Güncelleme Tarihi:
İşte Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları:
Bizleri televizyonları başında izleyen saygıdeğer yurttaşlarım, bugün Türk demokrasisi açısından önemli bir gün. 7 Haziran’da seçimler yapıldı. Tabloyu hepimiz biliyoruz. Seçimlerde milli irade bir partinin tek başına iktidar olmasına imkan vermedi. Geriye ne kalıyor? Koalisyon. Biz sorumluluğumuzun gereği olarak, 7 Haziran’dan hemen sonra 15 Haziran’ta parti meclisini topladık. Türkiye’de nasıl bir koalisyon olmalı, ateş çemberinden çıkan Türkiye nasıl huzura kavuşacak bunun çalışmasını yaptık. 14 madde halinde ilkelerimizi belirledik. Yeni anayasa, emekliye ikramiye, asgari ücret. Sayın cumhurbaşkanının anayasal sınırları içine çekilmesi gibi 14 temel ilkemizi saptadık ve bu ilkeleri kamuoyuyla paylaştık. Dedik ki bunlar aslında evrensel ilkelerdir. İtirazı olan varsa çıksın şu ilke yanlıştır desin. Bugüne kadar bunu diyen hiçbir soru olmadı.
13 Temmuz’da Sayın Davutoğlu CHP’yi ziyarete geldi. Oldukça güzel bir görüşmemiz oldu. sıcak, entelektüel derinliği olan bir görüşme oldu. o görüşmede ben, Davutoğlu’na şunları ifade ettim. Eğer Türkiye sorunlarını aşabilecek bir hükümet kurmak istiyorsa, bizim görüşümüz şudur dedim. Yüksek profilli bir hükümetin kurulması lazım, yani yeterli ağırlığı olan, reform yapabilecek, anayasayı değiştirebilecek bir parlamenter olması lazım. İki, Türkiye ekonomik açıdan, dış politika açısından, ciddi sorunlarla karşı karşıya. Türkiye bu sorunları aşmak zorunda, o nedenle kurulacak hükümetin 4 yıllık hükümet olması lazım. Üç, bize göre önemli olduğunu Davutoğlu’na ifade ettim, koalisyon ortaklarının samimi ve dürüst olması lazım. Kapalı kapılar ardında farklı arayışlara girmemeleri lazım.
"OY KAYBETMEYE HAZIRIZ DEDİK"
Davutoğlu bunlar üzerine, o zaman biz koalisyon görüşmelerine başlayabiliriz. Hay hay dedim. Çünkü biz açıkça söylüyorum. Bizim için önemli olan CHP değil, Türkiye. Her seferinde söyledik. Biz Türkiye’nin çıkarları için, bu ülkenin insanlarının herhangi bir sorunla karşılaşmaması için elimizi taşın altına koymaya hazırız dedik, oy kaybetmeye de hazırız dedik. bu kadar açık net düşüncelerimizi paylaştık.
Sonra görüşmeler başladı. Çok güzel ortamda geçtiğini ifade etmek isterim. Görüşmelere katılan Adalet ve kalkınma partisinin yöneticilerine, üyelerine gerçekten teşekkür ediyoruz. Tartışmalardan sonra Sayın Davutoğlu, ilk görüşmenin devamı olarak başbakanlık konutuna davet etti. Oraya gittik. Sayın Davutoğlu’yla görüştük. Sayın Davutoğlu’na görüşmelerin bu kadar uzamasının, beni ve partimi rahatsız ettiğini ifade ettim. Müzakere bir an önce geçilmeli, bu kadar uzun sürmesi bizi ve tabanımızı rahatsız ediyor diye dile getirdim.
