sorunlarını dile getiren öğretmenleri makamından, öğrencisinden ayrı tutmak doğru değildir" dedi.

Turizmcilerin katma değeri yüksek bir sektörde faaliyet gösterdiğini dile getiren Kemal Kılıçdaroğlu, ithalatı son derece sınırlı, döviz getirisi son derece yüksek, ekonomi ve istihdama katkısı son derece yüksek, kadın istihdamında özellikle önde gelen sektörlerden birisi olduğunu, bu sektör bu kadar önemliyken üvey evlat muamelesi gördüğünü kaydetti.

Haberin Devamı

"TURİZMCİNİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER KALDIRILMALI"

Sadece Antalya’nın bir gecede 550 bin turisti yatıracak kapasiteye sahip ve olağanüstü bir rakam olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, "Günde 1 dolar harcasa 550 bin dolar. 1 dilim peynir tüketseler 550 bin dilim peynir. Bir bardak çay içseler 550 bin bardak çay. Bir fincan kahve içseler 550 bin kahve. Olağanüstü bir rakam. Sadece Antalya. O nedenle buraya turizmin başkenti, tarımın başkenti diyoruz. Tarımla turizm işbirliğinin bir coğrafyayı nasıl büyüttüğü ve kalkındırdığını hep birlikte görüyoruz ve tanıklık ediyoruz. Siyaset kurumu olarak karşılıksız destek vermek lazım. Önündeki bütün engellerin kaldırılması lazım" dedi.

Haberin Devamı

"HİTLERİN ALMANYASINA TURİST GİTMEZ"

Türkiye’ye neden turist gelmediğini de sorgulayan Kılıçdaroğlu, "Rakamlar sürekli yükseliyor ama son 3 yılda aşağı doğru gidiyoruz, niçin? Ne oldu Türkiye’de? Tarihi eserler mi bitti, denizimiz mi soğudu, hayır. Güneşimiz mi eksildi, hayır. Domatesimiz, salatalığımız, biberimiz mi azaldı, hayır. Damak tadında bir farklılık mı oldu, hayır. Neden? Eğer bir ülkede güven ve özgürlük ortamı yoksa oraya turist gelmez. Hitlerin Almanya’sına turist gitmez. Mussolini’nin İtalya’sına turist hiçbir zaman gitmedi. Nereye gitti, nerede demokrasi, özgürlük, hukukun üstünlüğü varsa turist oraya gitti" diye konuştu.

"YAPILAN YANLIŞ DİYORUZ"

Suriye krizi öncesi Güneydoğu’da Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa gibi illerde hafta sonları otellerin, lokantaların tıklım tıklım dolu olduğundan bahseden Kemal Kılıçdaroğlu, "Şimdi hiç kimse yok. Peki Suriye ile ilişkilerimiz niye bozuldu? Bir konu var ki çok önemlidir, dış politikadır. Dış politikanın milli olması zorunludur. Yani iktidar ve muhalefet farklı olmaz dış politikada, çünkü dış politika bir ülkenin milli çıkarlarının üzerine inşa edilir. Ama bugünkü izlenen dış politika ülkenin çıkarları üzerine inşa edilen bir dış politika değil. Olmadığı içindir ki dış politikada iktidar ve muhalefet farklı. Yapılan yanlış diyoruz. Suriye’de akan kana neden silah gönderiyoruz? Irak’ın içişlerine neden müdahale ediyoruz? Irak’a gittim, sayın Başbakan Maliki ile görüştüm. Bana söylediği şu cümleyi hiç unutmuyorum; ’Sayın genel başkan biz ayrı bir devletiz, bizim bayrağımız ayrı, bizim parlamentomuz var, bizim anayasamız var. Siz Irak’ı Türkiye’nin bir ili gibi düşünüyorsunuz ve bize müdahale ediyorsunuz. Niçin müdahale ediyorsunuz? Bize saygı gösterin.’ Birisi gelip bizim iç işimize müdahale ettiği zaman hep birlikte itiraz ediyoruz. Bir devlet böyle yönetilmez" dedi.

