Güncelleme Tarihi:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Diyarbakır’da bir otelin toplantı salonunda, kentin kanaat önderi ve Yamaç Aşireti mensubu Aziz Elaldı’nın davetlisi olarak kahvaltıya katıldı. Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada, devletin dininin adalet olması gerektiğini, adaletin olmadığı yerde devletin de olamayacağını söyledi. Kılıçdaroğlu, “Biz güçlendirilmiş parlamenter sistemini yapalım derken aslında temel noktamız adalettir. Adalet olmalı. Bir milletin iradesi olmalı. İrade Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde olduğu gibi yansıyabilmeli. Eğer milletin iradesiyle belediye başkanları seçildiyse belediye başkanları görevlerinden alınıp yerine kayyumlar atanmamalı” diye konuştu.
'DİYARBAKIRLILARLA GÜZEL BİR ATMOSFER İÇERİSİNDE BULUŞTUM'
Diyarbakır’da çeşitli temaslarda bulunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Diyarbakırlılarla da güzel bir atmosfer içerisinde buluştum. Gençlerle buluştum, kadınlarla buluştum, kanaat önderleri ile buluştum, muhtarlarla buluştum. Dolayısıyla toplumun her kesimiyle buluştum. Toplumun her kesimiyle buluşmaya, toplumun her kesiminin sorunlarını dinlemeye, merak ettiklerini, acaba çözümü nedir bu sorunlarda dilimizin döndüğü kadar çözüm önerilerimizi anlatmaya gayret ettik. Daha sık geleceğiz Diyarbakır’a. Uzun yıllar ihmal ettiğimizi biliyorum. Diyarbakırlılar özellikle bu konuda sitem de ettiler. Neden bu konuda Diyarbakır’a daha fazla gelmiyorsunuz, neden bizi yalnız bıraktınız diye. Bundan sonra daha fazla geleceğiz. Oturup konuşacağız, dertleşeceğiz. Çünkü Türkiye’nin derdi sadece bizim derdimiz değil, hepimizin ortak derdidir. Hepimiz güzel bir ülkede yaşamak isteriz. Huzur içinde yaşamak isteriz. Bereketli sofralarımız olsun isteriz. Evlerimizde huzur olsun isteriz. Dolayısıyla eğer bir atmosferi birlikte yaratabilirsek güzel bir Türkiye’yi de inşa etmiş oluruz. Bütün bunların anahtarı demokrasiden geçiyor. Düşünceyi ifade özgürlüğünden geçiyor. Adaletten geçiyor. Kanaat önderlerimiz aşiretlerimizin büyükleri burada” dedi.
'BARIŞI, HUZURU, KARDEŞLİĞİ YENİDEN İNŞA EDECEĞİZ'
Bir devletin dininin adalet olması gerektiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle noktaladı:
“Devletin dini adalettir. Adaletin olmadığı yerde devlet olmaz. Dolayısıyla bizim adaleti sağlamamız lazım. İnsan hakları, kadın erkek eşitliği, bunların sağlanması lazım. Bu şekilde adaleti sağlayabilirsek emin olun soframıza bereket gelecek. Biz güçlendirilmiş parlamenter sistemini yapalım derken aslında temel noktamız adalettir. Adalet olmalı. Bir milletin iradesi olmalı. Eğer milletin iradesiyle belediye başkanları seçildiyse belediye başkanları görevlerinden alınıp yerine kayyumlar atanmamalı. Siyasi partiler kapatılmamalı. Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır diye defalarca da ifade ettik. Dolayısıyla beraber, birlikte güzel bir Türkiye’yi inşallah yeniden ayağı kaldıracağız. Huzuru bu ülkeye yeniden inşallah inşa edeceğiz. Barışı, huzuru, kardeşliği, dostluğu yeniden inşa edeceğiz."
'KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ KONUSUNDA 5 TEMEL ÖNERİMİZ VAR'
Kemal Kılıçdaroğlu, ardından bir otelde Dicle Toplumsal Araştırma Merkezi’nin Tigris Diyalogları toplantısına katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Kemal Kılıçdaroğlu, yaptıkları 'İkinci yüzyıla çağrı' beyannamesinde Kürt sorununu çözeceklerine dair bir madde de koyduklarını dile getirdi.
