Güncelleme Tarihi:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey’in tanıtım toplantısına katıldı. Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmasında, ''Tank palet fabrikasını bir firma yüzde 49.9’unu Katar ordusuna satıyor, Katar’dan gelen uçakla bu para arasında bağlantı var mı? Şu anda fabrikada askerlerimiz, subaylarımız çalışıyor, Türk subayı ve askeri Katar ordusunun emrinde mi çalışacak?'' dedi.
Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen tanıtın toplantısına CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey, CHP Milletvekilleri Orhan Sarıbal, Yüksel Özkan, Erkan Aydın, Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Lale Karabıyık, İYİ Parti Milletvekili Ahmet Kamil Erozan, CHP İl Başkanı Hüseyin Akkuş ve çok sayıda partili katıldı. Kılıçdaroğlu ve Bozbey, eşleriyle birlikte salona gelirken, partilileri selamladı.
Tanıtım toplantısı Nilüfer Halk Dansları Topluluğu’nun gösterisiyle başladı. Partililerin 'Hak, hukuk, adalet' tezahüratları üzerine “Hakkı, hukuku ve adaleti gerçekleştirmek için bu mücadeleyi yapıyoruz” diyerek sözlerine başlayan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Bu mücadeleyi demokrasiye inananlarla birlikte yapıyoruz. İYİ Partili, Saadet Partili dostlarımız, biz de oy verecek başka partili vatandaşlarımızla beraber hakkı, hukuku, adaleti sağlayacağız. Bu bizim temel görevimiz” dedi.
'BURSA CUMHURİYET DEMEKTİR'
Bursa’da olmaktan son derece mutlu olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, “Bursa herkesin gelip yaşamak istediği bir kent. Tarihsel derinliği, kültürü, çok görkemli bir kent. Bursa’da olmak ve Bursa’ya yaşamak gerçekten de bir ayrıcalık” diye konuştu.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey’i tanıtan Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
“Bursa aynı zamanda cumhuriyet demektir, cumhuriyetine sahip çıkan bir kenttir. Sizi 1926 yılına götüreyim, o dönem Bursalıların katkısıyla bir uçak alınır, tören yapılır, uçağın ismi ‘Yeşil Bursa’ olarak tarihe geçer. O tarihten beridir ki Bursa; ‘yeşil Bursa’dır, doğa ile barışıktır. Ahmet Hamdi Tanpınar 5 büyük kentten söz ederken Bursa için, ‘Büyük ve zümrütten yontulmuş bir kadeh gibidir Bursa’ diyor. Zümrüdün yeşil renklerinin bütün tonlarını taşıyan bir Bursa’dan söz eder. Bu ayrıcalığı Bursa’da yaşıyor. Bursa demek tarih demek, kültür demek, üniversite demek, yeşillin bütün tonları demek.”
'BURSA BETON ORMANINA DÖNÜŞTÜ'
Siyasetin ve siyasetçilerin toplumun değerlerine saygı duymasını istediklerini belirten Kılıçdaroğlu, “Bunu sağlayacak olan da belediye başkanımız. O bu kentte, bu kültürün yerleşmesini sağlayacaktır. Bütün bu değerler korunacak, saygı gösterilecek, burada yaşayan kişi ben Bursalıyım diye övünecek, dolayısıyla bütün değerlerine saygı gösteren kent kimliğini Mustafa Bozbey kardeşimiz yeniden inşa edecek. Aynı zamanda kimliği, inancı, yaşam tarzı ne olursa olsun, belediye başkanı hiç kimseyi ötekileştirmeyecek. Herkesin inancına, yaşam tarzına, inancına saygı duyacak. Kimsenin ötekileştirilmediği bir kent kültürü ortaya çıkacak. Bir kent sadece yüksek binalardan oluşuyorsa o kent değildir. Bursa beton ormanına dönüştü 15-20 yılda. Hani güzel, yeşil Bursa diyorduk? Belediye başkanımızın görevlerinden birisi de Bursa’yı kimliğine uygun olarak yeşil Bursa atmosferine uygun inşa etmektir, onu da Bozbey kardeşim yapacaktır.”
