Güncelleme Tarihi:
Kılıçdaroğlu, Bolu'da, İzzet Baysal Caddesi'nde düzenlenen mitingde, Köroğlu'nun kentinde olmaktan son derece mutlu olduğunu ifade ederek, “Köroğlu'nu sizler benden çok daha iyi bilirsiniz, zalime karşı mücadele etti, mazlumdan yana oldu, baskılara karşı durdu. Şimdi Bolu, baskının karşısında olmaya hazır mı? Yetki verin onların maskesini düşüreyim” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, bugüne kadar 65 il, 180'e yakın ilçeyi gezdiklerini, referandumdan sonra da gezilerin süreceğini söyledi.
“Halkın iktidarını kurana kadar gezeceğiz” diyen Kılıçdaroğlu, “İki dönemdir parlamentodayım, bir Bolu milletvekilinin Bolulunun derdini söylediğini ben duymadım. O zaman niye hayır diyeceğinizi biliyorsunuz. Sizin sorunlarınızı parlamentoda dile getirmeyenleri sandığa gömmek Bolulunun görevidir. Siz AKP'ye 3 milletvekili verdiniz, onlar size yoksulluk verdi” dedi.
Boy tartışmalarına da değinen Kılıçdaroğlu, “Kimse Recep Bey'in boyu ile uğraşmadı. Eğer sen boyunu merak ediyorsan gelirsin Bolu'ya, 120 bin icra dosyasını üst üstü koyarız o zaman bakarsın kimin boyu uzun” diye konuştu.
Vatandaşların telefon dinlemelerinden rahatsız olduğunu, telefonla konuşmaya korktuğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Başbakan'ın kulakları başka yerde, o duymaz. O sizin telefonlarınızı dinliyor sadece. Bazen beni arıyorlar, 'Başkanım bir derdim var ama dinlendiği için söylemeye korkuyorum' diyorlar. Ben de 'korkmayın, çekinmeden söyleyin, belki buradan sizi duyar' diyorum. Bugüne kadar ürün tarlada, Recep Bey havuzlu villada dedim. Bugün bir Sözcü gazetesi alın ne demek istediğimi görün. Recep Bey'in havuzlu villasını görün, özel havuzlar, İtalya'dan gelen fayansları göreceksiniz. Som altından çeşmeleri göreceksiniz. Adama demezler mi, 'Allah gözünü doyursun.' Artık milletin yakasından düş, bu sizin elinizde. 12 Eylülde bir ders verin, o ders hem Avrupa Birliğinde hem ABD'de duyulsun.”
“İFTAR ÇADIRLARINDA DİN İSTİSMARI YAPILIYOR”
Kılıçdaroğlu, iftar çadırlarında din istismarı yapıldığını ileri sürerek, “Müslümanlığı istismar eden adamın yaptığına ne denir? Bunlarda arlanma, utanma yok, telefon dinliyorlar, baskı yapıyorlar, din, iman, Allah, kitap edebiyatı yapıyorlar. Size gelince din, iman, yukarı çıkınca han, hamam” dedi.
Kılıçdaroğlu, Bolu'nun AK Parti iktidarında 8 yıl cezalandırıldığını, İzzet Baysal Üniversitesinin de bu cezalandırılmadan nasibini aldığını söyledi.
Hükümetin, milletten “evet” oyu istediğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Şimdi çıkmışlar milletin önüne, bir anayasa getirmişler. 'Evet' deyin, Recep Bey padişah olsun. Her şeyi o tayin ediyor, Meclis başkanını, bakanları, milletvekillerini o tayin ediyor. Şimdi yargıyı da tayin etmek istiyor. Eğer, 'evet' çıkarsa Adalet Bakanı bir talimatla istediği iş adamını toplayabilir. 'Evet' demek serbest ama 'hayır' demek yasak. Türkiye'nin bir ucundan diğer ucuna kadar tüm bilboardları 'evet' ile doldurdular. Bu değirmenin suyu nereden geliyor? Açlık var, yoksulluk var. Recep Bey'in derdi başka. Baskı kurmuş, 'evet' çıksın diye. Kul hakkı yiyenden hesap soracağım, Recep Bey, nereye kaçarsa kaçsın hesabını soracağım. Bunlar rahmetli Özal'ı da istismar ediyor. 'Biz Özal'ın devamıyız' diyordu. Recep Bey, 5 Ocak 1991'de Almanya'da yaptığı bir konuşmada aynı Özal'a 'uşak' diyor. Şimdi de afişler bastırıyor, 'Özal'ın devamıyım' diyor. Şimdi soruyorum sen de uşak mısın? Recep Bey'in düzeni bu, açlık, yoksulluk hiç önemli değil. Rabbena, hep bana diyor. Rabbena, hep bana düzenini yıkacağız. Halkın düzenini kuracağız, önce halk diyeceğiz.”
Hükümetin “hayır” kelimesini ağzına almaktan korkar hale geldiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Bunlar diyor ki, 'Biz 12 Eylül Anayasasını değiştireceğiz.' Değiştirmiyorsunuz, 12 Eylül Anayasasının üzerine kaçak kat inşa ediyorsunuz. Zaten kaçakçılıktan besleniyorsunuz” dedi.
Vatandaşlardan referandumda “hayır” oyu vermelerini isteyen Kılıçdaroğlu, kullanılacak “hayır” oylarının Türkiye'nin önünü açacağını savundu.