Kılıçdaroğlu, emekli gazi astsubay Koray Gürbüz tarafından organize edilen, şehit aileleri ile gazilerin katıldığı Bilkent Otel'deki akşam yemeğine katıldı.
Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmaya “Eğer biz akşam sokağa rahat çıkabiliyorsak, eğer yataklarımızda rahat uyuyorsak, sizlerin sayesindedir” diyerek başladı.
Toplumda insanların bazı bedeller ödediğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
“Ama bu bedelleri canlarıyla ödeyenler sizlersiniz, canlarıyla bedel ödeyenler dünya toplumlarında; ister Rusya'da, ister Japonya'da, ister İngiltere'de ister Uganda'da toplumun baş tacı ettiği kişilerdir. Çünkü onlar bedelleri kendi ülkeleri için ödediler.
Bizim ülkemize gelince, ben bir siyasetçiyim, yeni bir siyasetçiyim aslında. Uzun yıllardır siyasetin içerisinde olan bir kişi değilim. Ama bürokraside 27,5 yıl çalıştım, bu devlete hizmet verdim. Sizlerin hizmet verdiği gibi. Geldiğimiz nokta şu: Yeri gelir övünürüz, 'biz dünyanın en zengin ülkelerinden birisiyiz, dünyanın ilk 20'sine giren ülkelerinden birisiyiz' diye. Cumartesi günü Mardin'deydim. Mardinli kadınlara aile sigortasını anlattım. Mardin'i de gezdim. Bir Kıbrıs gazisi yanıma geldi. Devletin kendisine 372 lira para verdiğini söyledi. 'Bu parayla ben çocuk mu besleyeceğim, ev kirası mı vereceğim' dedi. Şimdi elimizi vicdanımıza koyup düşünelim, Kıbrıs'a göndermişiz, mücadele et demişiz, mücadele etmiş. Ülke için çalış demişiz, ülke için çalışmış, bedel öde demişiz, bedel ödemiş. Gelmiş ülkeye biz parlamento olarak ona 372 lira aylık öngörmüşüz. İnsanda biraz vicdan olur. Bu kadar bedel ödeyen insana bu kadar komik aylık bağlanmaz.”
Türkiye'de bütçeyi zorlayacak yüz binlerce gazi bulunmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Tabii ki az olmasını isteriz. Bütün dünyada barış olsun... Sınırlara da gittim o zor koşullarda o insanların ülkeyi korumak için mücadele ettiğini gördüm. Sonuçta geldiğimiz nokta şu: Bedel öderiz ama ödediğimiz bedelin de bilinmesini isteriz. El üstünde tutulmasını istiyoruz o insanların, biz bunu istiyoruz. Bunun için buradayız. Ve istiyoruz ki sizlerin sorunlarını hep beraber çözelim” ifadelerini kullandı.
Ülkenin birlik, beraberlik ve geleceğinin herkesin ortak paydası olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, farklı düşüncelerin ise ülkenin gelişmesine, ilerlemesine katkı sağlayacağını söyledi.
Kılıçdaroğlu, toplumun ilerlemesinin insanların kendisine soru sormasıyla ve bu sorulara yanıt bulmasıyla başlayacağını kaydetti.
Kılıçdaroğlu, gazilerden 19 Eylül Gaziler Günü'nde de davet aldığını hatırlatarak, bu tarihte olağanüstü bir durum olmazsa gazilerle bir araya gelme sözü verdi.
GAZİ VE ŞEHİT YAKINLARI İLE SOHBET
Kılıçdaroğlu, salona gelişi sırasında ise gazi ve şehit ailelerinin bulunduğu masaları tek tek gezerek bir süre sohbet etti.
Gezisi sırasında, Baran Timuçin adıl bir gazi 27 Mart'ta İstanbul'da yapacağı düğün için Kılıçdaroğlu'na düğün davetiyesi verdi. Kılıçdaroğlu, gaziye, “Gelirim ama bir şartım var, beni nikah şahidin yapacaksın” dedi. Gazi de “Başımın üzerinde yeriniz var” yanıtını verdi.
