Güncelleme Tarihi:
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, yeni yıldan beklentilerinin çok fazla olduğunu ve yeni şeyler istediklerini belirterek, "Daha güzel bir Türkiye, demokrasisi gelişmiş bir ülke, insan haklarına saygı, düşünce özgürlüğü istiyoruz. Bugüne kadar bunlara hep yabancı kaldınız sevgili halkım. Düşüncenizi ifade ederken bile çekindiniz. Acaba başıma bir şey gelir mi diye kaygı içinde oldunuz. Evlatlarınız tweet attığı zaman onu uyardınız. Türkiye artık bu zincirlerini koparmak zorunda. Türkiye artık bu tablonun dışına çıkmak zorunda. Türkiye’yi bu tablonun dışına çıkarmaya herkesin huzurunda söz veriyorum" dedi.
'6 LİDER BİRLİKTEYİZ'
6'lı masaya ilişkin de açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, 6 liderin bir arada olduğunu söyleyerek, "Demokrasi için bir araya geldik. Ülkemize huzur gelsin diye bir araya geldik. Toplumda kaynaşma olsun ama kamplaşma olmasın diye bir araya geldik. Kadın-erkek ayrımı olmasın diye bir araya geldik, kucaklaştık. Geçmişin acılarını sarmaya çalıştık. Helalleşme dedik, kucaklaşma, adalet dedik. Dillendirmeye devam edeceğiz. Demokrasi kadar güzel bir şey yok. Demokrasilerde medya özgür olacak. Artık 'havuz medyası' diye bir medya olmayacak. Saray tarafından beslenen bir medya olmayacak ama o medya özgürce bizi eleştirebilecek. Çünkü şuna inanıyoruz, bir politikacının alkıştan çok sağlıklı ve tutarlı eleştiriye ihtiyacı vardır" ifadelerini kullandı.
'TÜRKİYE BÖLGESİNİN EN GÜÇLÜ ÜLKESİ OLACAK'
Türkiye'yi yeniden, mazlum milletlerin örnek aldığı bir ülke haline getireceklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Türkiye'yi yöneten kişi asla para için kapı kapı dilenci gibi dolaşmayacak. Kendi gücümüzle, imkanımızla büyüyeceğiz ve kalkınacağız. Rüşvetin olmadığı, torpilin olmadığı, yolsuzluğun olmadığı bir Türkiye'yi inşa edeceğiz. Eğer kul hakkına herkes saygı gösteriyorsa, 'Kul hakkı yiyenleri iktidardan göndereceğiz ve yemeyen insanları, dürüst ve namuslu insanları, adaletten yana olan insanları iktidara getireceğiz' demelisiniz. Terörün olmadığı bir ülke inşa edeceğiz. Masum çocuklarımız, kadınlar, kızlar hayatlarını kaybettiler. Türkiye'yi buradan çıkartacağız. Terörün sıfırlandığı bir Türkiye'yi inşa edeceğiz. Bütün komşularımızla barış içinde yaşayacağız. Türkiye bölgesinin en güçlü ülkesi olacak, kısa sürede göreceksiniz. Nasıl Cumhuriyeti ilan ettikten sonra bütün mazlum milletler Cumhuriyeti inşa ettilerse, demokrasiyi de inşa ettikten sonra göreceksiniz bütün mazlum ülkeler Türkiye'yi örnek alacaklar. Biz yine bütün mazlum milletlere örnek olan bir ülke olmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
'BU CİNAYETİ GÖRMEZDEN GELEMEZLER'
Kılıçdaroğlu, eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in Ankara'da öldürülmesine ilişkin de "Bu ülkenin başkentinde bir suikast yapıldı, Sinan Ateş. Ülkücü hareketin değerli isimlerindendi, akademisyendi, milliyetçiydi, inançlıydı, Atatürkçüydü, babaydı ve değerli bir eşi vardı. Ankara'nın göbeğinde katlettiler. Ailesi talep etti diye sabırla susuyoruz. Baba ile de konuştum, eşi ile de konuştum. Sabırla sonucu bekliyoruz. Bize de bilgiler akıyor, farkındayız. Çok şey biliyoruz bu konuyla ilgili olarak, bu işten ne kadar pis kokular geldiğinin de farkındayız. Görevliler işini yapsın diye sesimizi çıkarmıyoruz şimdilik. Bu ülkenin namuslu polisleri işlerini yapsınlar diye sesimizi çıkarmıyoruz. Saraydan tık yok. Sarayın stepnesi ise sanki en değerli evlatlarından biri öldürülmemiş gibi tek kelime dahi etmiyor. Kendi evladına dahi sahip çıkamıyor. Bu cinayeti görmezden gelemezler, susarak geçiştiremezler. Biz buna izin vermeyeceğiz, gerçek aydınlanacak. Aile adalet istiyor, bizler de adalet gerçekleşinceye kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Bay Kemal bir işi kafasına koyduysa mutlaka çözecektir" dedi.
'SORUŞTURMA AÇILMAZSA BAKAN DA KUMPASIN İÇİNDEDİR'
Ekrem İmamoğlu'nun davasına bakan hakimin beraat kararı vermeden önce Samsun'a atandığı iddiasına ilişkin de konuşan Kılıçdaroğlu, "İstanbul seçimleri yapıldı. Seçimleri Sayın İmamoğlu kazandı. İtirazlar geldi ama kendileri bir şey yapamıyorlar, YSK üzerinden bir kumpas çevirdiler. YSK üyeleri toplandı; 'Aynı zarfın içine konulan dört oydan üçü doğrudur, biri yanlıştır' dediler. Dünya tarihinde, yargı tarihinde görülmemiş bir şey. Ben bunlara 'çete' dedim. Bir namuslu yargıç muhalefet şerhi koydu. İkinci seçim yapıldı. 13 binlik fark 800 bine çıktı. İstanbul'u vermemek için direndiler. Yeni bir komplonun peşindeler. Birinci kumpas, Ekrem Bey birisine hakaret etmiş diye iddianame hazırlandı. Aslında söylenen YSK değil, açıkça söylendi zaten. Muhatabı bizim fotoroman dediğimiz kişi. Yani Süleyman. YSK, 'Bize söylendi' dedi. Arkasından dosya namuslu bir hakimin önüne gitti. Fakat bu hakimi değiştirdiler, Samsun'a sürdüler. Bu hakimin söylediği bazı şeyler var. Hukuk kökenli vekillerimiz Adalet Bakanlığı'na gidecekler. Samsun'a sürülen hakimin iddiaları konusunda soruşturma açılmasını istiyoruz. Soruşturma açılmazsa Adalet Bakanı da bu kumpasın içindedir. Gerçekleri bilmeye 85 milyonun hakkı var. 'Biz İstinafı da ayarladık' diye hakime kim söyledi? Sarayın sofrasına oturan hakimin kararına itibar edilmez. Bir hakim iradesini saraya ipotek etmişse ona hakim denilmez. Bu davada savcı duruşma salonunda olmadan hakim kararını açıklıyor. İddia makamı yok, kararını açıklayamaz" diye konuştu.