Güncelleme Tarihi:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 31 Mart yerel seçim çalışmaları kapsamında Bursa’ya geldi. Programına Kestel ilçesinde başlayan Kılıçdaroğlu, Kestel Eski Kültür Merkezi’nde akademik odalar, sivil toplum kuruluşları, esnaf odaları, muhtarlar ve iş adamları ile bir araya geldi. Programa, CHP'nin Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey ve ilçe belediye başkan adayları da katıldı.
Buradaki konuşmasında, hedeflerinin birlikte yönetmek olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Birlikte yönetmekten ne anlıyoruz? Birlikte yönetmek şudur; kentte yaşayanlar rahatlıkla sorunlarının çözümü için belediyede bir yetkiliye ulaşıyorsa ve önemli bir konuda karar alınacaksa, beldede yaşayanlar da bu karara katkıda bulunuyorsa, birlikte yönetmektir. Kestel’de sorun var mı, var. Bazı sorunlar var ki; size sorulması lazım, bazı sorunları da belediye başkanının çözmesi lazım, bazı sorunları da büyükşehirin çözmesi lazım" dedi.
'POZİTİF AYRIMCILIĞI SADECE YOKSUL SEMTLERE YAPACAĞIZ'
Kente her gelişinde tüm kesimlerin Nilüfer ilçesinden söz ettiğini ifade eden Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Bir grup muhtar arkadaş geldi, ‘Bozbey, Nilüfer’e yeniden belediye başkanı olsun’ dediler, ‘Bütün Bursa Nilüfer gibi niye olmasın?’ dedim. ‘Haklısın’ dediler. Bursa beton ormanına döndü, yüksek binalar, yeşil yok, hava kirliliği var. Merkezden Çekirge’ye giden yer duvarlarla örülü koridor gibi, buraların değişmesi lazım. Bursa’nın tarihi ve kimliğine uygun değişim ve dönüşüme ihtiyacı var, inşallah el birliğiyle bunu gerçekleştirecekler. Bursa’nın bir kimliği var, tarihsel dokusu var. Bursa’nın kimliği kalmadı, sadece tarımda hizmet etmek değil, bir kentte yaşamanın farklı özellikleri vardır. Çocuklarıyla pazar günü güzel bir kahvaltı yapmak isterler, huzur için televizyon izlemek isterler, parka çıkmak isterler. Cumhuriyet Bayramı'nda heyecanla meydanlara çıkmak isterler, bütün bunları yapacak olan o kentin belediye başkanıdır. Kente birlikteliği sağlaması lazım, heyecan katması lazım. Hangi görüşte olursa olsun, herkesi kucaklaması lazım. Belediye başkanı bunu yaptığı zaman kentte huzur olur. ‘Bu mahalle bana oy vermedi hizmet götürmeyeyim’, öyle bir belediyecilik anlayışımız yok. Sadece pozitif ayrımcılığı yoksul semtlere yapacağız, oraya daha fazla hizmet götüreceğiz, oradaki yaşam standardını da Nilüfer’dekine çekeceğiz."
'YOKSUL AİLELERİN FATURALARININ BİR KISMINI BELEDİYE KARŞILAYACAK'
İşsizliğin en temel sorunlardan biri olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, "Bizim İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız Ekrem Bey, 'İstihdam yaratacağız' dedi. Karşıdan 'O belediyenin görevi değil' dediler, o da 'Ben söz veriyorum' dedi. Yaratır mı, yaratır. Arkasından 'Belediyenin işi değildir' dediler, 200 bin kişi istihdam edeceklerini söylediler. 'Sen başbakanlık yaptın, niye yapmadın, devleti yönetiyordun, niye istihdam yaratmadın?' O sözlere bizim karnımız tok, biz icraata bakarız. Yoksullardan başlayacağız, fakir fukara yoksulluk içinde sürdürüyorsa, belediye başkanı koltuğunda rahat oturamaz, o aileye gidecek, yüksek hayat standardı için elinden geleni yapacak, önce onun çocuğunu işe alacak. Açlık sınırı 2 bin 20 liranın üzerine çıktı, yoksul ailelerde doğalgaz, su, elektrik ücretinin belli miktarını belediye karşılayacak" dedi.
‘17 YIL SONRA KURU SOĞANA MUHTAÇ EDİYORSA DÜŞÜNMEK LAZIM’
“Kaybedeceklerini gördükleri için tarihe saldırıyorlar, bize, insanlara saldırıyorlar, Uğur Mumcu'ya saldırıyorlar" diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"CHP’lileri nasıl sokağa çekeriz diye saldırıyorlar. Bunların hiçbirini görmeyin, duymayın. Tek hedefimiz var, bu ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi getirmek. 17 yıldır bu memleketi yönetiyorlar, 17 yıl dile kolay. 17 yılın sonunda eğer 80 milyon insanı soğan kuyruğuna sokuyorlarsa hepimizin oturup düşünmesi lazım. Belediyeleri yöneteceğiz diyorlar, 17 yıldır yönetiyorsunuz da ne yaptınız 17 yıldır? Biz öyle 17 yıl değil, 5 yıl içerisinde, göreceksiniz, Bursa başka bir yer olacak, herkesin imrendiği bir yer olacak. Kalkıp da 20- 30 yıl değil, 5 yılın sonunda göreceksiniz, kimliğiyle, yeşil alanıyla göreceksiniz. Kırsalın kalkınmasıyla göreceksiniz, hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Bursa göreceksiniz. Beton ormanında yaşanan bir kent olur mu? Ağaca hasret yeşil Bursa, yeşile hasret Bursa oldu. Hepsini düzelteceğiz, gerçekten de yaşanabilir bir kent, yaşanabilir bir Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz. Herkesin huzur içinde yaşadığı bir Bursa, herkesin birbirine selam verdiği bir Bursa. Bursa’nın tarihi, sıradan tarih değildir, Osmanlı'ya başkentlik yapmış yer sıradan değildir. Bursa’nın doğasına, kültürüne, tarihine sahip çıkacağız, bu bizim namus görevimizdir, biz bunu yapacağız."
SİYAH- BEYAZ FARKI GİBİ
Salondakilere, "Böyle bir Bursa’yı istiyor musunuz, hedefliyor musunuz?" diye soran Kemal Kılıçdaroğlu, "Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Bursa’yı istiyor musunuz? Bir üniversite kenti, bir tarih kenti, yeşil doğa kenti olan Bursa'yı yüceltmek, büyütmek, Türkiye ve dünyanın markası haline getirmek istiyor musunuz? O zaman başkanlar buraya gelin, istiyorlar. Sözü birlikte vereceğiz. Birlikte güç alarak yolumuza devam edeceğiz. Bizim mücadelemiz hak mücadelesidir, insanlara hizmet etme mücadelesidir. Diğerlerinin mücadelesi cep ve yeşil dolar mücadelesidir. Aramızda siyah ile beyaz kadar fark var" sözleriyle tamamladı.