Güncelleme Tarihi:
GRUP TOPLANTISINDAN FOTOĞRAFLAR
İŞTE KILIÇDAROĞLU'NUN AÇIKLAMASI / WEB TV
İşte Kılıçdaroğlu'nun açıklamasından satırbaşları:
Başbakan övünür. Geçmişte söylediklerimizin arkasında durduk diyor. 2002’de Tokat’ta söylediği sözü getirdik. Bakalım ne kadarını yerine getirmiş. Hiçbirini yerine getirmiş değil.
AKP artık Türkiye’yi sağlıklı yönetme gücünü kaybetmiştir. AKP Türkiye için artık bir karabasandır. AKP halkın sorunlarından kopmuştur. Sayın Başbakan’ın yaptığı dedikodu üreterek, suni gündemler yaratarak, gerçek gündemden koparmaktır.
Açılımdan bu yana verdiğimiz şehit sayısı 118. Son olarak kocasını yalnız bırakmamak için, eşinin yanında olan Pınar Akdağ’ın şehit edilmesi de hepimizin yüreğini burktu. Neredeyse Başbakan şehitleri suçlayacak. Zemin kaybediliyor, zemin kayıyor, bu oldukça AKP daha baskın olmaya başladı.
Son bir ayda kömür ocaklarında yitirdiğimiz işçi sayısı 31. İkisinin cesedine hala ulaşılamadı. Bu hükümet halka hizmet için değil halka hükmetmek, zulüm uygulamak, onun özgürlüğünü elinden almak için çaba harcayan bir hükümet konumuna gelmiştir. Anadolu kan kaybediyor, Türkiye kaybediyor.
Bir arkadaşımız kitap yazıyor. Yazdığı kitap dolayısıyla soruşturma açılıyor. Daha da önemlisi o kitabı basan yayın evine vergi denetim elemanları geliyor. Bu hukuk halk demokrasi adına yapılıyor. Eğer siz bunları demokrasi hak hukuk adına yapıyorsanız alın o hakkı da demokrasi başınıza çalın.
HESAP VERMEKTEN KORKMUYORUZ
Biz birileri gibi hesap vermekten, eleştirilmekten korkmuyoruz. Bundan korkarsanız bunun sonu baskıcı rejimdir. Bunun sonu demokrasi değil bunun sonu faşizmdir.
Siyaseti iş dünyasına, medya dünyasına sokmak doğru değildir. Biz birleşelim entegre olalım, dost olalım, farklı düşünceleri dile getirelim diyoruz. Onlar özgürlüğü bile kabul etmiyorlar.
Düşünebiliyor musunuz, AKP iktidarı döneminde üniversitelerin sesinin çıktığını görüyor musunuz? Her yeri ele geçireceksiniz, her yer sizin düşüncelerini söyleyecek ve siz buna demokrasi diyeceksiniz, bu doğru değil.
KILIÇDAROĞLU'NDAN EMEKLİLERE: İKİNCİ SINIF VATANDAŞ MISINIZ?
Geçen Salı günkü konuşmada ağırlığı tarıma vermiştik ve şunu ifade etmiştik. Halkın iktidarında, köylü ÖTV’siz mazotu alacak ve traktöre kavuşacak.
Çıkardıkları yasaya sahip çıkmadılar. O yasaya biz sahip çıkacağız. Ama bugün farklı bir gündemimiz var. Bugün emeklilerden söz edeceğiz.
Bakınız 9 milyonu aşkın emeklimiz var. Eşleriyle beraber 13-15 milyon arasında. Emeklilere AKP’nin yaptığı oyunları anlatacağım ve bir şeyler söyleyeceğim.
Önce emekliye bakalım, kimdir? Emekli gençliğinde çalışan, üreten alın teri döken, evine helal lokma götüren, çoluk çocuğunu besleyen, zamanı gelince de emekli olup, aylığını alıp köşesine çekilen kişidir. Emekli budur. Çalışırken gezmediği görmediği yerleri, dünyayı tanımak ister emekli.
Ama emekli bu hakkını birileri lütuf verdi diye kazanmaz, emekli emekli olmak için çalışırken primini ödeyen, karşılığını almak isteyen kişidir. Emekli sosyal devletin tapu senedidir.
Şimdi emekliler de diğer vatandaşlar gibi bu ülkede yaşıyorlar. Hiç kimseyi ötekileştirmeyiz derken emekliyi de ötekileştirmeyeceğiz. Emeklilere Adalet ve Kalkınma Partisi, nasıl bir adalet ve kalkınmaysa, ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapıyor.
