Güncelleme Tarihi:
Kemal Kılıçdaroğlu, Antalya’da Konyaaltı sahilinde bulunan bir otelde gerçekleşen partisinin bölge toplantısı öncesi Konyaaltı Belediyesi’nin emekliler kahvesinde vatandaşlarla bir araya geldi. Otelden yürüyerek sahildeki kahveye geçen Kılıçdaroğlu’nun emeklilerle sohbeti, "Ne olacak bu memleketin hali?" sorusuyla başladı. CHP Lideri, "Herkesin kafasında şu soru var ne olacak bu memleketin hali, nereye gidiyoruz. Kaygıları aşmanın yolu da düşünen insan sayısını artırmaktır" dedi.
’DALGA GEÇİN’
Bir emeklinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı kastederek, "Bu adam kahve diliyle konuşuyor. Bu halk bundan anlıyor. Dalga geçmesini öğrenemediniz mi siz? Dalga geçin şu adamla" isteğine, "Pekiyi, olur. Onu da yapmaya çalışırız" diye karşılık veren CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Taksim Gezi Parkı eylemlerinde gençlerin yeteri kadar dalga geçtiğini söyledi, "Onlar gerekli şeyi yaptılar" dedi.
Birlikte çay içtiği emeklilerden bir diğeri ise CHP ve AK Parti’nin üye sayısını karşılaştırarak, "CHP’nin 1 milyon 32 bin 639 üyesi var. AK Parti’nin kısa bir mazisi var, 7 milyon 551 bin 412 üyesi var. Burada sıkıntı acaba nerede? CHP üyeleriyle yeteri kadar meşgul olmuyor mu?" diye sordu. CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun buna yanıtı, "Adalet ve Kalkınma partisi seçmen kütüklerinde vatandaşlık numarasını gördüğü herkesi hatta bizim CHP’lileri bile kendi partisine kayıt ediyor. Bunların çoğu yığma. Bazıları Adalet ve Kalkınma Partisi üyesi olduğunu dahi bilmiyor" şeklinde oldu.
EMEKLİLERİN SORUNLARI DA KONUŞULDU
Kılıçdaroğlu’nun masasında emeklilerin yaşadığı sorunlar da gündeme geldi. 10 milyon 700 bin emekli olduğunu belirten CHP Lideri, "Dün Erzurum’daydım. Yan yana iki kahveye uğradım. Emekliler ateş püskürüyor. ’Perişan olduk, geçinemiyoruz, bizimle ilgilenilmiyor.’ Seçim meydanlarında emeklilerden en çok söz eden genel başkan benim. Hiç kimse aksini söyleyemez. Emekliler, kendi haklarına sahip çıkmıyorsa, kendi haklarını savunan siyasal partiye sahip çıkmıyorsa o zaman şikayet etmeye hakları yok" diye konuştu.
ÜNİVERSİTEYE KADAR YER SOFRASINDA YEMEK YEDİM
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin bu noktada halka inemediğine yönelik eleştirilere de şöyle karşılık verdi:
"Halkın seviyesine inmekle falan değil. Ben Anadolu’da, mütevazı bir ailede büyümüş birisiyim. Öyle entelektüel yoğunluğu olan bir aileden gelmiyorum. Annem okuma yazma bilmezdi, babam da ilkokul mezunuydu. 8 kardeştik. Sadece üniversiteye giden benim. Yer sofrasında yemek yerdik. Ben masada yemek yemeye üniversite yıllarında başladım. Halkın zaten içindeyiz. Farklı düşünmüyoruz. Ben intibak yasası çıkacak dediğim zaman bunu sadece emekliler bilir. Bir ülkenin hükümeti emekliyi açlığa mahkum etmişse ve emekli olduğu tarihteki aylığa bütün yaşamı boyunca mahkum etmişse bunun üzerinde benim düşündüğüm kadar emeklinin de düşünmesi lazım."
AK SARAY’I ATLAMADILAR
Kendileri bu sorunları dile getirirken emeklinin kendi ayağına kurşun sıktığını savunan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Emeklinin hakkını savunduğum zaman bir grup emekli bana postaneden telgraf çekti, ’Biz çok iyi geçiniyoruz’ diye" dedi. ’Ak Saray’ın da gündeme geldiği emekliler buluşmasında Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı yerleşkesinin yapımında İşsizlik Sigortası Fonu’nun da kullanıldığını belirterek, "Türk-İş, Hak-İş ve DİSK, ’Çalışan işçinin aylığından kesilen parayı işsizliğin önlenmesi için değil de bin odalı saray yapmak için kullanıyorsun’ dendiği zaman isyan etmesi lazım. ’Yapamazsın’ demesi lazım. Sessizlik kabul etmek demektir" diye konuştu. Bu konuda sendikalardan duyarlılık beklediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, ’Ben işçilerden aidat alıyorum, Mercedes’ime biniyorum. Nasıl olsa Başbakan’la arada bir tokalaşıyorum. Keyfim yerinde. Yeri geldiğinde olağanüstü kıdem tazminatımı da alıyorum. Ne olacak işçi biraz daha ezilsin’ tavrına karşı tabanın isyan etmesi gerektiğini savundu.