'BEN KUL HAKKI YEMEYECEGİM DİYECEK'
4 kişilik ailenin açlık sınırının 1942 lira olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"4 kişilik ailenin geliri 1942 liranın altındaysa açlık sınırının altında yaşıyorlar. Çocuklar yatağa aç gidiyor demektir, o zaman ne yapacak Bozbey? Bursa’da hiçbir ailenin geliri 1942 liranın altında olmayacak. Hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek, huzuru ve barışı sağlamanın yolu buradan geçiyor. Bir yerde insanlar yaşıyorsa rant oluşur. Rantın oluşması ayıp bir şey değildir. Sorun nedir? Rantı kime vereceksiniz. Rantı siyasetçi ve yandaşlarına mı, yoksa halka ve kentte yaşayanlara mı vereceksiniz? Oluşan, yaratılan rantlar kentlinin hakkıdır ve o hakkı teslim edecek olan da Mustafa Bozbey’dir. Birlikte yaşacaksak, barış içerisinde yaşayacaksak, huzur içerisinde yaşayacaksak bir şeye dikkat etmemiz lazım. Belediye başkanlarının imkanları çok fazla, Bursalılar vergi ödüyor, Bursalıların vergisini Bursalılar için kullanan kim? Belediye başkanı. O zaman yapacağı her harcamanın hesabını Bursalılar için verecek. Diyecek ki Bozbey; ‘Ben kul hakkına saygılıyım, kul hakkını yemeyeceğiz, kul hakkını yedirmeyeceğiz, herkese hesap vereceğiz.’ Yeterli mi, hayır. İyi bir belediye başkanı belli kişiler ve gruplar için pozitif ayrımcılık yapmak zorunda. Örneğin engelliler, kent engellilerin de kentidir. Onların da parklara, sinemaya, tiyatroya gitmeye hakkı var. O zaman onlar için pozitif ayrımcılık yapılmalı, yoksul mahallelerden başlayarak Sayın Bozbey kreşler açmalı, anne-baba çocuğunu güven içerisinde bırakmalı. Bunları yaptığınız zaman hesap veren, pozitif ayrımcılık yapan bir anlayış ortaya çıkacaktır, en büyük desteği de Bursa halkı verecektir."
'HALKÇI BELEDİYECİLİK İSTİYORUZ'
Tüketen değil, üreten belediyecilik istediklerini belirten Kılıçdaroğlu, “Belediye başkanı seçildiği andan itibaren göğsünde ya belediyenin rozetini, ya da Türk bayrağı rozetini takacak ve diyecek ki, 'bana oy versin vermesin, kim Bursa’da yaşıyorsa, ben ayrımsız onun belediye başkanıyım ve bütün Bursa’yı kucaklayacağım. Bizimle birlikte kentte yaşayan, sokaklarda, ağaçlarda, parklarda görürüz diğer canlılar da var, onları korumak, her türlü yapmak da bizim görevimiz. Tüketen değil, üreten belediyecilik istiyoruz. İstihdam yaratan belediyecilik istiyoruz. Kırsal ile kent arasında gelir dağılımını dengeleyecek politikalar geliştirmek istiyoruz. Bunları yapacak olan da yine belediye başkanımız olacaktır, özetle halkçı belediyecilik istiyoruz” ifadelerini kullandı.
BOZBEY KAFASINA KOYDUĞU ŞEYİ YAPIYOR
Bursa’nın İnegöl ilçesinin il olmayı hak ettiğini belirten Kemal Kılıçdaroğlu, "İnegöl’ün mobilyası var. Bütün dünyada tanınması, moda tasarımcılarının gelmesi lazım. Dünyanın imrendiği mobilyaların ihraç edilmesi, fuarların düzenlenmesi lazım. Ben buradan CHP Genel Başkanı olarak İnegöllülere söz veriyorum; bütün bunların tamamını Bozbey kardeşim yapacaktır. Çünkü o kafasına koyduğu şeyi yapıyor, ben bunu gerçekleştireceğim diyor, çünkü azimli ve kararlı” dedi.
