Güncelleme Tarihi:
“Din mezheplere indirildi” eleştirisi yapan Kılıçdaroğlu, siyasetçilerin dini alana girmesini büyük haksızlık olarak gördü. CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in dün akşam düzenlediği, bir grup din adamı ve ilahiyatçı ile gazetecilerin Ankara temsilcilerinin davet edildiği iftara katılan Kılıçdaroğlu özetli şunları söyledi:
HERKES ATEŞİNİ BURADAN GÖTÜRÜR
“Sıcak siyaset yapmaktan özenle kaçınıyorum Ramazan sofralarında. Ahlaktan söz ettik. Dinin temeli bana öğretilen ahlaktır. Ahlak hepimizin yüceltmesi gereken bir kavramdır. Ahlakı erdem olarak benimseyip özümsersek emin olun dünyanın en iyi insanı oluruz. Yine bir halk ozanımız ne güzel söylemiş; ‘Cehennem dediğin dal, odun yoktur, herkes ateşini buradan götürür.’
HAZRETİ MUHAMMED EN BÜYÜK DEVRİMCİ
Devrimcilikten söz edildi. Bütün peygamberler devrimcidir, dünyayı değiştirmişler. Hazreti Muhammed tarihin gördüğü en büyük devrimcidir. Yeni bir çağ açmıştır. İslamiyet’in başlangıç yıllarına bakalım. Geliştirilen bilim, Ortaçağ’ın Rönesans’ına kaynaklık yapmıştır. Sormamız gereken soru şudur; neden şimdi Avrupa ya da Batı bizden çok daha ileride? Bunun sorgulanması lazım. Eğer sorunun yanıtını bulabilirsek emin olun çok şeyi çözmüş oluruz, çözmek zorundayız.
JAPONYA ÖRNEĞİ
Siyasetçi topluma örnek olan kişidir. Japonya’da bir belediye başkanı 4 saat sular akmadı diye istifa ediyor. Bu adam Müslüman değil. Bir de bizi düşünün. 20 gün sular akmaz kimse istifa etmez. Ahlakı sorgulamak gerekirse Japonya’daki adam mı buradaki mi ahlaklı?
ATATÜRK TEPKİSİ |
|
|
|
KUL HAKKI YEMEK GÜNAHTIR
Kul hakkı yiyenden hapse gireni gördünüz mü siz; yok. Ahlakı özümsersek zaten bunu yapmayız. Kul hakkı yemek bütün dinlerde günahtır. Yalan söylememek evrensel bir kuraldır. Bir politikacının halkına yalan söylemesi çok ağır bir suçtur. Yalan söyleyen kişinin makamında oturmaması lazım bir gün bile. Biz dini siyasette kullanmak istemeyiz. Emin olun yanlıştır. Allah’la kulun arasına kimse giremez, o manevi duyguyu kimse tartamaz, ölçemez diyorsanız politikacı olarak benim oraya girmem kadar haksız bir şey olamaz. Büyük bir yanlıştır bu.
ATATÜRK’E KÖTÜLÜK EDENLER
Atatürk’ten söz ettik. Neden rahmet okumadığımızı da ifade ettik. Gerçekten onun devrimlerini yeteri kadar özümsemiş değiliz. Ona en büyük kötülüğü biz yaptık. Emin olun en büyük kötülüğü yapanlar da onun adını en çok kullananlar oldu. Cephelerde çarpışmış. Gerçekten de arkadaşımızın duasında ettiği gibi öbür dünyaya giderken de kefeniyle gitmiş. Bütün malvarlığını bu topluma bırakmış. Şimdi ben bu insana Müslüman değilsin dersem haksızlık yapmış olmaz mıyım?”
KİMDE TERAZİ VAR
Allah aşkına, kimin elinde ‘sen fazla dindarsın, sen az dindarsın’ diye terazi var. O kadar çok ayrıştık ki neredeyse dini unutup mezheplere indirgedik dini. Ne güzel hocamız söylüyor. Kuran var hepimizin ortak kitabı. Bana söyleyebilir misiniz Hazreti Muhammed’in mezhebi nedir diye? Yok öyle bir şey. Herkesin kendi inancı var ve biz o inanca saygı göstermek zorundayız.
VERGİNİN HESABINI SORMAK
Tek vergi vermediğiniz bir alan teneffüs ettiğimiz hava, onun dışında her şeye vergi veririz. O verginin nerelere harcandığını soruyor muyuz hiç. Demokrasinin çıkış noktası bu soruyu sormakla başlar. ‘Benim ödediğim vergileri nereye harcıyorsun ey hükümet’ diye sorduğumuz anda bilin ki artık o ülkede demokrasi rayına oturmuştur. Hesap sorarken tabii gidip elimize silah, top, tüfek alarak hesap sormak değil. Demokratik ölçüler içinde bizim hesabımızı sormamız lazım. Eğer hesap vermiyorsa yine demokratik ölçüler içinde onu iktidardan almamız lazım.
FIKRAYA FIKRA EKLEDİ
Kılıçdaroğlu iftar konuşmasını, masada anlatılan CHP ile ilgili bir Oflu Hoca fıkrasına bir yenisini ekleyerek bitirdi. O fıkra şöyle:
Genç kız evleniyor, eve geliyor, fakat gelin kız yemiyor içmiyor. Israr ediyorlar, yok. ‘Öleceksin’ diyorlar; ‘öleyim’, diyor. Gidip Oflu hocayı buluyorlar, anlatıyorlar durumu, gelip bir bakmasını istiyorlar. Geliyor Oflu hoca, gidiyor gelinin odasına. Niye yemediğini soruyor. ‘Hocam diyor ben bakire değilim, ortaya çıkarsa hadi beni öldürseler mesele değil, iki aile birbirine girecek bir sürü insan ölecek. En iyi kendim yemeyeyim öleyim, meselede bitsin’ diyor. Hoca, onu kurtaracağını söylüyor. Aileyi topluyor, ‘Kızın içinde cin var. Aşağından cini çıkarırsak bekareti bozulacak, yukarıdan çıkarırsak gözleri kör olacak. Karar verin’ diyor. Kaynana, ‘kör gelini ne yapacağım’ diyor ve ondan sonrada mutlu bir hayat kuruyorlar.