Güncelleme Tarihi:
Türk-İş Genel Merkezi'ni ziyaret eden Kılıçdaroğlu'nu, Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu kapıda karşıladı. Kılıçdaroğlu ve Kumlu, yaptıkları görüşmenin ardından basın toplantısı düzenledi.
Sendikaların, demokrasinin olduğu kadar sosyal devletin de vazgeçilmez unsuru olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, sendikanın olmadığı bir yerde sosyal devletten söz edilemeyeceğini söyledi.
Örgütlenmenin olmadığı, emeğin birleşmediği, emeği ile geçinenlerin, yoksulların, ezilmişlerin, haklarının savunulmadığı bir yerde sosyal devletin olamayacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, taşeronluğun günümüzde sosyal devlet için en ciddi tehlike olduğunu dile getirdi.
“Eğer ülkede hak arama olgusu yıkılmak isteniyorsa işçiyi sendikasızlaştıracaksınız, taşeronlaştıracaksınız” diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“İşçi hak aramayacak. İş yasalarının dışında olacak, kıdem tazminatı hakkı olmayacak, sadece ve sadece buyruklarla hareket eden bir robota dönüşecek. O nedenle CHP olarak biz taşeronlaşmaya şiddetle karşıyız ve bunu kaldıracağız. İnsan onuruyla bağdaşmayan bu yapıya son vereceğiz. Eğer devletin işçiye ihtiyacı varsa iş yasasına göre istihdam eder. Ne demek taşeron işçisi? Üzülerek söylüyorum gittikçe yaygınlaşıyor. Türkiye'de sigortalı çalışanlardan çok daha fazla kayıt dışı, sigortasız çalışan var. Sık sık türbanı siyasal olarak kullanan iktidarın unutmaması gereken bir gerçek var. Madem ki siz türbanlı genç kızlarımızı seviyorsunuz, onların haklarına sahip çıkıyorsunuz, İstanbul'un merdiven altı atölyelerinde on binlerce türbanlı genç kız sigortasız çalışırken ey hükümet sen neredesin? Onların sigortasız çalışmalarının dışında toplu sözleşme hakları yok, kıdem tazminatı hakları yok, izin hakları yok. Köle düzeninde çalışan bunlara acaba AKP sahip çıkıyor mu?”
İşçi, işveren ve devletin bir araya geldiği, Türkiye'nin temel sorunlarının tartışıldığı Ekonomik Sosyal Konsey'in 3 ayda bir toplanması gerektiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Başkanı, Sayın Başbakan. Bırakın 3 ayı, 3 yıl geçti toplanmadı. Krizlerin, işsizliğin pik yaptığı dönemde duymamazlıktan gelindi. Niye biz Ekonomik Sosyal Konsey yasasını çıkardık? Ekonomik Sosyal Konsey'in yasalarda öngörülen sürelerde toplanmaması, hükümetin parlamentonun iradesini gasbetmesi anlamına gelir” dedi.
“TÜRK-İŞ DAHA CESUR OLMALI”
Türk-İş'in daha cesur, daha aktif olmasını beklediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, CHP'ye oy veren, vermeyen, emeği ile geçinen her işçiye sahip çıkacaklarını, haklarını savunacaklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, “Eğer bir devletsek, sosyal bir devletsek, bu ülkede yaşayan herkesin hukuk içinde hak aramasını sağlayacaksak CHP'nin ciddi bir görevi var ve bu görevi yerine getirecektir” diye konuştu.
Türk-İş Başkanı Kumlu'nun söylemlerinin gönüllerine su serptiğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Önümüzdeki günlerde Türkiye'yi zor günlerin beklediğini hepimiz biliyoruz. Özellikle kayıt dışı çalışmanın yaygınlığı Türkiye'de örgütlenmenin önündeki en ciddi engellerden birisidir. Ve şu ana kadar hükümetin kayıt dışı istihdamı önlemek için hiçbir çaba harcamadığını da biliyoruz. Kayıt dışı istihdam Türkiye'nin, insanlarımızın geleceği açısından ciddi bir tehlikedir. O işçiler yarın 50-60 yaşına geldiklerinde sigortasız, kimsesiz nerede, nasıl sağlık hizmeti alacaklar ve nasıl geçinecekler? Yoksulluğu kronikleşen, yoksulluğu sürekli kılan bir politikanın ürünüdür bu. Gelecek yoksullar bu günden ayarlanıyor demektir. Kayıt dışı çalışma gelecekteki yoksullar ordusuna yeni katılımların işaretidir.”
ZİYARETİNİZ BİR KUCAKLAMANIN İFADESİ
Dünyanın her yerinde sosyal demokrat partilerin doğal tabanını işçi sendikalarının ve diğer çalışan örgütlerin oluşturduğunu belirten Kumlu, “Sosyal demokrat partiler de tüm çalışan örgütlerini kucaklamayı bir görev saymaktadır. Ziyaretinizi bu kucaklamanın bir ifadesi olarak görüyor, teşekkür ediyorum” dedi.