"DAVUTOĞLU BİZE 2 ÖNERİ GETİRDİ: SEÇİM HÜKÜMETİ VEYA AZINLIK HÜKÜMETİ"
Sayın Davutoğlu, bize iki öneri getirdi. Kısa süreli bir seçim hükümeti, ki bu beraber oluşturulabilir. Veya biz, azınlık hükümeti kurarsak bizi dışardan destekler misiniz? Kendisine şunu ifade ettim, önerilerinizi aldım, partimizin yetkili organlarına götüreceğim. Ondan sonra görüşümü size beyan edeceğim. MYK’da iki öneriyi de görüştük. MYK’mız bir karar aldı, ilk başta Sayın Davutoğlu’na söylediğimiz kararı yine tekrarladık. Türkiye’nin çok ciddi sorunları var, yüksek profilli bir hükümetin olması gerekiyor, en az 4 yıllık bu koalisyonun görev yapması gerekiyor. Koalisyon ortaklarının birbirleriyle kenetlenmeleri gerekiyor. Bu görüşümüzü de paylaştık.
Bugün yine Davutoğlu ile bir araya geldik. Yine sohbetimiz oldu. Sayın Davutoğlu’na kendi konutunda yaptığımız görüşmeyi, MYK’ya götürdüğümüzü, bu görüşmenin sonucunu kamuoyuyla paylaştığımızı ifade ettim. Sayın Davutoğlu, gördük değerlendirdik dedi.
"SEÇİM HÜKÜMETİ ÖNERİSİ GELDİ"
Bize şu ana kadar bir koalisyon önerisi gelmiş değildir. Bir seçim hükümeti önerisi gelmiştir. Üç aylık bir süre içinde, belli konuları yapalım, gündemimizi oluşturalım, üç ay içerisinde bunları yaptıktan sonra da seçime gidelim. Bunlar MYK’nın aldığı karara uygun değil.
"TÜRKİYE TARİHİ FIRSATI KAÇIRDI"
Milli irade diyoruz. Milli iradeye saygı şudur. Milli irade siyasi partiler arasında oy bölüşümü yapmışsa, tek başına iktidara getirmemişse, liderlere düşen bir koalisyon oluşturmaktır. Eğer siz ben koalisyonu oluşturamıyorum, seçime gideceğim derseniz, e o zaman siz milli iradeden siz nasıl söz edeceksiniz? Bunun denenmesi gerekiyordu. Türkiye’nin tarihi bir fırsatı kaçırdığını düşünüyorum.
Türkiye’nin bir ateş çemberinden geçtiğini söyledim. Terör bir tarafta, ekonomideki sorunlar bir tarafta, bütün bu sorunların kalıcı hale gelmesi yada derinleşmesi bizde büyük bir rahatsızlık yaratıyor. Biz milli iradenin gereği olarak, bir koalisyon müzakeresi sonucunda, iyi niyetle hükümetin kurulması ve sorunların çözülmesinden yanaydık.
Ama şunu da açık yüreklilikle ifade etmek isterim. Bu gerçekleşmedi. Ama AKP ile CHP arasında yapılan bu görüşmeler bana göre çok önemli. Şu açıdan önemli, en azından adalet ve kalkınma partisi, Cumhuriyet Halk Partisi’nin her konuda görüşünü öğrenmiş oldu. Biz hangi konuyu başlık olarak seçtilerse, o konudaki görüşlerimizi bütün açık yürekliliğimizle ifade ettik.
“HİÇ KİMSE UMUTSUZLUĞA KAPILMASIN”
Sözlerimi noktalarken şunu da ifade edeyim. Hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın. Türkiye büyük bir ülkedir, güçlü bir ülkedir. Kendi sorunlarını aşabilecek kapasiteye sahip bir ülkedir. Biz kendi ülkemize güveniyoruz. Sorunları çözebiliriz. Sorunları çözümsüz hale getiren, üzülerek ifade edeyim, siyaset kurumunun başındaki yöneticilerdir. Biz halkımıza da güveniyoruz. Verdiği oyları başımızın üstünde taşıyoruz.
Bu çerçevede yola çıktık, bu çerçevede geldiğimiz nokta bu. Bundan sonraki takdir yüce milletimize ait.
