Güncelleme Tarihi:
İşte Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları:
Hani diyoruz ya “Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır” Bir haksızlığı anlatacağım size. Türkiye Harp Malulü Gaziler Derneği Kastamonu Dernek Başkan Yardımcısı İrfan Bayar. Bu kardeşimiz geçen cumartesi günü intihar etti. Bir gazi, terörle mücadele ederken çatışırken hayatını canını göze alırken neden bir arabanın içinde silahıyla intihar etsin?
Bunun hikayesini anlatacağım size. 93-98 yılları arasında asayiş özel harekatta görev yapmış, 97de kuzey Irak’ta yaralanıyor ve gazi oluyor. Sonra Kastamonu’ya yerleşiyor. Her gaziye sağlanan imkan nedeniyle bunun da çocukları var. İmkanlardan birisi şu, gazi çocukları özel okula gidebilir. Bu gazimiz de alıyor çocuğunu Kastamonu Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gidiyor. Kastamonu’da iki özel okul var.
Milli eğitim müdürü, alıyor o okullardan birisine kaydediyor. Sonra okulun FETÖ’ye ait olduğu gerçeği çıkıyor. Çevre bakanı müfettişleri bunu çağırıyorlar Ankara’ya. “Sen neden çocuğunu FETÖ okullarına gönderdin” O derdini anlatmaya çalışıyor. İki tane okul var, milli eğitim müdürü hangi okula gönderdiyse biz de çocuğu oraya gönderdik. FETÖ’cü diye suçlarlar, ifadesini alırlar. Kastamonu’da da aynı şekilde suçlanır. Ağrına gider, "ben vatan haini miyim" der. "Bu memleket için hayatımı ortaya koydum" der. Gelen tepkiler, çalıştığı kurum dahi, ve bu gazimiz intihar etmek zorunda kalır.
Şimdi ben bu hükümete soruyorum. Emin olun, vallahi de billahi de bunların yatacak yeri yok. Ne günahı var bu gazinin?
“BÜTÜN ANNELERE SESLENİYORUM”
Sadece bu mu? Hayır. Balyoz, Ergenekon davaları sırasında Albay Abdülkerim Kırca vardı, gazi olmuştu belden aşağısı tutmuyordu. Suçlandı ve o da intihar etmek zorunda kaldı. Bir ülke böyle yönetilemez, bir devlet böyle yönetilemez. Bu ülke için, bu bayrak için canlarını ortaya koyan insanların hayatı bir kurşuna teslim edilemez. Ama bir kurşuna teslim ettiler. Bütün annelere sesleniyorum, sizin çocuklarınızın hakkını savunuyoruz biz. Sizin kimliğiniz, siyasi görüşünüz, kılık kıyafetiniz başımız üstüne. Sadece çocuklarınızın hakkını savunuyoruz biz.
“ŞİMDİ ROLLER DEĞİŞTİ SARAY’DAN TALİMAT ALIYORLAR”
Düne kadar Pensilvanya’dan talimat alan hakimler, şimdi roller değişti Saray’dan talimat alıyorlar. Mağdur kim? Bu ülkenin gariban insanları.
20 Temmuz darbesi oldu, OHAL’in ilan edildiği gündür. Neydi amacı? FETÖ ile mücadeleydi. Darbede roller değişti, şimdi geldiğimiz rol nedir? Kim saraya muhalifse, iktidara muhalifse onlar hesap verecek deniyor. FETÖ falan unutuldu, roller değişti.
“AKLINI SARAYA İPOTEK EDEN SAVCI BU GERÇEĞİ GÖREMEZ”
Niçin anlatıyorum? Sözcü gazetesinin, cumhuriyet gazetesinin başına gelenlere bakın. Sözcü gazetesinin sahibiyle ilgili suçlamalar yapıldı. Neymiş, sayın Burak Akbay ile ilgili ‘silahlı terör örgütünü yönetme’ terör örgütü propagandası yapmaktan ötürü 16 ile 30 yıl arasında yargılanıyor. Sözcü gazetesinin FETÖ ile ne ilgisi var? Akılları başlarında falan değil bunların. Aklını saraya ipotek eden savcı bu gerçeği göremez zaten. FETÖ’nün allı şanlı dönemlerinde THY uçaklarında Zaman gazetesi serbestti, Sözcü gazetesi yasaktı. Sen bunu görmüyor musun sevgili savcı? Sadece Burak Akbay için değil, üç kişi daha. Pes yani, hem içinde değilsin, hem örgüte yardım ediyorsun. Nasıl yardım ediyorlar? Hiç belli değil. Bu iddianameyi arkadaşlar bana verdiklerinde, dedim ki bunu mahkeme reddeder. İçinde delil yok. Bir süre sonra baktık, mahkeme iddianameyi kabul etmiş. Ben bu mahkemeye de hayret ediyorum.
