Güncelleme Tarihi:
CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, bir dizi ziyaret ve halk buluşması için Adana'ya geldi. Kılıçdaroğlu ilk olarak Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu'nda uyuşturucu bağımlılarının aileleriyle toplantı yaptı. Aileler kürsüde söz alarak yaşadıkları sorunları anlattı. Uyuşturucuyu bırakan bazı kişiler de yaşadıklarını dile getirdi.
Konuşmaların ardından kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu, uyuşturucu konusunu yıllardır araştırdığını kaydederken, "Öyle bir illetle karşı karşıyayız ki bu illet ile mücadele etmek zorundayız. Eğer bir evde bir uyuşturucu bağımlısı varsa annesi, babası, çocuğunun evladının uyuşturucu kullandığını başkasının bilmesini istemiyor. Yıllardır ben bunu araştırıyorum. Üniversitede hocalar araştırıyor. Akademik dünyanın araştırması dışında bu konuda belediye başkanlarımızın artı pek çok sivil toplum kuruluşunun araştırmaları da var. Bu illet bulaştığı andan itibaren evde huzur kalmaz. Bu nedenle benim bir sözüm var. Bu millete bir sözüm var. Her evde huzurun, bereketin olmasını istiyorum. Her evde eğer bereket, huzur varsa apartmana, sokağa, caddeye, şehre yansır. Eğer bir şehirde uyuşturucu kullanımı yaygınsa o kentte kimse sokağa çıkamaz. Genç kızlar sokağa çıkamaz, gençler sokağa çıkamaz. O nedenle bu temelde ele alınması gereken büyük bir illettir ve bu illetle ilgili mücadele etmek gerekir. Şimdi, Türkiye özellikle son 10 yılda bütün uyuşturucuların neredeyse merkezi haline geldi. Ta Güney Amerika’dan önce Afrika’ya sonra Türkiye’ye getiriliyor. Asya’dan, Afganistan’dan tüm bu sınırlar aşılarak yine Türkiye’ye getiriliyor. Önce fakir ailelerin çocukları uyuşturucuya alıştırılıyor. Bir arkadaşımızın dediği gibi bedava veriliyor. Arkasından bunlar torbacı hale getiriyorlar" diye konuştu.
"BU TABLODAN TÜRKİYE'NİN ÇIKMASI LAZIM"
Kılıçdaroğlu, bu fakir ailelerin sorununu çözmek zorunda olduğunu bunun kendisi için bir namus borcu olduğunu ifade ederken, "Ben o yoksul ailelerin derdini çözmek zorundayım bu benim için bir namus sorunudur. Nasıl olur da kalkacaksınız Afganistan’dan uyuşturucu getireceksiniz, bütün bu sınırlar nasıl aşılacak? Gemilerle uyuşturucular gelecek, nasıl aşılacak? Öyle bir musibet ki bulaştığı anda evde, mahallede, şehirde huzuru bırakmaz. O nedenle, bu konuda yaptığım bütün araştırmalarda, bütün gözlemlerde bu acı tabloyu yaşayan ailelerde, zaman zaman bir araya geldiğimizde, onların gözlerinden, onların seslerinden, davranışlarından anlıyorum ve bunun bir siyasi tercih olduğunun da altını çizmek isterim. Eğer deseler ki uyuşturucu konusunda siyasi otorite ‘Kardeşim bunu engelleyin.’ Vallahi billahi polise yetki versinler ve siyasiler dokunmasın tüm uyuşturucu baronlarını gider kulaklarından tutar, hâkimin karşısına çıkarırlar ben bunu adım gibi biliyorum. Hepimiz bunu gayet iyi biliyoruz. İstanbul’da bir anne aynen şunu söyledi, ‘Çocuğumu okula gönderiyorum, okuldan çıktığı anda karşısında uyuşturucu satıcısı var onu görüyor, biliyor, tanıyor’ dedi. Akşam gelince ceplerine bakıyorum cep telefonu duruyor mu durmuyor mu? Satmışsa demek ki uyuşturucu almış. Bir anne için en büyük dram. Yine bir ailede tanık oldum. Anne baba diyorlar ki ‘vallahi biz yatarken yatak odasının kapısını arkadan kilitliyoruz, oğlumuz geliyor uyuşturucu kullanıyor, kendi hayatımız tehlikede’ diyor. Bu tablodan Türkiye’nin çıkması lazım. Bu tablo bizim hak ettiğimiz bir tablo değil. Neden siyasiler diyorum? Bu işin sorumlusu neden siyasiler, neden ülkeyi yönetenler? Şunun için. Para bitti, her şeyi sattılar, fabrikaları, arsaları, daireleri her şeyi sattılar para yok, paraya ihtiyaçları var. Bu sefer kanun çıkardılar. Yurt dışındaki bütün kirli paranı Türkiye’ye getirebilirsin. Uyuşturucu paralarının tamamını Türkiye’ye getirebilirsin. Paraları getir, tam 8 sefer kanun çıkardılar. Bir değil iki üç beş değil tam 8 kere kanun çıkardılar, uyuşturucu baronlarının parasını Türkiye’ye getirin ne savcı ne polis ne mahkeme, kimse size dokunmayacak. Ve bunlar paraları getirdiler. Paraları getirirken kendileri de geldiler" ifadelerini kullandı.