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Evet, var olan bir sorun var ve biz bu sorunu çözeceğiz. Bazıları böyle bir sorun yok diyorlar. Olabilir, onlara göre bir sorun yok. Niye böyle bir sorun yok diye kısır bir tartışmanın da içine girmeye gerek yok. Böyle bir sorun var mı? Evet. Sorunu yaşayan kim. Sizin bir sorun olup olmadığını bilmeniz için sorunu yaşayan kişiyi dinlemeniz lazım. Sorunun çözümü konusunda 5 temel düşüncemiz var. Birincisi, sorunun nerede çözüleceğini karar vermeliyiz. Sorun TBMM'de çözülür. Bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sorunun nasıl çözüleceği konusunda 1,5 sayfa mektup yolladım. Meclis'te uzlaşma komisyonları kurulur. Her partiden eşit sayıda milletvekili görev alsın. Parlamento dışından bir akil adamlar heyeti kurun. Çalışmalar eş güdümlü, eş zamanlı olsun. Biz Anayasa değişikliğinde de bunu yapıyoruz. İkincisi sorunu çözmek isteyen kişinin samimi ve dürüst olması lazım. 'Ben bu sorunu çözeceğim' demesi lazım. Üçüncüsü gizli, kişisel bir ajandası olmayacak. 'Ben bunu yapayım, nasıl olsa oy toplarım. Arkadan başka bir şey yaparız' derseniz, bunu yaparsanız olmaz. Dördüncüsü millete açıklamayacağı angajmanlara girmeyecek. Neyi nasıl yaptığını millete anlatacak. Beşinci de süreç devam ederken hem parlamentonun hem millet bilgilendirilmesi gerekiyor. Bizim görüşümüz bu. Bir de Kürdistan lafı dolayısıyla, soruyu ve boyutunu da hatırlamıyorum. Bir bölgesel ayrımcılık olarak tanımladığım için bunu kabul etmediğimizi söyledim. Ama Irak Anayasası'nda Irak'ta Kürdistan Bölgesel Yönetimi var zaten. Biz buna itiraz edemeyiz. Zaten itiraz etme hakkımız da yok. Artı, biz buraya heyet de gönderdik zaten. Niye karşı çıkalım ki? Kaldı ki bizim akrabalıklarımız var. Sadece bölgedeki Kürtlerle değil. Araplarla, Ezidiler ile halklarla da bizim akrabalıklarımız var, tarihsel bağlarımız var. 6 liderin üzerinde anlaştığı temel konulardan birisi de bölgesel barışı sağlamaktır. Biz Suriye ile de Irak ile de İran ile de, herkesle barışacağız. Ülkemizin çıkarını savunacağız."
'SİYASİ PARTİLERİN KAPANMAMASI, KAPATILMAMASI LAZIM'
Güçlendirilmiş parlamenter sistemin temelinde demokrasinin yeniden inşasının olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "6 benzemez nasıl bir araya geldi diyorlar. Geldik. 6 benzemez miyiz? 6 siyasi partinin programları ayrı. Her şeyleri ayrı ama demokrasi konusunda ortak hedefimiz var. Biz demokrasiyi getireceğiz diyoruz. Bütün partilerin tabanındaki, AK Parti de dahil olmak üzere bir demokrasi beklentisi var. Bunun uzun süre devam etmeyeceği belli oluyor. Oy kaybından da belli oluyor zaten.
Demokrasiyi ortak payda kabul edersek mesafe alabiliriz. Anayasa diyor ki, 'siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır'. Eğer siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurları ise siyasi partilerin kapanmaması lazım. Kapatılmaması lazım. Siz 'siyasi partiyi beğenmiyorum. Benim Meclis'te çoğunluğum var. Yargı da benim emrimde. Talimatı verdim. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı dava açtı. Anayasa Mahkemesi'ne gönderdik. Anayasa Mahkemesi'ndeki üyeleri de istediğim gibi değiştiririm. İstediğim partiyi istediğim zaman kapatırım. Bu demokrasi midir? Demokrasi değildir. Seçimle gelen seçimle gider" diye konuştu.