Bakın Burak Akbay’ın FETÖ ilişkisi var mı diye para hareketlerini incelemişler. MASAK bunları incelemiş. Raporu yazıyor, mahkemeye gönderiyor. FETÖ ile hiçbir bağlantısı yok. İspat edemiyorlar, yok zaten. Her kuruşun milyonun kime gittiğini, nasıl olduğunu soruyorlar. Hiçbir şey yok. Hiçbir şey yok ama olsun diyor. Ben seni yiyeceğim arkadaş diyor ve davayı açıyor.
“ALLAH AŞKINA BEN CEZA KANUNUNDA GÖRMEDİM. İÇİNİZDE GÖREN VAR MI?”
Yeni bir suç icat ediyorlar. Şimdi evrensel hukukta bir kural vardır. Kanunsuz suç olmaz. Yani bir suç varsa, kanunda mutlaka yerinin olması lazım. Kanunda yoksa, yazılı değilse ortada bir suç yoktur. Konulardan birisi şu “cumhurbaşkanının yerini haber yapma” Allah aşkına ben ceza kanununda görmedim. İçinizde gören var mı? dünyada örneği var mı? Cumhurbaşkanı’nın nerede olduğu dünyanın her tarafında haberdir. Toplumda tanınmış kişilerin ne yaptıkları her zaman haber olur. Vay efendim sen haber yaptın, o zaman sen FETÖ’cüsün. O zaman ben sormayacak mıyım? “Ne istediniz de vermedik” diyen, baş FETÖ’cü sen değil misin? Devletin kozmik odalarını açan sen değil misin? Biz bilmiyor muyuz bunları?
“DEVLETİN ÇİVİSİ ÇIKMIŞ. KİMİN NE YAPTIĞI BELLİ DEĞİL”
Diyorlar ki tanıkların ifadelerine başvurduk. Tanık kim? Kesin FETÖ’cü. FETÖ’cü diye suçlananların hiçbirisi FETÖ’cü değil. Hatırlar mısınız sosyal medyada vardı, bir yemek yiyorlar, garson bekliyor. Altına da not düşmüşler “FETÖ’cü garsondur” diye. Hep beraber oturmuşlar sadece garson suçlanacak orada. Sözcü’nün geldiği durum budur. Yine aynı şekilde Burak Akbay’ın FETÖ’nün yurtlarında kaldığı söyleniyor. İspat ediliyor böyle bir şey yok. Mahkemeye başvuruluyor. Söylenen söze bakın “Konuyla ilgili değil” diyor. O zaman neden yargılanıyorlar? Devletin çivisi çıkmış. Kimin ne yaptığı belli değil.
TORBA KANUN ELEŞTİRİSİ
Torba kanun denen bir uygulama var. Bu 15 yıllık gündeme gelen bir kanun türü. Hakimi de izleyemiyor, avukatı da izleyemiyor. Ya bu kanunlarda ne zaman değişiklik oldu diye. Şöyle bir özelliği var, topluma duyurmadan nasıl bir yolunu bulup, toplumun aleyhine düzenlemeleri nasıl yerleştiririz diye…
“BÖLECEKLER, PARÇALAYACAKLAR, AYRICA RUHSATLANDIRACAKLAR, SONRA BUNLARI BİRİLERİNE PEŞKEŞ ÇEKECEKLER”
Zonguldak’ta 170 yıldır kömür çıkarılır. Kömür stratejik üründür. Kömür sayesinde düğünler yapılır, sofralar kurulur, gelir artar, işsizlik önlenir. Kara elmas der zaten Zonguldaklı kömüre. TTK var ve o bölgedeki havzayı işletmekle görevli. Şimdi torba kanun içine bir 58’nci madde yerleştirdiler. Bölecekler, parçalayacaklar, ayrıca ruhsatlandıracaklar, sonra bunları birilerine peşkeş çekecekler. Altını özenle çiziyorum, Zonguldaklı kardeşlerim iyi dinlesinler. Senin derdini, esnafın derdini, çiftçinin derdini tek ama tek anlatan Türkiye’nin gündemine getiren parti CHP’dir, bunu unutma. Yerin metrelerce altında çalışıyorlar, isyan ediyorlar, kömürü elimizden alacaklar diyorlar. Soma gibi yapacaklar diyorlar. Sahip çıkan yok mu? Onurlu dimdik ayakta duran CHP’dir.