SARAYDAKİ GÖRÜŞMEYİ ANLATTI

Siyasette uzlaşma konusunda 15 Temmuz sonrasında Cumhurbaşkanlığı sarayındaki görüşmeden bahseden CHP lideri, şöyle konuştu:

"Sayın cumhurbaşkanı saraya davet etti. Darbe sonrası Türkiye çok kritik bir süreçtedir ’ben gitmem tartışması olmaz’ dedim ve gittim. Kendilerine şunu önerdim. Masada Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan, Devlet Bahçeli, ben, İbrahim Kalın vardı. Dedim ki, bu ülkede siz liyakat sistemini bozdunuz. Devleti devlet yapan liyakattir. Ben sıradan daire başkanıyken benim üstümde genel müdür, müsteşar yardımcısı, müsteşar ve bakan varken ben rahatlıkla o günkü başbakanla tartışır, düşüncelerimi söylerdim. Son kararı siyaset kurumu verir ama biz getirilen önerinin artılarını ve eksilerini siyaset kurumuna bildirmek durumundayız. Siz bunu kaldırdınız. Size itiraz edecek ya da aksi düşüncesini söyleyecek bürokrat bırakmadınız. Ne söylüyorsanız emredersiniz diyorlar.’ Liyakatın olmadığı bir yerde devlet kurumu olmaz. Yargı bağımsızlığının önemine vurgu yaptım. ’Yargının bağımsız olmadığı bir yerde adalet olmaz’ dedim. Dedim ki ’Sayın Cumhurbaşkanım bu 15 Temmuz darbesinin bize bir yararı oldu’, büyük şaşkınlıkla baktı. Dedim ki, ’Bu 15 Temmuz darbesinden sonra bizim bir avantajımız oldu, 5 yıl sonra beni TRT’ye program yapmak üzere davet ettiler. Bu mu devlet yönetimi?’ ’Olmaz öyle şey, olmaması lazım’ dedi sayın Cumhurbaşkanı. Ama hepiniz biliyordunuz."

"UZLAŞMADAN İKTİDAR VAZGEÇTİ"

Orada Devlet Bahçeli, Başbakan Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve kendisinin bir konu üzerinde uzlaştıklarını da anlatan Kılıçdaroğlu, "Yargı bağımsızlığını sağlamak üzere anayasada değişikliği yapacağız. Eyvallah. İki toplantı yapıldı sonra vazgeçildi. Kim vazgeçti, iktidar vazgeçti. Ya hani uzlaşma kültürü vardı, üstelik cumhurbaşkanlığında uzlaşmıştık hep beraber. Hani yargı bağımsızlığını sağlayacaktık biz? Onların aradığı uzlaşma şu, ’biz ne dersek siz evet deyin, böylece uzlaşmış olalım.’ Bu demokrasi değil ki, o zaman niye ayrı partiler kuruyoruz, niye programlarımız ayrı, böyle uzlaşma kültürü mü olur?" dedi.

"DEVLETİ YÖNETENLER KULLANDIKLARI DİLE ÖZEN GÖSTERMELİ"

Devleti yönetenler, devletin önemli makamlarında bulunanların kullandıkları dile özen göstermek zorunda olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Devletin yönetim makamında en üstte görev yapan kişi Avrupa Parlamentosu başkanına ’terbiyesiz’ sözünü kullanabiliyor, ayıptır. Bu eleştirilemeyecek anlamına gelmez, eleştirebilirsin ama bulunduğunuz konumun ağırlığına uygun bir dil kullanmanız gerekir" dedi.

"YAŞADIĞIMIZ SORUN EKONOMİK DEĞİL SİYASİ KRİZ"

Yaşanılan krize ekonomik kriz diyenler olduğunu ve hiç ilgisi olmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Dünyada ekonomik kriz yok ki bizde ekonomik kriz olsun. Yaşanan kriz bir siyasi krizdir ve bu siyasi krizin ekonomiye maliyetidir. Bu siyasi krizin en ağır faturasını işveren dünyası ödeyecektir. İkinci aşamada işçiler ödeyecektir. İşsiz kalacaklardır" dedi.

"ŞEHİTLER ARASINDA AYRIMCILIK VAR"

Ayrımcılığın hat safhada olduğundan da söz eden Kemal Kılıçdaroğlu, daha önceki ’Şehitler arasında ayrımcılık yapıyorsunuz’ sözlerini hatırlatarak, "Kıyamet koptu ’vay efendim ayrımcılık yok.’ Var efendim, bal gibi ayrımcılık var. Gidin herhangi bir şehit ailesine sorun. 15 Temmuz şehitleri onlar da bizim şehitlerimiz. Fırat Kalkanı’nda, Adana’da, dağ başında PKK terör örgütüyle mücadele edip hayatını kaybeden çocuklarımız onlar da bizim şehitlerimiz. Şehitler arasında ayrımcılık olmaz. Söylüyorlar, ’Efendim, Kılıçdaroğlu bunu nereden biliyor?’ Çok basit, herhangi bir şehit ailesiyle konuşun size hepsini anlatsın. Bir aileye iki daire verirseniz şehit ailesine, diğer şehit ailesine tek daire verirseniz ne olur, bu ayrımcılık değil mi? Bir şehit ailesinin kardeşine şehit olduğunda devlete yerleştirir, diğerine vermezseniz ne olur, bu ayrımcılık değil midir?" diye konuştu.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!