‘YÜZDE 3 ALAN PARLAMENTOYA GELSİN’
Kılıçdaroğlu, yüzde 10 seçim barajının 12 Eylül darbesinin bir ürünü olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
"Adil bir oran mı bu? Hayır, dünyanın hiçbir ülkesinde uygulanmıyor. 6 lider anlaştık yüzde 3 olsun dedik. Yüzde 3 alan parlamentoya gelsin. Bu demokrasiyi güçlendirir. AİHM kararları kesinlikle uygulanacak. Uygulamayanlar hakkında ne gerekiyorsa yapılacak. İnsan Hakları Komisyonu kurmuşsunuz, eşitliği savunmuyor. Kim kul hakkı yediyse, onun hesabını sormak zorundayız. O zaman bu ülkede gerçek anlamda demokrasi olur. Kimse bir daha da tevessül etmez o işe. Diyarbakır'a geldim ama Diyarbakır hapishanelerinde işkence gören 5 kişi ile de görüştüm. Anlatırken gözyaşlarını tutamadılar. Siz bunlarla nasıl helalleşeceksiniz, nasıl yüzleşeceksiniz? Yaptığınız hatayı görüyorsanız, o zaman oturacaksınız helalleşeceksiniz. Biz burada bir hata, yanlış yaptık diyeceksiniz."
SİVEREK'TE ÜYE KATILIM PROGRAMINA KATILDI
Diyarbakır programının ardından Şanlıurfa’nın Siverek ilçesine geçen Kemal Kılıçdaroğlu, burada partisinin ilçe yönetiminin düzenlediği üye katılım programına katıldı. Programda konuşan Kılıçdaroğlu, iktidara gelince Siverek ilçesinin il yapılması için söz vererek, ''İl olma talebi konusunda dernek kurduğunuzu biliyorum. Bu mücadelenin uzun süredir verildiğini de biliyorum. Bir tarafa not edin. İktidar olduğumuzda Kemal Kılıçdaroğlu söz verdi. Siverek il olacak. Bu sözü verdik bunu bir tarafa yazın'' dedi.
‘VATANDAŞ GİBİ YAŞAR, VATANDAŞA HİZMET EDERİM’
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 'çiftçiye ücretsiz elektrik' vaadini yineleyerek, bölgenin tarım bölgesi olduğunu yıllardır GAP'a gerekli özeni gösterilmediğini söyledi. Şanlıurfa'da çiftçilerin sorunlarını da dinlediğini anlatan Kılıçdaroğlu, ''Su yok çok iyi biliyorum. Göreceksiniz o su bereketli topraklara akacak. Şanlıurfa'ya gittiğimde en çok çiftçi elektrikten şikayet ediyor. Söz verdim. Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığını bize verin bütün çiftçilere elektriği bedava vereceğiz dedim. 2 milyon 300 bin arazi taşlık, ekilmiyor. Allah'ın güneşi var. Güneşten ısıyı alırken bir şey vermiyorsun. Güneş tarlalarını kurarız, elektrik elde ederiz, aynı zamanda artan elektriği de satarız. Şırnak, Siirt, Şanlıurfa, Diyarbakır bütün buralarda 3 milyar dolarlık yatırım yapacağız. 3 milyar dolarlık yatırımı yaptığımız zaman 5 bin megavat elektrik elde edilecek. Bu elektrikle bu 6 ildeki bütün çiftçilere elektrik ücretsiz verilecek. Benim bu vaatlerimi iktidarda hayata geçirmek sizin yapacağınız bir şey. Bu kardeşinize güveneceksiniz. Benim saraylarda gözüm yok. Vatandaş gibi yaşarım vatandaşa hizmet ederim'' diye konuştu.
'6 PARTİ BİRLEŞTİK, PARLEMENTER SİSTEM İSTİYORUZ'
Kılıçdaroğlu, 6 muhalefet partisi lideri ile gerçekleştirdiği buluşma konusunda ise, Türkiye'yi aydınlığa çıkaracaklarını belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
''Bu kardeşiniz adalet yürüyüşünü boşuna yapmadı. Hep birlikte savunacağız. Gençlerimiz işsiz. Güneş tarlalarını kurduğumuz zaman 650 bin kişi iş sahibi olacak. Adaleti ve bereketi göreceksiniz. Adaleti ve bereketi bu topraklara getireceğiz. Karamsar bir atmosfer var Türkiye'de farkındayım. Umutsuzluğa kapılma hakkımız yok. Biz kendi irademizle Türkiye'yi aydınlığa çıkaracağız. 6 parti birleştik, güçlendirilmiş parlamenter sistem diyoruz. Bir araya gelemez diyorlardı, bir araya geldik. Şimdi diyorlar ki bir araya geldiler ama bunlar Türkiye'yi yönetemezler. Vallahi de billahi de çok daha güzel Türkiye'yi yönetiriz.''
Kılıçdaroğlu, konuşmanın ardından partiye katılım sağlayan 250 kişiye rozetlerini takarak, hatıra fotoğrafı çektirdi.