Aradan gecen 30 yıla rağmen çalışma hayatının henüz 12 Eylül askeri darbesiyle aldığı yaraları saramadığını ifade eden Kumlu, 30 yıldır iktidar olan siyasi partilerin, çalışanların arzu ettiği yasal düzenlemeleri gerçekleştiremediğini, özellikle örgütlenmenin önündeki engeller nedeniyle sendikaların yıllar içinde ciddi kan kayıpları yaşadığını söyledi.
Sendikaların demokrasinin vazgeçilmez kurumları olduğunu vurgulayan Kumlu, şunları kaydetti:
“Demokrasilerde toplumun çeşitli kesimlerini bir araya getiren bu yapılanmalar iktidar uygulamasının aynasıdır. Sendikalar ve sivil toplum örgütleri, ne kadar güçlüyse, hükümet kendini o kadar net görebilecek ve hatasını telafi imkanına o kadar çabuk kavuşacaktır. Hükümetler sendikaların zayıflamasından sevinç duyarak bu aynayı kırma yoluna gidebilir. Ya da var olan aynaya hiç bakmama yolunu seçebilir. Ama o zaman yönsüzlük duygusuna kapılıp toplumsal koordinatlarını şaşırmış olmanın getireceği olumsuzluklara katlanmak zorunda kalır.”
Kim hangi pembe tabloyu çizerse çizsin, Türkiye'nin bugün istihdam yaratan, yatırıma dayalı bir ekonomiye sahip olamamanın sıkıntısını yaşadığını savunan Kumlu, işsizlik ve yoksulluğun on yıllardır Türkiye'nin değişmeyen tek gündemi olduğunu kaydetti.
“İşsizlik sorununu çözmek, aslında bir insanlık görevidir. Ama bu sorunu çözeceğim diye çalışan haklarına göz dikmek, çalışma hayatında kuralsızlığı hakim kılmaya çalışmak, toplumsal yaşantımıza daha da çok zarar verecektir” diyen Kumlu, Türkiye'de eğer bir “Ulusal istihdam stratejisi” oluşturacaksa bunun temel ayağını; esnek çalışma biçimlerinin yaygınlaştırılması, kıdem tazminatının budanması, özel istihdam bürolarına işçi kiralama yetkisi verilmesi, bölgesel asgari ücret uygulaması gibi işveren taleplerini içeren yaklaşımların oluşturmaması gerektiğini vurguladı.
Türkiye'nin, çalışanların sahip olduğu hakları gözü gibi koruması ve daha fazlasını vermeyi hedeflemesi gerektiğini belirten Kumlu, “Ülkemizdeki vergi adaletsizliği giderilmelidir. Taşeron işçilik, ölümlü iş kazalarının en önemli nedenlerinden biri olmasına rağmen bugün taşeron işçiliğin daha da kuralsızlaştırılmasına yönelik girişimler bulunmaktadır. Bu anlayış terk edilmelidir” dedi.
Kumlu, 1 Ocak itibarıyla yeni asgari ücretin devreye gireceğini, beklentilerinin artık asgari ücretin “Sefalet ücreti” olmaktan çıkarılması olduğunu söyledi.
“SÖYLEMLERİNİZ, HEYECAN YARATMIŞTIR”
Türkiye'de her alanda insanı temel alan ekonomik ve sosyal politikalara ihtiyaç olduğunu belirten Kumlu, şöyle devam etti:
“Bir ekonominin insanları işsiz ve güvencesiz bırakması kadar başarısız bir sonuç düşünülemez. İçinde siyasi yelpazenin her rengini taşıyan Türk-İş topluluğu çok duyarlı bir topluluktur. Tabanımız, hükümetlerin ve muhalefet partilerinin attığı her adımı dikkatle takip eder. Gerektiğinde tepkisini eylemleriyle de gösteren Türk-İş topluluğunun kendisini ifade ettiği bir alan daha vardır ki, o da seçim sandığıdır. Belki sendikalı işçi sayısı bugün olması gereken düzeyin çok altındadır. Ama Türk-İş topluluğu, aileleriyle ve etkilediği doğal çevresiyle birlikte seçim sandığında ciddi bir yüzdeye sahiptir. Eğer bugün bir dönemin en yüksek oyu alan siyasi partileri siyaset sahnesinden silindiyse, bunda Türk-İş topluluğunun rolü büyüktür. Kurumsal olarak Türk-İş bu güne kadar hiçbir genel seçimde, herhangi bir siyasi partiden yana tavır koymamıştır. Ama üyelerimiz, kendi sağduyulu muhasebesiyle her zaman gereğini yapmıştır.”
Kılıçdaroğlu'na seslenen Kumlu, “Sayın Genel Başkan, CHP Genel başkanlığına seçildiğiniz günden bu yana dile getirdiğiniz ve çalışanların, işsizlerin, emeklilerin, kayıt dışı çalışanların, taşeron işçilerin ve diğer kesimlerin sorunlarına işaret ettiğiniz söylemler, Türk-İş topluluğunda heyecan yaratmıştır. Ortaya koyduğunuz ve koyacağınız projeleri dikkatle takip ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz.”