Güncelleme Tarihi:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM Genel Kurulunda 2019 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu teklifi üzerine CHP Grubu adına konuştu. Kılıçdaroğlu, ne zaman bütçe görüşmeleri olsa gelip kürsüden orta vadeli program ve orta vadeli mali plan üzerinde durduğunu belirterek, "Parlamento bir yasa çıkarmış, bunların ne zaman yayınlanacağı belli. Defalarca söylendi, her seferinde 'İşte, şöyle oldu, böyle oldu' diye bir sürü gerekçe buldular. Şimdi hiçbir gerekçe yok, nasıl olsa her şey bir kişiye bağlanmış vaziyette. Bütün bunlara rağmen orta vadeli program ve orta vadeli mali plan zamanında yayınlanmadı“ dedi.
2019 bütçesinin önce hangi koşullarda hazırlandığına bakılması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“2019 bütçesi, daha önceki bütçeler gibi belli koşullarda hazırlanmış değildir. İki temel alan var ki bütçenin hazırlanmasında, bu iki temel alana dikkat etmemiz gerekir. Birincisi şu, bu 2019 yılı Merkezi Hükûmet Bütçesi bir ekonomik kriz döneminde hazırlanmıştır ve ekonomik krizin önümüzdeki süreçte daha da derinleşmesi beklenmektedir. İkincisiyse, bu bütçe demokratik bir ortamda değil bir darbe döneminde, bir sivil darbe döneminde hazırlanmıştır. Dolayısıyla bu bütçenin bu çerçevede dikkate alınıp değerlendirilmesi lazım.”
“2019 BÜTÇESİ TOPLUMUN HANGİ SORUNLARINA ÇÖZÜM ÜRETİYOR VEYA ÜRETECEK?"
“2019 bütçesi toplumun hangi sorunlarına çözüm üretiyor veya üretecek?” diyen Kılıçdaroğlu, “Öyle ya, bir ekonomik kriz var. Kriz önümüzdeki süreçte derinleşecek, peki krizin faturasını kim ödeyecek? Bütçe, krizin faturasını kimin ödeyeceğini gösteren temel bir belgedir. Bakıyoruz bütçeye, asgari ücretin altında ücret alan -asgari ücret demiyorum- ya da geliri olan 1 milyon 800 bin kişi var. 1 milyon 800 bin kişi asgari ücretin altında ücret alıyor ve bunlar ailelerini geçindiriyorlar, bunlar elektrik parası, doğalgaz parası, okul masrafı vesaireyi karşılıyorlar. Bu bütçe 1 milyon 800 bin kişinin yarasına merhem olacak bir hüküm içeriyor mu? Hayır. Geçiyorum, asgari ücretliler yani altı ayda bin 603 lirayla geçinmek zorunda olan asgari ücretliler. Asgari ücretlilerle ilgili ki bunların sayısı da 6 milyon 700 bin kişinin, asgari ücretlinin yarasına merhem olacak bir düzenleme var mı? O da yok. İşsizlik bütün kötülüklerin anasıdır. İşsiz adam kendisini, çoluk çocuğunu geçindirmek için bir noktaya gelir ki her yola başvurur. İşsizlikle mücadele etmenin iktidarın, muhalefetin değil, aslında hepimizin ortak görevi olması gerekir” ifadelerini kullandı.
Konuşması sırasında iki fotoğraf gösteren Kılıçdaroğlu, fotoğrafların ikisinin de Kilis'te çekildiğini ve Türkiye İş Kurumunun belli bir süre bir yıldan daha az çalıştırmak için işçi aradığını, insanların da onun için kuyrukta olduğunu anlattı. Kılıçdaroğlu, “Kadınlar ayrı kuyrukta, erkekler ayrı kuyrukta. 16 yıldır Türkiye'nin geldiği nokta budur” dedi.
Kılıçdaroğlu, bütçenin işsizlik sorununa çözüm üretmediğini, emekliye, çiftçiye, esnafa, borçlu vatandaşlara, emeklilikte yaşa takılanlara hiçbir şey getirmediğini savundu. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Bu bütçe, az önce de söyledim, siyasi açıdan da bir darbe bütçesidir; normal zamanlarda gelen bir bütçe değildir; toplumun baskılandığı dönemde gelen bir bütçedir. Hiç kimse korkudan sesini çıkaramıyor, hiç kimse. Ben darbe bütçesidir dediğim zaman 'hangi darbe' diye belki sorarsınız. 20 Temmuz darbesinden sonra gelen bütçedir.”
"BEN ALMANYA’DA, VİYANA’DA, KIBRIS’TA NELERİ KONUŞTUĞUMU BU KÜRSÜDE ANLATACAĞIM AMA BİR ŞARTLA"
Cemal Kaşıkçı’nın 2 Ekim'de öldürüldüğünü hatırlatan Kılıçdaroğlu, katillerin aynı gün özel uçakla gittiğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, “Sayın Erdoğan bana diyor ki, ‘Almanya'ya gittin, Viyana'ya gittin ne konuştun çık anlat.’ Hepinizin önünde namus sözü veriyorum. Ben Almanya’da, Viyana’da, Kıbrıs’ta neleri konuştuğumu bu kürsüde anlatacağım ama bir şartla. Erdoğan bu katilleri hangi gerekçeyle serbest bıraktı çıkıp anlatsın. MİT Müsteşarı ABD'ye gitti bilgi vermeye. MİT Müsteşarı parlamentoya gelip komisyona bilgi verdi mi? Dünyanın bildiğini bizden niye saklıyorlar?” şeklinde konuştu.
“Dış politikanın yeniden milli bir kimliğe kavuşması lazım”
Dış politikanın 180 derece değişmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Suriye ile ilişkiye geçilmek zorundadır. Dış politikanın yeniden milli bir kimliğe kavuşması lazım” açıklamasında bulundu.
“1 OCAK 2019'DAN İTİBAREN CHP'Lİ BELEDİYELERİN OLDUĞU BÜTÜN YERLERDE ASGARİ ÜCRET NET 2 BİN 200 LİRA OLACAK"
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“1 Ocak 2019'dan itibaren CHP'li belediyelerin olduğu bütün yerlerde asgari ücret net 2 bin 200 lira olacak. Arkasında da duracağız. Daha önce bin 500 lira olacak dedik ve bin 500 lira oldu. Bizim belediyelerde ve kazanacağımız belediyelerde asgari ücret net 2 bin 200 lira olacak, bu birinci öngörümüz. İkinci öngörümüz şu bize ait olmayan ve kazanacağımız belediyelerde hiç kimsenin işine son vermeyeceğiz. Kul hakkı yemeyeceğiz. Biz asgari ücreti bu kürsüden ilan ediyoruz."
Kılıçdaroğlu’nun Süleyman Şah Türbesi'yle ilgili sözleri ise tepki çekti. Kılıçdaroğlu’nun sözleri Meclis Genel Kurulunda tansiyonu yükseltti. AK Parti ve CHP milletvekilleri birbirine bağırarak karşılıklı laf attı.