Güncelleme Tarihi:
Grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, özetle şunları söyledi:
NEDEN SUSTUN
“Açıkça ‘Yolsuzluk yapmıştır, birilerine parsellemiş, satmıştır’ diyor. Ama işin bir garip tarafı var. Diyor ki ‘Gökçek ile ilgili 100 konuyu 8 Haziran’dan itibaren, ömrüm vefa ederse konuşmak isterim.’ Sorum şu: Ahlaklıysan, kul hakkı yemekten korkuyorsan, dürüst ve namuslu bir insansan neden 8 Haziran’ı bekliyorsun? Bir hükümet, Hükümetin Sözcüsünü düşünün, televizyonların başına geçiyor, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ile ilgili en ağır suçlamalarda bulunuyor. Biz bunu dile getirdiğimiz zaman koruyorlardı. Sen bunların tamamını biliyordun da neden bugüne kadar konuşmadın, hangi gerekçeyle sustun? Yolsuzluk yapana, bu kadar ağır eleştiriler getirdiğin bir adama hangi gerekçe ile sahip çıkıyorsun? Sana dokundu, ‘İstifa et’ dedi diye mi? Bunlar ülkeyi yönetemezler.
AHMET KAYIPOĞLU
Bütün bu gelişmeler yaşanırken bir kişi hiç konuşmuyor, kayıp. Kim? Ahmet Davutoğlu, yani Ahmet Kayıpoğlu. Ahmet Kayıpoğlu’na sormak isterim: Erdoğan Merkez Bankası Başkanı’nı suçladı, vatan haini ilan etti. Niye konuşmuyorsun? Ben bu kürsüde 77 milyon yurttaşın fişlendiğini açıkladım. Tık yok. Konuşmuyor. Tam kayıp oldu. Hiç yok ortada. İzleme Heyeti dolayısıyla yine Arınç’la aralarında tartışma geçti, onda da biraz omurga eksikliği var çünkü sonradan ‘Efendim bizim Cumhurbaşkanı’na saygımız var’ diye hafif kıvırmaya başladı. Ama atı alan Üsküdar’ı geçti. Ağızdan bir söz çıktığı andan itibaren siz o sözünüzün esirisiniz artık. Ondan vazgeçemezsiniz. Vazgeçerseniz itibar kaybedersiniz.
ARAZİ OLDU GİTTİ
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilktir, Hükümetin Sözcüsü, Bakanlar Kurulu toplantısından sonra medyanın önüne çıkıp açıkça suçluyor. Bizim Davutoğlu’ndan yine haber yok. Grubu vardı, oradan da arazi oldu. Dört bakanla ilgili de oylama vardı, oradan da arazi oldu, yurtdışına gitti. Neden arazi oluyorsun? Çünkü sen ülkeyi yönetemiyorsun. Çünkü sen vesayet altındasın. Vesayet altında birisi koskoca Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetemez.
BEN MİLLETE GÜVENİYORUM
12 Eylül sonrasında siyaset, liderlerin iki dudağı arasında kilitlendi. Milletvekillerini liderleri belirliyor; yasama organı, yürütme organının arka bahçesi haline geldi. CHP ise uzun yıllar sonra ilk defa 55 seçim çevresinde önseçim yapıyor. Yaklaşık 1 milyon kişi sandığa gidip oyunu kullanacak. Milletvekilini, milletin kendisi seçer. Kuralımız budur. Diğer siyasi partilere de çağrıda bulunuyorum: Siz neden gereğini yapmıyorsunuz? Millete güvenmiyor musunuz? Ben güveniyorum. Bizim görevimiz bütün siyasi partilere örnek olmak. Bunu sürdüreceğiz. Bu ülkeye birinci sınıf demokrasi gelinceye kadar sürdüreceğiz.”
Sende akıl yok
DÜNDEN bu yana çok karışık olaylar yaşanıyor, hükümette itiraflar dönemi başladı. 17-25 Aralık sürecinde ilk itiraf eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’dan gelmişti. Sonra omurga eksikliğinden ötürü buradan çark etti. İkinci itiraf ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan geldi. Askerlere yaptığı bir konuşmada ‘Bizi kandırdılar. Askerlerin çoğunun hapiste olmaması gerekir’ diyor. 77 milyon yurttaşıma sesleniyorum: Biz o davaların doğru olmadığını söyledik. Biz orada haksızlık, hukuksuzluk yapılıyor dediğimiz zaman, ‘Ey CHP sen darbecisin’ diyordu. Şimdi aklın başına geldi mi senin? Kim darbeciymiş? Eğer bir darbeci arıyorsan, o darbeci AKP hükümetidir, ilk darbeyi de emekliye yapmıştır. Ne demek bu, ‘Beni kandırdılar’. Sen çocuk musun? Aklın, devlet yönetme erkin yok mu senin? CHP olarak defalarca burada bir kumpas var dedik. Neden bizi dinlemedin? Çünkü sende akıl yok.
Emekliye noterli söz
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin iktidarında emeklilere her yıl Ramazan ve Kurban Bayramı’nda birer maaş ikramiye dağıtılacağına ilişkin noterden onaylı, 4 maddelik taahhütnameyi de kürsüden okudu, şöyle dedi: “Tüm emeklilere dini bayramlarda birer maaş ikramiye verilmesi için gereken yasal düzenlemelerin bir ay içinde yapılmasını sağlayacağımı, 2015 yılı için tüm emekli vatandaşlarımızın en geç Ramazan Bayramı’nın birinci günü olan 17 Temmuz 2015 tarihine ve Kurban Bayramı’nın birinci günü olan 24 Eylül 2015 tarihine kadar birer maaş tutarında ikramiyenin emeklilerimizin banka hesabına yatırılmasını temin edeceğimi, emeklilere yıllık iki maaş tutarında ikramiye verilmesini Başbakanlık görevinde bulunduğum her yıl muntazaman sürdüreceğimi, şimdiden ilan ediyorum ki; bu sözümü tutmazsam başbakanlıktan ve genel başkanlıktan istifa ederek, siyaseti bırakacağım.”