Güncelleme Tarihi:
Kılıçdaroğlu ile Balbay’ın diyaloğu şöyle:
Kemal KILIÇDAROĞLU- Nasılsınız iyi misiniz?
Mustafa BALBAY- İyiyim.
Kemal KILIÇDAROĞLU- Sesiniz de kısılmış.
Mustafa BALBAY- Sesimi Ege’de bıraktım efendim.
Kemal KILIÇDAROĞLU- Aman Ankara’da da lazım olacak.
Mustafa BALBAY- İzmir çok güzeldi. Ben de çok mutlu oldum. Böyle caddelerden geçtik, insanlar nasıl bakacaklar o ilk karşılaşma nasıl olacak bende merak ediyordum ama çok iyiydi. Bende çok mutlu oldum. Ve gerçek İzmir’i onlarla buluştuğum günü de bugün başladık diye artık…
"BABA NEREYE GİDİYORSUN DİYE SORUYOR"
Kemal KILIÇDAROĞLU- Güzel. Oğlanla aranız nasıl?
Mustafa BALBAY- Çok iyi. Hiç uyumadı. Daha şey tabi, her ayrılışta baba nereye gidiyorsun kafada soru işareti…
Kemal KILIÇDAROĞLU- Öyle mi? O kaygı var hala.
Mustafa BALBAY- Ama akşam buluşuyoruz.
Kemal KILIÇDAROĞLU- Güzel. Kız biraz daha olgun artık.
Mustafa BALBAY- O olgun artık evet. Onunla şimdi Voltaire düzeyinde…
Baki ÖZİLHAN- Sayın Balbay kendini CHP’de nasıl hissediyor bir. İkincisi, tutu
Kemal KILIÇDAROĞLU- Eğer kişi yargıya başvurmuş, yargı onu milletvekili seçilmesinde hiçbir engel görmemişse ve bu da gidip halkın oyuna başvuruyor, halk onu milletvekili seçmişse artık bunun görevini yapacağı yer TBMM’dir. Halkın oyuyla seçilen birisinin tutuklanması, hapiste tutulması doğru bir olay değildir. Bu demokrasimize gölge düşürüyor. Oysa bizim amacımız demokrasimizi geliştirmek. Halkın iradesine saygı duymak. Hem milli irade diyeceğiz, hem seçilen milletvekilini hapiste tutacağız. Bu doğru bir uygulama değil. Siz geldiniz arkada kalanların tümünün gelmesi lazım. Biz sosyalist enternasyonalde tutuklu milletvekilleriyle ilgili karar alırken 8 milletvekili için aldık. Sadece CHP için bir karar almadık. Çünkü milletvekillerinin tümünü bu halk seçti. Dolayısıyla halkın seçtiği bütün milletvekillerine bizim saygı duymamız gerekiyor.
Mustafa BALBAY- Ben de efendim hem 1 Ekim’de sizlerle siz ziyarete geldiğinizde, hem genel olarak Sosyalist Enternasyonal Genel Sekreteri Ayala ziyarete geldiğinde bu sorunun öncelikle tutuklu milletvekilleri sorunu bir bütün. Devamında da hukuksuzlukların çözümlenmesi anlamında paylaşmıştık. Doğrusu Anayasa Mahkemesi benimle ilgili kararı aldıktan sonra şöyle bir şey de düşünmüştüm kendi kendime. İyi, hani 5 BDP’li onlar bırakılır sonra bizde bırakılırız gibi bir düşünce vardı başlangıçta. Şimdi önce ben bırakılınca bizim onlara hayrımız olacak gibi kendimce hani mecliste de karşılaşırsak yolunuzu açtık haberiniz olsun diye hafif bir hani en azından bir selamlaşma gülümsemesi olur diye düşünüyordum. Hakikaten üzüldüm ben de bu karar olunca. Sayın Genel Başkanım, bana bu konularda soru sorduklarında herkesin aklına her olasılık geliyor serbest bırakılmalarla ilgili. Bir tek hukuk gelmiyor. Yani hukuken bırakılmış olabileceğimiz gelmiyor insanların aklına. Yani bu Türkiye’nin…
"İLK İzmir'DE BUNU YAŞAMIŞ OLDUM"
Kemal KILIÇDAROĞLU- İçine sokulduğu çıkmaz sokağı gösteriyor maalesef.
Mustafa BALBAY- Gerçekten. Şu da efendim olabilir, işte açık söylemek gerekirse Kemal bey Amerika’ya gitti, yok Anayasa Mahkemesi hükümete tavır koydu, yok cemaat hükümet. Yani insanlar bir sürü seçenek koyuyorlar. Bunu bana söyleyenler dedi ki, her şeyi saydınız hukuku saymadınız. Hukuk yardım ediyor evet. Hukukun üstünlüğünü biraz unuttuk galiba. Onu yeniden hatırlatmak gerekiyor.
Mustafa BALBAY- Galiba çok üstün bir yerde ulaşmakta zor.
Kemal KILIÇDAROĞLU- Yani ama her hâlükârda ulaşacağız.
Mustafa BALBAY- Şart. Efendim ben de CHP’de kendimi çok güçlü, çok mutlu, ilk İzmir’de insanlarla kucaklaştım. Sabah saat 10.00’da programa başladık. Öyle heyecanlıydı, öyle güzeldi ki akşam saat 23.30’da bitti. Sabah güne başladığımda biraz daha dinlenecektim. Yani çok enerji veren bir yorgunluk oldu benim için buluşmak.
Kemal KILIÇDAROĞLU- Halkın desteği olduğu sürece zaten insan yorgunluk hissetmiyor.
Mustafa BALBAY- Gerçekten öyle oldu.
Kemal KILIÇDAROĞLU- O çok önemli zaten.
Mustafa BALBAY- Hani ilk İzmir’de bunu yaşamış oldum.