Kılıçdaroğlu: "Kürt sorununu elbette çözülmesini isteriz"

Güncelleme Tarihi:

Kılıçdaroğlu: Kürt sorununu elbette çözülmesini isteriz
Oluşturulma Tarihi: Mart 07, 2013 16:07

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İl Disiplin Kurulu toplantısında konuştu.

Kılıçdaroğlu, " Biz Türkiye’nin en temel sorunu olan Kürt sorununun elbette çözülmesini isteriz. Kim çözülmesini istemez. Sonunda ölenler bizim insanlarımız, kaybeden biziz sonunda. Biz bu sorunu hukuk içinde kalarak, aklı ve mantığı egemen kılarak çözmek istiyoruz. Biz yol haritamızı belirledik, o yol haritamızın ne kadar önemli olduğunu her geçen gün artık toplumda kabul etmeye başladı" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, "Sık sık yeni Cumhuriyet Halk Partisi dediğim zaman bazı arkadaşlar alınıyorlar acaba eski CHP’yi bir tarafa mı bıraktık diye. Olur mu öyle şey. Yeni Cumhuriyet Halk Partisi’nden daha çok yeni algıdan söz etmek istiyorum. Birbirini seven, birbirine saygı duyan, yeniliğe açık, halkın içinde olan, gündelik sorunlarla ilgilenen, o sorunların çözümüne ilişkin kafa yoran, halka umut vaat eden bir anlayışı egemen kılmak için yeni Cumhuriyet Halk Partisi diyoruz. Yoksa, elbette köklerimizden memnunuz. Mustafa Kemal Atatürk’ten başlayan ve Deniz Baykal’a kadar gelen o süreç içerisinde bütün parti liderlerimize saygı duyacağız, onların çabalarına, emeklerine saygı duyacağız" dedi.

"BİZ YOL HARİTAMIZI BELİRLEDİK"

’Biz Türkiye’yi yönetmek istiyoruz’ diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Türkiye’yi kendi içinde barışık olan bir parti yönetebilir. Türkiye’yi kendi içinde birbirini seven, birbirini sayan insanların olduğu bir topluluk yönetebilir, bir parti yönetebilir. Parçalı, kendi içinde barışık olmayan bir yapı halka güven vermez. Güvenin birinci koşulu kendi içinde bütünlüğü olan bir parti görüntüsü vermektir. Birbirimizin açığını bulmaya odaklanmış bir çaba yerine, var olan hataları, eksiklikleri giderme yönünde çaba harcamamız lazım. Bunu gidereceğiz. Giderme yolunda da kararlıyım. Sevginin egemen kılınmasının, saygının egemen kılınmasının birinci yolu da budur. Biz Türkiye’nin en temel sorunu olan Kürt sorununun elbette çözülmesini isteriz. Kim çözülmesini istemez. Sonunda ölenler bizim insanlarımız, kaybeden biziz sonunda. Biz bu sorunu hukuk içinde kalarak, aklı ve mantığı egemen kılarak çözmek istiyoruz. Biz yol haritamızı belirledik, o yol haritamızın ne kadar önemli olduğunu her geçen gün artık toplumda kabul etmeye başladı. Bu süreçte de son derece dikkatli bir üslup kullanmaya, dikkatli gitmeye hepimizin ihtiyacı var. Bunu götüreceğiz. Bu çerçevede yürüyeceğiz."

"ZAMAN İÇİNDE BÜTÜN TAŞLAR OTURACAKTIR"

Anayasa değişiklikleri konusunda da son derece dikkatli bir çaba harcadıklarını belirten Kılıçdaroğlu, "CHP olarak daha demokratik, daha özgürlükçü, herkesi kucaklayan çağdaş bir anayasa talebimizi her zaman söyledik, yine de söylüyoruz. Zaman içinde göreceksiniz bütün taşlar oturacaktır ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin akılcı, mantıklı tutumu parlamentoya da egemen olacaktır. Biz CHP olarak bu ülkenin kuruluşunda harcı olan bir partiyiz. Bizim sorumluluğumuz daha ağır, ülkenin birliğinden, bütünlüğünden yana politika izlemek zorundayız. Bakınız, yüzlerce parti kuruldu. Hiç gitmez denen partiler gittiler yıkıldılar. Ne DYP, ne ANAP, ne DP kaldı. Ayakta tek bir parti var, o da CHP Neden? İlkelerine, hedefine çağdaşlığı, insan haklarını, demokrasiyi koyduğu ve o ilkelerin peşinden gittiği, yeniliğe açık olduğu için" diye konuştu.