Sırf o ocakları kapatmak için 50 numara çektiler. Dışardan kömür ithal ediyorlar. 2001 yılında ithal edilen kömür 8 milyon ton, 2014’te 29 milyon ton kömür ithal ediliyor. Yahu Türkiye’de kömür mü yok? O zaman şu soruyu bütün Zonguldaklılar, maden işçisine destek verecek büyük işçi kardeşlerime söylüyorum. Bu ithalat neden yapılıyor, kimin için yapılıyor? Kim köşeyi dönüyor? Neden elimizin altında kömür varken çıkarmıyoruz?
“SENİ KANDIRMAYA ÇALIŞIYORLAR, SENİN KİMLİĞİNİ SÖMÜRÜYORLAR, YAŞAM TARZINI SÖMÜRÜYORLAR”
Neden dünya kadar işsiz varken çalışmaları engelleniyor? Bunu ben soruyorum, benden fazla sizin sormanız lazım. AK Parti’ye oy veren işçi kardeşlerime sesleniyorum. Senin hakkını ben savunuyorum, sen senin hakkını savunan partiye sahip çıkmak zorundasın. Oyunun rengini değiştirmek zorundasın. Seni kandırmaya çalışıyorlar, senin kimliğini sömürüyorlar, yaşam tarzını sömürüyorlar. Sen düşünmeyesin diye. Ve cebinden ekmeğini alıyorlar. Biz diyoruz ki, senin kimliğin, inancın da başımız üstüne. Ama kim seni aç bırakırsa, işsiz bırakırsa sözüm söz ben sana sahip çıkacağım.
Saman ithal ediyorlar. Besmelesiz et ithal ediyorlar. Dedim o besmelesiz eti, Saray’a götürün. Kul hakkı yiyenler yesinler. Ne millete yediriyorsunuz siz?
“EN YETKİLİ MAKAMDA OTURAN KİŞİ VATANDAŞLA DALGA GEÇİYOR”
Gazetelerden okumuşsunuzdur, mazota ve benzine zam geldi. Sorun şu, hala hükümet akaryakıta yapılan zammın nerelere ve nasıl yansıyacağını bilmiyor. En yetkili makamda oturan kişi vatandaşla dalga geçiyor. Bu maliye bakanı Naci Ağbal. Şöyle diyor, 20-9-17’de “Millet doların seviyesine bakacağına, otursun işine gücüne baksın. Millet 3 ay sonra 6 ay sonra dolar kuru ne olacak? Sanki falcılar. Bunu yaparak ekonomistim diyenlere şaşırıyorum”
“ASGARİ ÜCRET DOLARA MI ENDEKSLİ? HAYIR”
Asıl biz sana şaşırıyoruz. Sen maliye bakanlığını nasıl yapıyorsun diye. Benzine, mazota zam yapıldı. Asgari ücret dolara mı endeksli? Hayır. Çiftçinin ücreti dolar amı endeksli. Ama benzin, mazot dolara endeksli. Traktörün mazotu dolara endeksli. Köprüden geçişler dolara endeksli. Doğalgaz dolara endeksli. Peki memurun maaşı? Dolara endeksli değil. İşçinin aylığı dolara endeksi değil. Peki üçüncü havalimanı ihalesi dolar üzerinden yapılıyor. Avrasya tüneli geçiş ücreti dolar üzerinden yapılıyor.
