Güncelleme Tarihi:
BUNUN SAĞI SOLU YOK
“Anayasa diyor ki; ‘Türkiye Cumhuriyeti demokratik laik, sosyal, hukuk devletidir.’ Sosyal hukuk devleti nedir? Güçsüzleri güçlülere karşı korumaktır. Anayasamız ‘sosyal güvenlik herkes için bir haktır’ der. Şimdi sağlıkta ve sosyal güvenlikte sorunlar var. Ortak aklı egemen kılarsanız, sorunu çözersiniz. Bizde aile yardımları sigortası uygulanmıyor.
FATURAYI YOKSULLAR ÇEKER
Eğer bir toplumda gelir eşitsizliği varsa en büyük faturayı yoksullar çeker. Ekonomik kriz var. Faturayı yoksulların ödememesi lazım, ülkeyi yönetenler ödemelidir. Eğer bir fatura çıkacaksa, gelir gruplarına göre fatura ödenmelidir. Yani geliri yüksek olanların daha ağır bir fatura ödemesi, orta gelirlilerin de daha az ödemesi lazım. Biz bu ülkede yoksulluğu yenmek zorundayız. Yoksulluk bu ülkenin kaderi olmamalıdır.
SANAYİMİZ GÜÇLENMELİ
Milli sanayimizi güçlendirmeliyiz. İlaçları kendi ülkenizde üretemezseniz tüketen toplum olursunuz. SSK’ya genel müdür olduğumda eczacı arkadaşlarla sık sık konuşurdum. Eşdeğer ilaç uygulamasını bana eczacılar öğrettiler. Türkiye sömürü çarkından kurtulacaksa eşdeğer ilaç uygulamasını yapmak zorundaydık. Eczacılarla bu uygulamayı başlattık ve sonuna kadar da götürdük.
ÇÖZÜM DEMOKRASİDE
Sorunların çözümü demokrasi ortamında olur. Bunun için hukukun özgürlüğü, düşünce özgürlüğü gerekiyor. Türkiye’nin çadır devletine dönüşmemesi gerekiyor. Hapishaneler tıka basa dolu. Gazeteciler, avukatlar, milletvekilleri, öğrenciler var. Ama güçlü olanlar dışarıda, gücü olmayanların tamamı içeride. Parası olanların tamamı dışarıda, parası olmayanların yüzde 99,9’u içeride.
DIŞ MÜDAHALE AĞIRIMA GİDİYOR
Dışarıdan müdahalelere boyun eğen bir Türkiye var. Bu benim ağırıma gidiyor. Merkel bir telefon ediyor bir gazeteciyi çıkartıyor. Trump telefon ediyor papazı rahatlıkla serbest bırakıyorsunuz. Macron telefon ediyor, gazeteciyi serbest bırakıyorlar. Suudi Kralı telefon ediyor, Türkiye’de cinayet işleyenler ellerini kollarını sallayarak dışarıya gidiyorlar. Ağrıma giden budur. Eğer gerçekten demokrasi bu ülkede sağlıklı işleseydi, gerçekten korku egemen olmasaydı Türkiye’nin ayağa kalkması lazımdı. Türkiye bir çadır devleti değildir.
Bu ülkenin aydınlarına sesleniyorum. Bu işin sağı solu yoktur. Demokrasinin sağı solu yoktur. Sağcıya da solcuya da demokrasi lazımdır. İnançlıya da inançsıza da demokrasi lazımdır. Biz kendi sorunlarımızı kendi özgür irademizle çözmek zorundayız. Demokrasi budur. Bana oy vermeyen kişinin de konuşmaya, beni eleştirmeye hakkı vardır. Eğer biz bunu yapmazsak baştan kaybediyoruz. O nedenle bir sözünüz varsa o sözün ilk cümlesi demokrasi olmalıdır.
DEMOKRASİYİ GETİRMELİYİZ
Avrupa Parlamentosu’nda popülist siyaset üzerine bir konuşma yaptım. Dedim ki Karl Marx, ‘Dünyanın bütün işçileri birleşsin.’ Şimdi Türkiye ve dünyanın bütün demokratların birleşmesi gerekiyor ve birleşmek zorundalar. Demokrasiyi kendi ülkemize getirmeliyiz. Huzur içinde, birlikte yaşamak istiyoruz. Kriz var kimse korkusundan konuşamıyor. Bize gelip ‘ne olursun bizim derdimizi dillendirin’ diyorlar. Sen niye konuşmuyorsun? ‘Nasıl konuşayım’ diyor. Türkiye’nin bu karabasandan çıkması gerekiyor. Bu görev bu ülkenin aydınlarına düşüyor. Birlikte mücadeleye düşüyor. Böyle sağ sol kavgası yaparak değil. Demokrasiden yana olanlar ve karşı olanlar. Geldiğimiz süreç budur. Demokrasiden yana olanların el ele, gönül gönüle vermesi lazım.”
PARA YARDIMI TEKLİFLERİNİ REDDETMİŞ
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açtığı davalardan dolayı tazminat ödemek için evini satıp borç alan Kılıçdaroğlu’nun parti yöneticilerinin yardım tekliflerini reddettiğini söyledi.