Güncelleme Tarihi:
Marmaris 19 Mayıs Gençlik Meydanı'nda halka seslenen Kılıçdaroğlu, belediye başkan adaylarından seçildikleri andan itibaren hiçbir ayrım yapmadan vatandaşları kucaklamasını, toplumun tüm kesimlerine hizmet götürmesini istedi.
Eğer bir mahallede yoksulluk varsa, fakirlik varsa oraya pozitif ayrımcılık yapılmasını isteyen Kılıçdaroğlu, belediye başkanlarının vatandaşların parasını harcadığını, bu nedenle de yaptığı her yatırımın hesabını halkına vermesi gerektiğini, kul hakkı yemeyen bir anlayış istediğini dile getirdi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün'ün kentte önemli hizmetler yaptığını aktaran Kılıçdaroğlu, "Buraya bir zatı muhterem geldi ve doğrudan Büyükşehir Belediye Başkanı'nı hedef alarak 'Efendim hastane yaptık yol yapmıyorlar, yolu vurur geçeriz' dedi. Sen hele 15 yıldır devam eden bu hastanenin asansörünü yap, vallahi de yolu yaparız, billahi de yaparız. Yol da yaparız, park da yaparız, yeşil alanları koruruz. Sosyal hizmetleri götürürüz, her şeyi yaparız. Niye yapmayalım?" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, iktidara gelmeleri durumunda Göcek Tüneli geçişlerini ücretsiz yapacaklarını belirterek şöyle konuştu:
"Vatandaştan vergi alacaksın, para alacaksın, vatandaşın vergisiyle yapılan fabrikaları özelleştireceksin, bir de dışarıdan borç alacaksın, sonra diyeceksin 'Yol yaptık, tünel yaptık para öde.' Ben vergiyi niye ödedim? Vergiyi ödedim ki yol yap, tünel yap, köprü yap. Sen bunları yapıyorsun, birde bunları benim paramla yapıyorsun, sonra bir de ben geçerken ayrıca alıyorsun. Buna izin vermeyeceğiz. Demokrasilerde böyle gariplikler olmaz. 17 yıldır bu vatandaşlarımız oy verdiler. 17 yıldır bir siyasal iktidarı getirdiler. İstedikleri kanunu çıkardılar. İstedikleri kararnameyi çıkardılar. İstedikleri genelgeyi çıkardılar. İstedikleri kişiyi vali atadılar. İstedikleri her şeyi yaptılar. AK Parti'ye oy veren kardeşlerime şu soruyu sormak istiyorum. 17 yıldır oy verdin, 17 yılda bu ülkenin insanlarını getirdiler soğan kuyruğuna mahkum ettiler. Sebebi ne? Eğer sandığa gidip vicdanının sesini dinleyip oy vermek istiyorsan bu soruyu kendine sor."
"82 milyon bir bayrağın altında ve bir vatanda yaşıyorsak milliyetçilik budur"
İktidarın vatandaşını soğan, domates, biber, patates kuyruğuna mahkum ettiğini savunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Vergi istedin vatandaş verdi. Özelleştirme yaptın, dünyanın parasını aldın. Ne oldu da ülke bu hale geldi? Ne oldu da canlı hayvanı, samanı dışarıdan getirdin? Ne oldu da iki Trakya büyüklüğünde alan ekilmiyor, ne oldu? Bu ülkenin nohutuna, fasulyesine ne oldu? Niçin dışarıdan geliyor? Hangi gerekçeyle
dışarıdan geliyor? Beka sorunumuz var diyorlar ya, üretmezseniz beka sorununuz olur. Çalışmazsanız beka sorununuz vardır. Trump telefon etti diye papazı ertesi gün bırakırsan sizin beka sorununuz var demektir zaten. Niye bırakıyorsun papazı? Ülkücü olduğunuzu söylüyorsunuz eyvallah. Vatanı, bayrağı sevdiğinizi söylüyorsunuz. 'Bu ülkenin çakıl taşı için canımı veririm' diyen ülkücü kardeşim, Şah Türbesi'ni kendi topraklarından kaçıran bir siyasal iktidara nasıl destek vereceksiniz? O topraklardan Süleyman Şah Türbesi'ni kaçırdılar ve şimdi ülkücülere diyorlar ki 'Gel bize oy ver.' Hani vatan, hani bayrak, hani çakıl taşı, hani ülkücülük? Kendisine ülkücü diyen hiçbir ülkücü kendi topraklarından kaçan ve Süleyman Şah Türbesi'ni de kaçıran bir iktidara, bir güce oy vermez, Verirse ülkücü değildir."