“BUNLARIN DÖNEMİNDE RÜŞVET BİLE DOLARLA”
İhaleyi yapan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, yani Türk. İhaleyi alan Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşları. İhale neden Türk lirası üzerinden değil de dolar üzerinden yapılır? Kim yerli kim milli? Bu rakamlar çok açık. Neden dolar üzerinden ihale yaparsın? Sen Türk lirasına güvenmiyorsun da onun için kardeşim. Bunların döneminde rüşvet bile dolarla. Ruhlarına işlemiş ruhlar. Doların yeşiline tapıyor bunlar. Ağacı keserler, dolara saygı duyarlar. Sen asgari ücreti de dolara endeksle.
Döviz geliri olmayanlara, döviz üzerinden borçlanma hakkı verildi. Siz bir ara daireleri bile dolar üzerinden satıyordunuz. Bilal’e telefon ediyordu 30 milyon Euro için. Paraları sıfırladın mı diye, o bile döviz üzerindendi. Şimdi diyorlar ki dolardan size ne? Asıl o değil, dolardan size ne? Sen bunu bilmiyorsun.
“BİZ HERKESİN ALIN TERİNE SAYGILIYIZ”
Şimdi bir şey çıkartmışlar. “CHP gelir, AK Partili belediyeleri alırsa oradaki işçilerin işine son verir.” Bu propagandayı yapıyor. Buradan sadece AK Partili değil, hangi belediye olursa olsun. CHP’li belediye başkanı o belediyeyi aldığında hiç kimsenin ekmeğiyle oynanmayacak. Hiç kimsenin görevine son verilmeyecek. Biz herkesin alın terine saygılıyız. İsteriz ki bu ülkede herkes iş güç sahibi olsun. Niye işine son verelim? Çünkü zemin altlarından kayıyor. Ve o işçi kardeşlerime sesleniyorum, daha düne kadar senin inancını siyasete malzeme ettiler. Kimliğini malzeme ettiler. Biz senin alın terinin yanındayız ve sürekli öyle kalacağız.
“ZENGİNDEN ALACAĞIZ FAKİRE VERECEĞİZ”
Bunların bir özelliği daha var. Onu da bütün esnafın, memurun, işçinin bilmesi lazım. Nedir özelliği? Fakirden alıp zengine vermek. Nasıl oluyor diyeceksiniz. E köprü geçişlerini dolar üzerinden yapıyor. Bu parayı sizin cebinizden ödüyorlar. Peki biz ne yapacağız? CHP ne yapacak? Sözüm söz, aslanlar gibi sözüm söz. Zenginden alacağız fakire vereceğiz. Zenginden alacağız derken zorla değil, adaletle alacağız. Kardeşim sen kazandın, burada işsiz var, yoksul var. onun için diyoruz asgari ücretten vergi almayacağız. Asgari ücret vergi dışı kalacak.
“CHP’NİN BÜTÜN BELEDİYELERİNDE ASGARİ ÜCRET NET EN AZ 1500 LİRADIR”
Hatırlar mısınız biz asgari ücret net 1500 lira olacak dediğimiz zaman kıyameti kopartmışlardı. Bugün CHP’nin bütün belediyelerinde asgari ücret net en az 1500 liradır. CHP’li belediyelerde gerçekleştirdiğimi olayı bütün belediyelerde, fabrikalarda hayata geçirmek istiyoruz.
“BEN BU KÜRSÜDEN O 4 FİRMAYI AÇIKLAYACAĞIM”
Önümüzdeki günlerde domates ihracatı olacakmış Rusya’ya. Tabi ihracat olması bizi mutlu eder. Üreticinin malını satabilmesi, böyle bir imkanın olması bizi memnun eder. Ama burada bir sorun var. Diyorlar ki Rusya’ya sadece 4 firmadan alacaksın diyorlar. Biz bunu nereden duyuyoruz? Rusya’nın yaptığı açıklamadan duyuyoruz. İsmi vermiyorlar, ama öğreneceğiz. Ben bu kürsüden o 4 firmayı açıklayacağım. Sen domates üreticileri arasına nifak sokamazsın. 4 firmayı tercih edeceksiniz, peki diğerleri? Onlar ayrıştırıyorlar, onlar bölüyorlar.