55. madde dedi ki, emeklilere milli gelir artışından pay verilmeyecek. Emeklilerin çocukları çalışıp, kazanıyor, katma değer kazanıyor. Yasa diyor ki bölüşeceğiz, ama emekliyle değil.
Soru bir. Siz bu ülkenin ikinci sınıf vatandaşı olmayı kabul ediyor musunuz? Bunu kabul etmiyorsanız, bir yıl sonra sandık önünüze gelecek. Kendinize birinci sınıf vatandaşlık yolunu açın.
Yine soruyorum. AKP iktidarında çok önemli bir gelişme oldu. Türkiye’deki dolar milyarderi sayısı Japonya’yı geçti.
Size verilmeyen paylar, kime gitti acaba, bunu da oturup düşünün emekli kahvesinde.
Biliyorum Adalet ve Kalkınma Partisi emeklileri sevmiyor. Nereden çıktı bu emekliler diyor ve neden sevmediğini sorun. Niye sevmiyor? Çünkü AKP sosyal devleti istemiyor, sosyal devlet kavramı yok. Hakça bölüşmeyip, birisini ikinci sınıf yurttaş sınıfına getirirseniz, sosyal devletin dibine dinamit koyarsınız. Yani seçim sandığının bu dinamitin yönü de belli olacak.
“EMEKLİ AYLIKLARINDAKİ KESİNTİ İÇİN ANAYASA MAHKEMESİ’NE GİTTİK”
Çalışandan değil, emekli aylığından kesilecek diye yasa çıkardılar. Biz itiraz ettik CHP olarak. Emekli aylığından kesinti olur mu? Bu adam çalışırken her şeyi ödedi. Nasıl bunu istersin dedik. Ne yaptık? Anayasa Mahkemesi’ne gittik.
Ne diyor Recep Bey. Bunlar Anayasa Mahkemesi’ne gidiyorlar. Şimdi emeklilere soruyorum. Anayasa Mahkemesi’ne gidip, aylığından para kesilmesin diyen CHP’ye mi, yoksa seni açlığa mahkum eden AKP’ye mi güveniyorsun?
9 milyon emekliye sesleniyorum. Biz sizin hakkınızı her yerde savunduk.
Bir örnek daha vereceğim. Esnaf ve sanatkarlarımız var, berberimiz, terzimiz, kitapçımız, hayatın her alanında binlerce esnafımız var.
Esnafın zaten emekli aylığı çok düşük. Emekli olduktan sonra dediler ki, çalışırsan senden yüzde 10 keseceğiz.
Ama bu uygulama AKP’den önceydi. Doğruya doğru. Bunlar ne yaptı? Bu yüzde 10 az, biz bunu yüzde 40 yapacağız. Kanun çıktı. CHP itiraz etti ve Anayasa Mahkemesi’ne gittik. Bunun sosyal devletle adaletle hukukla ilgisi var mı? Ne yaptı Anayasa Mahkemesi, dedi ki CHP haklıdır.
“EMEKLİLERE SESLENİYORUM”
Şimdi 9 milyon emekliye ve onların eşlerine bir daha sesleniyorum.
Sizin haklarını savunan CHP mi sizin yanınızda yoksa sizin aylığınıza göz koyan AKP’mi yanınızda?
AKP’ye göre biz suçluyuz. Emeklinin hakkını koruyacaksın, köylünün hakkını koruyacaksın, demokrasiyi koruyacaksın suçlusun. Peki ne zaman suçsuz olursun?
Recep bey konuşur sen alkışlarsan o zaman. Biz konuşurken, Recep Bey gibi camdan değil, candan konuşuyoruz.
Sizin önemli bir kitleniz sandıkta AKP’ye oy verdi. Bu akıl tutulmasını önümüzdeki sandıkta gidermek zorundayız. O nedenle emeklilere söylüyorum. Emekli bu toplumda hak ettiği yere gelmesi gerekir. Ama destek verirse gelir, destek vermezse, çok daha kötü koşullara gelecektir.
Emekli kardeşlerime çok gerçekçi bir şey daha anlatacağım.