Sakarya'daki tank palet fabrikasının bugün kurulmaya çalışılsa 20 milyar dolara kurulacağını belirten Kılıçdaroğlu, buranın yüzde 49,9'unun Katar ordusuna satıldığını savundu.
Kaça satıldığını bilmediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bedava uçak aldılar. Bedava değil, fabrikanın karşılığında. Dünyada kendi silah fabrikasını başka bir yabancı orduya satan bir örnek yok. Ülkücü ve milliyetçi kardeşlerime sesleniyorum. Milliyetçilik sıradan bir olay değildir. Bizim altı okumuzdan birisinin milliyetçilik olması da boşuna değildir.
Milliyetçilik, kendi ülkesinde üretmek, çalışmak, kendi fabrikalarını kurmak demektir. Milliyetçilik el aleme avuç açmamak demektir. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesi demektir. Milliyetçilik budur. Milliyetçilik kendi vatandaşları arasında ayrım yapmamak demektir. 82 milyon bir bayrağın altında ve bir vatanda yaşıyorsak milliyetçilik budur. Şimdi onun sözcülüğünü yapan birisi milliyetçi diye geçinip bize saldırmaya çalışıyor. Ne derlerse desinler, kendi ülkesinin silah fabrikasını Katar ordusuna satan ve bunu destekleyen hiçbir kişiye asla ve asla milliyetçi ve vatansever denmez."
Kılıçdaroğlu, Marmaris 19 Mayıs Gençlik Meydanı'nda yaptığı konuşmada, CHP'nin Kuvayımilliyecilerin kurduğu bir parti olduğunu, köklerini Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün koyduğu ilkelerden alarak, 82 milyonu bir bilip kimsenin kimliğiyle, inancıyla, yaşam tarzıyla ilgilenmediğini söyledi.
CHP'nin belediyelerde çalışanlara en düşük 2 bin 200 lira verdiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, halkın, yoksulun, aydınların, kadınların ve toplumun her kesimini kucaklayanların partisi olduklarını dile getirdi.
Ülkede çiftçi ve hal esnafının terörist ilan edildiğini savunan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Şimdi bununla da yetinmiyorlar, bir bakan çıkıyor, diyor ki: 'Yurt dışından turistler gelecek. İçlerinde teröristler olacak ve onları yakalayacağız.' Bir de şimdi turist terörist çıktı karşımıza. Bu nasıl bir anlayış, nasıl bir devlet yönetimi, anlamakta zorluk çekiyorum. İşsizlik ve yoksulluğu önlemek için ülkede üretimin güçlendirilip her alanda üretim yapılması gerekiyor. Dünyada kendi kendine yeten yedi ülkeden biriydik. Şimdi her şey dışarıdan geliyor. Kim yaptı, kim becerdi bunu? Ben de biliyorum kimin yaptığını, siz de biliyorsunuz. Ben bunu özellikle AK Parti'ye oy veren kardeşlerime söylüyorum. Dışarıdan mı birisi geldi bunu yaptı? Senin oyunu aldı, sana ihanet etti. Senin oyunu aldı, ağzındaki lokmayı da almaya çalıştı. Bir grup toplantısında çöpten bir şeyler toplayan bir kadının fotoğrafını göstermiştim. Kıyameti kopardılar. 6 milyon kişi o alandan geçiniyor. Haberleri bile yok. Türkiye'yi ne hale getirdiklerini bilmiyorlar çünkü onlar sarayda oturuyorlar. Saray ayrı, halk ayrı. "
Amaçlarının Gazi Mustafa Kemal'in koyduğu çağdaş uygarlık seviyesini yakalamak olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ülkede yaşanan tüm olaylara rağmen umutsuz olmayacaklarını, ülkenin gelişmesi ve güzelleşmesi için daha çok çalışacaklarını söyledi.