SAKARYA'DAKİ SİLAH FABRİKASI
İktidar partisine de eleştirilerde bulunan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, silah fabrikasının özelleştirilmesine şu sözlerle tepkisin gösterdi:
“Üreten bir toplum, dünyada güçlü bir toplumdur. Bir toplum üretiyorsa, katma değer yaratıyorsa o toplum, bileği bükülmeyen toplumdur. O toplum dünyanın her tarafında saygınlık uyandırır. Dünyada silah fabrikalarını özelleştiren bir devlet yoktur. Silah namustur, milli kurtuluş savaşını lafla mı kazandık? Milli kurtuluş savaşını nasıl kazandık, bunu en iyi Bursalılar bilir, hangi mücadeleyi, hangi kavgaları verdiğimizi, kimlerle masaya oturduğumuzu. Mudanya hemen yanımızda. Silah fabrikalarının özelleştirilmesi vatanın pazarlanması, satılması anlamına gelir, şiddetle karşıyız. O nedenle Sakarya’daki işçilerimizin arkasındayız. Fabrikalarını korumak istiyorlar. Hele bir fabrika, obüs toplarını yapan fabrika, Fırtına toplarını yapan bir fabrika, tank palet fabrikasını şimdi özelleştiriyorlar. Yabancılara veriyorlar, Katar ordusuna veriyorlar. Yüzde 49.9 payıyla. Bu bir özelleştirme değil diyorlar, Allah büyük. 20 Aralık 2018’de bizzat kendi kararnamesi Resmi Gazete'de yayımlandı, tank palet fabrikasının 2019 sonuna kadar özelleştirilmesi gerektiğini söylüyor kendi kararnamesi. Yani kendi kendisini yalanlıyor. Ben 9 soru sordum ve cevabını istedim. Şu ana kadar iktidar kanadından cevap verilmiş değil. Bu ülke hepimizin ortak ülkesidir, Gazi Mustafa Kemal bizim ortak değerimizdir. Milli kurtuluş savaşında çarpışanlar, şehit olanlar, gazi olanlar kimse onların yaşam tarzını, kimliğini sormadı. Onlar toplumun ortak değeridir, biz bugün ayaktaysak, bu ülke için vatanı, bayrağı için hayatını feda edenlerin sayesinde. Bugün aynı tank palet fabrikasını kursak 20 milyar dolar harcamak durumundayız."
'TÜRK SUBAYI VE ASKERİ KATAR ORDUSUNUN EMRİNDEMİ ÇALIŞACAK?'
İktidara 9 soru soran Kılıçdaoğlu konuşmasını şöyle tamamladı:
"Sorularım şunlar; bu fabrikayı özelleştirmeye karar verdiniz, bir değer tespit komisyonu kurdunuz mu? Değer Tespit Komisyonu kurduysanız vatandaştan neden gizliyorsunuz, değeri nedir? Fabrikayı ihaleye çıkıyorsunuz, diyorsunuz ki değeri budur, kim verecek? İhale komisyonu oluşturdunuz mu, ihaleyi yaptınız mı? İhale yapıldı ise ne zaman, nerede yaptınız, Resmi Gazete'de ne zaman ilan edildi? Hangi usule göre ihaleyi yaptın, ihaleyi yaparken Katarlılara üretim ve gelir garantisi verdiniz mi? Tank palet fabrikasını bir firma yüzde 49.9’unu Katar ordusuna satıyor, Katar’dan gelen uçakla bu para arasında bağlantı var mı? Şu anda fabrikada askerlerimiz, subaylarımız çalışıyor, Türk subayı ve askeri Katar ordusunun emrinde mi çalışacak? Eğer sen ihaleyi yapmadan bunu Katar ordusuna verdiysen, hangi kanuna göre verdin, hangi kanun sana bu yetkiyi verdi? Bunları ben sormayacağım sadece, bu ülkede vatanını seven herkesin sorması lazım. Ordumuzla gurur duyarız, Peygamber ocağı deriz. O Peygamber ocağına yabancı askerlerin girmesini ve onların Katar ordusu emrinde çalışmasını asla içime sindiremiyorum.”
Daha sonra kürsüye gelen Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey de kısa bir konuşma yaptı.