“SEN 10 BİN LİRAYLA GEÇİNEMİYORSUN EMEKLİ 500 LİRAYLA NASIL GEÇİNSİN”
Sayın Başbakan, 3 mart 2004’te bir röportaj yapıyor. Çok ilginç aslında, sohbet ediyorlar, siz niye ticaretle uğraşıyorsunuz diyorlar. Diyor ki, ben ticaret yapmazsam, oradan para kazanamazsam bu maaşla geçinemem diyor. Sayın gazeteci arkadaşımız diyor ki, ne kadar maaş alıyorsunuz sayın başbakan? Cevabı, milletvekili maaşı, başbakan maaşı, ticaretten kazancım olmasa bununla geçinemem.
Şimdi emeklilere sesleniyorum. Bizim başbakanımız ve hiçbir başbakan, taksi dolmuş uçak parası ödemez. Okul masrafı, bu başbakanımızın okul masrafı da yok zaten.
Şunu sormayacaklar mı: "Sen aldığın 10 bin TL’yle geçinemiyorsun, ben bu 500-600 TL ile nasıl geçiniyorum düşündün mü?"
Şimdi emekli vatandaşlarımdan bir şey istiyorum. Başbakan’a sorsunlar. İlk yurt dışı gezisinde o ülkenin başbakanına sor bakalım, oradaki emekliler kaç para alıyor. Sorsun ve millete açıklasın.
Emekli kardeşlerimiz diyorlarsa, bizim aldığımız para bize yetiyor, yurtiçi yurtdışı gezilerle idare ediyoruz, gül gibi geçiniyoruz. Çözüm=AKP, oylarını oraya versinler.
Yine emekliler gider AKP’ye oy verirlerse iki elimiz emeklilerin yakasında olacak.
"BAŞBAKAN NE SÖYLEDİĞİNİN FARKINDA DEĞİL"
Sayın Başbakan, biz Anayasa Mahkemesi’ne gidiyoruz diye şikayeti var. Başbakan Türkiye’nin gündeminden koptuğu için ne söyleyeceğinin farkında değil.
Halkın iktidarında, kul hakkı yiyenleri tekerlekli sandıklarla değil, güzel kamyonlarla Anayasa Mahkemesi’ne götüreceğiz.
Ha derse ki Sayın Başbakan, kim bu kul hakkı yiyenler? Etrafına baksın, aynaya baksın, naylon faturacı kimdir, hayali ihracatçı kimdir görsün. Siyasette zenginleşmeyi maharet yapanlar kimdir görsün. Bunun lamı cimi yok. Her şeyi affederiz, kul hakkı yiyenleri affetmeyeceğiz.
Emekli kardeşlerime bir şey daha söylemek istiyoruz. Bunlar bir şey daha yaptılar.
Diyelim ki bir emeklinin kızı var, 18’ini doldurdu ama evlenmedi. Diyor ki AKP, kusura 18’ini doldurdu, sağlık primini yatırmazsa sağlık hizmeti vermem.
Tasarrufu yapa yapa, emeklinin evlenmemiş kızından mı tasarruf yapıyorsunuz?
"FATURA NEDEN EMEKLİNİN KIZINA ÇIKARILIYOR"
İki tane dolandırıcılığın bedelini alsaydınız yine bunu karşılardınız. Faturayı niçin emeklinin kız çocuğuna çıkarıyorsunuz?
AKP’de insan haklarına saygı diye bir anlayış yoktur. Bunların anlayışı, yoksulun yoksulluğunu sömürerek oya dönüştürmesidir.
Emeklilerin beklediği bir yasa var. İntibak yasası. Ne zaman çıkacak diyorlar? AKP iktidar olduğu sürece hayatta çıkaramazlar. Emekliyi sevmiyorlar ki, emekliyi ezmek onların hoşuna gidiyor. Fazla prim yatırmışım, az aylık alıyorum. Bu haksızlığı kim kaldırabilir? Halkın iktidarı kaldırabilir, CHP kaldırabilir.
Enflasyon oranında pay vereceğiz dediler. İlk altı ayda yüzde 4.6 verdiler.
Kuru soğanda bir yıllık artış %150, patates %57.1, marul %50.2, alabilirse koyun eti %46.6 sivri biber %46.3, alabilirse dana eti %44.2, hadi pırasa alsın diyelim %35, ıspanak %31.8, mutfaktaki enflasyon yüzde %30.6. Merkez Bankası diyor ki, gıda enflasyonunda Türkiye ikinci sırada diyor.
9 milyon emekliye milli gelir artışından pay vereceğiz. Sosyal güvenlik destek primi, emeklinin aylığından kesilen primi aşamalı olarak kaldıracağız. İntibak yasasını çıkaracağız. O emeklinin evlenmemiş kız çocuğu, anne ve babasını sosyal güvenliğinden faydalanacak.