"Herkesin hakkını, hukukunu sağlayacağız"
Vatandaşlardan 31 Mart'ta sandıklara gidip altı okun altına mührü basmalarını isteyen Kılıçdaroğlu, "CHP'nin konuşması en çok onları rahatsız ediyor." dedi.
Kılıçdaroğlu, şunları dile getirdi:
"Ne diyor Erdoğan? 'Bay Kemal konuşuyor'. Bay Kemal konuşur tabii. Bay Kemal ne yapsın. Bay Kemal'in bir özelliği var. Bay Kemal hırsızlık, yolsuzluk yapmaz. Bay Kemal beytülmala el uzatmaz. Bay Kemal oğluna telefon edip 'Oğlum paraları sıfırladın mı?' demez. Daha ne olsun. Bay Kemal siyasete girdiği gün bütün mal varlığını açıkladı. Onun için Bay Kemal olmak kolay değildir. Onlar ne derlerse desinler. Biz bu ülkenin birliği, bütünlüğü ve beraberliği için mücadele edeceğiz. Bu ülkeye huzuru ve bereketi getireceğiz. Çiftçiye, üreticiye, alın teri dökene destek vereceğiz. Karşımızda olan bir grup var sadece. Malı götürenler, onlara karşı olacağız. Onlara hep birlikte karşı olacağız. Herkesin hakkını, hukukunu sağlayacağız. Adalet dediğimiz o güzel kavramı yücelteceğiz. Toplumun her kesimi için adalet olmalı. Her kesim huzur içinde uyuyabilmeli."
Sandıkta ittifak yapacaklarına değinen Kılıçdaroğlu, vatandaşlardan ülkenin huzuru ve bereketi için hangi partiden olursa olsun CHP'ye oy vermelerini istedi.
Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Neden Mart'ın sonu bahardır' diyoruz? Bahar, dünyanın en güzel mevsimlerinden birisidir de onun için. Bireysel çıkışları asla doğru bulmuyorum. Bu, anlayışımıza ters. Bazı arkadaşlarımız aday yapmadık diye ayrılıp başka partiden aday oldular. 'Ben yoksam başkanlık da yok.' deme anlayışı, bizim anlayışımız değil. Bizler şöyle ya da böyle gelip gideriz. Gazi Mustafa Kemal’in bizlere armağan ettiği Cumhuriyet'i yaşatmak, Cumhuriyet Halk Partisini yaşatmak, demokrasiyi güçlendirmek hepimizin ortak görevidir. 'Ben olmazsam belediye başkanlığı olmaz, ben olmazsam milletvekilliği olmaz.' demek doğru değil. Asla doğru bulmuyorum. Bu tür insanların bir topluma, bir beldeye, bir ilçeye, büyükşehire doğru dürüst hizmet edeceğine de inanmıyorum."
Kılıçdaroğlu, CHP'nin kurumsal kimliği olduğunu, o kimlikle yollarına devam edeceklerini sözlerine ekledi.
Programa CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, CHP Muğla milletvekilleri, Büyükşehir, Datça, Marmaris ve Menteşe belediye başkan adayları, partililer ve vatandaşlar katıldı.
Daha sonra Bodrum'a hareket eden Kılıçdaroğlu, Menteşe, Yatağan ve Milas ilçe girişlerinde kendisini karşılayan vatandaşları selamlayarak seçimlerde destek istedi.