"ŞİMDİ SİZİN DÜŞÜNMENİZ LAZIM"
İstanbul'un uyuşturucu baronlarının at koşturduğu bir yer olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"O kadar rahatlar ki ‘Kimse bize dokunamaz’ diyorlar ve kimse dokunmuyorlar onlara. Hapse girmiş uyuşturucu baronlarını bile çıkardılar hapisten. Şimdi sizin düşünmeniz lazım. Ülkeyi bu batağa sokanlara sizin oy vermemeniz lazım. Evladınızı, ailenizin, komşunuzun huzurunu düşünüyorsanız bu uyuşturucu baronlarıyla mücadele etmeyenlere asla ve asla oy vermemeniz lazım. Bu illetten çocuklarımızı kurtarmak gerekiyor. En fakirinden en zenginine kadar her ailenin bütçesine göre uyuşturucu satılıyor. Böyle bir pazar olur mu? 80 milyon insan zehirleniyor burada. Bizim evlatlarımız, çocuklarımız zehirleniyor burada ki her anne için evladın ne olduğunu hepimiz biliriz. Anneler evlatları üzerine titrerler. Ayağına taş değmesin derler. Aman karnı aç mıdır tok mudur derler. Aman yemeğini zamanında yedi mi aman güzel bir evlilik yapsın güzel torunlarım olsun, bütün anneler böyle bir beklenti içerisindedir ama bu beklentinin dışına çıkıp uyuşturucu illeti ile tanışınca farklı bir dünya çıkıyor ortaya. Bunun mücadelesini yapmak zorundayız. Ve beraber yapmak zorundayız. Mücadele nasıl olacak? Bir, uyuşturucu baronlarının kökünü kazıyacağız. Benim bu millete sözüm var, Allah nasip eder sizlerin oylarıyla Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduğumda ilk yapacağım iş uyuşturucu baronlarının kökünü kazımak olacak. Hiçbirisini Türkiye’de tutmayacağım. Fakiri, zengini, bütün evlatlarımızı zehirlediler. Hepsinin kökünü kazıyacağım. Hepsini dışarı süreceğim. Buradaysa hepsini yakalayıp hapse attıracağım. Böyle bir rezalet olmaz. Bunun yolu sandığa gideceksiniz, elinizi vicdanınıza koyup oyunuzu öyle kullanacaksınız. O evlatlar hepimizin evladıdır. Bir annenin, babanın yaşadığı dram, hepimizin ortak dramıdır. Onun başına gelen yarın bizim de başımıza gelir, evladımızın da başına gelebilir. Bu memlekette huzur istemiyor muyuz? Beraber yaşayacaksak huzur içinde yaşayacaksak bu laneti bu topraklardan temizleyip atmak zorundayız. Afganistan’dan buraya gelirken milyar dolarlar dönüyor. Gemilerle Güney Amerika’dan gelirken miyar dolarlar dönüyor. Türkiye’de imalatçıları var. Kimin nerede uyuşturucu imal ettiğini herkes biliyor. Adresi de yeri de belli, şahıs da belli herkes biliyor ama polis yakaladığında hemen polise müdahale, sen niye yakaladın. Başı belaya giriyor polisi sürüyorlar bu sefer. Bu memleketin namuslu polisleri, bürokratları var yeter ki siyasetçi de namuslu olsun, siyasetçi de bu milletin hakkını, hukukunu gözetsin. Bunu yapacağız. Hiç endişe etmeyin, onların gözünü çıkaracağım bu topraklardan süreceğim, hiç endişe etmeyin."