"DUYGULARINIZDAN ARINACAKSINIZ VE DİSİPLİNİ SAĞLAYACAKSINIZ"

Kılıçdaroğlu, "Disiplin Kurulu Başkanları olarak sizin görevlerinizin çok da kolay olmadığını biliyorum. Bir anlamda partide yargı görevini üstlenmişsiniz. Partinin vicdanısınız. Disiplinsizliğe izin yok. Kuralı budur bu işin. Duygularınızdan arınacaksınız ve disiplini sağlayacaksınız. Disiplin sadece örgütlü toplumlarda olur. Disiplinin olmadığı toplum örgütlü toplum değildir. Biz bir örgütüz, bir siyasal partiyiz. Bir siyasal partinin de programı var, tüzüğü var, kurultay bildirgeleri var, Parti Meclisinin kararları var. Bunların tamamı partiyi bağlar. Sizi de bağlar, beni de bağlar. Genel Başkanın söylemleri aynı zamanda partiyi de bağlar. Bu gerçekleri bilmek durumundayız. Dolayısıyla söylem birliğini yakalamak açısından Parti Meclisi ne söylüyor, kurultay ne söyledi, Genel Başkan ne söyledi, MYK’dan bir karar çıktımı, çıkmadı mı bütün bunlar bilindikten ve okunduktan sonra arkadaşlarımızın görüş beyan etmesi lazım. Yeni bir olay Türkiye’nin gündemine geldiği zaman hemen koşup görüş bildirmeyelim, biraz bekleyelim. Bakalım ne oluyor? Partinin Parti Meclisi var, Genel Başkanı var, MYK var bakalım ne söylüyor, ne konuşuyorlar. Ondan sonra oturup düşüncelerimizi oluşturalım, somutlaştıralım. Bu da bizim parti içinde söylem birliği yakalamak açısından önemli bir nokta" dedi.

"KOLTUĞUN TUTSAĞI OLURSANIZ ÜLKEYE HİZMET EDEMEZSİNİZ"

Kılıçdaroğlu, "Parti samimi olarak çalışacak. Yeni bir anlayış dedim ya, yeni CHP, yeni bir anlayış bu. Vatandaş geliyor, partiye üye olmak istiyor, partiye üye yapılmıyor. Niçin? Olur da, yarın benim yerime gelirse. Gelsin. Koltuk kime baki kaldı arkadaşlar. Bizim bir idealimiz var, bir hedefimiz var. Türkiye’yi çağdaş uygarlığa taşımak. Koltuğun tutsağı olursanız ülkeye hizmet edemezsiniz. Kendinize hizmet edersiniz. Siyaset kendine hizmet eden bir alan değildir. Siyaset topluma adanmıştır. Ben, beldeme, ülkeme, mahalleme, vatandaşıma hizmet edeceğim demektir. Siyaset budur. Geçenlerde yerel yönetimlerle ilgili bir çalışma yaptık. Orada Fransızların yaptığı bir çalışmanın sonucu aktarıldı bize. Şunu söylüyor, sokakta bildiri dağıttığınız zaman, her 1000 bildiriden 1 kişiyi etkiliyorsunuz. Ama çaldığınız her 10 evden birisini etkiliyorsunuz. 1000 kişide 1 kişi mi? 10 kapıda 1 ailemi. Ev ve kapı çalmanın, vatandaşa merhaba demenin bu kadar büyük bir avantajı var. Bir karanfil vermeniz, anneler gününde nasılsınız demeniz, gezilen evlerde sorun evinizde engelli var mı yok mu? Varsa onu tespit etmek, engelliler gününde o aileye tekrar gitmek, nasılsın demek. Bunun medyayla falan ilgisi yok arkadaşlar. Bu çalışmakla olur. Milletvekilini davet edin. Listeyi önünüze koyun. Hangi mahallede biz en az oyu almışız? X Mahallesinde. Alın milletvekilini, gidin o mahalleye, kahveye oturun. Bakın CHP milletvekilini getirdim. İstediğiniz soruyu sorun diyin" diye konuştu.

"VATANDAŞ BİR BİLSİN CHP BİZİM KAPIYI BİR ÇALDI"

"Vatandaşla muhatap olmalısınız" diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı: 2Gidin bir esnaf kahvesinde oturun, esnaf lokantasında yemek yiyin. Sanayi gezin. Çıraklara bir merhaba deyin. Oturun bir konuşun. Derdi nedir, ne değildir. Seçim yok bir şey yok. Oy da istemeyin. Vatandaş bir bilsin CHP bizim kapıyı bir çaldı" diye konuştu. Bunu yapmıyoruz. Toplumda müthiş bir gettolaşma var arkadaşlar. Gidin, CHP’liler bir yerde toplanmış, AKP’liler bir yerde, MHP’liler bir yerde. Herkesin ayrı gazetesi var, ayrı televizyonu var. Kimse öbürünün mahallesine girmiyor. Biz başkalarının mahallesine girmek durumundayız ve o mahallelerden oy almak durumundayız. O nedenle hepimizin görevleri var. Benim görevlerim olduğu kadar sizin de grevleriniz var. Oturacağız, çalışacağız. Herkesin CHP’yi sevme gibi bir yükümlülüğü yok. Yani biz nasıl AKP’yi sevmiyorsak birileri de CHP’yi sevmeyebilir. Hatta kızabilir. Kapısını çaldığınız kapısını yüzümüze çarpabilir. Niye geldiniz diye sorabilir. Biz kızmayacağız, haklısını diyeceğiz ve sonunda bizi de dinlermişsin diye kendimizi dinleteceğiz. Haklısın dememiz, hak vermemiz çok önemli. Biz güzel bir aileyiz, büyük bir aileyiz. Sevgiyi biraz öteledik yeniden kazanmak durumunda olan ve iktidara yürüyen bir aileyiz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!