Güncelleme Tarihi:
Bir siyasi partinin eş genel başkanı ‘Kendi savunmamızı kendimiz yaparız’ demiş ve daha sonra da bu hendek olayları meydana gelmişti. Şimdi bir benzer açıklamayı ana muhalefet partisi genel başkanından duyduk. Bir şehit cenazesindeki mermi atma olayı sonrasında, “Polise güvenmiyoruz, kendi güvenliğimizi kendimiz sağlayacağız” dedi. Sanki Türkiye’de yeni bir faza geçiliyor gibi. Türkiye’de bazı siyasi partilerin terör örgütleriyle aleni yakın görüntü vermesi bir Cumhurbaşkanı olarak sizi rahatsız ediyordur sanıyorum?
Rahatsız etmemesi mümkün değil. Fakat bu zat biliyorsunuz bu safhaya gelmeden önce de, benzer açıklamaları yapmak suretiyle, terör örgütünün arkasında olduğu siyasi partiyle adeta eş hareket eder duruma girmişti. Eş hareket eder duruma girmesinden sonra, birçok yerde bazı eylemlerin olması bana göre bir başlangıç değil, bir sonuçtur, bir neticedir. Fatih’teki olay, bana gelen bilgilere göre, şehitlerimizin oradaki yakınlarının tavrı. Tabii ki gönlümüz böyle bir şeyi her halükârda arzu etmez, istemez. Keşke öyle bir şey olmamış olsaydı. Keşke yani orada böyle bir boş kovanın konması yaşanmasaydı. Yapılanı tasvip etmek mümkün değil. Fakat tabii ki siyasetçi de, nerede ne konuşacağını gayet iyi bilmeli. Tahrikler tepkiye yol açabilir. Etki-tepki meselesi var. Yani siz, hele hele böyle şehitlerimizin arka arkaya geldiği bir dönemde, toplumun hassasiyetlerini göz ardı ederseniz, bu toplum size tepki verir. Toplumu tahrik etmemek lazım. Siyasilere düşen de budur. Fakat orada, bir gün önce yapılan açıklamalar, şehit yakınlarını tahrik etmiş olmalı.
‘CEZAEVİNDE ZİYARET’ PROVOKE EDİLDİ
Televizyondaki açıklamaları ben de dinledim. ‘Biz PKK’lı mahkûmları da ziyaret ederiz, DHKP-C’li mahkûmları da ziyaret ederiz’den kastedilenin, cezaevleri ile ilgili insan hakları komisyonu üyelerinin ziyareti olduğu iyi belirtilse, ifade yumuşatılmış olurdu. Ama parti olarak ziyaret ederiz ifadesini kullandığınız zaman olay tamamen provoke edildi. İfade provoke edildi. Mesela yardımcısı onu çeviriyor. Yani bu, o gece o yayını yapan TV’de de dinlendi. Daha sonra diğer TV’ler de aynen alıntı yapmak suretiyle bunu yayınlamış oldular. Burada, ana muhalefette istikametini kaybeden bir siyaset anlayışı olduğunu görüyoruz. Bu, tabii ki iyi bir gelişme değil. Temenni ederim ki toparlanırlar.
TERÖR MİMİMİZE EDİLEBİLİR ANCAK
Terörle mücadelede Türkiye büyük bir mesafe aldı. Terör örgütünün meskûn mahallerde giriştiği hamleler başarıyla bertaraf edildi. Ama terör örgütünün inadı devam ediyor. Hatta terör örgütleri artık birlikte hareket etmeye başladılar. Bu olguya karşı Türkiye’nin aldığı tedbirler var mı? Terörle mücadeleye ilişkin yeni bir yol haritası var mı?
Terör şu tarihte biter veya şöyle bir şey olursa orada biter diyebilmek tabii ki mümkün değil. Terör ancak minimize edilebilir. Nitekim terörle mücadele çerçevesinde bazı ilçelerde yapılan operasyonlar için yüzde 100 tamamlandı denildiğinde bile aslında yasaklar tümüyle kalkmıyor. Niye? Çünkü sinme, saklanma, tekrar ortaya çıkma ihtimali var. Rehavete kapılmamak için o esnada bile tedbirler, aramalar sürüyor. Terör örgütlerinin birlikte hareket etmeye başlamalarını, artık son kozlarını oynadıklarının göstergesi olarak yorumluyorum. Bizler, sadece askerimizle değil polisimizle, köy korucularımızla da bu süreçte de operasyonları sürdüreceğiz. Bunların neticesini almamız biraz zaman alabilir. Netice alınana kadar operasyonlar sürecek.
MİDYAT MİLLİ, YERLİ MUHAFAZAKÂR BİR YERDİR
Terörle mücadele konusunda vatandaşların da dayanışma ve desteklerini esirgemediklerini görüyoruz. Mardin Midyat’taki son terör saldırısına tepki gösteren Midyatlıların, Türk bayraklarıyla sokağa dökülmeleri hepimizin dikkatini çekti. Oradaki halkın bu duruşu çok anlamlı değil mi sizce?
