Güncelleme Tarihi:
İŞTE KILIÇDAROĞLU'NUN O AÇIKLAMASI / WEB TV
CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu, Dersim olaylarıyla ilgili TBMM'de yaptığı konuşma üzerine partisinin Genel Başkanı Yardımcısı Onur Öymen'i gereğini yapmaya davet etti. Kılıçdaroğlu, "Yara kanamıştır. Bu süreçte yapılması gereken bu tepkilerin dikkate alınması gerekir. Bu tepkileri dikkate alması gereken de Sayın Onur Öymen'dir. Ve gereğini yapmak zorundadır. Gereğini yaptığı zaman hem CHP'yi, hem parlamentodaki CHP'li milletvekillerini, hem de çok sayıda Cumhuriyet Halk Parti'liyi rahatlatmış olacaktır" dedi.
GEREĞİNİ YAPMAK ZORUNDADIR
CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu, vefat eden annesi Yemoş Kılıçdaoğlu'nun önceki günkü cenazesine katılmak üzere geldiği Tunceli'de bugün partisini il başkanlığında bir basın toplantısı düzenledi. Kılıçdaroğlu, toplantının ilk bölümünde CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'in 10 Kasım TBMM'de yaptığı konuşmada Dersim isyanıyla ilgili sözlerini değerlendirip, şunları söyledi:
"AKP yaklaşık 2.5, 3 aydır önce Kürt açılımı, sonrasında demokratik açılım, daha sonrada milli birlik açılımı olarak adlandırdığı bir açılım sürecini başlattı. Fakat bu süreçte gerek parlamentoda yapılan son oturumda, gerekse ondan önceki açıklamalarda hiç birinde açık net somut bir öneri getirmedi. Sayın Beşir Atalay, yaptığı açıklamalarda belli konulara değinmekle beraber şu ana kadar 5-6 konuyla ilgili inceleme araştırma başlattıklarını, bunların sonuçlarını alacaklarını, bu arada yasal değil debazı idariönlemlerle ilgili açıklamalar yaptı. Yasa ve önlemlerle ilgili şu ana kadar TBMM'ye gelmiş bir tek düzenleme var oda taş atan çocuklarla ilgili bir düzenleme. TBMM'de10 Kasım oturumunda sayın Onur Öymen, CHP adına konuşma yaptı. Öymen konuşmasında Dersim isyanına vurgu yapması, PKK terör örgütü ile Dersim isyanı arasındaki bağlantıyı kurmak istemesi çoğu çevrede gerçektende ciddi tepkiler yaratmıştır. Önce şunun altını özenle çizmek isterim. Dersim coğrafyasında yaşanan olay, bir insanlık dramıdır. Bu bölgede yaşayan insanlar o dönemin acılarını, o dönemin kaybolan hayatlarını, o dönemin ağıtlarını dinleyerek bugünlere geldiler. O dönemde yapılan çok ciddi insanlıkla bağdaşmayan olaylar oldu. Ama bu olayları getirip günümüzde terör örgütüyle mücadelenin bir unsuruymuş, bir benzeriymiş gibi kullanmanın doğru olmadığını ifade etmek isterim. Bu coğrafyada yaşanan olayları, yine bu coğrafyada yaşayan insanlarımız , biz kimseye kin tutmayız felsefesinin gereği olarak hiçbir zaman bir intikam duygusuyla , bu durumu geleceğe taşımıya asla düşünmemişlerdir. Hani büyük ozanın dediği gibi acıyı bal eylemiş bağırlarına taş basmışlardır. Elbette o dönemde yanlışlar olmuştur, haksızlıklar olmuştur. Ama bunu günümüze taşıyıp o olayları kaşımak doğru bir olay değildir. Yara kanamıştır. Bu süreçte yapılması gereken bu tepkilerin dikkate alınması gerekir. Bu tepkileri dikkate alması gereken de Sayın Onur Öymen'dir. Ve gereğini yapmak zorundadır. Gereğini yaptığı zaman hem CHP'yi hem parlamentodaki CHP'li milletvekillerini, hemde çok sayıda Cumhuriyet Halk Parti'liyi rahatlatmış olacaktır. Elbette ki sayın Öymen yaptığı açıklamada hiçbir zaman Tuncelileri üzmek istemediğini, eğer üzdüysemözür dilerim demiş ve hatta iki kez özür de dilemiştir. Ama tepkiler dinmemiştir. Dolayısıyla bu tepkilerin gereğini de sayın Öymen'nin yerine getirmesi gerekiyor"
Bir gazetecinin, "Sayın Onur Öymen gerektiğini yapsın derken, istifasını mı istiyorsunuz?" sorusuna Kılıçdaoğlu, "Bir politikacı, bir olayın gereğini ne olduğunu çok iyi bilir. Bunu en iyi bilmesi gereken de uzun yıllardır devlette çalışmış, parlamentoda görev yapmış bir kişinin daha iyi anlayacağı kanısındayım" yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, bu konunun partinin MYK toplantısında görüşülüp görüşülmediği yönündeki soru üzerine şunları söyledi:
