Güncelleme Tarihi:
Ankara'da seyyar satıcılarla sohbet edip, bir taksi durağını ve sanayide bulunan lastikçiyi ziyaret edip çay içen Kılıçdaroğlu’na bazı genel başkan yardımcıları da eşlik etti.
Kılıçdaroğlu’na sıkıntılarını anlatan esnaf, pandemi döneminde yaşadıklarından ve fiyat artışlarından yakındı. Bir esnafın siyasete ilişkin “Toplumda kutuplaşma çok sıkıntılı. Birleşmek lazım” sözleri üzerine, “Bunları aşacağız, endişeniz olmasın” dedi. Kılıçdaroğlu, bir taksicinin “Kendi kendime sordum. Hep sağ partiler Müslüman da, sol partide namaz kılıp, oruç tutan yok mu? Niye bu sağ sol ayırımı var” diye sorması üzerine de “Biz sağı solu, din eksenli anlamışız. Dünyada öyle bir şey yok. Herkesin inancı var” diye yanıt verdi.
ALIN TERİNDEN DAHA DEĞERLİ BİR ŞEY YOK
Kılıçdaroğlu bir seyyar satıcının “Gerçekten dünyada adalet yok” sözlerine ise “Adaleti inşallah sağlayacağız. İnşallah her şeyi düzelteceğiz. Alın teri ile kazanıyorsun bundan daha değerli bir şey yok” yanıtı verdi. Esnaf, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın çalışmalarından övgüyle söz ederken, Kılıçdaroğlu, “Türkiye’de yaşanan sıkıntıyı sadece ben görmüyorum, o da görüyor. Elinden geleni yapmaya çalışıyor. En güzeli, yaptığı her harcamanın hesabını millete veriyor. Bütün belediye başkanlarımız öyle. İhaleleri de canlı yayından izliyoruz” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu esnafla sohbetinde şunları söyledi: “Okul servisleri, okul kantinleri kapalı. Düğün salonları var. Sokakta çalışıp gelir elde edenler var. Bunlar günlük yaşıyor ve elde ettiği ile geçiniyor. Fakir daha fakir oldu, zengin daha zengin oldu. Bu sürecin getirdiği tablo bu. Sosyal devletin fakiri koruması lazımdı ama onu yeteri kadar koruyamadı. En büyük sıkıntı o. Fakir daha fakir oldu. Orta direk falan kalmadı.
GIDA HAMMADDESİ DIŞARIDAN GELİYOR
Gıda sektöründe hammadde dışardan geliyor. Bu bir siyasi tercih. Devlet şöyle yönetilir: Çocuk doğduğu andan itibaren herkesten vergi alıyorsun. Topladığın vergiyle bütçe yaparsın. Ayrıca özelleştirme yapar, arazi satar, fabrika satar bunların tamamı bütçe olur. Bu bütçeyi nereye harcayacak? Para var, nereye harcayacak? Tarıma yatırım yapacağım derse, dışarıdan saman almazsın, nohut almazsın, bunların hepsini Türkiye’de üretirim dersin. Bu bir tercihtir. İkincisi, ben üreteceğim, her yerde fabrika kuracağım. Diyarbakır’da, Rize’de de özel sektör gidiyorsa onları fabrika kurması için teşvik edeceğim. Bu da bir tercihtir. O zaman Türkiye her alanda üretir. ‘Ama bunu böyle yapmayacağım başka türlü harcayacağım’ diyor. Başka türlü harcayınca da Türkiye böyle oluyor.
SAĞCISI DA SOLCUSU DA VERGİ ÖDÜYOR
Diyor ki atalarımız: Devlet ilimle yönetilir, ilimle yönetilmiyorsa zulümle yönetilir. İlimle yönetilmek vatandaşı korumak demektir. Devletin varlığı odur zaten. O devleti oluşturan vatandaşlar, orada huzur içinde gelir elde etsin, yaşasın diye. Ya demokrasiden ya da totaliter rejimden yana olacağız. Demokrasiden yana olursan şu soruyu sormamız lazım: Benim ödediğim vergiyi nereye harcadın? Bunun sağı solu var mı? Devlet diyor mu, ben sağcılardan almayacağım da, solculardan alacağım. Herkes ödüyor.”