Dediğinize aynen katılıyorum. Midyat aslında çok milli, yerli ve muhafazakâr bir yerdir. Bu tür tepkilerin, oralarda terör örgütünün varsa altyapısını, Allah’ın izniyle silip süpürebileceğine inanıyorum. Oradaki saldırıda ne kadar güçlü bir bomba kullandıklarını birlikte gördük. Bunların hedefleri falan tamamen farklı. Şimdi biliyorsunuz, amonyum nitrat satışı artık yasaklandı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, amonyum nitratın satışını yasakladığı gibi piyasadakileri de toplamaya başladı. Bakanlık, bir alternatif çalışma yürütüyor. Bu alternatif çalışma, çiftçilerin talebine olumlu bir cevap vermeye yardımcı olacak.
AK PARTİ ÇALIŞMASINI MECLİS’E TAŞIYACAK
Yeni anayasa konusunda halihazırdaki durum nedir?
Bu Sayın Başbakan’la yaptığım görüşmelerdeki durumu kısaca aktarmam gerekirse hükümet, anayasa konusundaki çalışmaları yoğunlaştırıp, muhalefet partileriyle birlikte bir netice almanın yolunu deneyecek. Netice alabilirlerse ne âlâ. Alamayacak olurlarsa, AK Parti kendi çalışmasını parlamentoya taşıma gayreti içinde olacak.
HUKUKİ GÜVENCE ASKER VE POLİSİ GÜÇLÜ KILMAK İÇİN
Terörle mücadelede askerlerin yetkilerini arttıran ve onları hukuki güvence altına alan yasa tasarısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Operasyonlar sırasında ortaya çıkan bazı gerçeklikler oluyor. Yasal düzenleme de ortaya çıkan ihtiyaçlara istinaden yapılıyor. Amaç askerimizin de, polisimizin de, köy korucumuzun da kendilerini çok daha güvende hissetmelerini sağlamak. Belki 10, belki 15 sene sonra, herhangi bir askerimiz, herhangi bir polisimiz veya köy korucumuz, yasal anlamda bazı karşıt saldırılara maruz kalmamalı. Onları güçlü kılmamız lazım ki mücadeleyi çok daha güvenle yapsınlar. Terörle mücadele kararlılıkla sürüyor, sürecek. Şu ana kadar içeride ve dışarıda toplamda 7 bin civarında terörist etkisiz hale getirildi. Verdiğimiz her şehit için ciğerimiz yanıyor. Terörle mücadele konusundaki en önemli gelişmelerden biri, asker, polis ve köy korucularımızın adeta etle tırnak gibi artık birbirleriyle tam bir dayanışma ve işbirliği içinde olmaları. Geçmişte bu konuda sıkıntılar vardı.
Ancak terörle mücadelede askere yasal zırh getiren yasa tasarısıyla ilgili tartışmalar da var. AK Parti, 2002’de iktidara geldiğinde OHAL’e son verilmesi ve bölgedeki olumsuzlukların ortadan kaldırılması için çok ciddi mücadele vermişti. Şimdi ise terörle mücadelenin yoğun olduğu mevcut ortamda, askere verilecek yeni yetkilerin bölgede faili meçhullere, benzeri istismarlara ve yetki aşımlarına neden olabileceğine ilişkin endişeler var. Ne diyorsunuz bu tür endişelere?
Biz sadece endişeden hareketle gerekli yasal düzenlemeleri yapmayacak olursak, bölücü terör örgütünü daha da güçlendiririz. Bizim için esas nedir? Güvenlik güçlerimizi sağlam bir zeminde çalışmaya sevk etmektir. Onlar mücadele verirken hayatlarını ortaya koyuyorlar. Siz, hayatını ortaya koyan bir insanın geleceğini teminat altına almazsanız o insan ne yapacak? Endişelerden söz edenler, halihazırdaki durumlara ne diyorlar peki? Adam tutuyor teröristin adını parka veriyor. Biliyorsunuz en son Suruç’ta böyle bir şey oldu, güvenlik güçlerimiz anında müdahale ederek gereğini yaptılar. Devlet bu tür şeylere müsaade edemez. O nedenle, sözde mezarlıklar nasıl halloldu ise bahsettiğim türden şeylerin yapılmasına da fırsat veremeyiz. Bu ülke, bu vatan hepimizindir. Bu vatanda, devletin işleyişine ters hareket edenler, bedelini de öderler.
KAYYUMDAN CİDDİ SONUÇ ALINIYOR
‘Paralel yapı’yla mücadelede tablonun ortaya çıkarılması hususunda Devlet Denetleme Kurulu’nu görevlendirdiğinizi söylemiştiniz. O çalışma ne aşamada?
Şu anda DDK bu konuda benim adıma tam yetki ile gerekli çalışmaları yürütüyor. Aynı şekilde Başbakanlık’ta da bir ekip var. Onlar da yoğun şekilde çalışıyor. MİT’in de çok yoğun çalışması var. MİT’in yaptığı çalışmalarla, ilişkiler ağı da çözülüyor. Kayyum atamalarından ciddi neticeler alınıyor. MGK’da bunların bir terör örgütü olduğuna ilişkin bir tavsiye kararı alındı. Bunu hükümetimize bildirdik. Hükümetimiz de bunu aynı şekilde bu kararı çıkararak bunu strateji belgesi olarak yayınlayacak. Strateji belgesi olarak yayınlandıktan sonra da yargının eli güçlenecek, mücadelenin yasal zemini daha da güçlenmiş olacak.