"UYUŞTURUCU BARONLARI ADAYLIĞIMA KARŞI"
Bir devletin meşru zeminde olmak zorunda olduğunu, kirli paraya ihtiyaç duymayacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
Eğer bir devlet, bir siyasi otorite, kirli paraya ihtiyaç duyuyorsa uyuşturucu baronlarının adamı olur. Benim Cumhurbaşkanlığı adaylığıma 2 kesim çok karşı. Birisi uyuşturucu baronları, diğeri de 5’li çeteler. 5’li çeteleri de temizleyeceğim, uyuşturucu baronlarını da temizleyeceğim. Ve öyle bir noktaya geldi ki, uyuşturucu baronları kendi hesaplaşmalarını da Türkiye’de yapıyorlar. Her birisi yabancı ülkelerden gelmişler, kimisi doğudan kimisi batıdan gelmişler, kendi çıkarları için Türkiye’de hesaplaşıyorlar. Birbirlerine silah çekiyorlar, birbirlerini öldürüyorlar ve bu ülkeyi yönetenler sadece seyrediyor. Onların hesaplaşmaları değil, bu topraklarda onlara yer yok dememiz lazım. Onlara bu toprakların eğer kalırlarsa söz vereceğim mezar yapacağım. Şunu da bilmenizi isterim. Sizin evlatlarınız hepimizin evlatlarıdır. Onların güzel bir Türkiye’de yaşaması, bulundukları kentte huzur içinde yaşamaları, iş güç sahibi olmaları, hepimizin ortak arzusudur. O zaman ülkeye bereket gelir, huzur gelir. Eğer çakallar varsa bu ülkede, çakalların savaştığı bir yer varsa o ülkede huzur olmaz. Bu nedenle söylüyorum, uyuşturucu baronlarını da onların çakallarını da temizleyeceğim, göreceksiniz."
"BU KONUDA SINIFTA KALMIŞ VAZİYETTELER"
Uyuşturucu kullanan gençlerin tedavi edilmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu konuda da sınıfta kalmış vaziyetteler. Yeteri kadar tedavi merkezleri yok. O tedavi merkezlerinin de bir şekilde yenilenmesi, güzelleşmesi, yetkin doktorların gelmesi ve bunların sürekli kontrol edilmesi ve bu insanların topluma kazandırılması lazım. Eğer bunlar topluma kazandırılırsa, işleri, güçleri olursa, güzel aile birlikteliklerini sürdürürlerse hepimizin ortak arzusu gerçekleşmiş olur. Uyuşturucuya çok rahat ulaşabiliyorlar. Bu da söylendi. Sadece Adana değil, Türkiye’nin tüm coğrafyası böyle. Şanlıurfa’yı da biliyorum, Karadeniz’i de İç Anadolu’yu da biliyorum. İç Anadolu’da bir kente gittim dediler ki aşağıda tuvalet var, taksi şoförü anlatıyor, 'Kimse korkudan inemiyor ama gidiyorlar orada uyuşturucu kullanıyorlar. Kimse cesaret edip tuvalete bile gidemiyor dediler' Bunlar var ama kimse görmüyor, bu sorunun ne kadar derin olduğunun farkında bile değil. Niye bu belayı konuşmuyorlar? Uyuşturucu baronlarını kızdırırız diye. Onlar bize para veriyorlar diye. Onların vereceği paraya lanet olsun. Temiz, helal para lazım. Bir kardeşimiz söyledi, ekmek satan aynı zamanda uyuşturucu da satıyor. Bu bilinmiyor mu? Biliniyor. Niye önlem alınmıyor, gereği yapılmıyor? Herkesin evladı değerli."
Kılıçdaroğlu, salondaki konuşmasının ardından dışarıda kendisini bekleyenlere seslenip, mutlaka sandığa gitmelerini istedi.