Başka bir gazi ise Hükümetin halk oylaması sırasında kendilerine verdiği sözü tutmadığını belirterek, Kılıçdaroğlu'na “Ne yapmamız gerekiyor?” diye sordu.
Kılıçdaroğlu da “Demokratik yollardan siz ne yapacağınızı benden daha iyi bilirsiniz. Bir siyasetçi verdiği sözü tutmuyorsa, sandığa onu bilerek gidersiniz” dedi.
“GENEL AF TARAFTARI MISINIZ?”
Kılıçdaroğlu, başka bir masada ise Şehit Aileleri Federasyonu Başkanı ve şehit babası Hamit Köse'nin, “Genel af ve bedelli askerlik”le ilgili sorularını yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, Köse'nin “Bu genel affı çıkarırsanız, bu kadar uzvunu kaybeden kişilerin vebali ve günahı kime ait olacak. Bedelli askerlikte kararlı mısınız? Bizler, 'zenginimiz bedel öder, askerimiz fakirdendir' anlayışına karşıyız. Siz bu şehitler ve gaziler sayesinde genel başkansınız, ziyaret ettiğiniz ve af sözü verdiğiniz kişiler sayesinde değil” şeklindeki konuşması üzerine şunları kaydetti:
“Öncelikle bir ziyaret söz konusu değil. Önce burada bir anlaşalım. İkincisi ise benim söylediğim, bir toplumsal mutabakat olursa yani buna toplumun her kesimi 'evet' derse, biz 'evet' deriz... Gelelim bir başka noktaya, bedelli bedelsiz konusuna. Biz geliri düşük olan veya geliri olmayanların askerliklerinden bir bedel alınmasını asla söz konusu etmedik. Biriken bir grup var. Adam evlenemiyor, işi var doğru dürüst asılamıyor. İşyeri açamıyor, bekliyor ne zaman askere alınacak. Askere de alınmıyor. Biz dedik ki durumu iyi olanlar para versin. Durumu iyi olmayanlar para vermesinler, ücretsiz gitsinler bir an önce askerliklerini yapsınlar ve bitirsinler.”
Kılıçdaroğlu, Köse'nin “eşitlik sağlanmalı” yönündeki açıklaması üzerine de “Biz o eşitliği sağlayacağız. Bizim kendi kanun teklifimizde durumu iyi olanlardan alınacak ücretlerden de öğrencilere yurt yapacağız. Yani o para başka yere harcanmayacak. Yine gençlerin onların güzel yurtlarda kalması için, ailelerin gözünün arkada kalmaması için harcanacak. Zaten durumu iyi değilse bedel alınmayacak. Bizim kanun teklifimizde böyle” karşılığını verdi.
“BENİM ADIM KEMAL...”
Kılıçdaroğlu, sorular üzerine devletin gazilere “insanca yaşayabilecekleri” aylıkları bağlayabileceğini, bunun için de siyasi irade gerektiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, Köse'nin başka bir sorusu üzerine, referandum sırasında Hükümetin gazilere bir çok vaatte bulunduğunu ancak bunları yerine getirmediğini belirterek, “Ben size bir şey söyleyeyim, buna inanmanızı isterim. Benim adım Kemal, Kemal Kılıçdaroğlu... Bir söz verdiysem, o sözü sonuna kadar tutarım. Bana inanmanızı istiyorum” dedi.
Yemeğe CHP Genel Başkan Yardımcıları Süheyl Batum, Erdoğan Toprak, Umut Oran ve Gülsün Bilgehan da katıldı.
Batum da
yemek öncesi masaları gezerek gazi ve şehit yakınları ile bir süre sohbet etti. Batum'un sohbeti sırasında gaziler, iş bulamamaları ve maaşlarının azlığı konusundaki sorunlarını anlattılar.