Güncelleme Tarihi:
Kemal Kılıçdaroğlu'nun sözlerinin satır başları şöyle:
Uygulamaya gelince kadın erkek eşitliğini göremiyoruz. O zaman kadınlara bir görev düşüyor. Tıpkı Hatay’daki kadınların yaptığı gibi, birleştiler ve alınmayan yönetime kadınlar ağırlıklı olarak girdiler. Bütün kadınları siyasetin alanına çekin. Gelsinler partilere üye olsunlar. Benim gönlümde yatan bu ülkenin 40-30-20 milyon kadını gelsin CHP’ye üye olsun. Gelsinler kapılarımız sonuna kadar açık. O zaman biz gerçek anlamda siyasette kadın erkek eşitliğini sağlamış oluruz.
Mücadeleyi biraz uzaktan bakarak yapma şansımız yoktur. Riskin, mücadelenin, tehlikenin içinde olacaksınız ki çelik iradenizi tüm dünyaya gösterebilesiniz. 13-14 yaşındaki çocuğunuzu Çanakkale’ye göndereceksiniz, düşmanla mücadele etsin diye. Kolay bir olay değil bu. Kadınların sezgisi ve iradesi çok güçlüdür. Başkan konuşurken ‘alanlarda olacağız’ dedi, ‘meydanlarda olacağız’ dedi. Bir şeyi unuttu. Bütün evlerde olacağız. Bütün evlerde kadınlarla beraber olacaksınız.
'AİLE SİGORTASINI YETERİ KADAR ANLATAMADIK'
Her eve girmek, 16 milyon yoksul haneye girmek; onlara CHP’nin aile sigortasını anlatmak, yoksulluğun bir kader olmadığını aktarmak, CHP iktidarında ilk üç yılda bu topraklarda yoksulluğun gömüleceğini anlatmak sizin görevinizdir. Ben her evin kapısını çalıp giremem ama kadınlar her evin kapısını çalıp girebilirler. Yoksulluğun bir kader olmadığını, o kadının da çocuğunu kreşe bırakıp, onun da sinemaya gitmek kenti gezme hakkının olduğunu ona anlatmamız lazım. Aile sigortasının özü neydi? Yoksul hanelerde kadının hesabına her ay belli bir para yatmasıydı. Kadın gidecek işçi gibi emekli gibi aylığını alacak. Hiç kimse onun yoksulluğunu bilmeyecek. Onu asla teşhir etmeyeceğiz. Bekleyecek birisi bana yardım mı yapacak? Asla böyle bir beklenti yapmayacak. Yoksulsa kadının banka hesabına her ay para yatacak, çocuğu için ayrı para yatacak. Bütün masraflarını sosyal devlet karşılayacak. Ayakkabısından önlüğüne kadar o aile bizim ailemiz, bizim parçamız. Onu yoksulluğa mahkum etmek bizim hakkımız değildir.
Geçen seçimde aile sigortasını yeterli kadar anlatamadık. Şimdi her yere gireceğiz her yere. Ankara’da Çankaya’da konuşmak kolaydır, propaganda yapmak da kolaydır. Veya İzmir ve Karşıyaka’da. Biz bu ülkeye barışı ve huzuru getirmekle yükümlü olan bizler toplumun her kesimini kucaklamak zorundayız. Her kesimiyle ilişki kurmak zorundayız. Siyasal görüşlerine saygı göstermek zorundayız. Saadet partili, İYİ Partili, HDP’li olabilir, DSP’li olabilir hiç önemli değil. Ailenin sorunu varsa o sorun bizim sorunumuzdur artık.
'AİLEYİ AYAKTA TUTAN KADINDIR'
İşsizlik var, özellikle kadınlarda. Üniversiteyi bitirmiş, liseyi bitirmiş çalışmak istiyor. Fakat kadın olunca iş yok. Kadın yoksulluğu fazla, kadın işsizliği de fazla. Çalışan kadınların yüzde 47’si kayıt dışı çalışıyor. Gidin Ankara’nın İstanbul’un varoşlarına bakın, merdiven altı atölyelerine bakın binlerce kadın çalışır, hiç birisinin sigortası yoktur. Aile sigortası işte bu yüzden önemli. Bu ülkede sigortasız kimse kalmayacak. Sosyal devlet varsa herkesin hakkını teslim etmek zorundasınız. Kadınların üstlendiği görev erkeklere göre iki misli daha fazla. Madem ki sizin sezgi gücünüz var, madem ki siz anaçsınız, madem ki siz toplumun her kesimine karşı ortak duyarlılık geliştirebiliyorsanız sizin sorumluluğunuz erkeklerden fazladır.
Onlar en kritik dönemde kahveye gidip kağıt oynayabilirler. Ama kadınlar öyle değil. Aileyi ayakta tutan kadındır. Türkiye’yi de geleceğe taşıyacak olan sizlersiniz. Birilerinin kadınlara tahammül etmediğini çok iyi biliyorum. ‘kadınsa evinde otursun ne demek dışarıda gezecek kadın’ diyenleri de çok iyi biliyorum.
Karadenizli kadının nasıl çalıştığını hepimiz biliyoruz. Günün 24 saatinde kadının nasıl çalıştığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Kadını kendi kulu gibi gören bir anlayış var, o anlayışı hep beraber yıkacağız.
'2 D'DEN BİRİNİ SEÇECEĞİZ'
2019’da önümüzde iki seçenek var. 2 D. Diktatörlük ve demokrasi. 2 D’den birini seçeceğiz. Üniversitede estirdikleri, medyada estirdikleri olayları çok iyi biliyoruz. Haklıyı nasıl haksız konuma getiririz diye özel mücadele alanları geliştirdiğini de çok iyi biliyoruz. Ama biz 2019’da en az yüzde 60’lık demokrasiyi açığa çıkartmalıyız. Niye yüzde 60? Bu ülkenin insanları hangi kimlikten olursa olsun demokrasiyi savunuyor. AK Partili kardeşlerim, içinde demokrasiyi savunanlar var. Ülkücü kardeşlerim, demokrasiyi savunuyorlar. Sosyal demokratlar demokrasiyi savunuyorlar. Milli kurtuluş savaşını hiçbir ayrım yapmadan birlikte verdik. Cumhuriyeti 2019’da demokrasiyle taçlandıracaksak o mücadeleyi de birlikte vereceğiz.
'EŞİT YURTTAŞLIK İSTİYORUZ'
Ne demek ben her şeyi bilirim? O zaman bütün meslekleri kapatalım, okulları kapatalım. Bir kişi her şeyi biliyor, ne derse onu yapalım. Bunun adı kölelik düzenidir. Spartaküs başkaldırmıştı kölelik düzenine. Biz eşit yurttaşlık istiyoruz. Yurttaşlar arasında ayrım olmasın istiyoruz. Doğudaki de kardeşim batıdaki de kardeşim. Birlikte yaşamak istiyoruz. Düşüncelerimiz farklı olabilir, kimliklerimiz de farklı olabilir, inançlarımız da farklı olabilir. Ama bayrağımız bir, vatanımız bir. Bir arada huzur içinde yaşamak istiyoruz. Üniversitelerin bilgi ürettiği bir Türkiye istiyoruz. Beraber yaşama iradesini birlikte göstermek istiyoruz. Bunu yapacak olanlar kadınlar, erkekler değil. Kadınların sesi ne kadar gür çıkarsa, kararlı ve inançlı çıkarsa sonuca o kadar hızlı ulaşırız.