Kılıçdaroğlu: 'Onların bu partide yeri yok'

CHP Ankara İl Başkanlığı 11. Olağan Kongresi Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. Kongrede konuşan Kılıçdaroğlu gündeme dair eleştirilerini dile getirdi. Ortak bir mücadele gerçekleştirmek için herkesin çocuklarına ve bayrağına karşı sorumlulukları olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Hepimiz yaşımız ne olursa olsun hep birlikte ortak bir mücadeleyi gerçekleştirmek zorundayız. Bu bizim tarihi sorumluluğumuzdur. Gün parti içinde ayrışma günü değildir. Gün Türkiye'nin sorunlarını çözme günüdür. Bireysel çıkarlarla yola çıkanlar bu partiye layık değiller. İç çekişmelere yol açanların bu partide işi yoktur, partiden ayrılsınlar. Partinin dedikoduya ihtiyacı yoktur. Bunu yapanların partide yeri yoktur" dedi.

'TÜRKİYE'NİN GÜNDEMİZDEN BİZİ KİMSE ÇEKEMEZ'

Hedeflerinin demokrasiyi düzeltmek değil, yeniden inşa etmek olduğunu belirten Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
"Hangi partiden, görüşten, inançtan olursa olsun bizimle beraber hareket edeceksiniz. Kuvayı Milliyeci ruhu yeniden ayağa kaldıracağız. Sokakta vatandaş düşüncelerini rahat ifade edemiyor. Medya üzerinde yoğun baskılar var. Geldiğimiz süreç iç açıcı bir süreç değildir. Hükümet, belediye başkanlarımızı görevden alarak tartışmaları farklı alana çekmeye çalışıyor. Türkiye'nin gündeminden bizi kimse çekemez. Taşeron işçilerinin sorununu gündeme getiren CHP'dir. Asgari ücret kölelik ücretiydi, biz 2 bin lira olmalı dedik, biraz yükselttiler. 1709 lirayla ev geçindirin bakalım, sen 10 bin lirayla geçinemiyorsan, 3 çocuklu aile bu maaşla nasıl geçinsin. Bugün kamyon şoförleri yük değil dert taşıyorlar. Bizim dışımızda bunların sorunlarını dile getiren yok."
Kılıçdaroğlu, ayrıca Ramazan Bayramı'nda emekliye iki maaş ikramiye vereceklerini kaydetti.

'BYLOCK KULLANICISI OLMAYAN 11 BİN KİŞİ MAĞDUR'

"20 Temmuz'da OHAL ilan edilerek bir sivil darbe gerçekleşti" diyen Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
"Gazeteciler, öğrenciler içerideler. ByLock 11 bin kişinin yanlış kişi olduğu ortaya çıktı. 11 bin kişi FETÖ'cü olmakla suçlandı. 11 bin kişiye sesleniyorum; Senin hakkını savunuyorum dediğim zaman bizi de suçladılar. Ama biz yolumuza inançla devam ettik. Bugün geldiğimiz noktada biz haklıyız. Şimdi onların iadeyi itibarlarının sağlanması lazım. Özür dileyecekler, 'aldatıldık' diyecekler. 'Kılıçdaroğlu'nun kayığına binme' diyorlar, bizim bildiğimiz gemi demokrasi mücadelesidir. Bizim kayığımız Bandırma Vapuru'dur."
Kılıçdaroğlu, "Mehmet Barlas hükümetin bu silah desteğini yazdı, kendi yandaş kalemleri yazmak zorunda kaldı. Barlas'ın kalemine sağlık çok doğru bir tespit yaptı" dedi.

'ASGARİ ÜCRETLİNİN ADRESİ BELLİDİR'

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, asgari ücretlilere de seslenerek şunları söyledi:
"Sen asgari ücret aldığın sürece bu iktidar sana köle gözüyle bakacaktır. Sen insan gibi yaşamak istiyorsan senin adresin bellidir, o adresin adı CHP'dir. Yani hakkın, alın terinin, emeğin partisidir. CHP'dir. CHP'li olmak kolay bir olay değildir. Sıradan bir olay değildir. Ülkesine ve insanına karşı sorumluluk bilincini taşıyan kişi olmak demektir. Dedikodular, 'Ali, Veli bunu yaptı', bu CHP'nin alanı ve görev yeri değildir. Eğer komşusu açsa ben tok yatamam. Birisi mağdur oldu, haksız yere tutuklandı. CHP'li olmak haksıza karşı direnmektir. CHP'li olmak demek, mücadele etmek, haklının yanında olmak demektir."

'BİRİNCİ HEDEF ANKARA BÜYÜKŞEHİR'

Konuşmasında partililere seslenen Kılıçdaroğlu, "Yerel yönetimlerde, başta Ankara ve İstanbul olmak üzere Balıkesir, Bursa, Antalya, Mersin, Adana, Denizli'yi alacağız. Kimsenin endişesi olmasın. Üç baş laf ezberleyip kahvelere gitmeyeceğiz. Taşeron işçisi, çiftçi sorununu biz çözeceğiz" dedi.

"Seçilecek arkadaşların hedefi olacak" diyen Kılıçdaroğlu, "Birinci hedef, Ankara Büyükşehiri alacağız. Burayı almak demek kırsal kesime kaynak aktarmak demektir. Kimseyi aç ve açık bırakmamak demektir. Dolayısıyla, Ankara Büyükşehiri almak sıradan bir olay değildir. Ankara büyükşehiri almak demek Ankaralıların ödediği her kuruşunu hesabını vermek demektir. Gazamız mübarek olsun" diye konuştu.

SON 24 SAATTE YAŞANANLAR