SORU&CEVAP
Başbakan konuşurken, koalisyonun olmamasına dönük, dış politika, imam hatipler konusunu gündeme getirdiler. Şimdi hükümet kurma görevini cumhurbaşkanından bekliyor musunuz? Çok açık şekilde erken seçim telaffuz etti, kasım ayını ifade etti. Siz nasıl bakıyorsunuz?
bizim teamüllere göre, cumhurbaşkanı görev verdikten sonra, kendisi hükümet kuramıyorsa görevini dönüp iade etmiyorsa. Buna biz yetki gaspı deriz. Bu demokrasiyi zedeler. Çoğunluğu sağlayacak hükümet kuruyorsa buna söyleyecek bir sözümüz yok. Hükümet kuramıyorum, iade etmiyorum derseniz bu ahlaki değil.
Eğitim konusuna gelince, söyledim. Bir müzakere olmadı ki. Görüşlerimizi sordular, ifade ettik. Ben Sayın Davutoğlu’na ifade ettim. İmam hatipte okuyan çocuklarımız bizim çocuklarımızdır. O çocuklarımızın çok iyi eğitim almasını isteriz. Bizim imam hatip liseleriyle hiçbir sorunumuz yoktur. Ama eğitim sistemiyle bizim sorunumuz vardır. Hiçbir veli bu eğitim sisteminden memnun değildir. Biz bunu ifade ettik.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönlendirmesi olduğunu düşünüyor musunuz? 45 gün boyunca, Türkiye’nin oyalandığını düşünüyor musunuz? Müzakere olarak, karşılıklı görüşlerinizi aktardığınızı ifade ettiniz. Hangi başlıklarda anlaşamayacağınızı gördünüz?
Biz anlaşamayacağımız bir başlık görmedik. Onu açıkça ifade edeyim. Sayın cumhurbaşkanının etkisi olmuş mudur? Buna yanıtı kamuoyunun ve Davutoğlu’nun vermesi lazım.
Davutoğlu’nun açıklamalarında, ben görevi aldığımda bütün seçenekler tükenmişti açıklamaları vardı.
görüşmelerde hiçbir kırmızı çizgimiz yoktu. Gündeme gelmedi. Sadece ana başlıklar halinde, anayasa, dış politikada CHP ne düşünüyor, anlattık. Dolayısıyla bir koalisyon müzakeresi söz konusu olmadı. Birbirimizi dinledik karşılıklı. Ben bu rahatsızlığımı Sayın Davutoğlu’na ifade ettim. Perşembe günü noktalamamız konusunda mutabakat sağladık.
AKP ile görüşmelerin değerli olduğunu söylediniz. Sandıktan aynı sonuç çıkarsa, AKP ile koalisyon görüşmelerine kapınız açık mı?
Önce bir erken seçim olacak mı, olmayacak mı onu göreceğiz. Çıkan sonuçlar nasıl olacak onu göreceğiz. Bizim ülke yönetiminde esas aldığımız bir nokta var, Türkiye’nin çıkarları. Neyi gerektiriyorsa, bizim insanımızın çıkarları neyi gerektiriyorsa, biz o çıkarların yanında olacağız.
Erken seçim tek seçenek dedi Davutoğlu. Sizin için de böyle mi? Erken seçime nasıl gidilir? Size gelirlerse yanıtınız ne olur?
Siyasette 24 saat çok uzun bir süredir. Demokrasi kendi sorunlarını çözebilecek bir kurumdur aynı zamanda. Demokrasiyi çözümsüz görmek doğru değil. Hele hele bugünden erken seçimi tek seçenek olarak ifade etmeyi doğru bulmuyorum.
Deniz Baykal görüşmeler esnasında, tiyatro sahnesi sergileniyor demişti. Siz de aynı fikirde misiniz?
Bu sorunun bu ortam için uygun olmadığını ifade edeyim bir. İki, gerçekten de yapılan görüşmeler karşılıklı saygı esası çerçevesinde olmuştur ve gelişmiştir. Sonunda da noktalanmıştır.