Güncelleme Tarihi:
Kılıçdaroğlu, partisinin Eryaman irtibat bürosunun açılışının ardından parti otobüsünde beraberindeki bir grup gazetecinin sorularını yanıtladı. Deniz Feneri e.V. bağlantılı soruşturmadan alınan 3 cumhuriyet savcısı hakkında Sincan Cumhuriyet Savcılığı'nca hapis istemiyle hazırlanan iddianamenin hatırlatılması ve değerlendirmesinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, savcıların kendilerine göre hukukun gerektirdiği kurallar içinde soruşturma yaptığını, ancak bir süre sonra görevlerinden alındıklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Önümüze haklı hiçbir gerekçe konmadı bu konuda. 'Efendim işte bir mahkeme kararında oynanmış, belli yerler kapatılmış'. İyi de bu öteden beri yargıda süregelen bir uygulama. Kaldı ki kapatan bir kişi. Niye üçünü görevden alıyorsun? Bunun da yanıtı verilmedi? Şimdi geldiğimiz bu noktada da hapis cezalarıyla yargılanmak üzere haklarında iddianame hazırlanıyor. Hukuk adına bu kadar büyük bir ayıp yapılmaz. Yasadışı telefon dinlemeler hükümetin koruması altında, yasa dışı belge düzenleyenler hükümetin koruması altında. Bütün bunlara hiç ses çıkarılmıyor da üç tane savcı 'niye bu soruşturmayı bu noktaya getirdiniz, delilleri topladınız?' diye... Onlar şimdi hapisle yargılanıyorlar. Bunun hukukta yeri yoktur. Bu ancak diktatörlüklerde rastlanan bir olaydır. Zaten biz de bugünkü yönetime 'postmodern diktatörlük' diyoruz.”
Kılıçdaroğlu, Eski Genel Başkanla ilgili soruşturmanın özel yetkili mahkemelere verilmesinin ardından yaptığı açıklamanın hatırlatılması üzerine de “Benim özel yetkili mahkemelerin bugüne kadar ortaya koyduğu uygulamalardan farklı bir sonuç çıkmayacağını, yine isimsiz ihbar mektupları, gizli tanıklarla olayın sulandırılacağı yönünde kanaatim var. O kanaati dile getirdim” ifadesini kullandı.
Özel yetkili mahkemelerin bugüne kadar yaptığı uygulamaların açıkça görüldüğünü belirten Kılıçadroğlu, “siyasi otoritenin emrine giren yargının sağlıklı karar veremeyeceğini” söyledi.
Irak sınırındaki olay
Kılıçdaroğlu, Irak sınırındaki olayda istihbaratı kimin verdiğine ilişkin herhangi bir yeni bilginin olup olmadığına ilişkin soruyu da yanıtladı. İstihbaratın yabancı bir ülke tarafından verildiğinin açık olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Bütün mesele şu; alınan istihbarat yabancı kaynaklı olduğu artık yüzde 100 kesin. Bu konuda hiçbir tereddüt yok. Niçin bir değerlendirmeye tabi tutulmadı, bu istihbarat yüzde 100 niçin doğru kabul edildi? Genelkurmay 'bana istihbarat geldi' diyor. MİT 'Ben vermedim' diyor. O zaman hükümete düşen bir tek şey var, bu istihbaratın hangi kaynaktan geldiğini çıkıp kamuoyuyla paylaşması lazım. Bizim de görmemiz lazım ama hükümet bunu açıklayamaz. Neden açıklayamaz? Çünkü kendi güvenliğini yabancı istihbarat örgütlerinin emrine veren bir hükümet, böyle bir açıklamayı yapamaz. Vahim olan asıl nokta budur.”
Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin “Siz bu noktada mı operasyon emrinin Başbakan ya da hükümet tarafından verildiğini düşünüyorsunuz?” sorusuna da “Hayır. Sınır ötesi operasyon hükümetin yetkisinde. Parlamento bu yetkiyi hükümete verdi. Dolayısıyla sınır ötesi operasyonu yapan, talimatı veren siyasi iktidardır. Yetkiyi veren parlamentodur. Geldiler, parlamento yetkiyi verdi. O yetki çerçevesinde hükümet yeri zamanı geldiğinde kullanıyor bu yetkiyi. Burada da istihbarat geldi, yabancı kaynaklı bir istihbarat bu, bunun gereği için talimat verildi. Ordu da gitti yaptı. O nedenle Hükümet orduya bir şey diyemiyor. MİT'in de böyle bir istihbarat vermediğini önce Başbakan açıkladı. 'MİT bu konuda istihbarat vermemiştir. Bu konuda açıklama yapacak' diye. Genelkurmay, operasyonun hemen sonrasında bir açıklama yaptı. 'Bize istihbarat geldi, biz de gereğini yaptık' diye” şeklinde konuştu.
Tüzük kurultayı
Kılıçdaroğlu, gazetecilerin CHP'nin 26 Şubat'ta yapılacak olağanüstü tüzük kurultayına ilişkin sorularını da yanıtladı.
Kurultayın bir şölen havasında gerçekleşeceğini, partinin daha demokratik bir tüzüğe kavuşturulacağını belirten Kılıçdaroğlu, demokrasi isteyen ve demokrasiye bu kadar vurgu yapan bir siyasi partinin tüzüğünün de demokratik olması gerektiğini kaydetti.
Genel merkez yönetiminin, tüzüğün tamamına ilişkin çalışma yürütüğünü kaydeden Kılıçdaroğlu, sağlıklı bir değişim için il ve ilçe örgütlerinin yeni tüzüğe katkı vermesini sağladıklarını, çalışmaların bu kapsamda yürütüldüğünü anlattı.
Kılıçdaroğlu, “Muhalif kanadın talepleri doğrultusunda mı 26 Şubat olarak karar aldınız yoksa siz, kendi gündeminizle mi ilgili aldınız” sorusunu yanıtlarken de “Bu kendi gündemimizle ilgili bir talep. Genel Başkan olarak tüzük bana kurultayı özel gündemle olağanüstü çağrı yapma yetkisi veriyor. Ben de bu yetkimi kullanarak 26 Şubat'ta çağrı yaptım” dedi.
“Size gelen 10 maddelik talebe ilişkin bir karar değildi bu 26 Şubat öyle mi?” sorusuna ise Kılıçdaroğlu, “Hayır değil” karşılığını verdi. Kılıçdaroğlu, “Ona ilişkin bir karar gerekiyor mu hukuken?” sorusunu yanıtlarken ise “Yapacağız. Onu da yapacağız. Onun da gereğini yerine getireceğiz” ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, bir başka soruyu yanıtlarken ise Cumhurbaşkanının görev süresine ilişkin düzenlemenin Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesi sürecinin, partinin yetkili kurullarında görüşüleceğini söyledi.