"Ben MYK üyesi değilim. Grup başkan vekiliyim, dolayısıyla o toplantıya katılmadım. Neler konuşuldu bilmiyorum. Sadece basından okuduklarım var. Bir başka gerçeğin altını özenle çizmek istiyorum. Hiçbir CHP'li, hiçbir yurtsever asla ve asla AKP yanlısı yandaş medyanın kışkırtmalarına kulak asmamalıdır. Biz kendi sorunlarımızı kendi içimizde çözeriz. Kendi eleştirilerimizi kedi içimizde yaparız. Demokrasiyi kendi içimizde olabildiğince geliştiririz. Ama AKP'nin her yaptığını doğru kabul eden, CHP'yi birbirine düşürmek isteyen AKP yandaşlarının da tuzağına düşmemeye özen gösteririz. Yandaş medya bu konuda benden demeç istedi, özenle hiçbirine demeç vermemeye çalıştım. Ben bu konu ile ilgili Star Tv de sayın Ruhat Mengi'nin programına katılacaktım. Bu açıklamaları da orada yapmayı düşünüyordum. Ama annemin vefatı nedeniyle bu açıklamaya yapmak Tunceli'ye nasip oldu. Burada bu açıklamayı yapmanın özel bir önemi olduğuna inanıyorum. Keşke bu açıklamayı yapma olanağını bize hiç vermeselerdi. Sayın Onur Öymen, böyle talihsiz bir konuşma hiç yapmamış olsaydı. Ama gelinen noktayı da hepimiz bir anlamda üzerimize düşen görevleri yaparak, toplumun tepkilerini dikkate alarak, toplumun duyarlılıklarını dikkate alarak, toplumun beklentilerini dikkate alarak gereğini yapmak durumundayız. Bunu yaptığımız zaman Türkiye'de demokratikleşmenin önünü açmış oluruz. Halkın tepkisine karşı politikacının duyarlılığının önünü açmış oluruz. Bu çok önemli bir olgudur, çok önemli bir olaydır. Sayın Öymen'in söylediklerinden daha çok,kamuoyunun algılama tarzı çok önemlidir. Eğer kamuoyu sayın Öymen'insöylediklerini daha farklı algılamışsa ve bu algılamayı benemsemişse, bunun gereğinin yerine getirilmesi gerekir diye düşünüyorum"
ÖYMEN'İN KONUŞMASINI ALKIŞLAMADIM
Bir gazetecinin, "Dersim olaylarıyla ilgili bir çalışmanız ve bu konuda yaptığımız bir araştırmanız varmı?" şeklindeki sorusuna Kılıçdaroğlu, şöyle yanıt verdi:
"Ben Dersim olaylarıyla ilgili çok sayıda bilgi belge toparlamaya çalışan bir arkadaşınızım. Bu benim özel merakım. Bunu da söylemek istiyorum. Dersim tarihi ile ilgili olarak bendeki dokümanların bir başka arkadaşta olduğunu sanmıyorum. Bu coğrafyaya karşı olan özel bir merakımdır. Birçok yabancı kaynağa ulaştım ama bütün çabalarıma rağmen bir tek kitaba ulaşamadım. İnşallah o kitabı da bulacağım. Amaç şu doğruları bulmak, doğruları tartışmak. Bir açıklama olmuş bir arkadaşımız bir açıklama yapmış. Benim sayın Süleyman Demirel aracılığıyla biriyle görüştüğüm yazılmış benim hiçbir zaman böyle bir görüşmem ve çabam olmadı. Ama birçok tarihçi ile görüştüm. Sayın İhsan Sabri Çağlayangil ile de görüştüm, bu bölgeye ve tarihe duyduğum özel meraktan dolayı birçok kişi tarihçi ve yazarla görüştüm. Buradaki olayları da biliyorum. Yaşanan acıları da biliyorum, ben bu konuda bir kitap yazmayı düşünüyorum. Aslında emekli olunca kitabı yazacaktım, ancak siyasete girdim. Bu çalışmayı yapamadım. Benim burada söylemek istediğim bir başka şeyde yandaş medya sayın Öymen'in Meclis'te o konuşmayı alkışladığımı ayağa kalktığımı yazdı. Ben sayın Öymen'in konuşmalarının o bölümünü hiçbir zaman alkışlamadım. CHP grubunda da kimse alkışlamadı. Bunun da altını özenle çizmek isterim"
'ALKIŞLAMADIM'
Bir gazetecinin, “Öymen'in gereğini yapmasını istifa etmesi olarak mı değerlendirmemiz gerekiyor?” sorusuna, Kılıçdaroğlu, “Bir politikacı, bir olayın gereğinin ne olduğunu çok iyi bilir. Bunu en iyi bilmesi gerekenin de uzun yıllar devlette çalışmış, parlamentoda görev yapmış bir kişinin daha iyi algılayacağı kanısındayım” diye cevap verdi.
Kılıçdaroğlu, bazı basın organlarında “Öymen'in konuşmasını alkışladığı” yönündeki haberlere tepki göstererek, “Yandaş medyada verildiği gibi Onur Öymen'in konuşmalarının o bölümünü hiçbir zaman alkışlamadım. CHP grubundan da kimse alkışlamadı” dedi.
“1938 yılında yaşanan Dersim olaylarıyla ilgili dönemin bakanlarından İhsan Sabri Çağlayangil ile görüştüğü” yönündeki soruya, Kılıçdaroğlu, “Tunceli tarihiyle ilgili çok sayıda bilgi ve belge toplayan bir arkadaşınızım. Bu benim özel merakım. Çok sayıda bilgi, belge topladım. Dersim tarihiyle ilgili bende bulunan doküman ve kayıtların başka birinde olduğunu sanmıyorum. Bu tamamen kişisel bir merak. Amaç gerçekleri açığa çıkartmaktır” karşılığını verdi.