DAVUTOĞLU’NUN ESPRİ ZEKASI GELİŞMEMİŞ
Gazetecilerin sorusu üzerine MİT tartışmalarına da devam eden Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen’in "CHP yeterince karışık, MİT’e ihtiyaç var mı?" açıklamasına göndermede bulunarak şöyle konuştu:
"Bu konu bizim bir milletvekilimize sorulduğunda espriyle yanıt verdi. Anlaşılıyor ki sayın Davutoğlu’nun espri zekası fazla gelişmemiş. Espriyi zeki insanlar üretir. CHP milletvekillerinin MİT tarafından fişlendiğini gösteren belgeler gazetelerde yayımlandı. Kendisi o dönem Dışişleri Bakanı’ydı. Eğer bunu görmediyse, bunu sorgulamadıysa büyük bir hata yapmış. Belge istiyorsa açsın gazetelere baksın, belgeleri görecektir. MİT hangi gerekçeyle CHP’li milletvekillerini fişliyor? ’Efendim bunun belgesini göstersin.’ Belgesi gazetelerde yayımlandı. Daha ne yapalım?"
DAVUTOĞLU’YLA ÖZEL GÖRÜŞMESİNİ ANLATTI
Bu durumu rüşvetin belgesinin aranmasına benzeten CHP Lideri Kılıçdaroğlu, açıklamalarına şöyle devam etti:"
Davutoğlu kendisi beni ziyarete geldi. Dışişleri Bakanı’yken, Musul Başkonsolosluğu’nda 49 yurttaş rehine olarak tutulurken. Ben kendisine şu bilgiyi verdim. Sayın Başkonsolos, kendisi (Ahmet Davutoğlu) Washington’daydı, Dışişleri Bakanlığı’nı arıyor, ’Teslim mi olalım mücadele mi edelim?’ Dışişleri Bakanı Başbakanı arıyor, AK Parti Genel Merkezi’ndeki toplantıda. O da ’Evet’ diyor, ’Teslim olun.’ Bunun belgesi yok. Ben bunu Davutoğlu’na anlattım. Bir bürokrat, o sırada Davutoğlu’yla gelen bürokrat ’O telefonu ben ettim’ dedi. Belge mi istiyor benden. Ben devleti ondan iyi bilirim. Devletin nasıl çalıştığını bilirim."
Başbakan Davutoğlu’nun kendilerini MİT’i yıpratmaya çalışmakla itham ettiğini belirten Kemal Kılıçdaroğlu, "Bir kurumu yıpratmanın temel nedeni o kurumun yasadışı çalışmasına imkan sağlamaktır" dedi. MİT’in kendi yasal çerçevesi içinde faaliyet göstermesi gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Öyle bir noktaya geldi ki MİT’in içerisindeki bir grup AKP’ye hizmet ediyor. Yani hükümete hizmet ediyor" dedi, ’Gestapo’ benzetmesini yineledi.
DEVLET KURUMLARI AK PARTİ’YE ÇALIŞIYOR
Devletin bir kurumunun bir partiye hizmet eder konuma gelmesinin doğru olmayacağını kaydeden CHP Lideri Kılıçdaroğlu, "MİT bunu yapıyor da başkaları yapmıyor mu? Sayın Davutoğulu’na söyleyeyim CHP’ye oy veren köylere gitsin, muhtarlara sorsun. O köylere valiler, kaymakamlar hizmet götürüyor mu götürmüyor mu? Muhtar ’CHP’ye oy verdik diye hizmet yapılmıyor’ diyor. Gözümüzün önünde muhtar bizzat gelip anlatıyor" diye konuştu.
’BEN DEVLETİ ONDAN İYİ TANIRIM’
Tanıklık aranıyorsa sadece köyün yoluna, köye su gelip gelmediğine bakmanın yeterli olacağını savunan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Bırakın MİT’i. Biz bunları biliyoruz. Ben devleti ondan iyi tanırım. O devleti bilmez, tanımaz, ayakları yere basmaz, ne söylediğini bilmez. Gerçekten de üzülerek söylüyorum ama karikatür gibi adam. Ne söyleyeyim, siz devleti nasıl bilmezsiniz, nasıl tanımazsınız. Kendisiyle yaptığım özel toplantıda hangi bilgileri, hangi duyarlılıklarla aldığımı ona kendim söyledim. Önündeki kamu görevlisi ’O telefonu ben ettim’ diye söyledi. Onun haberi yoktu ama benim haberim vardı. Onun bilgisi yoktu ama benim vardı. Ben bu devlete 27.5 yılımı verdim. Devlet nasıl çalışır, mekanizmalar nasıl çalışır çok iyi bilirim. O ayakları yere basmıyor. Kendisine göre belgesini göstermiş. Mizahi yeteneği yok."
Emekliler kahvesindeki sohbetin ardından Kılıçdaroğlu ve beraberindekiler, toplantının yapıldığı otele döndü. CHP’nin Antalya Bölge Toplantısı basına kapalı devam ediyor.